Ersin Özince Erbil‘den Seslendi

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bazı bankaların kredi hacimlerinin çok yükselmesine ilişkin sözü edilen tedbirler konusunda, ‘‘Polisiye derken, herhalde geriye sanırım basındaki gibi gelip götürmek kaldı. Basındaki yöntemler uygulanacaksa, yok, teslim. Munzam karşılıklar artmaya devam etsin. Hatta tamamını verelim‘‘ dedi.

Özince, ‘‘Banka bazında, kredi bazında politikalar değil de genele yönelik politikalar izleniyor. Kimin kimden ne şikayeti varsa devletin mekanizmaları bunun gereğini yapmaya müsait‘‘ diye konuştu.

İş Bankası şubesinin açılışını gerçekleştirdikleri Erbil‘de, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özince, Irak‘ın, yeniden yapılanma içinde serbest ekonomiye geçişte çok daha hızlı hareket edeceği ümidinde olduklarını, doğal kaynaklarının zenginliği nedeniyle varlıklı bir potansiyele sahip piyasa olmasından dolayı ilgilerini çektiğini vurguladı.

Ersin Özince, ‘‘Irak‘ta bugüne kadar bizi durduran yegane şey güvenlikti. Bunun da artık adım adım geçildiğini düşünüyoruz. Biz Irak‘ta ciddi büyüyeceğiz. Ve burada bir şubeyle gördüğümüz gelişim, kısa zamanda 4-5 şubeye varacak. Biz Erbil, Bağdat, Basra ve Süleymaniye olabilir diye düşünüyorduk. Buna Zaho ve Dohuk da eklendi‘‘ diye konuştu.

-‘‘HAKSIZ REKABET DOĞURAN İSTİHDAM POLİTİKALARI VAR‘‘-

Ersin Özince, çalışanların sendikal ve sosyal haklarını üst düzeyde tutan bir banka olduklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:

‘‘Hiçbir sosyal ve sendikal güvence olmadan çalışanları istihdam etmek doğru değil. Konunun, ülkemizde adeta haksız rekabet gibi bir şekil almaması lazım. Teşmil dediğimiz uygulama çok tepki uyandırdı. Hatta bizim gibi sendikal hakların yoğun olduğu bankanın diğerlerinin sıkıntısına yol açmak için teşvik ettiğini söyleyenler bile oldu. Teşmil, benim bilebildiğim kadarıyla Türkiye Cumhuriyeti hukukunun iş yasalarının sağladığı bir haktır. AB ülkelerindeki işçinin ne hakkı varsa Türkiye‘de de aynı şey olmalı. Bankacılık sektöründe grev, sektörün bayağı ürktüğü bir husus. Bankacılıkta dahi grev uygulandığında yasayı koyan, onun hangi şartlar altında yapılacağını düzenlemiş. Ben sendika örgütü lideri de değilim. Beni burada ilgilendiren, haksız rekabet doğuracak çok farklı istihdam politikasının uygulanıyor olması. Özellikle birtakım markaların yurt içi ve yurt dışı uygulamalarda çifte standart denilebilecek uygulamaları söz konusu.‘‘

-POLİSİYE TEDBİRLER...-

‘‘Kredi sınırlamasıyla ilgili gerekirse bazı bankalara polisiye tedbirlerin uygulanması‘‘na ilişkin soru üzerine de Özince, şunları kaydetti:

‘‘Polisiye derken, herhalde geriye sanırım basındaki gibi gelip götürmek kaldı. Polisiye derken basındaki yöntemler uygulanacaksa, yok, teslim... Munzam karşılıklar artmaya devam etsin. Hatta tamamını verelim. Bu hakikaten şaka gibi... Polisiye ne tedbir uygulayabilirsiniz ki bir bankaya? Hukuk devletinde değil miyiz? Ne biçim ifadeler bunlar...  Hangi polisiye? Polislik birşeyimiz varsa yerimizde durduğumuz kabahat zaten... Görevini yanlış yapan bankacıya çok rahatlıkla otorite ‘ben bunu uygun görmüyorum‘ diyebiliyor.  Ama halka açık bir anonim şirketi bu şekilde ele alamazsınız. O zaman Türkiye, yönetişimin doğru düzgün ve güvenilir olduğu bir ülke olmaktan çıkar.‘‘

Banka bazında, kredi bazında politikalar değil de genele yönelik politikalar izlendiğine dikkati çeken Özince, ‘‘Deniyor ki bazı bankalar veya birtakım el altından bilgiler uçuruluyor. Hep bazı bankalar teşhisi vardır. Bazı bankaya kızılır, bütün bankaya laf edilir. Bazı bankanın bir konusu yetersizdir, bütün bankalara teşmil edilir. Kimin kimden ne şikayeti varsa devletin mekanizmaları bunun gereğini yapmaya müsait. Mahalle hocası mantığıyla bütün sınıfı falakaya yatırmaya gerek yok‘‘ diye konuştu.

-‘‘TÜRKİYE‘DEN DIŞARIYA BANKA SERMAYESİ KAYAR‘‘-

Kaynak: AA