'Hazar Denizi'nde savaş çıkabilir'
Hazar Denizi'ndeki sınır anlaşmazlıklarının çözülmemesinden dolayı, Avrupa'ya gaz gönderme rekabetinin Hazar Denizi'nde silahlı bir çatışmaya yol açabileceği ileri sürüldü.
Rus "Nezavisimaya Gazeta" bugünkü sayısında, "Hazar Denizi'nde Savaş Çıkabilir" başlığıyla yayımladığı haberde, Avrupa'ya gaz temini konusunda yaşanan rekabetin sınır sorunlarının çözülmediği Hazar Denizi'nde silahlı çatışmaya yol açabileceği ileri sürüldü.
Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev'in geçen pazartesi Türkmenistan'dan Azerbaycan'a kadar uzanacak olan Trans-Hazar Boru Hattı (TCP) inşasının "son derece muğlak" olduğunu söylediği belirtilen haberde, Rus uzmanların da bu konuda Rusya'nın pozisyonunu göz ardı etmenin kesinlikle 2008 yılında Gürcistan ile yaşanan benzeri bir silahlı çatışmaya yol açabileceği uyarısında bulunduğu kaydedildi.
AB'nin Rusya'nın TCP'nin inşası konusunda engel çıkarmamasını istediği ifade edilen haberde, AB'nin buna karşı olarak Rusya'nın büyük önem verdiği Güney Akım Doğal Gaz Boru Hattı'nın inşasını engelleme tehdidinde bulunduğu ileri sürüldü.
Türkmenistan ve Azerbaycan'ın söz konusu boru hattının kendi ulusal sınırları içinde inşa edileceğini belirttiği vurgulanan haberde, şunlar kaydedildi:
"Bu yüzden Hazar Denizi kıyısındaki diğer ülkeler Bakü ve Aşkabat'a kendi kara suları içinde ne yapmaları veya yapmamaları gerektiğini dikte edemez. Kaldı ki Hazar Denizi'ne kıyıdaş tüm ülkeler denizin kendi bölgeleri içindeki bölümünde petrol ve gaz üretiyorlar. Moskova, söz konusu ülkelerin Hazar Denizi'nin yasal statüsüyle ilgili çerçeve anlaşmayı imzalamadığı için Hazar Denizi'nin kıyısına boru hattı inşa edilemeyeceği konusunda ısrarlı. Moskova, ülkelerin ulusal sınırları içinde kalan bölgelere bile boru hattı inşa edemeyeceğini savunuyor. AB Enerji Komiseri Guenter Oettinge yaptığı açıklamada, Rusya'nın tehdit etmesi halinde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağını söyledi. Oettinge, Moskova'nın TCP'yi engellemesi halinde AB'nin Nabucco'nun rakibi olan Güney Akım'ın inşasına izin vermeyeceğini vurguladı."
Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri Enstitüsü Başkanı Mihail Aleksandrov da gazeteye yaptığı açıklamada, daha önce üst düzey AB enerji yetkililerini olası bir güç kullanımı konusunda bir kaç kez uyardığını belirterek, "Böyle bir uyarı bir defasında AB'nin Orta Asya özel temsilcisi Pierre Morel'in de hazır bulunduğu Almanya'nın Moskova Büyükelçiliği'nde verilen bir yemekte oldu. Kendisine batının Moskova'nın Hazar civarında bir petrol boru hattının inşasını engellemedeki rolünü çok küçümsediğini anlatmaya çalıştım. bunun nedenleri sadece ekonomik değil, aynı zamanda askeri ve siyasi" dedi.
Aleksandrov, Moskova'nın Hazar Denizi'nin yasal rejiminin ihlaline izin verememe nedeninin haklı olduğunu belirterek, "İran ile yapılan anlaşmalar üçüncü ülkelerin askeri üslerinin ortaya çıkması da dahil bölgede meşru bir anarşiye yol açabilir. TCP'nin inşası Hazar Denizi'nin sektörlere bölünmesinin fiili tanınması anlamına gelmekte. Bu Rusya açısından kesinlikle kabul edilemez" diye konuştu.
Moskova'nın böylesi bir durumda 2008 yılında Gürcistan'a karşı karşı aldığı önlemin benzerini almak zorunda kalacağını ileri süren Aleksandrov, "Bu defa Bakü ve Aşkabat'ı uluslararası hukuka uymaya zorlayacak. Bunu da başka bir dilden anlamamaları halinde muhtemelen hava operasyonlarıyla yapmak zorunda kalacak. NATO'nun Yugoslavya, Afganistan, Irak ve Libya'da yaptıklarını hatırlarsak, Rusya'nın Hazar Denizi'nde güç kullanma konusunda bir engeli olmadığı gibi yasal açıdan çok daha fazla haklı olduğu görülür" iddiasında bulundu.
Rusya Ulusal Enerji Vakfı Başkanı Konstantin Simonov da gazeteye yaptığı açıklamada, Rusya'nın yasal açıdan kesinlikle haklı olduğunu savunarak, "İran da aynı tavrı benimsiyor. Kazakistan tarafsız kalacak çünkü önemli bir gaz ihracatçısı olmayacak. Piyasada genellikle unutulan başka bir oyuncu daha var ve o da Çin. Çin'in de TCP'ye ihtiyacı yok. Şu anda Türkmenistan'dan gazı ucuz fiyata alıyor. Ama eğer gazı Avrupa'ya gönderme planı gerçekleşirse Aşkabat gaz fiyatını yükseltebilir. Bu da Pekin'in hoşuna gitmeyecek" dedi.
Kaynak: AA
Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev'in geçen pazartesi Türkmenistan'dan Azerbaycan'a kadar uzanacak olan Trans-Hazar Boru Hattı (TCP) inşasının "son derece muğlak" olduğunu söylediği belirtilen haberde, Rus uzmanların da bu konuda Rusya'nın pozisyonunu göz ardı etmenin kesinlikle 2008 yılında Gürcistan ile yaşanan benzeri bir silahlı çatışmaya yol açabileceği uyarısında bulunduğu kaydedildi.
AB'nin Rusya'nın TCP'nin inşası konusunda engel çıkarmamasını istediği ifade edilen haberde, AB'nin buna karşı olarak Rusya'nın büyük önem verdiği Güney Akım Doğal Gaz Boru Hattı'nın inşasını engelleme tehdidinde bulunduğu ileri sürüldü.
Türkmenistan ve Azerbaycan'ın söz konusu boru hattının kendi ulusal sınırları içinde inşa edileceğini belirttiği vurgulanan haberde, şunlar kaydedildi:
"Bu yüzden Hazar Denizi kıyısındaki diğer ülkeler Bakü ve Aşkabat'a kendi kara suları içinde ne yapmaları veya yapmamaları gerektiğini dikte edemez. Kaldı ki Hazar Denizi'ne kıyıdaş tüm ülkeler denizin kendi bölgeleri içindeki bölümünde petrol ve gaz üretiyorlar. Moskova, söz konusu ülkelerin Hazar Denizi'nin yasal statüsüyle ilgili çerçeve anlaşmayı imzalamadığı için Hazar Denizi'nin kıyısına boru hattı inşa edilemeyeceği konusunda ısrarlı. Moskova, ülkelerin ulusal sınırları içinde kalan bölgelere bile boru hattı inşa edemeyeceğini savunuyor. AB Enerji Komiseri Guenter Oettinge yaptığı açıklamada, Rusya'nın tehdit etmesi halinde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağını söyledi. Oettinge, Moskova'nın TCP'yi engellemesi halinde AB'nin Nabucco'nun rakibi olan Güney Akım'ın inşasına izin vermeyeceğini vurguladı."
Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri Enstitüsü Başkanı Mihail Aleksandrov da gazeteye yaptığı açıklamada, daha önce üst düzey AB enerji yetkililerini olası bir güç kullanımı konusunda bir kaç kez uyardığını belirterek, "Böyle bir uyarı bir defasında AB'nin Orta Asya özel temsilcisi Pierre Morel'in de hazır bulunduğu Almanya'nın Moskova Büyükelçiliği'nde verilen bir yemekte oldu. Kendisine batının Moskova'nın Hazar civarında bir petrol boru hattının inşasını engellemedeki rolünü çok küçümsediğini anlatmaya çalıştım. bunun nedenleri sadece ekonomik değil, aynı zamanda askeri ve siyasi" dedi.
Aleksandrov, Moskova'nın Hazar Denizi'nin yasal rejiminin ihlaline izin verememe nedeninin haklı olduğunu belirterek, "İran ile yapılan anlaşmalar üçüncü ülkelerin askeri üslerinin ortaya çıkması da dahil bölgede meşru bir anarşiye yol açabilir. TCP'nin inşası Hazar Denizi'nin sektörlere bölünmesinin fiili tanınması anlamına gelmekte. Bu Rusya açısından kesinlikle kabul edilemez" diye konuştu.
Moskova'nın böylesi bir durumda 2008 yılında Gürcistan'a karşı karşı aldığı önlemin benzerini almak zorunda kalacağını ileri süren Aleksandrov, "Bu defa Bakü ve Aşkabat'ı uluslararası hukuka uymaya zorlayacak. Bunu da başka bir dilden anlamamaları halinde muhtemelen hava operasyonlarıyla yapmak zorunda kalacak. NATO'nun Yugoslavya, Afganistan, Irak ve Libya'da yaptıklarını hatırlarsak, Rusya'nın Hazar Denizi'nde güç kullanma konusunda bir engeli olmadığı gibi yasal açıdan çok daha fazla haklı olduğu görülür" iddiasında bulundu.
Rusya Ulusal Enerji Vakfı Başkanı Konstantin Simonov da gazeteye yaptığı açıklamada, Rusya'nın yasal açıdan kesinlikle haklı olduğunu savunarak, "İran da aynı tavrı benimsiyor. Kazakistan tarafsız kalacak çünkü önemli bir gaz ihracatçısı olmayacak. Piyasada genellikle unutulan başka bir oyuncu daha var ve o da Çin. Çin'in de TCP'ye ihtiyacı yok. Şu anda Türkmenistan'dan gazı ucuz fiyata alıyor. Ama eğer gazı Avrupa'ya gönderme planı gerçekleşirse Aşkabat gaz fiyatını yükseltebilir. Bu da Pekin'in hoşuna gitmeyecek" dedi.