Önce saygı duruşu sonra hadisli savunma

''Balyoz Planı'' davasının tutuklu sanıklarından eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, mahkemedeki savunmasını tamamladı.

Önce saygı duruşu sonra hadisli savunma
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasında da 3 celse önce başladığı savunmasını sürdüren Doğan, ortaya koydukları gerçekler karşısında tüm sanıkların iddianameye konu olan suçları işlediklerine dair mahkemenin hala bir kuşkusu varsa açıklamasını istedi.

Doğan, savcıların hiçbir gerçek kanıt ortaya koymadan hazırladıkları iddianamenin tamamen polis tespit tutanaklarından oluştuğunu savundu.

Kendisinde bulunan bir belgeye ilişkin polis tespit tutanağını, dosyadaki belgelerin nasıl değerlendirildiğine örnek vererek sunacağını kaydeden Doğan, bunun harddiskinden çıkan tek belge olduğunu öne sürdü.

Belgeyi internetten elde ettiğini belirten Doğan, şöyle konuştu:

''Belgede Zekeriya Öz'ün 5 farklı imzası var. 1997 senesinde benim hakkımda imzasız bir evrak MİT'e gönderilmiş. Bu evrak bir 'Ergenekon davası' sanığının çekmecesinde bulunmuş. Bunun üzerine 2008 yılında bir televizyon kanalının yayınlandığı haberde benim şeref ve haysiyetimle oynayan bölümler vardı. TSK'da Alevileri ön plana çıkarmak doğrultusunda çalışmalar yapıyormuşum. Ben Alevi olsam bunu söylerim. Alevi yurttaşlara sempatim vardır. Savcı Zekeriya Öz hakkında dava açtım. Bu davada elimde bir belge olması için bu evrakı elimde tuttum.''

Anayasa Mahkemesinin, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına imkan veren kanunun iptaline ilişkin görüşmelerin yapıldığı gün bir gazetede ''Balyoz planı'' ile ilgili haberin yapıldığını, bunun zamanlama açısından dikkat çekici olduğunu ifade eden Doğan, şöyle devam etti:

''Bu davanın arkasında hak ve adalet arama değil, Atatürk ilke ve inkılaplarına inanan, laik demokratik cumhuriyete gönülden bağlı Mustafa Kemal'in askerlerine bir kefalet ödetme durumu var. Davanın arkasında siyasi gücün varlığı, başta Başbakan, bakanların ve vekillerin çeşitli yerlerde yaptıkları beyanlarla ortaya çıkmıştır.

Balyoz ile ilgili iddialar ortaya atıldığında birkaç programa katılarak bilgi kirliğini gidermek için kamuoyunu aydınlattım. Sayın Başbakanın bu hiç hoşuna gitmiş olmayacak ki şu ifadeleri kullandı; 'Bir emekli orgeneral televizyonlarda açıklamalarda bulunuyor. Biz olanlardan haberdardık. Onlar işlerine baktılar, biz de işimize baktık.' Devletin istihbarat örgütü, emniyet teşkilatı, Balyoz darbe planınına ilişkin ellerinde bilgi ve belge olmadığını açıkladıklarına göre, sayın Başbakanın haber kaynağı kim? Sorularak öğrenmesini talep ediyorum.''

Yaptığı açıklamalardan sonra mahkemenin kılını kıpırdatmadan kendilerini içeride tutmaya karar verebileceklerini belirten Doğan, ''Böyle bir karar karşısında davamızı Türk ulusuna havale edeceğiz. Bizim ellerimiz kollarımız bağlı ama Türk ulusunun bir şeyler yapacağına inanıyoruz'' dedi.

-HADİS ÖRNEĞİ-

Türk ulusunun yüksek bir adalet duygusuna sahip ve inançlı bir halk olduğunu belirten Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Haksızlık ve hukuksuzluk karşısında halkımızın beynine şu kutsal söz (hadis) kazınmıştır. 'Nerede bir kötülük görürsen elinle düzelt, elinle düzeltemiyorsan dilinle düzelt, dilinle de düzeltemiyorsan kalbinizle düzeltin.' Halkımız zulmün vasıtası haline gelmekte olan adaletin tekrar mülkün temeli olması için eliyle müdahale edecektir. Bu müdahale de 12 Haziran'daki seçim sandığı olacaktır.''

Mahkemenin halen bir kuşkusu olması durumunda bir bilirkişi heyetinin oluşturulmasını talep eden Doğan, ayrıca dönemin Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı ile seminerde bilgisayar başında oturan subayların da şahit olarak dinlenilmesini istedi.

Savunmasını tamamlayan Doğan, daha önce savcılıkta ve hakimlikte verdiği ifadeleri kabul etti.

BALYOZ'DA SAYGI DURUŞU

''Balyoz Planı'' iddialarıyla ilgili olarak eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 161'i tutuklu 196 sanıklı davanın 17. duruşması başladı.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, Halil İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 152 sanık ile tutuksuz yargılanan 26 sanık katıldı.

Duruşmada, müdahil Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği Başkanı Rıdvan Kaya, Hamza Türkmen ve Abdurrahman Dilipak'ın avukatı Salih Dövücü de hazır bulundu.

Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Ali Türkşen, mahkeme heyeti başkanının elleri ceplerinde gezdiklerine ilişkin kendilerine ikazda bulunduğunu anımsatarak, heyetin sağ ve solunda 2 Türk Bayrağı bulunduğunu, ancak bunların heyet tarafından vestiyer olarak kullanıldığını söyledi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken de ''Türk Bayrağı bizim de canımız ve şerefimizdir. Tespitiniz doğru. Dikkatimizden kaçmıştır'' diyerek, bayrakların yıkanıp temizletileceğini, vestiyerin de kaldırılacağını söyledi.

Duruşmada söz alan bazı avukatlar da müvekkillerinin aileleriyle duruşma aralarında görüşmelerine izin verilmesini istedi.

Başkan Diken de sanıkların duruşma başlamadan ve bittikten sonra aileleriyle görüşmelerinin duruşma dışında olduğunu, güvenliğin jandarma tarafından sağlandığını kaydetti.

Diken, ayrıca 30 günlük tutukluluk incelemesinin değerlendirmesini geçen cuma günü yaptıklarını ve sanıkların tutukluluğunun devamı yönünde karar alındığını belirterek, gerekli tebligatların da yapıldığını söyledi.

Duruşma, Çetin Doğan'ın savunmasıyla devam ediyor.

-SAYGI DURUŞU-


Bu arada, duruşma başlamadan önce sanıklar ve izleyiciler salona alındığı sırada Çetin Doğan sandalyenin üzerine çıkarak, bugünün 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü olduğunu belirterek, şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.

Salondakilerin bir dakikalık saygı duruşunu tamamlamasından sonra müdahil Abdurrahman Dilipak'ın avukatı Salih Dövücü'nün ayağa kalmaması nedeniyle sanıklar sözlü tepki gösterdi.

Duruşma başlayınca söz alan Dövücü, saygı duruşuyla ilgili mahkeme başkanından izin alındığını bilmediğini ifade ederek, ''İzin alındığını bilseydim 2 büyük dedemin şehit düştüğü Çanakkale şehitleri için yapılan saygı duruşuna katılırdım'' dedi.

Başkan Diken de dünkü duruşmanın ardından bununla ilgili kendisine bilgi verildiğini, ancak duruşma dışında olduğunu, asayişin ve güvenliğin sağlanmasıyla ilgili bir sorun yoksa jandarmanın izin vermesi durumunda olabileceğini söylediğini kaydetti.

Kaynak: AA