Babacan: "Eğitim Politikalarıyla İşgücü Piyasamızın Gerçeklerini Örtüştürmek İçin Yoğun Şe

Üniversitelerdeki bazı bölümlerin bugünkü ekonomik yapıda karşılığını dahi kalmadığını kaydeden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bundan sonraki dönemde eğitim politikalarıyla işgücü piyasamızın gerçeklerini örtüştürmek için yoğun bir şekilde çalışmamız lazım" dedi.

Merkez Bankası ve Sermaye Piyasası Kurulu‘nun (SPK), düzenlediği ‘‘Finansal Eğitim ve Finansal Farkındalık: Zorluklar, Fırsatlar ve Stratejiler" başlıklı uluslar arası konferansın açılışında konuşan Babacan, finansal sistemin karmaşıklığının, kurumlar kadar bireylerin de bilinçli olmasını gerektirdiğini söyledi.

Babacan, finansal sistemde hızla artan ürün ve hizmet çeşitliliğinin bireylere birçok alternatif sunarken riskleri de artırdığını ifade eden Babacan, "Finansal eğitim sadece bireysel değil aynı zamanda toplumsal refah artışına ve piyasaların daha etkin çalışmasına ve aslında bu kanalla mali ve ekonomik istikrara da katkı sağlamaktadır‘‘ dedi.

Son ekonomik krize, bir bakıma göz göre göre sürüklenildiğini belirten Ali Babacan, ABD‘de 4-5 yıl içinde mortgage piyasasının 5 trilyon dolardan 10 trilyon dolara ulaştığını ve bunun ödeme gücü düşük hanelerin borçlanmasıyla gerçekleştiğini söyledi. Böyle durumlarda hükümetlerin adım atması gerektiğini kaydeden Babacan, "Finansal konularda çoğu zaman insanlar tek tek ve kendi perspektiflerinden konulara bakıyorlar. Büyük resmi görebilme, büyük resim konusunda endişelenme çok alışılagelmiş bir tablo

değil maalesef. Ancak o bireysel tutumların alt alta yapılıp toplamına baktığımızda, makroekonomik dengeleri sarsacak yönde gelişiyorsa o noktada birilerinin bir şeyler yapması gerekiyor. Bilincin düşük olduğu ve hükümetlerin zayıf olduğu toplumlarda göz göre göre uçurumdan aşağı yuvarlanılıyor" dedi.

Bu konularda geniş kitlelerin bilincinin artırılması gerektiğini kaydeden Babacan, İstanbul Finans Merkezi Strateji ve Eylem Planında, finansal eğitime özel bir yer verdiklerini belirtti.

Eğitim konusunda yapılacak çok iş olduğunu, Türkiye‘de 25 yaş üzeri nüfusun aldığı ortalama eğitim süresinin 6,5 yıl seviyesinde bulunduğunu ifade eden Babacan,"25 yaş üzeri nüfusumuz, ilkokul 6‘dan ilkokul 7‘ye geçememiş durumda. Bu bizim ekonomik kalkınmamızın, katma değer üretmemizin önündeki en önemli engellerden bir tanesi. Onlarca yıl uygulanan yanlış eğitim politikaları, eğitimin siyasi ve ideolojik çatışmaların alanı haline getirilmesi, şekli bazı tartışmalar yüzünden maalesef hem eğitimimizin

kalitesini çok düşük seviyelerde tuttu hem de öğrencilerimizin okula olan ilgisini, eğitim sistemi içerisinde kalma süresini de çok olumsuz etkiledi" diye konuştu.

Üniversitelerin bölüm ve kapasitelerinin ihtiyaca göre düzenlenmesi gerektiğinin belirten Babacan, "Öyle bölümler var ki çok üzülüyorum... 16 yıl eğitimin ardından diplomalarını eline alıyorlar, iş aramaya başlıyor fakat aldığı diplomanın bugünkü ekonomik yapıda karşılığı kalmamış. Üniversitelerde bu bölümler ısrarla var, biz hala o bölümlerden öğrenci mezun ediyoruz" dedi.

Yüksek Öğretim Kurumu ile Hükümet arasında önceki yıllarda hiçbir diyalog geliştirilmediğini, yaklaşık iki yıldır YÖK ile ne yapılması gerektiği konusunda konuşabildiklerini söyleyen Babacan, "Yazık oldu; yıllar kaybettik. Ancak zararın neresinden dönersek kardır. Bundan sonraki dönemde eğitim politikalarıyla işgücü piyasamızın gerçeklerini örtüştürmek için yoğun bir şekilde çalışmamız lazım" diye konuştu.

Kaynak: İHA