Sur Belediyesi’nden 3 Dilli Kültür Evi Açılışı

Diyarbakır Sur Belediyesi tarafından Dicle Mahallesi’nde 3 dilli Kültür evi açılışı yapıldı. Açılışta ’Dünya Anadil Günü’ne değinen Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, "Eğitim Yerel yönetimlere devredilmeli ve farklı dillerde eğitim verilmeli" dedi.

’Çok dilli belediyecilik’ kararı ile görevden alınan ve bir sonraki seçimlerde tekrar Belediye Başkanı seçilen Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, ana dilde eğitim konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Daha önce belediye binasına astırdığı 3 dilli tabelalar ile dikkatleri üzerine çeken Demirbaş, bugünde Dicle Mahallesi’nde 3 dilli Kültür evi açılışı yaptı. Açılışa Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, Ermeni Yazar Migiriç Mağrosyan, BDP İl Başkanı M. Ali Aydın,STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yeni yapılan Kültür evinde, Bilgisayar kursu, Biçki Dikiş kursu, Kuaförlük kursu ve Kürtçe okuma yazma kursu ile Kütüphane bulunuyor. Halaylar eşliğinde başlayan açılış töreninde ilk konuşmayı Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş yaptı. Demirbaş, eğitim kurumlarının belediyelere devredilmesi gerektiğini belirterek, "Bugün biz Kürtler bugünü hüzünlü kutluyoruz, keşke bizlerde kendi ana dilimizde eğitim hakkına sahip olarak bu günü kutlasaydık. Demokratik birTürkiye’de herkesin kendi ana dilinde eğitim hakkına kavuştuğu bir Ana Dil gününü kutlasaydık. Ama ne yazık ki bu ülkede 20 milyon Kürt, kendi anadil eğitiminden yoksun bir günü kutluyor. Bugün burayı açmamızın bir nedeni de bu. Bir kez daha bilinçlere bunu taşırmak. Aslında dünya ana dil gününde kendi dilimizi öğrenmek için yerel yönetim olarak bir kurs açmışız veya fırsat sağlamışız. Burdan çağrımız şu, UNESCO’nun belirlediği bu günde eğitim yerel yönetimlere devredilmeli bu eğitim ve farklı dillerdeverilmeli. Migirdiç Magrosyan’da bugün ermenice konuştu. Bütün diller artık özgür olsun" dedi. Dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Kürtçenin öğretilmesine karşı değiliz ama şimdi zamanı değil" sözlerinde eleştiren başkan Demirbaş, "Bence gecikti. Bin yıllardır bu ülkede halklar kendi ana diliyle eğitim görmüyorlar nasıl zamanı değildir. Artık geçen her gün kaybettiğimiz zamandır. Bence bunu Kılıçdaroğlu değil halklar belirlemelidir. Bence zamanı geçmiştir" diye konuştu. BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt sözcüğünü ağzına aldığı için kendisine teşekkür ederek, "Çok ürkek ve korkak bir yaklaşım. Yani anadil eğitiminin zamanı olmaz. Ana dil eğitimi insanın ana rahminde başlar. Çünkü en doğal, en beşiri hakkıdır. Bugüne kadar gecikmiş olması bile bu sistemin ayıbı ve korkaklığıdır. Zamanı çoktan geldi ve geçti. Şimdi Kılıçdaroğlu ilk kez Kürtçe sözcüğünü ağzına aldı, teşekkür ediyoruz almış olması bile umuyoruz bundan sonra ağız doluifade etmesine vesile olur. Diyor ki Türkiye’nin çokça sorunun bir parçası, yani biraz da aşağıya çeken bir mantık, oysaki Türkiye’nin temel sorunu demokrasi ve toplumsal barıştır. Baş sorun ise kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümüdür. Eğer baş sorun çözülmez ise temel sorun çözülmez. Bu nedenle yaşanan sorunların her hangi bir karesindeki bir zerre değil çok önemli bir sorundur. 2000 yılında UNESCO tarafından Dünya Ana Dil günü ilan edilmiştir. Yani bütün dünyada ki dillerin özgürlüğü bağımsızlığı,eğitim, kültürü veya bütün yetenekleri ile birlikte kabul edilmiş birşey. Türkiye imza koyduğu kabul ettiği halde, yaşamsal noktalarda çekince koymuştur ve anlaşmanın yaprakları üstünde kalmıştır. Onun için Ana Dil Günü’nü en çok sahiplenmesi gerekenler geri kalmış ülkeler, demokrasi mücadelesinde biraz tökezlemiş olan Türkiye gibi ülkelerdir. Çünkü ana dil günü tüm altyapısı, gerekleri eğitim ile kabullenmediği bir noktada bugünün herhangi bir anlamı olmazdı. Bugüne anlam yükleyen hadise ana dilinkutsallığıdır ve yaşamın her alanındak ikendi kültürü ve alanıdaki ifade etmesidir" dedi. Geylani, ayrıca dün akşam saatlerinde Hakkari’de meydana gelen patlama ile ilgili olarakta herkesi provakasyonlara karşı uyararak, "Halkın temel sorunları, yaşamsal sorunları, demokrasi ve barış mücadelesinin ivme kazandığı günlerde böylesi provakasyonlar sürekli olmaktadır. bunlara çok tanık olmuşuzdur, burdan tüm kamuoyuna, tüm gençliğe, yurt severlere barış severlere çağrımız provakasyonlara gelmemelidir. Bizim her hareketimiz her konuşmamız barışa hizmet etmektir. Bunun için provakasyonları önlemenintemel yonu birlik beraberlik ve eşitçe yaşam kültürüdür" dedi. Ermeni Yazar Migiriç Mağrosyan ise ermenice bir konuşma yaptı. Mağrosyan yaptığı konuşmada, "Ben Ermenice konuşurken şunu söyledim, bir dil hangi dil olursa olsun çok önemlidir. Çünkü biz insanlar ne olursa olsun doğduğumuz gibi kendi ana dilimizi koruşmamız gerekir. Kürtlerin özellikle Ana Dil yerine kendi ifadeleri ile Zımane Zıkma dedikleri yani ana karnındaki dil o kadar önemliki onlar bunu bu şekilde ifade etmişler. Yaklaşım böyle olunca en çokta onların hakkı gibi ana dillerini konuşmak. Herkes,her insan kendi dilinden birşey ifade etmesi lazım. Dil ifade kaynağıdır. Bu dil konusunda ben çok hassasım ben herkese böylesi bir günün kutlu olması gerektiğini düşünüyorum. Bu coğrafyanın insanlarıyız, kürt ermeni, süryani keldani, hepimiz bu coğrafyanın insanlarıyız. Biz hepimiz her anlamda örf ve adetlerimiz ile anlaşırken malesef ülkemizde bazı politik nedenler ile birlik ve beraberlik sadece lafta kalmış. Bir gün bunların kesinlikle düzeleceğine ben inanıyorum. Bunların bedeli belki birazda ağırödeniyor ama o bedel ödenmeden de yapıla bilirdi, yapılması gerekir. Bu konuda herkes elinden geleni yapması gerekir" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından kurdalesi kesilen Kültür evinde sınıflar ve odalar tek tek gezilirken, bayanlara ise Sur belediyesi tarafından bastırılan Kürtçe hikaye kitapları hediye edildi.
Kaynak: İHA