Halepçe Katliamı‘nın Yıldönümü

Mazlumder Van Şube Başkanı Fuat Değer, Kuzey Irak‘ın Halepçe kentinde insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Halepçe Katliamı‘nı 23. yılında nefretle kınadıklarını söyledi.

Dernek binasında bir açıklama yapan Fuat Değer, hayvanlar üzerinde dahi kullanılması yasak olan kimyasal silahların Nagazaki ve Hiroşima‘dan sonra en yaygın biçimiyle ilk kez 1988 yılının Mart ayında Kürtler üzerinde denendiğini belirtti. Değer, "Kendilerini demokrasi ve insan hakları savunucusu olarak gören batılı ülkelerin desteklediği dönemin faşist Irak devleti; Hardal, Tabun ve Sarin gibi her türlü canlıyı yok edici kimyasal gazlarla iki gün boyunca Halepçe civarını bombalamış, çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere 5 binin üzerinde Kürt insanını katletmiş, 15 binden fazla insanın da ömür boyu çeşitli hastalıkları taşıyacak şekilde yaralanmasına neden olmuştur. İran-Irak savaşında Müslüman değerlerinden ötürü, zalim ve faşist Saddam‘a destek vermeyen Kürtler için böyle bir son öngörülmüştü ki, bu Kürtler için yaklaşık iki yüz bin kişinin katliamı olarak tarihe geçen Enfal operasyonlarının bir parçası olarak görülmelidir. Hiçbir şeyden habersiz, kadın, çocuk, yaşlı, bebek ve hasta tüm bir şehrin kimyasal bombardımana tabi tutularak kırımdan geçirilmesi dehşeti unutulacak, üzeri örtülecek gibi değildir. Bırakın sağ kurtulup bu cinnet tarihini yaşayanları, oraya gazeteci olarak giden tanıklar bile 23 yıl sonrasında hala bu travmayı atlatabilmiş değiller. Tüm dünyanın gözleri önünde Kürtlere karşı girişilen bir soykırım vahşeti yaşanırken, başta ABD olmak üzere dünyanın güç merkezleri buna seyirci kalarak adeta izin vermiştir. Halepçe‘de Kürtlerin katliamına göz yuman ve sessiz kalan ABD ve müttefikleri, Saddam‘ı silahlandırmaya devam ediyorlardı, ta ki Saddam‘dan beklentileri kalmayıncaya kadar. Daha sonra kitle imha silahlarını bulundurmak bahanesiyle Irak toprakları işgal edilmiş ve aynı Saddam, önce devlet başkanlığından indirilip daha sonra tüm dünyanın gözü önünde idam edilmiştir. Halepçe, bundan 23 yıl önce insanlık vicdanına atılmış ucu zehirli bir neşterin miladıdır. Halepçe; sahipsizliğin ve mazlumluğun, ölüme yatırılmışlığın meşheridir. Halepçe; bugün sahip olduğumuz bilinç ve duyarlığın aynı zamanda harekete geçtiği, uyandığı bir şafak vaktidir. Bu gerçek olanca çıplaklığı ve kalıntıları ile birlikte önümüzde, vicdanımızda, o günün tazeliği ve sıcaklığı ile kanamaya, canımızı yakmaya devam ediyor" dedi.

Kaynak: İHA