Tarık Ümit’in Amcası: Cinayeti Araştıran Başçavuş Diyarbakır'a Tayin Edildi
Faili meçhul cinayete kurban giden eski MİT’çi Tarık Ümit’in amcası Cemalettin Ümit, cinayeti araştırdığı için Başçavuş Ahmet Altıntaş’ın İstanbul`dan Diyarbakır’a atandığını söyledi.
Altıntaş’ın Veli Küçük’ün yanına gidip geldikten sonra düşüncelerinin değiştiğini anlatan Ümit, “Ben İstanbul Alay Komutanlığı’nda o dosyayı sorduğum gün akşamdan sonra bana telefon geldi, ‘Ben Ahmet Altıntaş, ne olur abi, benim iki çocuğum var. Beni bu işlerin içine sokma.` dedi.” ifadelerini kullandı.
Eski özel harekatçı Ayhan Çarkın’ın Tarık Ümit’in gömüldüğü yeri göstereceğini söylemesi üzerine Ümit’in amcası Cemalettin Ümit açıklama yaptı. Tarık Ümit’in dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın talimatı ile öldürüldüğünü iddia eden Cemalettin Ümit, “Tarık’ın öldürüldüğüne dair çok net bilgiye dayanan iki kere iki gibi söyleyebileceğim bir şey yok. Tarık’ı Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı ve Sami Hoştan’a teslim ediyorlar. Tarık birkaç gün sağ kalıyor. Sorgu sual yapılıyor. İşkence yapılıyor. Bütün bu işlerin başında Mehmet Ağar var. Her türlü ahlaki ve insani duygulardan uzak. Her türlü ihanetin içinde. Bütün ihanetini maşaları ile yapıyor. Kendi elini ateşe sokmuyor. En büyük maşası da kendisini gibi ahlak fakiri olan Korkut Eken’dir.” diye konuştu.
`TARIK İPLİKLERİNİ PAZARA ÇIKARACAKTI, O YÜZDEN SUSTURDULAR`
PKK’nın uyuşturucu şebekesini Mehmet Ağar ve beraberindekilerin kaldırdığını ve bunun iyi bir hizmet olduğunu dile getiren Ümit, aynı ekibin para yüzünden uyuşturucu işini devraldığını öne sürdü.
Tarık Ümit’e daha önce özel harekat içinde ciddi görevler de verildiğini söyleyen Cemalettin Ümit, Dursun Karataş’ın Almanya’dan getirilmesi gibi bir görev de yeğenine verildiğini aktardı. Cemalettin Ümit, "Tarık, ‘Bu işe devam ederseniz, bütün bildiklerimi bir noter vasıtası ile kamuoyuna deklare edip ipliğinizi pazara çıkaracağım` deyince, Tarık’ı susturmanın yollarını aradılar.” ifadelerini kullandı.
Tarık Ümit’in öldürülmesini Ahmet Altıntaş isimli bir başçavuşun takip ettiğini, Altıntaş’ın bir süre sonra Diyarbakır’a tayini çıktığını dile getiren Ümit, “Bizim bu olayı Ahmet Altıntaş diye, İstanbul İl Jandarma Alay Komutanlığı’ndaki bir başçavuş takip ediyordu. Pırıl pırıl bir kişi. Bir gün geldi, ‘Bu memlekete bunca faydası olan bir insana bu nasıl yapılır?’ diye isyanlar içindeydi. Bizim olayın üzerinden bir hafta geçmeden Gazi olayları oldu. Bu Ahmet Altıntaş da çok uyanık bir delikanlı olduğundan bizim olaydan alınıp oranın takibine verildi. Ama buna rağmen benimle temasları devam ediyordu. Çok ciddi araştırmaları oldu. Birçok kişinin ifadesini aldı. Ataköy’de birinin ifadesini alacaktı, İbrahim Şahin Ankara’dan telefon ediyor, ‘Benim adamlarıma dokunamazsın, onları bırak’ diye. Onlar o dosyada mevcut. Bir sebepten dolayı zamanı değilken, Ahmet Altıntaş buradan Diyarbakır’a tayin ediliyor. O zaman ben birkaç defa DGM’ye ifade vermeye gittim. Böyle bir dosya var. İsteyin çok şey bulacaksınız bu dosyada dedim. Jandarma dosyayı vermedi.” şeklinde konuştu.
Ahmet Altıntaş’ın Diyarbakır’a tayini çıktıktan sonra DGM’nin çağırdığını ancak can güvenliği gerekçe gösterilerek İstanbul’a gönderilmediğini söyleyen Ümit, “Can güvenliği nedeniyle gönderilemez deniliyor. Ahmet Altıntaş ne yaptı ki? Suç mu işledi. Suçlu görünen birkaç kişinin ifadesini aldı. Veli Küçük denen sıfatını söylemeyeceğim. JİTEM’in kurucularından o. Giresun’a gidiyor Ahmet Altıntaş’ı yanına alıyor. Orada ne değişiyor ki, Giresun’dan İstanbul’a geliyor, Ahmet Altıntaş, başlangıçta dik dürüst duran bir insandı. Hayır böyle söyleyeceksin böyle yapacaksın, Ahmet Altıntaş döndü. Karşımıza bu sıfatı ile çıktı. Ben İstanbul Alay Komutanlığı’nda o dosyayı sorduğum gün akşamdan sonra bana telefon geldi: ‘Ben Ahmet Altıntaş, ne olur abi, benim iki çocuğum var. Beni bu işlerin içine sokma.` dedi." şeklinde konuştu.
Suç duyurusunda bulunup bulunmayacağı yönündeki soruya ise Ümit şöyle yanıt verdi: “Üst kademe yakın bir savcı var tanıdığım. Yarından tezi yok çalışmalara başlayacağım. Önce o savcının görüşünü alacağım. Hangi yolu izlersem doğru olur, fikrini alacağım. Bu kadar ciddi bir iddia var. Ayhan Çarkın akıllıysa demek ki bir bildiği var. Savcılığın kendiliğinden harekete geçmesini beklemeden ben, yolu yordamı neyse onların göstereceği istikamette hareket edeceğim.” diye konuştu.
`FİKRET SEÇEN BANA KONUYU KURCALADIKLARINI SÖYLEDİ`
Ayhan Çarkın tutuklanmadan birkaç gün önce Başsavcı Vekili Fikret Seçen ile görüştüğünü anlatan Ümit, “Ayhan Çarkın tutuklanmadan birkaç önce ben Başsavcı Yardımcısı Fikret Seçen’e gittim. Ben telefon ettim. Randevu istedim. Fikret Seçen beni dinledi. ‘Doğru biz bu işi kurcalıyoruz. Faili meçhullerin bütün zarflarını aşağı indireceğiz. Telefon etti savcı Hakan Bey ve beni oraya gönderdi. `Ne yapabilirim?` dedim. ‘Hiçbir şey yapmana gerek yok, biz mutlaka bu dosyaları raftan indirip tek tek dava açacağız. Müdahil olarak katılırsınız ve söyleyeceğinizi söylersiniz’ dedi. Ama bugün durum biraz farklı.” şeklinde konuştu.
Eski özel harekatçı Ayhan Çarkın’ın Tarık Ümit’in gömüldüğü yeri göstereceğini söylemesi üzerine Ümit’in amcası Cemalettin Ümit açıklama yaptı. Tarık Ümit’in dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın talimatı ile öldürüldüğünü iddia eden Cemalettin Ümit, “Tarık’ın öldürüldüğüne dair çok net bilgiye dayanan iki kere iki gibi söyleyebileceğim bir şey yok. Tarık’ı Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı ve Sami Hoştan’a teslim ediyorlar. Tarık birkaç gün sağ kalıyor. Sorgu sual yapılıyor. İşkence yapılıyor. Bütün bu işlerin başında Mehmet Ağar var. Her türlü ahlaki ve insani duygulardan uzak. Her türlü ihanetin içinde. Bütün ihanetini maşaları ile yapıyor. Kendi elini ateşe sokmuyor. En büyük maşası da kendisini gibi ahlak fakiri olan Korkut Eken’dir.” diye konuştu.
`TARIK İPLİKLERİNİ PAZARA ÇIKARACAKTI, O YÜZDEN SUSTURDULAR`
PKK’nın uyuşturucu şebekesini Mehmet Ağar ve beraberindekilerin kaldırdığını ve bunun iyi bir hizmet olduğunu dile getiren Ümit, aynı ekibin para yüzünden uyuşturucu işini devraldığını öne sürdü.
Tarık Ümit’e daha önce özel harekat içinde ciddi görevler de verildiğini söyleyen Cemalettin Ümit, Dursun Karataş’ın Almanya’dan getirilmesi gibi bir görev de yeğenine verildiğini aktardı. Cemalettin Ümit, "Tarık, ‘Bu işe devam ederseniz, bütün bildiklerimi bir noter vasıtası ile kamuoyuna deklare edip ipliğinizi pazara çıkaracağım` deyince, Tarık’ı susturmanın yollarını aradılar.” ifadelerini kullandı.
Tarık Ümit’in öldürülmesini Ahmet Altıntaş isimli bir başçavuşun takip ettiğini, Altıntaş’ın bir süre sonra Diyarbakır’a tayini çıktığını dile getiren Ümit, “Bizim bu olayı Ahmet Altıntaş diye, İstanbul İl Jandarma Alay Komutanlığı’ndaki bir başçavuş takip ediyordu. Pırıl pırıl bir kişi. Bir gün geldi, ‘Bu memlekete bunca faydası olan bir insana bu nasıl yapılır?’ diye isyanlar içindeydi. Bizim olayın üzerinden bir hafta geçmeden Gazi olayları oldu. Bu Ahmet Altıntaş da çok uyanık bir delikanlı olduğundan bizim olaydan alınıp oranın takibine verildi. Ama buna rağmen benimle temasları devam ediyordu. Çok ciddi araştırmaları oldu. Birçok kişinin ifadesini aldı. Ataköy’de birinin ifadesini alacaktı, İbrahim Şahin Ankara’dan telefon ediyor, ‘Benim adamlarıma dokunamazsın, onları bırak’ diye. Onlar o dosyada mevcut. Bir sebepten dolayı zamanı değilken, Ahmet Altıntaş buradan Diyarbakır’a tayin ediliyor. O zaman ben birkaç defa DGM’ye ifade vermeye gittim. Böyle bir dosya var. İsteyin çok şey bulacaksınız bu dosyada dedim. Jandarma dosyayı vermedi.” şeklinde konuştu.
Ahmet Altıntaş’ın Diyarbakır’a tayini çıktıktan sonra DGM’nin çağırdığını ancak can güvenliği gerekçe gösterilerek İstanbul’a gönderilmediğini söyleyen Ümit, “Can güvenliği nedeniyle gönderilemez deniliyor. Ahmet Altıntaş ne yaptı ki? Suç mu işledi. Suçlu görünen birkaç kişinin ifadesini aldı. Veli Küçük denen sıfatını söylemeyeceğim. JİTEM’in kurucularından o. Giresun’a gidiyor Ahmet Altıntaş’ı yanına alıyor. Orada ne değişiyor ki, Giresun’dan İstanbul’a geliyor, Ahmet Altıntaş, başlangıçta dik dürüst duran bir insandı. Hayır böyle söyleyeceksin böyle yapacaksın, Ahmet Altıntaş döndü. Karşımıza bu sıfatı ile çıktı. Ben İstanbul Alay Komutanlığı’nda o dosyayı sorduğum gün akşamdan sonra bana telefon geldi: ‘Ben Ahmet Altıntaş, ne olur abi, benim iki çocuğum var. Beni bu işlerin içine sokma.` dedi." şeklinde konuştu.
Suç duyurusunda bulunup bulunmayacağı yönündeki soruya ise Ümit şöyle yanıt verdi: “Üst kademe yakın bir savcı var tanıdığım. Yarından tezi yok çalışmalara başlayacağım. Önce o savcının görüşünü alacağım. Hangi yolu izlersem doğru olur, fikrini alacağım. Bu kadar ciddi bir iddia var. Ayhan Çarkın akıllıysa demek ki bir bildiği var. Savcılığın kendiliğinden harekete geçmesini beklemeden ben, yolu yordamı neyse onların göstereceği istikamette hareket edeceğim.” diye konuştu.
`FİKRET SEÇEN BANA KONUYU KURCALADIKLARINI SÖYLEDİ`
Ayhan Çarkın tutuklanmadan birkaç gün önce Başsavcı Vekili Fikret Seçen ile görüştüğünü anlatan Ümit, “Ayhan Çarkın tutuklanmadan birkaç önce ben Başsavcı Yardımcısı Fikret Seçen’e gittim. Ben telefon ettim. Randevu istedim. Fikret Seçen beni dinledi. ‘Doğru biz bu işi kurcalıyoruz. Faili meçhullerin bütün zarflarını aşağı indireceğiz. Telefon etti savcı Hakan Bey ve beni oraya gönderdi. `Ne yapabilirim?` dedim. ‘Hiçbir şey yapmana gerek yok, biz mutlaka bu dosyaları raftan indirip tek tek dava açacağız. Müdahil olarak katılırsınız ve söyleyeceğinizi söylersiniz’ dedi. Ama bugün durum biraz farklı.” şeklinde konuştu.