Nazilli’de 2012-2023 ve 2050 Ekonomisi Konuşuldu

Nazilli Ticaret Odası "Türkiye’nin Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinde Yeniden Yapılanması", "Türkiye’nin Yeni Konumu ve 2012 Beklentileri" konulu ekonomi konferansı düzenledi.

Nazilli’de 2012-2023 ve 2050 Ekonomisi Konuşuldu
İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ekonomist Prof. Dr. Kerem Alkin’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa AK Parti Aydın Milletvekili A.Gültekin Kılınç, Nazilli Kaymakamı Mehmet Okur, Nazilli Belediye Başkan Vekili A.Vahit Aysan, İsabeyli Belde Belediye Başkanı B.Kuvvet Erim, Nazilli Ticaret Odası Başkanı Tacettin Pirinç, Nazilli Ticaret Borsası Başkanı Ziya Aksüt, İlçe Milli Eğitim Müdürü Faruk Ercan, İlçe Müftüsü H.Hüsnü Sula, İlçe Tarım Müdürü Sunay Güler, TSM Sorumlu Hekimi Dr. Hakan Derici, Nazilli MYO Müdürü Doç. Dr. Ertuğrul Acartürk, Aydın Vergi Dairesi Başkanı Mesut Yılmaz, Sivil Toplum Örgütü Temsilcileri, İş Adamları, ADÜ Nazilli İ.İ.B.F. öğretim görevlisi ve öğrencileri ile çok sayıda davetli katıldı.Nazilli Belediyesi Tiyatro Salonunda gerçekleştirilen konferansın açılışında konuşan Nazilli Ticaret Odası Meclis Başkanı Enes Öğünçlü; “2001 krizi sonrasında ülkemizde uygulanan makroekonomik politikalar sonucunda Türkiye Ekonomisi hızlı büyüme göstererek küresel finans krizi öncesi 2002-2007 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 7 oranında büyümüştür. Bunda özel sektörün ekonomik yatırımları ve istihdama yönelik çalışmaları büyük rol oynamıştır. 2010 ve 2011 yılı Türkiye Ekonomisinin küresel krizin etkilerini atmaya çalıştığı bir dönem olmuştur. Odamız da bu büyümede etkili olabilmek için faaliyet alanında bulunan iş sektörleri, nitelikli iş gücü ve bunlara paralel istihdamın artmasını sağlayan yatırımlara öncülük yapmıştır. Türkiye’nin dinamikleri, kalkınma mücadelemizdeki en büyük güvencemizdir. Genç girişimci sayımızı artırarak ülkemizi ilerleyen dünya ekonomisi içerisinde ilk 10 içerisine sokma gayretindeyiz” dedi.“2012’NİN İLK 6 AYINA DİKKAT”Türkiye ekonomik güç olarak dünyanın ilk 20 ülkesi arasında yer alırken bulunduğu coğrafya itibari ile çok stratejik konuma sahip olduğuna değinerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Kerem Alkin; “Yalnız Türkiye bu konumun ve ne kadar büyük bir ülke olduğunun hala farkında değil. Yüksek Teknolojiye odaklanmamız gerekiyor. Özel sektör yatırım yapmazsa Türkiye büyüyemez. Özel sektör mutlaka yatırıma teşvik edilmeli, yılda ortalama 90 milyar dolar yatırım harcaması yapmalı ve yatırımcıların güç birliği oluşturarak iş potansiyellerini geliştirmeleri sağlanmalıdır. Makro değil mikro yatırımlara, sektörel yatırımlara girmeliyiz. En önemli büyüme kentsel dönüşüme yapılan yatırımlarla gerçekleşiyor. 2011-2023 yılı arasında enflasyondan arındırılmış olarak büyüyebilirsek 10 bin dolar olan milli gelirimizi kişi başı 32 bin 500 dolara çıkartabiliriz. Bugün 130 milyon dolar olan ihracat rakamımızda 900 milyon dolara çıkabilir” dedi.“ÇALIŞABİLİR NÜFUSA DİKKAT”Alkin, “2050 yılında dünyada çalışabilir nüfusu artan 9 ülkeden biri Türkiye olacaktır. Dünya ekonomik kararlarının merkezinde Türkiye var. Edilgen değil, etken ve oyun kuran bir ülke olmamız gerekiyor. İsrail hala 20. yüzyılda, 21.yüzyıla giremezse sonu hayırlı olmayabilir. 2010-2023’e kadar Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 6,5 büyümesi halinde dünyadaki ilk 12 ülke arasına girecektir. Çalışabilir nüfusumuzun azalmasına izin vermemeliyiz.”“80 MİLYAR DOLAR KAYNAĞI BULAMAZSAK 2012’DE SIKINTI YAŞARIZ”Avrupa’daki krizin Türk ekonomisine olası etkilerini değerlendiren Alkin; “2012’de gerek Türkiye gerekse bölge ülkeleri Avrupa bankalarından bekledikleri ölçüde kaynak bulmakta ciddi zorlukla karşı karşıya kalırlarsa -ki burada tahminler 2012’de Türkiye’nin aşağı yukarı 50 milyar dolarlık vadesi gelen dış borç geri ödemesinin 10 milyar dolarını Avrupa bankalarının geri çekebileceğini gösteriyor- bu durumda Türkiye’nin 70 milyar dolar civarına ineceğini umut ettiğimiz cari açık ve yaklaşık 10 milyar dolar civarındaki dış borç nedeniyle 80 milyar dolar kaynak bulması gerekecek. Bunu kolay bulursak kolay büyüyeceğiz, döviz kurlarında sıkıntı yaşamayacağız.”“2011 YILI DOLAR KURU TAHMİNLERİN ÜZERİNDE KAPANIYOR”Alkin; “Çok sayıda ekonomist Dolar kurunun 2011’i en fazla 1,80-1,82 düzeyinde kapatacağı beklentisi içindeydi. Oysa aşağı yukarı neredeyse 1,87-1,91 TL düzeyinde, beklenenin hayli üzerinde bir seviyede kapatıyoruz. Bunda Euro-Dolar paritesinin etkisi var. Avrupa ile beklentiler iyileştikçe parite 1,30 Dolar’ın üzerinde tutunma ve yılı bu düzeyde kapatma mücadelesi veriyor. İtalyan kökenli yeni Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin, daha önce Jean-Claude Trichet zamanında hatalı yönetilen süreci iyi analiz etmiş oldu. Draghi, Kasım ve Aralık’ta Avrupa Merkez Bankası’nın gerek faiz düzeyi gerekse piyasaya para verme konusunda daha bonkör olacağını çok iyi hissettirdi. Bunun etkilerini görmeye başladık. 2012 yılında da Amerikan Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankası’nın yapacakları manevralarla, genişletici para politikası tercihlerini bu modeli devam ettirme ihtimallerine bağlı olarak Euro-Dolar paritesi var gücüyle 1,30 Dolar’ın üzerinde tutunmaya çalışacak.”“ÇİN VE HİNDİSTAN’A YÖNELMELİYİZ”Alkin “Türkiye ekonomisinin kurtuluşu ihracatta yatıyor. Çin ve Hindistan ticaret açısından oldukça aç ve geleceği olan iki önemli ülke. Bu iki ülke nüfusu ile ihracatın temel kaynağı olacak. Türk işadamları bu iki ülkeye girebilmek ve ihracat yapmak zorunda. Bunun için zengin Bor kaynaklarımızı kullanarak dünyada hızla azalan enerji ihtiyacına karşılık artan elektrikli araçlara akü yaparak bu ülkelere satabiliriz. Eğer 2050 yılında dünyada en sağlam ve gelişen ekonomisi olan ilk 10 ülke arasına girmek istiyorsak bu ülkeleri iyi değerlendirmeliyiz. 1990’lı yıllarda başka uğraşlarla ihmal ederek 17 yıl geriden takip ettiğimiz teknolojiyi ileri teknoloji sanayi stratejisi, insan kaynakları planlama ve enerji stratejisi yaparak yakalayabiliriz. Cumhuriyet’ten bu güne 88 yılda ortalama 4.3’lük oranda büyümüşüz. Büyüme hedefimizi 5.7’ye çıkartabilirsek en büyük 14 ekonomi arasına girebiliriz. Ayrıca küresel iklim değişikliğinin ulusal ve uluslararası güvenliğe etkileri ve küresel nüfus hareketlerinin etkileri 10 yıldır araştırılıyor. 8-10 yıl içerisinde dünya sıcaklığı 6 derece artacak ve bunun etkisi tüm dünya ekonomisini etkileyecek. Buna da hazırlıklı olmalıyız.”“BUGÜN TASARRUF ZAMANI”Alkin son olarak ise, “Harcamalarımızda sakinleşmek gerekiyor. Al vaktim geldi deyip harcama yapmak yerine tasarrufa gitmeliyiz. Tüketimi kısmalıyız. Özellikle Nazilli ve çevresinde bulunan jeotermal kaynakları iyi değerlendirerek yüksek nitelikleri sağlık merkezleri ile dünyanın 2035 yılında 2 milyara ulaşacak olan emekli nüfusun çekim merkezi haline getirebiliriz. Nitelikli sağlık hizmeti verecek personel yetiştirme hedefimiz olmalı. Tarım ise asla ihmal edilmemeli. 2035’te su petrolden daha pahalı olacak. Su kaynaklarımızı ihmal etmemeliyiz. Ülkemiz her alanda simetrik bir tehdit değil, asimetrik bir tehdit ile karşı karşıyadır. Uyanık, hazırlıklı ve ileri teknoloji ile üreten bir ülke olmalıyız. Türkiye, bölgesindeki liderlik rolünü üstlenerek, makro ekonomik ve demokratik reformlar, ekonomi ve ticaret diplomasisi, değerler ihracı, piyasa ekonomisi, demokrasi ve dünya ile bütünleşme ile kalıcı güvenlik, bölgesel ekonomik kalkınma ve refah kolaylıkla gerçekleşir” dedi.Konferansın sonunda AK Parti Aydın Milletvekili Ali Gültekin Kılınç, Nazilli Kaymakamı Mehmet Okur ve Nazilli Ticaret Odası Başkanı Tacettin Pirinç, Prof. Dr. Kerem Alkin’e teşekkür ederek plaket ve Nazilli Uzun Yaşam Sandığı hediye edildi.
Kaynak: İHA