Sp Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl:
Saadet Partisi (SP) Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, Saadet partisi olarak yıllardır devam eden diktatörlük rejimlerinin bir an önce son bulması ve o ülkelerde halkın iradesi sonucu oluşan yönetimlerin hayata geçirilmesinin zorunluluğuna inandıklarını söyledi.
Parti binasında basın toplantısı düzenleyen Bİngöl, 42 yıldır yönetimi elinde bulunduran Muammer Kaddafi’ye karşı Libya halkının ortaya koyduğu tepkiye Kaddafi tarafından uygulanan katliamlar, hava saldırıları, sayısı bile tam olarak bilinmeyen sivil ölümlerine sebep olduğunu ve yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olduğunu belirtti.
Bingöl, "Halkına zulmeden, katleden Kaddafi’nin, El Kaide ile savaşıyoruz, İslamcılarla savaşıyoruz gibi açıklamaları sonucu, elde etmeye çalıştığı batı desteği maalesef oluşmamış, basiretsiz Kaddafi, ülkesinin işgal edilebilme sürecini başlatmıştır. Birleşmiş Milletlerin almış olduğu müdahele kararı sivil ölümlerin önüne geçmek maksadıyla yapılmış değildir. Tunus ve mısır’da planları dışı ortaya çıkan gelişmelere karşı, Libya’da insiyatif alma girişimleridir. Dün sivilleri öldüren Kaddafi iken bugün siviller BM kararı gereği Fransız, İngiliz, Amerikan uçakları tarafından katledilmektedir" dedi.
Bosna’da siviller katledilirken Hollanda’ya bağlı BM güçlerinin kıllarını bile kıpırdatmadığını belirten Bingöl şöyle konuştu; "Ruanda’da kabile savaşlarının fitilini ateşleyerek insanların birbirini katletmesine zemin hazırlayan Fransızlar,sivilleri yalnız bırakıp kaçmışken,Afganistan’da , Irak’ta, Filistin’de devam eden sivil katliamlarına ses çıkarmayıp hatta destekleyen Batı dünyasının Libya’da sivilleri koruma maksadıyla yaptıklarının iddia ettikleri bu müdahele sivilleri korumak değil Akdeniz’de insiyatif alma, bölgeyi kontrol etme ve yer altı kaynaklarını, petrolü kontrol etmekten başka bir şey değildir. Başbakan Erdoğan’a batılılar tarafından, hatta Nato çerçevesinde bir gücün Libya’ya müdahelesinin olabileceği söz edildiğinde sert bir tavır göstererek karşı olduğunu beyan etmesi bizi umutlandırmıştı. Fakat bu tavır batılılar tarafından hiç önemsenmedği gibi Libya’ya müdahelede hiç tereddüt etmeyenler siyasi bir ağırlık olarak Erdoğan’ı bu şekilde hiçe saymaları onların hiç kimseye dost olmayacaklarını ve tek dostlarının siyonist İsrail olduğu gerçeğini halkımız artık görmelidir. İslam Konferansı Teşkilatı bir an önce harekete geçmeli ve bu duruma dur demeli, sorunun çözümü için İslam ülkeleri nezdinde, Libya hakının geleceğini Batılı güçlerin iradesine bırakmamalıdır. Kaddafi bir an önce idareyi Libya halkına devretmeli ve zulümlerine son vermelidir. Hükümet ise temkinli davranmak adına, herkese mavi boncuk dağıtmayı bırakmalı çok konuşan ama hiç bir şey söylemeyen bu tutumundan vazgeçmelidir. 20. Yüzyılın başlarına kadar bize ait olan bu coğrafyanın batılı güçler tarafından bir kere daha işgal edilmesi girşimine karşı aktif bir rol üstlenmelidir."
Kaynak: İHA
Bingöl, "Halkına zulmeden, katleden Kaddafi’nin, El Kaide ile savaşıyoruz, İslamcılarla savaşıyoruz gibi açıklamaları sonucu, elde etmeye çalıştığı batı desteği maalesef oluşmamış, basiretsiz Kaddafi, ülkesinin işgal edilebilme sürecini başlatmıştır. Birleşmiş Milletlerin almış olduğu müdahele kararı sivil ölümlerin önüne geçmek maksadıyla yapılmış değildir. Tunus ve mısır’da planları dışı ortaya çıkan gelişmelere karşı, Libya’da insiyatif alma girişimleridir. Dün sivilleri öldüren Kaddafi iken bugün siviller BM kararı gereği Fransız, İngiliz, Amerikan uçakları tarafından katledilmektedir" dedi.
Bosna’da siviller katledilirken Hollanda’ya bağlı BM güçlerinin kıllarını bile kıpırdatmadığını belirten Bingöl şöyle konuştu; "Ruanda’da kabile savaşlarının fitilini ateşleyerek insanların birbirini katletmesine zemin hazırlayan Fransızlar,sivilleri yalnız bırakıp kaçmışken,Afganistan’da , Irak’ta, Filistin’de devam eden sivil katliamlarına ses çıkarmayıp hatta destekleyen Batı dünyasının Libya’da sivilleri koruma maksadıyla yaptıklarının iddia ettikleri bu müdahele sivilleri korumak değil Akdeniz’de insiyatif alma, bölgeyi kontrol etme ve yer altı kaynaklarını, petrolü kontrol etmekten başka bir şey değildir. Başbakan Erdoğan’a batılılar tarafından, hatta Nato çerçevesinde bir gücün Libya’ya müdahelesinin olabileceği söz edildiğinde sert bir tavır göstererek karşı olduğunu beyan etmesi bizi umutlandırmıştı. Fakat bu tavır batılılar tarafından hiç önemsenmedği gibi Libya’ya müdahelede hiç tereddüt etmeyenler siyasi bir ağırlık olarak Erdoğan’ı bu şekilde hiçe saymaları onların hiç kimseye dost olmayacaklarını ve tek dostlarının siyonist İsrail olduğu gerçeğini halkımız artık görmelidir. İslam Konferansı Teşkilatı bir an önce harekete geçmeli ve bu duruma dur demeli, sorunun çözümü için İslam ülkeleri nezdinde, Libya hakının geleceğini Batılı güçlerin iradesine bırakmamalıdır. Kaddafi bir an önce idareyi Libya halkına devretmeli ve zulümlerine son vermelidir. Hükümet ise temkinli davranmak adına, herkese mavi boncuk dağıtmayı bırakmalı çok konuşan ama hiç bir şey söylemeyen bu tutumundan vazgeçmelidir. 20. Yüzyılın başlarına kadar bize ait olan bu coğrafyanın batılı güçler tarafından bir kere daha işgal edilmesi girşimine karşı aktif bir rol üstlenmelidir."
