İmo Adana Şube Başkanı Bakır: "Kaçak Yapılaşmaya Fırsat Verilmemeli, Adana Heba Edilmemeli
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, "Seçimi fırsat bilip, kenar semtlerimizi kaçak yapı ‘cehennemine‘ çevirenlere fırsat verilmemelidir. Kentimiz seçimlere heba edilmemelidir" dedi.
Bakır, yaptığı açıklamada, Türkiye tarihinde ilk imar affının 1949 yılında ilan edildiğini, o tarihten bu güne kadar siyasi iktidarların defalarca bu yola başvurduğunu belirterek, "Açıkçası, kaçak yapılaşma ve imar afları kentlerimizin adeta kaderi olmuş, siyasi iktidarlar tarafından çizilen bu kader, kentlerimizin bugünkü halinin müsebbibi sayılmıştır" diye konuştu.
Bugün kentlerin, kaçak yapılaşma, çarpık ve sağlıksız büyüme girdabında bulunduğunu ifade eden Bakır, özellikle büyük kentlerdeki kaçak yapılaşma oranının ürkütücü boyutlara ulaştığını vurguladı. Bunun en dikkat çeken örneğinin İstanbul olduğuna dikkat çeken Bakır, "İstanbul’da binaların yüzde 70’inin kaçak olduğu tespit edilmiştir. Aynı oran Ankara’da yüzde 40, İzmir’de yüzde 60 civarındadır. Adana’nın ise henüz bina envanteri çıkarılmamış olsa da kaçak yapılaşmanın hayli fazla olduğu, özellikle yoğun göç alan diğer kentlerimizle aynı sorunu yaşadığı bilinmektedir. Adana’nın yaşadığı sorunlar, Çevre Bakanlığı’nın raporlarına da yansımış, Adana’nın birinci öncelikli sorununun çarpık yapılaşma ve sağlıksız kentleşme olduğu Bakanlık raporlarında yer almıştır" diye konuştu.
Çarpık yapılaşma ve sağlıksız kentleşmenin en önemli kriterlerinden birinin de kaçak yapılaşma olduğu gerçeğinin bütün çıplaklığı ile önümüzde durduğunu söyleyen Bakır şöyle devam etti:
"Ne yazık ki, seçim öncesi kaçak yapılaşmalar artmaktadır. Şimdiden bunun emareleri görülmeye başlamıştır. Her seçim döneminde, şahıslara, hazineye ve yerel yönetimlere ait arsalar adeta talan edilmekte, imarlı bölgelerdeki yapılarda ise projeye uygun olmayan çıkmalar, genişletmeler görülmekte, ne ilginç ki bir süre sonra bütün bu yasal olmayan düzenlemeler yasal dayanağa kavuşmakta, hatta elektrik, su gibi altyapı hizmetleri götürülmektedir. Kaçak yapılaşmayı tercih eden ve böylece haksız kazanç sağlayan kişi ve kesimlerde’ imar affı’ çıkacak beklentisi hakimdir. Bu, seçim dönemlerinin gereği olarak algılanmaktadır."
Bugün TÜİK verilerine göre ülkedeki konutların yüzde 40’ınin kaçak ya da ruhsatsız olduğuna işaret eden Bakır, yapı kullanma izin belgesi baz alınırsa bu oranın yüzde 67’ye çıktığını belirtti. 15 milyon civarında olduğu tahmin edilen bina stokunun yüzde 10’unun yenilenmesi, yüzde 30’unun onarılması gerektiğini vurgulayan Bakır, "Bu, konutların yüzde 40’ı oturulamaz durumdadır. Bütün bu oranlar göstermektedir ki, olası bir depremin büyük bir felakete dönüşmesi şaşırtıcı olmayacaktır" dedi.
Yaklaşan genel seçimler düşünülmeden, oy kaygısına düşülmeden yasalardan gelen yetki ve sorumlulukların harfiyen yerine getirilmesi gerektiğini söyleyen Bakır, "Kaçak yapılaşmayla mücadele edilmelidir. Seçimi fırsat bilip, kenar semtlerimizi kaçak yapı ‘cehennemine‘ çevirenlere fırsat verilmemelidir. Çağrımız açıktır: Kentimiz seçimlere heba edilmemelidir" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Bugün kentlerin, kaçak yapılaşma, çarpık ve sağlıksız büyüme girdabında bulunduğunu ifade eden Bakır, özellikle büyük kentlerdeki kaçak yapılaşma oranının ürkütücü boyutlara ulaştığını vurguladı. Bunun en dikkat çeken örneğinin İstanbul olduğuna dikkat çeken Bakır, "İstanbul’da binaların yüzde 70’inin kaçak olduğu tespit edilmiştir. Aynı oran Ankara’da yüzde 40, İzmir’de yüzde 60 civarındadır. Adana’nın ise henüz bina envanteri çıkarılmamış olsa da kaçak yapılaşmanın hayli fazla olduğu, özellikle yoğun göç alan diğer kentlerimizle aynı sorunu yaşadığı bilinmektedir. Adana’nın yaşadığı sorunlar, Çevre Bakanlığı’nın raporlarına da yansımış, Adana’nın birinci öncelikli sorununun çarpık yapılaşma ve sağlıksız kentleşme olduğu Bakanlık raporlarında yer almıştır" diye konuştu.
Çarpık yapılaşma ve sağlıksız kentleşmenin en önemli kriterlerinden birinin de kaçak yapılaşma olduğu gerçeğinin bütün çıplaklığı ile önümüzde durduğunu söyleyen Bakır şöyle devam etti:
"Ne yazık ki, seçim öncesi kaçak yapılaşmalar artmaktadır. Şimdiden bunun emareleri görülmeye başlamıştır. Her seçim döneminde, şahıslara, hazineye ve yerel yönetimlere ait arsalar adeta talan edilmekte, imarlı bölgelerdeki yapılarda ise projeye uygun olmayan çıkmalar, genişletmeler görülmekte, ne ilginç ki bir süre sonra bütün bu yasal olmayan düzenlemeler yasal dayanağa kavuşmakta, hatta elektrik, su gibi altyapı hizmetleri götürülmektedir. Kaçak yapılaşmayı tercih eden ve böylece haksız kazanç sağlayan kişi ve kesimlerde’ imar affı’ çıkacak beklentisi hakimdir. Bu, seçim dönemlerinin gereği olarak algılanmaktadır."
Bugün TÜİK verilerine göre ülkedeki konutların yüzde 40’ınin kaçak ya da ruhsatsız olduğuna işaret eden Bakır, yapı kullanma izin belgesi baz alınırsa bu oranın yüzde 67’ye çıktığını belirtti. 15 milyon civarında olduğu tahmin edilen bina stokunun yüzde 10’unun yenilenmesi, yüzde 30’unun onarılması gerektiğini vurgulayan Bakır, "Bu, konutların yüzde 40’ı oturulamaz durumdadır. Bütün bu oranlar göstermektedir ki, olası bir depremin büyük bir felakete dönüşmesi şaşırtıcı olmayacaktır" dedi.
Yaklaşan genel seçimler düşünülmeden, oy kaygısına düşülmeden yasalardan gelen yetki ve sorumlulukların harfiyen yerine getirilmesi gerektiğini söyleyen Bakır, "Kaçak yapılaşmayla mücadele edilmelidir. Seçimi fırsat bilip, kenar semtlerimizi kaçak yapı ‘cehennemine‘ çevirenlere fırsat verilmemelidir. Çağrımız açıktır: Kentimiz seçimlere heba edilmemelidir" diye konuştu.