''filo Kiralamada Yolumuz Uzun''
``Operasyonel filo kiralama sektörünün Türkiye`debüyüklüğü 2011 yılı sonunda 140-145 bin adet seviyelerineulaşacak.
Elbette bu adetleri Avrupa`yla kıyasladığımızdaalınacak daha çok yol olduğunu görüyoruz``-``Filo kiralama sektörünün daha da büyüyebilmesi için bazıadımların atılmasına ivedilikle ihtiyacımız var``-``Ticari araç kiralamayla ile ilgili engellerin kaldırılmasıve bu ticari faaliyetin tüm dünyada olduğu gibi önününaçılmasını arzu ediyoruz``-``Operasyonel filo kiralama sektöründe de kayıt içi ekonomiiçin sıkı denetimlerin gelmesini arzu ediyoruz``İSTANBUL - 17.12.2011 - Hasan Arslan - DRD Derindere Filo Kiralama Üst Yöneticisi (CEO) Aytekinhan Yıldırıcı, operasyonel filo kiralama sektörünün Türkiye`de büyüklüğünün bu yıl sonunda 140-145 bin adet seviyelerine ulaşacağını belirterek, ``Elbette bu adetleri Avrupa`yla kıyasladığımızda alınacak daha çok yol olduğunu görüyoruz`` dedi.
Türkiye`de filo kiralama sektörüne ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Yıldırıcı, Türkiye`de otomobil kiralama sektörünün başlangıcının ve bugünlere gelişinin 1970`li yılların başlarına dayandığını kaydetti.
Yıldırıcı, Türkiye`de otomobil kiralama anlayışının, 1990`lı yılların ortalarına kadar çoğunlukla turistik amaçlı, sezonluk ya da kısa vadeli kiralama yapısıyla devam ettiğine işaret ederek, 1998`den sonra ise dünya genelinde olduğu gibi günlük kiralama büyümesini sürdürmekteyken diğer yandan operasyonel filo kiralama sektörünün, günümüzde görünen işleyiş yapısına dönüşmeye başladığını anlattı.
Operasyonel filo kiralama sektörünün Türkiye`de büyüklüğünün bu yıl sonunda 140-145 bin adet seviyelerine ulaşacağını ifade eden Yıldırıcı, şunları söyledi:``Elbette bu adetleri Avrupa`yla kıyasladığımızda alınacak daha çok yol olduğunu görüyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamalarına baktığımızda 1000 kişiye düşen araç sayısı 650 civarında iken bu sayı Türkiye`de 2010 yılı sonunda 103 adet, 2011 Kasım sonunda ise 130 adet civarında olduğunu görebiliyoruz. Ayrıca AB topluluğunda 1000 kişiye düşen her 650 aracın neredeyse 3`te 1`i ise kiralık araçlardan oluşuyor.
Türkiye`de ise sayıları oransal olarak irdeleyeceksek olursak çok farklı rakamlara ulaşırsınız. Mesela yaklaşık 12 milyon aracın dolaştığı Türkiye`mizde 145 bin kiralık araç olduğunu dikkate alırsanız oranın yüzde 1,2 olduğu gerçeği ile yüzleşirsiniz, basit bir hesapla da 1000 kişiye düşen kiralık araç sayısının sadece 12 adet olduğunu görürsünüz. Eğer `AB ortalamalarını hedefliyoruz` diyorsak Türkiye`de filo kiralama pazarının Avrupa seviyesine ulaşması için katedeceği daha ne kadar çok yolun olduğunu hesaplamak hiç de zor olmayacaktır.``Aytekinhan Yıldırıcı, 2015 yılında ise Türkiye`de operasyonel filo kiralama sektörünün adetsel büyüklüğünün ise 250-275 bin adet arasında olmasını öngördüklerini dile getirdi.
-``Filo kiralama sektörünün önü açılmalı``-Filo kiralama sektörünün daha da büyüyebilmesi için bazı adımların atılmasına ivedilikle ihtiyaç olduğuna işaret eden Yıldırıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:``Örneğin ticari araç kiralamayla ile ilgili engellerin kaldırılması ve bu ticari faaliyetin tüm dünyada olduğu gibi önünün açılmasını arzu ediyoruz. Zira 2006 yılından bu yana bu sınırlamanın varlığı, pazarın sağlıklı gelişimi için bir engel oluşturuyor. Bununla birlikte DRD Derindere Filo Kiralama dahil olmak üzere 120`ye yakın firma ve işletme, Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER) çatısı altında bir araya gelerek bir kurumsal duruş ile faaliyet göstermeye devam ediyor.
Fakat TOKKDER çatısı altında 120 adet firma var ise Türkiye`de belki 3000 adetten fazla araç kiralama şirketi var ve bunların ne yazık ki büyük bir çoğunluğu kayıt dışı faaliyet gösteriyor. Bu noktada haksız rekabetin ve ticaretin önüne geçebilmek için zamanında sigorta sektöründe atılan reformist atılımlar gibi operasyonel filo kiralama sektöründe de kayıt içi ekonomi için sıkı denetimlerin gelmesini arzu ediyoruz.``Yıldırıcı, operasyonel filo kiralama işinin, kendine özgü farklı bir know-how gerektiren, entelektüel bir iş olduğuna değinerek, kısa ve orta vadede işin başarıldığı hissine kapılmak ve karlı olduğunu düşünmenin mümkün olduğunu, ancak uygulama noktasındaki incelikleri bilmemenin uzun vadede düşünceleri tersine çevirebileceğini dile getirdi.
DRD Derindere Filo Kiralama olarak ise 2011 yılında yaklaşık 125 milyon avroluk yatırımla, araç filosuna 5 bin 850 adet yeni araç kattıklarını bildiren Yıldırıcı, gelecek sene ise araç filolarına 6001 adet araç daha katarak ve yaklaşık 130 milyon avro yatırım yaparak tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.
Yıldırıcı, ``2011 yılında 14 bin 700 adete ulaşmasını hedeflediğimiz araç parkımızın 2012 yılı sonunda 18 bin adete erişeceğini öngörüyor ve tüm planlamamızı buna göre hazırlıyoruz`` dedi.
-``Otomotiv pazarındaki gelişme, siyasi istikrardan kaynaklı``-Yıldırıcı, Türkiye otomotiv pazarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, Türkiye otomotiv pazarının 3 yıldır istikrarlı olarak büyüdüğünü, bu büyümenin siyasi ve ekonomik istikranın bir sonucu olduğunu kaydetti.
Son 2 senede işsizlik oranının büyük bir düşüş göstermesinin mükemmel bir gelişme olduğuna değinen Yıldırıcı, ``Türkiye`de tabiri caizse topraklarımızın her milimini akıllıca sulasak mutlaka yeşertecek, büyütecek ve verim alacak bir şeyler mutlaka buluruz. 2012 açısından ise genel olarak baktığımızda çok olumsuz bir tablo görmüyoruz. Aslına bakarsanız normal seyrine bırakılacak olsa 2012 yeni bir rekorun test edileceği yıl bile olabilir. Ancak makroekonomik planlamalar ve sektörün cari açık üzerindeki etkiler dikkate alınacak olursa pazarın yüzde 10`luk bir daralma ile seyretmesi normal olacaktır`` diye konuştu.
Yıldırıcı, başarı kazanmanın zorlaştığı küresel otomotiv pazarında, Türkiye olarak başarıyı sürdürmenin yolunun, kaliteli ve ucuz üretimin yanı sıra özellikle çevre ile ilgili beklenti ve ihtiyaçları karşılayacak ürün yeniliklerinin hayata geçirilmesine dayandığını ifade etti.
Küresel daralmadan gerçek anlamlı çıkış senaryolarına bakıldığında, ekonomik daralma sonrası Avrupa otomotiv pazarlarında büyük bir gelişme beklenmediğini ve otomotivde bundan sonra büyümenin özellikle BRIC ülkeleri olmak üzere Asya`dan geleceğini öngördüklerini anlatan Yıldırıcı, bu nedenle Türkiye`nin yerli marka/yerli araç olarak tabir edilen ulusal projesi de hesaba katılırsa, Türkiye`nin yeni pazarlara rotasını çevirmeye başlamasının önemli bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
Yıldırıcı, BRIC ülkelerine de ihracat olasılığı ve potansiyeli çok düşük olduğu için Türkiye`nin yeni pazar arayışlarında özellikle kendi coğrafyasında en yakın konumdaki Ortadoğu ve elbette Kuzey Afrika ülkelerine yoğunlaşmasının önem arz ettiğini dile getirdi.
(HN-FAN)
Kaynak: AA
Türkiye`de filo kiralama sektörüne ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Yıldırıcı, Türkiye`de otomobil kiralama sektörünün başlangıcının ve bugünlere gelişinin 1970`li yılların başlarına dayandığını kaydetti.
Yıldırıcı, Türkiye`de otomobil kiralama anlayışının, 1990`lı yılların ortalarına kadar çoğunlukla turistik amaçlı, sezonluk ya da kısa vadeli kiralama yapısıyla devam ettiğine işaret ederek, 1998`den sonra ise dünya genelinde olduğu gibi günlük kiralama büyümesini sürdürmekteyken diğer yandan operasyonel filo kiralama sektörünün, günümüzde görünen işleyiş yapısına dönüşmeye başladığını anlattı.
Operasyonel filo kiralama sektörünün Türkiye`de büyüklüğünün bu yıl sonunda 140-145 bin adet seviyelerine ulaşacağını ifade eden Yıldırıcı, şunları söyledi:``Elbette bu adetleri Avrupa`yla kıyasladığımızda alınacak daha çok yol olduğunu görüyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamalarına baktığımızda 1000 kişiye düşen araç sayısı 650 civarında iken bu sayı Türkiye`de 2010 yılı sonunda 103 adet, 2011 Kasım sonunda ise 130 adet civarında olduğunu görebiliyoruz. Ayrıca AB topluluğunda 1000 kişiye düşen her 650 aracın neredeyse 3`te 1`i ise kiralık araçlardan oluşuyor.
Türkiye`de ise sayıları oransal olarak irdeleyeceksek olursak çok farklı rakamlara ulaşırsınız. Mesela yaklaşık 12 milyon aracın dolaştığı Türkiye`mizde 145 bin kiralık araç olduğunu dikkate alırsanız oranın yüzde 1,2 olduğu gerçeği ile yüzleşirsiniz, basit bir hesapla da 1000 kişiye düşen kiralık araç sayısının sadece 12 adet olduğunu görürsünüz. Eğer `AB ortalamalarını hedefliyoruz` diyorsak Türkiye`de filo kiralama pazarının Avrupa seviyesine ulaşması için katedeceği daha ne kadar çok yolun olduğunu hesaplamak hiç de zor olmayacaktır.``Aytekinhan Yıldırıcı, 2015 yılında ise Türkiye`de operasyonel filo kiralama sektörünün adetsel büyüklüğünün ise 250-275 bin adet arasında olmasını öngördüklerini dile getirdi.
-``Filo kiralama sektörünün önü açılmalı``-Filo kiralama sektörünün daha da büyüyebilmesi için bazı adımların atılmasına ivedilikle ihtiyaç olduğuna işaret eden Yıldırıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:``Örneğin ticari araç kiralamayla ile ilgili engellerin kaldırılması ve bu ticari faaliyetin tüm dünyada olduğu gibi önünün açılmasını arzu ediyoruz. Zira 2006 yılından bu yana bu sınırlamanın varlığı, pazarın sağlıklı gelişimi için bir engel oluşturuyor. Bununla birlikte DRD Derindere Filo Kiralama dahil olmak üzere 120`ye yakın firma ve işletme, Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER) çatısı altında bir araya gelerek bir kurumsal duruş ile faaliyet göstermeye devam ediyor.
Fakat TOKKDER çatısı altında 120 adet firma var ise Türkiye`de belki 3000 adetten fazla araç kiralama şirketi var ve bunların ne yazık ki büyük bir çoğunluğu kayıt dışı faaliyet gösteriyor. Bu noktada haksız rekabetin ve ticaretin önüne geçebilmek için zamanında sigorta sektöründe atılan reformist atılımlar gibi operasyonel filo kiralama sektöründe de kayıt içi ekonomi için sıkı denetimlerin gelmesini arzu ediyoruz.``Yıldırıcı, operasyonel filo kiralama işinin, kendine özgü farklı bir know-how gerektiren, entelektüel bir iş olduğuna değinerek, kısa ve orta vadede işin başarıldığı hissine kapılmak ve karlı olduğunu düşünmenin mümkün olduğunu, ancak uygulama noktasındaki incelikleri bilmemenin uzun vadede düşünceleri tersine çevirebileceğini dile getirdi.
DRD Derindere Filo Kiralama olarak ise 2011 yılında yaklaşık 125 milyon avroluk yatırımla, araç filosuna 5 bin 850 adet yeni araç kattıklarını bildiren Yıldırıcı, gelecek sene ise araç filolarına 6001 adet araç daha katarak ve yaklaşık 130 milyon avro yatırım yaparak tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.
Yıldırıcı, ``2011 yılında 14 bin 700 adete ulaşmasını hedeflediğimiz araç parkımızın 2012 yılı sonunda 18 bin adete erişeceğini öngörüyor ve tüm planlamamızı buna göre hazırlıyoruz`` dedi.
-``Otomotiv pazarındaki gelişme, siyasi istikrardan kaynaklı``-Yıldırıcı, Türkiye otomotiv pazarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, Türkiye otomotiv pazarının 3 yıldır istikrarlı olarak büyüdüğünü, bu büyümenin siyasi ve ekonomik istikranın bir sonucu olduğunu kaydetti.
Son 2 senede işsizlik oranının büyük bir düşüş göstermesinin mükemmel bir gelişme olduğuna değinen Yıldırıcı, ``Türkiye`de tabiri caizse topraklarımızın her milimini akıllıca sulasak mutlaka yeşertecek, büyütecek ve verim alacak bir şeyler mutlaka buluruz. 2012 açısından ise genel olarak baktığımızda çok olumsuz bir tablo görmüyoruz. Aslına bakarsanız normal seyrine bırakılacak olsa 2012 yeni bir rekorun test edileceği yıl bile olabilir. Ancak makroekonomik planlamalar ve sektörün cari açık üzerindeki etkiler dikkate alınacak olursa pazarın yüzde 10`luk bir daralma ile seyretmesi normal olacaktır`` diye konuştu.
Yıldırıcı, başarı kazanmanın zorlaştığı küresel otomotiv pazarında, Türkiye olarak başarıyı sürdürmenin yolunun, kaliteli ve ucuz üretimin yanı sıra özellikle çevre ile ilgili beklenti ve ihtiyaçları karşılayacak ürün yeniliklerinin hayata geçirilmesine dayandığını ifade etti.
Küresel daralmadan gerçek anlamlı çıkış senaryolarına bakıldığında, ekonomik daralma sonrası Avrupa otomotiv pazarlarında büyük bir gelişme beklenmediğini ve otomotivde bundan sonra büyümenin özellikle BRIC ülkeleri olmak üzere Asya`dan geleceğini öngördüklerini anlatan Yıldırıcı, bu nedenle Türkiye`nin yerli marka/yerli araç olarak tabir edilen ulusal projesi de hesaba katılırsa, Türkiye`nin yeni pazarlara rotasını çevirmeye başlamasının önemli bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
Yıldırıcı, BRIC ülkelerine de ihracat olasılığı ve potansiyeli çok düşük olduğu için Türkiye`nin yeni pazar arayışlarında özellikle kendi coğrafyasında en yakın konumdaki Ortadoğu ve elbette Kuzey Afrika ülkelerine yoğunlaşmasının önem arz ettiğini dile getirdi.
(HN-FAN)
