Aleviler ilk kez beyazperdede
Haluk Ünal'ın yönettiği Saklı Hayatlar filminde, 'Çorum katliamından' kaçıp İstanbul'a gelen bir Alevi ailenin dramı anlatılıyor.

GERÇEK OLAYDAN ESİNLENDİ
Bu hafta gösterime giren Saklı Hayatlar, daha önce Alevi kız-Sünni oğlan aşkından yola çıkılarak yapılan filmlerden hayli farklı, hayli iddialı, hayli cesaretli bir film. Çünkü Ünal, Alevi-Sünni kimliklerinin öznelinde Türkiye'nin tüm saklı kimliklerini anlatmanın derdinde. O yüzden filmi 'Alevi kimliğinin dramı, Sünni çoğunluğun trajedisi' olarak niteliyor. Gerçek bir olaydan yola çıkılarak yazdığı senaryoda Ünal, karşılıklı acıları hissetmeye, o yaraları birlikte sarmaya vurgu yapıyor ve "Bunu yapamazsak iyileşemeyiz," diyor.
'ÖNYARGILARA DAİR BİR FİLM'
Uzun yıllardır bu topraklarda yaşatılan ama şimdiye kadar sinemada yeterince konu edilmemiş bir ayrımcılıktan yola çıkarak yaptığı filminde Alevi ve Sünniler de dahil hiç kimsenin önyargılardan bağışık olmadığını vurgulayan Ünal, en iyi olanın her an kendi zıddına dönüşebileceğine de dikkat çekiyor: "Biz temelde önyargılara, bunların yarattığı nefrete dair bir film çektik. Seçtiğimiz ezilen, saklanan kimliğin Alevi olması elbette tesadüf değil. Bu memlekette Ermeni, Kürt, Komünist, eşcinselseniz mutlaka saklı bir hayatınız olmuştur. Aleviler bunların içinde yarası en eski ve kanaması en büyük olanların başında geliyor." Ceren Hindistan, Yusuf Akgün, Laçin Ceylan, Zerrin Sümer ve Ahmet Mümtaz Taylan ile çocuk oyuncu Irmak Öztürk'ün rol aldığı Saklı Hayatlar ekibi ve yapım süreciyle pek çok başka ilki de bir araya getiriyor. Saklı Hayatlar daha önce pek çok senaryosu beyazperdeye aktarılmış Ünal ile Dramaİstanbul Film Atölyesi'nin ilk kurmaca uzun metraj filmi. Geniş bir yerli yabancı yazar ekibini bünyesinde barındıran Dramaİstanbul, gelişmiş sinema sektörüne sahip ülkelerde uygulanan bir yapım yaratım modelinin Türkiye'deki ilk örneği olma iddiasında.