Cameron'a Parti İçinden Baskı Artıyor: Referandum Kaçınılmaz

Merkel ve Sarkozy’nin yeni AB yapılanmasına ilişkin anlaşmaya varması, İngiltere Başbakanı David Cameron’ı zor durumda bıraktı.

Lideri olduğu Muhafazakar Parti’nin birçok önemli ismi, Cameron’a referandum için baskı yaparken, AB politikaları konusunda da parti içinde derin çatlakların olduğu kaydediliyor. Partinin önde gelenleri, AB’de yapılacak bir tüzük değişikliği öncesi, referanduma gidilmesi konusunda Cameron’a yoğun bir baskı yapıyor.

Partinin önde gelen isimlerinden Kuzey İrlanda Başbakanı Owen Peterson, The Spectator dergisine yaptığı açıklamada Cameron’ın AB politikalarını sert bir şekilde eleştirdi. Peterson, bugün başlayacak AB zirvesinden yeni bir yapı üzerine anlaşma sağlanması halinde, ülke genelinde acilen bir referanduma gidilip Britanya halkına yeni oluşumda üye olarak kalmak isteyip istemediklerinin sorulması gerektiğini belirtti.

AB’nin yapısında temel bir değişikliğe gidilmesi durumunda İngiltere’nin birlik ile üyelik statüsünü tekrar gözden geçirmesi gerektiğini savunan Peterson, “Euro üyesi 17 AB ülkesinin bir araya gelip yeni bir anlaşma yaparak bizi baskı altına alabilecek güçlü bir yapı oluşturmalarından çok endişe ediyorum.” diye konuştu.

Partinin diğer önemli bir ismi Londra Belediye Başkanı Boris Johnson da, İrlanda Başbakanı Peterson’ın ‘radikal çıkışına’ destek verdiğini açıklayarak, AB’de planlanan yapısal değişiklik öncesi bir an evvel referanduma gidilmesi gerektiğini belirtti. Johnson, “AB’nin 27 üyesini kapsayacak mali bir birlik oluşturulması planlanıyorsa, İngiltere olarak bunu ya veto etmemiz ya da referanduma gidip halka sormamız gerekir.” diye konuştu.

Partinin bir önceki lideri Iain Duncan Smith’in de, İrlanda Başbakanı’nın, Cameron’a yönelik ‘referandum çağrısına’ katıldığı bildirildi.

Bu arada, Muhafazakar Parti içindeki ‘The No Turning Back’, ‘The 92’ ve ‘The Cornerstone’ isimli grup üyeleri ortak bir basın açıklaması yaparak Cameron’a Brüksel’deki AB zirvesinden ‘açık şekilde kazanımlar’ elde ederek dönme çağrısında bulundu.

Dün verdiği yazılı ve sözlü mesajlarda David Cameron, İngiltere`nin ekonomik çıkarlarını görmezden gelen veya zarar veren hiçbir yeni anlaşmanın altına imza atmayacaklarını belirtmişti. Cameron, Merkel ve Sarkozy`yi uyararak Euro kullanan 17 AB üye ülkesi yeni anlaşma konusunda fikirbirliği sağlasa bile İngiltere`nin görmezlikten gelinmemesi gerektiğini ifade etmişti.

Merkel ve Sarkozy ise radikal değişiklikleri içeren yeni AB yapılanmasını hızlı bir şekilde yürürlüğe geçirmek istediklerini açıklayarak, İngiltere’nin de aralarında bulunduğu Euro para birimini kullanmayan ülkelerin yeni anlaşmaya itiraz etmeleri durumunda 17 Euro üyesi ülkeyle yollarına devam edeceklerini ima ettiler.

Cameron’ın Merkel ve Sarkozy’ye sert çıkışının başarılı olmadığına vurgu yapan İngiliz basını da, İngiltere’nin AB’ye herhangi bir koşul dikte ettirme gücünden uzak bulunduğunu, Merkel ve Sarkozy’nin de yeni yapılanmaya ilişkin yaptıkları açıklamayla bu durumu açıkça ortaya koyduğu yorumunu yapıyor.

AB’nin üst düzey bürokratlarının ise Cameron’ın sert söylemler içeren taktiğinin çok ‘yakışıksız ve çirkin’ olarak değerlendirdikleri bildirildi.