Özcan'dan eğitim kredisi müjdesi

Yusuf Ziya Özcan isteyen öğrenciye, 15-20 yıl arasında geri ödemek şartıyla eğitim kredisi bulmak mümkün olacaktır. Bu bulununca zannediyorum ki sistemimizde büyük bir rahatlama olacaktır'' dedi.

Özcan'dan eğitim kredisi müjdesi
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ile bir kaç konu hakkında anlaşmaya vardıklarını belirterek, ''Eğer bu konularda başarıya varırsak, isteyen öğrenciye, 15-20 yıl arasında geri ödemek şartıyla eğitim kredisi bulmak mümkün olacaktır. Bu bulununca zannediyorum ki sistemimizde büyük bir rahatlama olacaktır'' dedi.

YÖK, Üniversitesi Bahçeşehir Üniversitesi ve Columbia Üniversitesi işbirliği ile Bahçeşehir Üniversitesinin Beşiktaş'taki Yerleşkesi'nde düzenlenen ''Yükseköğretimin Finansmanı'' başlıklı konferansın açılışında konuşan Özcan, ''Ne zaman eğitimin finansmanından bahsedilse bir gürültü kopuyor. Artık bu mesele ile ciddi bir şekilde uğraşılması lazım'' dedi.

Özcan, YÖK Başkanı olduğundan itibaren eğitimin finansmanı konusuyla uğraştığını dile getirerek, dünyada da eğitim alanında olağanüstü bir hareketlilik olduğunu belirtti.

OECD'nin Uluslararası Öğrenci Başarısını Belirleme Projesi'nde sürekli birinci olan Finlandiya'nın dahi, kendi eğitim sistemlerini sorgulayarak, ''daha zeki öğrencilere daha fazla nasıl imkan sağlanır?'' şeklinde düşünmeye başladığını vurgulayan Özcan, son 10 yıla bakıldığında, Japonya ve Almanya gibi köklü yükseköğretim sistemi bulunan ülkelerin bile, yükseköğretim sistemlerini gözden geçirdiğine işaret etti.

Özcan, Japonya'da artık üniversitelerde bir mütevelli heyetinin muhakkak bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

''Rektörler seçimle gelmiyorlar. Almanya, bizdekine benzer bir sistemi adapte etti. Lisans, yüksek lisans ve doktora üçlüsü olarak anabileceğimiz bir model etrafında çalışıyor. Rusya son zamanlarda üniversite giriş sistemini düzenlemekle meşgul. İsveç'te, öğrencilerin performansları bazında harç ödemesi gibi bir sistemden söz edildi. Ama buna hem veliler, hem öğrenciler, hem de öğretim üyeleri karşı çıktı. Artık üniversiteler birbirleri ile rekabet edebilecek durumda. Bu gerçekten rahatsız edici noktalara da varabiliyor. Ama Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde, dünya çapında üniversite yaratılarak öne çıkma gayretleri var. Bunun gibi Çin, Danimarka, Almanya, Rusya, Güney Kore, İspanya ve Tayvan'da da aynı türden girişimlerin olduğu gözlenmektedir.''

Özcan, dünya çapında bir üniversite yaratmanın, hem hükümetlere, hem de devletlere büyük bir külfet getirdiğine işaret ederek, Türkiye'nin de dünyadaki bu gelişmelerden payına düşeni aldığını kaydetti.

Türkiye'deki yükseköğretim sisteminde, son yıllarda radikal denilebilecek değişiklikler olduğunu belirten Özcan, şöyle devam etti:

''Bunlardan en önemlisi daha fazla demokratikleşme eğilimi görülüyor. 1-2 yıl, öğrenim hakkının önündeki engelleri kaldırmakla uğraştık. Bu 1-2 yıl içerisinde aynı zamanda üniversite sayımızda da çok büyük bir artış oldu. Neredeyse son 7 yılda daha önceki yıllarda kurulan üniversite kadar, üniversite kuruldu. Öğrenci sayısı da Avrupa'daki bazı ülkelerin nüfusu kadar oldu. Yani 3.5 milyona kadar çıktı. Bu başka bir ülkede görülmemiş türden bir gelişmedir. Devlet ve vakıf üniversitelerimizde de çeşitliliğe gitmeye karar verdik. Artık 'tematik' dediğimiz üniversiteleri daha fazla düşünüyoruz. Tematik üniversite açma talebiyle gelen projelere daha olumlu bakıyoruz. Bu büyüme yükseköğretim hizmetlerinin farklılaşmasını, çeşitlenmesini de doğurdu. Artık bizim öğrencilerimiz 3 büyük şehirde okumak zorunda kalmıyor. Hemen hemen ülkemizin tüm illerinde, onların gidebilecekleri üniversite vardır. Bu önemli bir gelişmedir. Bu tarihi de bir dönemeçtir.''

-''YÖK'ÜN YAPISI, 164 ÜNİVERSİTENİN YÜKÜNÜ TAŞIYACAK DURUMDA DEĞİL''-

Özcan, bu gelişmeler yanında elbette ki bazı soruları da olduğunu belirterek, ''20-22 üniversiteye göre tasarlanmış bir Yükseköğretim Kurulumuz var. Bu kurul artık sayıları 164'e ulaşan üniversite ve yüksek okulun yükünü kaldıracak durumda değil'' diye konuştu.

Söz konusu olan büyümenin çok önemli finansal sonuçları da olduğunu belirten Özcan, öğrenci sayısındaki muazzam artışın, ağırlıklı olarak kamu kaynakları ile eğitimin finanse edilmesini zorlaştırdığını söyledi.

Özcan, artık vakıf üniversitelerinin de öğrencilerden yüksek harç almaya devam etmelerinin, finansal olarak sürdürülebilir bir politika olarak görünmediğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Vakıf üniversitelerin, öğrenciden talep ettikleri ücretleri, bundan böyle devam ettireceklerini düşünmüyorum. Çünkü vakıf üniversiteleri için en büyük rekabet devlet üniversitelerinden gelmektedir. Biz devlet üniversitelerindeki kontenjanı artırdıkça onların daha fazla zorlanacağını ve harçlarda bir ayarlamaya gideceklerini düşünmüyor değilim. Bugün bu noktada, finansmanla ilgi güzel şeyler yapmamız lazım. Sistemin artık buna ihtiyacı var. Ülkemizde yüksek öğretim talep eden, ama imkanları nedeniyle bunu yapamayan pek çok insanımız var. İnsanlarımıza bu imkanı vermek zorundayız. Biz YÖK olarak bu sorunları her gün karşımızda görüyoruz. Bu artan talebi karşılarken 'acaba imkanı el vermeyen öğrencilere nasıl yardım edebiliriz' sorusu yükseköğretimimizin en önemli sorularındandır. Çalışmalarımızı devam ettireceğiz.''

Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ile bir kaç konu hakkında anlaşmaya vardıklarını belirten Özcan, ''Eğer bu konularda başarıya varırsak, isteyen öğrenciye 15-20 yıl arasında geri ödemek şartıyla eğitim kredisi bulmak mümkün olacaktır. Bu bulununca zannediyorum ki sistemimizde büyük bir rahatlama olacaktır'' diye konuştu.

Konferansın açılışına Üniversitesi" href="https://www.beyazgazete.com/bahcesehir-universitesi.html">Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ve Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Esmer de katıldı.