Durmuş Yılmaz, Müsiad‘ın Toplantısında Konuştu (2)
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, orta vadeli programda öngörülen yüzde 5.4‘lük, yüzde 5.5‘lik bir cari açığın yüzde 25‘lik kredi büyümesi ile sağlanabileceğini gösterdiğini ifade ederek, "Dolayısıyla biz krediyi bulunduğu noktadan aşağıya gitsin, azalsın demiyoruz, hızı yavaşlasın diyoruz" dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen "Ekonomik Gelişmelere İlişkin 2011 Döviz ve Para Politikaları" konulu toplantıdaki konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Yılmaz, Türkiye‘deki emtia fiyat artışlarının oluşturacağı maliyetin enflasyona etkisinin sorulması üzerine, toptan eşya fiyatı rakamlarına baktıklarında, orada bir artış söz konusu olduğunu gördüklerini, dolar fiyatı artarsa onu içerideki fiyatlara yansıtacak olan kurda da bir artış olursa, içerideki fiyatlara
bir olumsuz etkisi olacağını söyledi. Yılmaz, "Dolayısıyla bizim burada son derece dikkatli olmamız lazım. Biz bu noktaya ülke olarak bir bedel ödeyerek geldik. Ülkemiz henüz fiyat istikrarını sağlamamıştır. Düşen enflasyon ortamındayız ve Merkez Bankası finansal istikrarı da dikkate alarak kesinlikle ve kesinlikle fiyat istikrarından taviz vermemelidir ve bütün politikasında da buna odaklanmalıdır" diye konuştu.
Türkiye‘nin üretim ve yatırım maliyetlerinde gözlenen artışların ithalatı cazip hale getirdiği yönündeki eleştirileri değerlendiren Yılmaz, "Kur değerleniyorsa, kurun sonucunda sizin ihracatınız dış piyasalarda pahalanıyor ve ithalatınız ucuzluyor. Ama ‘kur niçin değerleniyor‘ sorusunu da sormak lazım. Ülkemiz şu anda tamamen dalgalı kur rejimini uyguluyor. Bizim aldığımız tedbirler kesinlikle kurla ilgili değil ama bunun kur üzerine mutlaka bir etkisi olacak ve oldu. Bizim orada öne çıkardığımız husus,
finansal istikrarı tehdit eden cari açığa mümkün olduğu kadar, gücümüzün yettiği kadar, Merkez Bankası olarak bunu tek başımıza yapamayız, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da yapacakları var, cari açığı finansal istikrarın tehdit unsuru olmaktan çıkarmaya yönelik bir takım tedbirler" dedi.
Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası‘nın aldığı politika tedbirleriyle faiz oranlarını 1.025 baz puan düşürdüğünü, kriz döneminde yüzde 24-25 seviyelerinde olar ticari kredilerin bugün yüzde 8-9‘lu seviyelere geldiğini, yine bunun daha da üzerinde olan tüketici kredilerinin yüzde 11-12 seviyelerine indiğini, bu unsurların Türkiye‘de kredi arzını ve kredi talebini kamçıladığını, yıllık bazda son gelinen noktada kredi genişlemesinin yüzde 35‘lere yakın olduğunu, tüketici kredilerinde yüzde 40‘a yaklaştığını
belirtti. Yılmaz, "Bu kredilerin tamamı yurt içinde üretilen mal ve hizmetlere gitmiyor. Bunun bir kısmı ithal ürünlere gidiyor. Bu bizim cari açığımızı artıyor. Dolayısıyla bizim aldığımız tedbirler, sürdürülebilir, dur kalk yapmayan, bir ekonomik büyümeyi sağlayacak olan cari açığı ortaya koymak. Biz herhangi bir hedef vermiyoruz fakat elimizdeki veriler, orta vadeli programda öngörülen yüzde 5.4‘lük, yüzde 5.5‘lik bir cari açığın yüzde 25‘lik kredi büyümesi ile sağlanabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla
biz krediyi bulunduğu noktadan aşağıya gitsin azalsın demiyoruz, hızı yavaşlasın diyoruz ve yıllık bazda da yüzde 25, 26, 27 olsun. Dolayısıyla burada illa yüzde 25 olsun da demiyoruz, böyle bir hedef de yok" diye konuştu.
Yılmaz, 10 milyar dolarlık sıcak para çıkışı ve girişine ilişkin bir soru üzerine, "Bu önemli bir konu. Bu konuyla ilgili olarak arkadaşlarımız çalışma yapıyor. Bu tür yazılar haklı olarak sorulan sorular. Dolayısıyla otoritenin bunlara cevap vermesi gerekiyor. Fakat burada Türkiye‘nin ödemeler dengesi rakamlarıyla ilgili olarak bir şüphe, endişe yaratmayalım. Bizim açıkladığımız ödemeler dengesi rakamı konusunda herhangi bir şüphe vesaire olmasın. Ancak bunun detayının detayına indiğimizde her kalemi
göremiyorsunuz. Ödemeler dengesi rakamları aylık bazda toplanıyor ve bunlar stok değil akım. Ayın birinden itibaren rakamları toplamaya başlıyorsunuz. Ayın sonuna geldiğinizde, ödemeler dengesi raporunu açıkladığınızda belki artılar eksiye dönmüş olabilir. Dolayısıyla bizim burada bu kararları aldığımızda gördüğümüz ilk rakamlar ülkeden döviz çıkışının olduğu şeklinde fakat takip eden dönemde de ülkede tekrar döviz girişinin olduğu yönünde. Bunun netini ödemeler dengesi rakamları açıklandığında
göreceğiz. Dolayısıyla şu soru soruluyor, ‘biz bunu net olarak hangi rakamlarda, hangi tablolarda görebiliriz‘ deniliyor. Bizim arkadaşlarımız bakıyorlar. Kesin söylemeyeyim ama belki bununla ilgili açıklamamız olabilir" cevabını verdi.
Kaynak: İHA
bir olumsuz etkisi olacağını söyledi. Yılmaz, "Dolayısıyla bizim burada son derece dikkatli olmamız lazım. Biz bu noktaya ülke olarak bir bedel ödeyerek geldik. Ülkemiz henüz fiyat istikrarını sağlamamıştır. Düşen enflasyon ortamındayız ve Merkez Bankası finansal istikrarı da dikkate alarak kesinlikle ve kesinlikle fiyat istikrarından taviz vermemelidir ve bütün politikasında da buna odaklanmalıdır" diye konuştu.
Türkiye‘nin üretim ve yatırım maliyetlerinde gözlenen artışların ithalatı cazip hale getirdiği yönündeki eleştirileri değerlendiren Yılmaz, "Kur değerleniyorsa, kurun sonucunda sizin ihracatınız dış piyasalarda pahalanıyor ve ithalatınız ucuzluyor. Ama ‘kur niçin değerleniyor‘ sorusunu da sormak lazım. Ülkemiz şu anda tamamen dalgalı kur rejimini uyguluyor. Bizim aldığımız tedbirler kesinlikle kurla ilgili değil ama bunun kur üzerine mutlaka bir etkisi olacak ve oldu. Bizim orada öne çıkardığımız husus,
finansal istikrarı tehdit eden cari açığa mümkün olduğu kadar, gücümüzün yettiği kadar, Merkez Bankası olarak bunu tek başımıza yapamayız, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da yapacakları var, cari açığı finansal istikrarın tehdit unsuru olmaktan çıkarmaya yönelik bir takım tedbirler" dedi.
Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası‘nın aldığı politika tedbirleriyle faiz oranlarını 1.025 baz puan düşürdüğünü, kriz döneminde yüzde 24-25 seviyelerinde olar ticari kredilerin bugün yüzde 8-9‘lu seviyelere geldiğini, yine bunun daha da üzerinde olan tüketici kredilerinin yüzde 11-12 seviyelerine indiğini, bu unsurların Türkiye‘de kredi arzını ve kredi talebini kamçıladığını, yıllık bazda son gelinen noktada kredi genişlemesinin yüzde 35‘lere yakın olduğunu, tüketici kredilerinde yüzde 40‘a yaklaştığını
belirtti. Yılmaz, "Bu kredilerin tamamı yurt içinde üretilen mal ve hizmetlere gitmiyor. Bunun bir kısmı ithal ürünlere gidiyor. Bu bizim cari açığımızı artıyor. Dolayısıyla bizim aldığımız tedbirler, sürdürülebilir, dur kalk yapmayan, bir ekonomik büyümeyi sağlayacak olan cari açığı ortaya koymak. Biz herhangi bir hedef vermiyoruz fakat elimizdeki veriler, orta vadeli programda öngörülen yüzde 5.4‘lük, yüzde 5.5‘lik bir cari açığın yüzde 25‘lik kredi büyümesi ile sağlanabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla
biz krediyi bulunduğu noktadan aşağıya gitsin azalsın demiyoruz, hızı yavaşlasın diyoruz ve yıllık bazda da yüzde 25, 26, 27 olsun. Dolayısıyla burada illa yüzde 25 olsun da demiyoruz, böyle bir hedef de yok" diye konuştu.
Yılmaz, 10 milyar dolarlık sıcak para çıkışı ve girişine ilişkin bir soru üzerine, "Bu önemli bir konu. Bu konuyla ilgili olarak arkadaşlarımız çalışma yapıyor. Bu tür yazılar haklı olarak sorulan sorular. Dolayısıyla otoritenin bunlara cevap vermesi gerekiyor. Fakat burada Türkiye‘nin ödemeler dengesi rakamlarıyla ilgili olarak bir şüphe, endişe yaratmayalım. Bizim açıkladığımız ödemeler dengesi rakamı konusunda herhangi bir şüphe vesaire olmasın. Ancak bunun detayının detayına indiğimizde her kalemi
göremiyorsunuz. Ödemeler dengesi rakamları aylık bazda toplanıyor ve bunlar stok değil akım. Ayın birinden itibaren rakamları toplamaya başlıyorsunuz. Ayın sonuna geldiğinizde, ödemeler dengesi raporunu açıkladığınızda belki artılar eksiye dönmüş olabilir. Dolayısıyla bizim burada bu kararları aldığımızda gördüğümüz ilk rakamlar ülkeden döviz çıkışının olduğu şeklinde fakat takip eden dönemde de ülkede tekrar döviz girişinin olduğu yönünde. Bunun netini ödemeler dengesi rakamları açıklandığında
göreceğiz. Dolayısıyla şu soru soruluyor, ‘biz bunu net olarak hangi rakamlarda, hangi tablolarda görebiliriz‘ deniliyor. Bizim arkadaşlarımız bakıyorlar. Kesin söylemeyeyim ama belki bununla ilgili açıklamamız olabilir" cevabını verdi.
