Fedakar Baba
Adını çoğu kimsenin bile bilmediği amansız bir hastalığın pençesine düşen oğlunu hastane hastane gezdiren fedakar baba, çocuğunu daha rahat taşıyabilmek için 50’sinde ehliyet almaya karar verdi.
13 yaşındaki Emirhan Gözüaçık, 2 yıl önce Altıeylül İlköğretim Okulu 5’nci sınıf öğrencisiyken, yaz tatilinde Kur’an kursuna yazıldı. Kursa gidip geldiği sıralarda istifra etmeye başlayan Emirhan’ın bu durumu, ailesi tarafından yediği yemeklerden dolayı istifra ettiği düşüncesiyle fazla önemsenmedi. Kusmaların devam etmesi, ateşli hastalık geçirmesi üzerine hastaneye götürülen Emirhan’a zatürre teşhisi konuldu. Verilen ilaç tedavisiyle iyileşip Kur’an kursuna devam eden Emirhan’a annesi de evde yardımcı olurken, yavaş yavaş net bir şekilde görmemeye başladı.Uzun tedaviler sonrası yeniden görmeye başlayan Emirhan’ın bu defa kas erimesi sebebiyle vücudunun büyük kısmı felç oldu. Emirhan’ı hastanelere daha rahat götürebilmek için ehliyet kursuna yazılan baba Lütfü Gözüaçık, tek dileğinin oğlunun tekrar yürüyebilip, alacağı otomobili kullanabilmesi olduğunu söyledi. Gözüaçık, "Uzun tahlil ve tetkikler neticesinde, görme sinirini ve omuriliği tutan, çok kısa sürede körlük ve ölümle sonlanan bir hastalık olan devic hastalığı teşhisi koyuldu. Oğlum 15 gün boyunca tedavi edildi. Fakat görmemenin yanında zor yürümeye başladı. Gittikçe yürüyemez hale geldi. 25 gün daha hastanede yattı. Sonunda taburcu edilerek, fizik tedaviye başladık" dedi.Oğlunu Bursa ve Balıkesir’de onlarca hastaneye götürdüğünü anlatan dertli baba, "Son olarak Medi-Ce Özel İnegöl Hastanesi Fizik Tedavi Bölümünde tedavilere başladık. Ama halen bir iyileşme yok. Haftada 3 kez Medi-Ce’ye, ayda bir kere de UÜ Tıp Fakültesi’ne gidiyoruz. Ayrıca iki gün de rehabilitasyon merkezinde tedavi görüyor. Bunların dışında, evde de egzersiz yapması için, mobilyacı olmam sayesinde bir yürüme bandı yaptım. Artık onun üzerinde yürümeye çalışıyor" şeklinde konuştu.Oğlu ile birlikte 2 yıl boyunca hastane hastane dolaşan Gözüaçık, "Oğlumun rahatsızlığı boyunca hep eli ayağı olmaya çalıştım. Hastanelere hep sırtımda taşıyarak götürdüm. Henüz 13 yaşında, ama kilosu 65 oldu. Tedaviler yüzünden kilo aldı. Sırtımda taşımakta zorlansam da asla oğlumu bırakmam. Otobüsle götürmenin zor olacağını düşünerek, arabası olan yakın akrabalarımdan yardım alıyorum. Bazen de taksi tutmak zorunda kalıyorum. Allah razı olsun onlardan, bana çok yardımcı oldular. Oğlumun hastaneye gitmesi için ayda 500 TL’ye yakın para harcıyorum. Yeter ki bir umut olsun, dünyanın sonuna kadar giderim" dedi.Kimseye yük olmamak için şimdi ehliyet kursuna yazıldığını ifade eden Gözüaçık, "Artık kimseye yük olmak istemiyorum. Bu yüzden ehliyet almaya karar verip kursa başladım. Daha önce araba kullanmayı hiç merak etmedim. Yaşım 50 oldu, yine araba sürmek aklıma gelmezdi. Ama oğlumu artık kendi alacağım arabamla hastanelere götürmek istiyorum. İnşallah en kısa zamanda ehliyetimi alırım. Bu yüzden dersleri hiç kaçırmıyorum. Kurstan çıkıp eve geldiğimde dersimi tekrar ediyorum. Ehliyetimi aldıktan sonra da kredi ile makul fiyata bir araba alacağım" diyerek, göz yaşları içinde konuştu.
Kaynak: İHA
