Manisa Tarihine Yeni Bir İşık
Tarih Öncesinden İlk Demir Çağı`na Manisa adlı kitabın tanıtımı yapıldı.
2007 ile 2009 yılları arasında Manisa çevresinde yapılan yüzey araştırmaları bir kitapta toplandı. Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Akdeniz tarafından yazılan kitabın tanıtım programı Akhisar Belediyesi Encümen Salonunda yapıldı.
Manisa çevresinde 120 merkezde ölçüm yaptıklarını belirten Doç. Dr. Engin Akdeniz, "Manisa ve çevresinde yüzey araştırmasına başlamıştık bu da Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile gerçekleşmiştir. Ardından TÜBİTAK`a başvurduk, TÜBİTAK`da Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma diye bir birim var. Bu birim de bizim yüzey araştırmalarımızın proje olarak desteklenmesini uygun gördü ve 5 yıl boyunca Manisa ili arazisinde yüzey araştırmaları yaptık. Bu süre zarfında 120 tane buluntu merkezi tespit ettik. Fakatbizim araştırmamız için verilen izin Antik yunan dönemi öncesini araştırdık. Kitabın ismini de o yüzden Tarih Öncesinden İlk Demir Çağına Manisa şeklinde değerlendirdik. Tarih öncesi diye değerlendirdiğimiz bilim dalı da Prehistoria`dır" dedi.
120 merkezin her birinde değişik ölçümler yaptıklarını, her birinin topografyasını çizdiklerini anlatan Akdeniz, şunları söyledi: "Buluntuları fotoğrafladık, çizimler yapıldı. Fakat bu tip teknik konuları mümkün olduğu kadar kitaba dahil etmedik, halka yönelik bir çalışma olduğu için ören yerlerin resimleri ve diğer çizimleri bu çalışma içerisine koymadık. Onları ise uluslararası bildirilerde ve çeşitli dergilerde değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu 120 merkezin hemen hemen tamamında Sit önerilerimiz oldugelecek kuşaklara aktarılmak için. Kültürel miras kapsamında arkeolojik sit ilan edilmesi için her biri için ayrı dosya hazırladık ve bakanlığa sunduk." Bu çalışmalar devam ederken Thyteira kazasının da gündeme geldiğini anlatan Akdeniz, sözlerine şöyle devam etti: "Akhisar Belediye Başkanı Sayın Salih Hızlı`nın gayretleri ile 2011 yılında kazı için gerekli ruhsatı bakanlıktan sağladık ve Tepe Mezarlığı dediğimiz mevkiide çalışmalara başladık. En büyük arzumuz, eski devlet hastanesinin höyüğü alanında da bukazılara devam etmektir. Çünkü eski devlet hastanesinin bulunduğu alan bir höyüktür. Yaklaşık 5 bin yıllık bir geçmişe sahip ve doğrudan bizim kitabımızın konusu olan dönemlere ait bir yerleşim merkezidir. Bu alanda kazı yapılabildiği takdirde bizim Milattan Önce bin 200 yıllarından itibaren yerleşime sahne olduğunuda belgelemiş olacağız Akhisar`ın." Bu kitabın hazırlanması esnasında pek çok kurum ve kişilerden yardım gördüklerini anlatan Akdeniz, başta Akhisar Belediyesi ve sayın Başkan olmak üzere, Kula, Sarıgöl, Karakurt, Kayacık, Güneşli ve Zeytinliova belediyelerinin yardımlarda bulunduklarını bildirdi. Dönemin Manisa Valisi Sayın Refik Arslan Öztürk`ün çok büyük destekleri olduğunu anlatan Akdeniz, sözlerine şöyle devam etti: "Bundan dolayı bulduğumuz bir höyüğün ismini Refik Arslan Öztürk höyüğü olarak tescillemiş bulunuyoruz. Bunun dışındaİl Genel Meclisi Üyesi Kefayettin Öz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karakös, Manisa Müzesi Eski Müdiresi Müesser Tosunbaş bize yardımlarda bulundu. Manisa genelinin tamamında sürdürdüğümüz yüzey araştırmaları sonucunda oluşan yoğun bilginin biraz daha anlaşılır biraz daha basit hale getirilerek toplumumuzla paylaşılmasını amaçlayan bu kitabın basılmasını sağlayan bunu hayalden gerçeğe dönüştüren Akhisar Belediyesi Başkanı Salih Hızlı ile Akhisar Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü NadirGüven`e, diğer belediyeler için örnek oluşturacak bu nitelikteki hizmetlerinden dolayı ne kadar teşekkür etsem azdır." ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA Tarihin insanlık için bir miras olduğuna vurgu yapan Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, şunları söyledi: "Öncelikle ben Akhisar Belediyemizin Kültür Yayınlarına bir eser daha kattığımız için mutluluğumu ifade etmek istiyorum. Bu çalışma yaşadığımız kentin tarihi derinliğini daha iyi anlayabilmek için önemli bir çalışmadır." Yaşadıkları kent ve bölgenin insanlık açısından önemli bir bölge olduğunu anlatan Hızlı, sözlerini şöyle tamamladı: "Dolayısıyla burada insanlar, çok miras bırakmışlardır. Bizler de bu mirasların sahiplenilmesi noktasında gayret etmeye çalışıyoruz. Bu şehirde anlatılan hikayelerin daha doğru daha bilimsel olması, daha doğru verilere dayanması ancak böyle çalışmalarla mümkün olmaktadır. Engin hocamız bu anlamda bizim için önemli bir şahıs, yaşadığımız şehrin ve bölgenin tarihi derinliklerine ilişkingerçekleri bizler için ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla bizde bu gerçeklere bağlı olarak yaşadığımız kentin derinliğini anlamaya çalışıyoruz. Bugün yaşadığımız sosyal hayatın nasıl bir noktaya geldiğine ilişkin ipuçlarını çözmeye çalışıyoruz. Bunların hepsi insanlık mirasıdır."
Kaynak: İHA
Manisa çevresinde 120 merkezde ölçüm yaptıklarını belirten Doç. Dr. Engin Akdeniz, "Manisa ve çevresinde yüzey araştırmasına başlamıştık bu da Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile gerçekleşmiştir. Ardından TÜBİTAK`a başvurduk, TÜBİTAK`da Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma diye bir birim var. Bu birim de bizim yüzey araştırmalarımızın proje olarak desteklenmesini uygun gördü ve 5 yıl boyunca Manisa ili arazisinde yüzey araştırmaları yaptık. Bu süre zarfında 120 tane buluntu merkezi tespit ettik. Fakatbizim araştırmamız için verilen izin Antik yunan dönemi öncesini araştırdık. Kitabın ismini de o yüzden Tarih Öncesinden İlk Demir Çağına Manisa şeklinde değerlendirdik. Tarih öncesi diye değerlendirdiğimiz bilim dalı da Prehistoria`dır" dedi.
120 merkezin her birinde değişik ölçümler yaptıklarını, her birinin topografyasını çizdiklerini anlatan Akdeniz, şunları söyledi: "Buluntuları fotoğrafladık, çizimler yapıldı. Fakat bu tip teknik konuları mümkün olduğu kadar kitaba dahil etmedik, halka yönelik bir çalışma olduğu için ören yerlerin resimleri ve diğer çizimleri bu çalışma içerisine koymadık. Onları ise uluslararası bildirilerde ve çeşitli dergilerde değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu 120 merkezin hemen hemen tamamında Sit önerilerimiz oldugelecek kuşaklara aktarılmak için. Kültürel miras kapsamında arkeolojik sit ilan edilmesi için her biri için ayrı dosya hazırladık ve bakanlığa sunduk." Bu çalışmalar devam ederken Thyteira kazasının da gündeme geldiğini anlatan Akdeniz, sözlerine şöyle devam etti: "Akhisar Belediye Başkanı Sayın Salih Hızlı`nın gayretleri ile 2011 yılında kazı için gerekli ruhsatı bakanlıktan sağladık ve Tepe Mezarlığı dediğimiz mevkiide çalışmalara başladık. En büyük arzumuz, eski devlet hastanesinin höyüğü alanında da bukazılara devam etmektir. Çünkü eski devlet hastanesinin bulunduğu alan bir höyüktür. Yaklaşık 5 bin yıllık bir geçmişe sahip ve doğrudan bizim kitabımızın konusu olan dönemlere ait bir yerleşim merkezidir. Bu alanda kazı yapılabildiği takdirde bizim Milattan Önce bin 200 yıllarından itibaren yerleşime sahne olduğunuda belgelemiş olacağız Akhisar`ın." Bu kitabın hazırlanması esnasında pek çok kurum ve kişilerden yardım gördüklerini anlatan Akdeniz, başta Akhisar Belediyesi ve sayın Başkan olmak üzere, Kula, Sarıgöl, Karakurt, Kayacık, Güneşli ve Zeytinliova belediyelerinin yardımlarda bulunduklarını bildirdi. Dönemin Manisa Valisi Sayın Refik Arslan Öztürk`ün çok büyük destekleri olduğunu anlatan Akdeniz, sözlerine şöyle devam etti: "Bundan dolayı bulduğumuz bir höyüğün ismini Refik Arslan Öztürk höyüğü olarak tescillemiş bulunuyoruz. Bunun dışındaİl Genel Meclisi Üyesi Kefayettin Öz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karakös, Manisa Müzesi Eski Müdiresi Müesser Tosunbaş bize yardımlarda bulundu. Manisa genelinin tamamında sürdürdüğümüz yüzey araştırmaları sonucunda oluşan yoğun bilginin biraz daha anlaşılır biraz daha basit hale getirilerek toplumumuzla paylaşılmasını amaçlayan bu kitabın basılmasını sağlayan bunu hayalden gerçeğe dönüştüren Akhisar Belediyesi Başkanı Salih Hızlı ile Akhisar Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü NadirGüven`e, diğer belediyeler için örnek oluşturacak bu nitelikteki hizmetlerinden dolayı ne kadar teşekkür etsem azdır." ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA Tarihin insanlık için bir miras olduğuna vurgu yapan Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, şunları söyledi: "Öncelikle ben Akhisar Belediyemizin Kültür Yayınlarına bir eser daha kattığımız için mutluluğumu ifade etmek istiyorum. Bu çalışma yaşadığımız kentin tarihi derinliğini daha iyi anlayabilmek için önemli bir çalışmadır." Yaşadıkları kent ve bölgenin insanlık açısından önemli bir bölge olduğunu anlatan Hızlı, sözlerini şöyle tamamladı: "Dolayısıyla burada insanlar, çok miras bırakmışlardır. Bizler de bu mirasların sahiplenilmesi noktasında gayret etmeye çalışıyoruz. Bu şehirde anlatılan hikayelerin daha doğru daha bilimsel olması, daha doğru verilere dayanması ancak böyle çalışmalarla mümkün olmaktadır. Engin hocamız bu anlamda bizim için önemli bir şahıs, yaşadığımız şehrin ve bölgenin tarihi derinliklerine ilişkingerçekleri bizler için ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla bizde bu gerçeklere bağlı olarak yaşadığımız kentin derinliğini anlamaya çalışıyoruz. Bugün yaşadığımız sosyal hayatın nasıl bir noktaya geldiğine ilişkin ipuçlarını çözmeye çalışıyoruz. Bunların hepsi insanlık mirasıdır."