''Terörü bitirmede büyük kararlılık içindeyiz''

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ''Devletimiz bütün kurum ve kuruluşlarıyla birlik ve bütünlük içerisinde. İstihbaratımızdan askerine, askerimizden polisine bütün güvenlik unsurlarıyla terörü bitirme konusunda büyük bir kararlılık içerisinde'' dedi.

Çelik, Bursa Batumlular Derneğinin merkez Yıldırım ilçesindeki bir çay bahçesinde düzenlediği bayramlaşma törenine katıldı.

Faruk Çelik, terörün Türkiye'nin gündeminde 30 yılı aşkın süredir bulunduğunu, 74 milyon vatandaşın ''Ha bugün bitecek, ha yarın bitecek'' diye bir beklenti içinde olduğunu ancak, terörün her gün can almaya, anaların yüreğini dağlamaya, her gün gözyaşı pınarlarını kurutmaya devam ettiğini bildirdi.
Güneydoğu'dan geldiğini, o bölgeyi çok iyi bildiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:
''Şimdi geldiğimiz noktada devletimiz bütün kurum ve kuruluşlarıyla birlik ve bütünlük içerisinde. İstihbaratımızdan askerine, askerimizden polisine tüm güvenlik unsurlarıyla terörü bitirme konusunda büyük bir kararlılık içerisinde. Biz bir kişinin dahi hayatını kaybetmesinin ne menem büyük bir olay olduğunu, ne menem kabul edilemez bir bir olay olduğu inancına sahibiz. Bizim amacımız insanı yaşatmak. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' felsefesinin gerçek müdafileriyiz ama ne yazık ki bu millete yaşam hakkı tanımayan, bu milletin mutluluğuna göz diken, bu milletin güçlenmesini, bu coğrafyada büyük devlet olmasını hazmedemeyen dışardaki ve içeridekiler; kol kola Türkiye'ye karşı milletin acısını çoğaltmak için canla başla çalışıyorlar. Bu mesele bitmelidir. Bu çalışmaları sürdürürken şunu kimse unutmasın; bir vatandaşımızı diğer vatandaşımızdan üstün tutarak, bölgeler arası ayrım yaparak bu sorunu çözmekten yana değiliz. Kimin ne hakkı varsa, kimin nerede bir hak zayiatı varsa, nerede bir hizmet eksikliği varsa onu gidermek için canla başla mücadele ediyoruz.''

-''Vatandaş aş derdinde, iş derdinde, ekmek derdinde''-

Çelik, birlik ve bütünlük anlamında, terör olaylarının ağırlıklı olarak yaşandığı bölgede de ciddi uyanış olduğunu vurgulayarak, ''Artık vatandaş çatışma istemiyor. Vatandaş aş derdinde, iş derdinde, ekmek derdinde'' dedi.
Türkiye'nin dört bir tarafına ciddi yatırımlar yapıldığını, dört bir taraftaki haksızlıkların, eksiklerin giderilmesi konusunda hükümet olarak büyük bir mücadele içinde olduklarını belirten Çelik, ''Bu mücadelemizi bütün dünya görmüşken; 'Hala kulakları sağır olan ve duymama konusunda, milletin kanını akıtma konusunda sapıtmış sapık anlayışlar duymuyor mu?' diye doğrusu anlamakta güçlük çekiyoruz. Vatandaş, baskılardan dolayı, terör örgütünün desteklenmesi konusunda yılmış, bıkmış. Vatandaşımız, ay-yıldızlı bayrağın altına hızlı bir şekilde koşmaya ve etrafında toplanmaya başlamış. Terör örgütünün istismar ettiği ve bu istismarlar neticesinde sanki onları destekler mahiyetteki görüntülerin bir baskının eseri olduğunu özellikle bilmenizi istiyorum'' diye konuştu.
Bakan Çelik, bölgede esnafın, terör örgütünün baskısı sonucu kepenk kapattığını belirterek, şunları kaydetti:
''İşte bu konuda vatandaşın tek güvencesi var; güçlü devleti. Devlet gücünü haktan, adaletten yana, insan haklarından yan ama başkasının hakkını da çiğnetmeyecek şekilde ortaya koymuş bulunmaktadır. İnşallah bu belayı bu sefer el birliğiyle temizleyeceğiz. Bu maya bizde var. değerli kardeşlerim nereden biliyoruz; Van depreminde bu görüldü. Van depremindeki yardımları da, Van depremindeki hükümetimizin devletimizin gayretlerini de birileri istismar etmeye kalktılar. Ama milletimizin nasıl tek vücut olduğunu herkes bir kez daha gördü. Bu milleti bölemezsiniz. Çünkü bu milletin yüreği tek bir hedef için çarpışıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı birinci gün depremin ilk saatlerinde depremzedelerin, yıkık binaların başındaydı. Türkiye'deki bütün sivil toplum kuruluşları Van'daydı. Van için yürekleri çarpıyordu. Türkiye'deki bütün hayırseverler, ama asgari ücretli ama azami ücretli kim olursa olsun herkes Van için seferber oldu. Doldu taştı, depolar almaz noktaya geldi. Niçin? 'Çanakkale ile Kars'ın, Sinop ile Mersin'in, Ankara ile Şırnak'ın bir farkı yok' inancında bizim milletimiz de onun için buraya yolluyor. Ve şunun farkında bizim milletimiz; gözyaşının rengi olmaz değerli kardeşlerim. Gözyaşının rengi olur mu? Göz yaşının ırkı olur mu? Gözyaşının dini olur mu? Gözyaşı, gözyaşıdır. Ve o gözyaşını dindirmek de 'ben insanım' diyen herkesin vazifesidir.''
Kaynak: AA