Chp`li Hamzaçebi: Hükümet Japonya’dan Özür Dilesin

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, hükümetin Van’da meydana gelen ikinci depremde hayatını kaybeden Japon kurtarma görevlisinin ölümü nedeniyle Japonya’dan özür dilemesini istedi.

Hamzaçebi, Japon kurtarma görevlisi Atsushi Miyazaki’nin isminin bir caddeye verilmesini önerdi. Hamzaçebi, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Japonya’dan özür dilemelidir. 5.6 şiddetindeki depremde Japon`un hayatını kaybetmesi Japonya’ya dünyaya nasıl açıklanacaktır. Ölen Japon`un isminin bir caddeye verilmesini öneriyorum. Van Belediyesi bunu hükümete bırakmasın. Kendisi üstlensin. Önemli kişinin ismi Van’da yaşasın." dedi.

CHP Grup Başkan Vekili Hamzaçebi, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Van’da yaşanan ikinci deprem ve dün TBMM Genel Kurulu kürsüsünde Kamer Genç’in itilerek uzaklaştırılmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Van’da yaşanan ikinci depremi ‘hükümet felaketi’ olarak nitelendiren Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın açıklaması yanlış olmuştur. Devlet adamı ciddiyetiyle bağdaşmamıştır. Bir deprem profesörü uyarı yaptığını söylüyor. Talepler görülmemiş, göz göre göre, oradaki vatandaşlar ve Japon ölüme gitmiştir. Bunun adı cinayettir. Bu deprem felaketi değil hükümet felaketidir. Bunun adı cinayettir. İkinci depremde cinayet işlenmiştir. Cinayeti hükümet işlemiştir."
23 Ekim’de yaşanan depremin ardından bütün devlet büyüklerinin Van’a gittiğini hatırlatan Hamzaçebi, "Kamuoyuna verilen izlenim, bütün devletin orada olduğu, bundan sonrası için herhangi bir tehlikenin olmadığı yönündeydi. Son deprem gösterdi ki hükümetin aldığı herhangi bir önlem yoktur. Başbakan ve bakanların ziyareti sonuçları itibariyle bir şovun ötesine geçmemiştir. 5.6 şiddetindeki depremde ilk depremde hasar görmüş bina yıkılıyorsa orada insanlar ölüyorsa tek başına sorumluluğu hükümete aittir. İkinci deprem nedeniyle sorumluluk Başbakanlığa ve başındaki başbakana aittir. Uyarı görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri ve Başbakan doğrudan sorumludur." diye konuştu.


"ÇOĞUNLUK KAVRAMI ÜZERİNDEN HAKSIZLIKLAR MEŞRULAŞTIRILMAK İSTENİYOR"
TBMM Genel Kurulu’nda dün CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in itilerek kürsüden uzaklaştırılmasını da değerlendiren Akif Hamzaçebi, şöyle devam etti: "TBMM kürsüsünde konuşmakta olan Kamer Genç, başkanın oturuma araya vermesi sırasında AKP’li bir idare amiri tarafından fiili saldırıya uğramıştır. Meclis’teki düzeni sağlamakla görevli kişi Genç’e fiili saldırıda bulunmuştur. Bunu kabul etmek mümkün değildir. AKP’nin nasıl demokrasi anlayışına sahip olduğunu kamuoyunun gözleri önüne sermiştir. TBMM Başkanı, İdare Amiri’nin tutumunun kınama cezası gerektirdiği hükmüne varmıştır. Öneriyi TBMM Genel Kurulu`na sunmuştur. İktidar partisi çoğunluk gücüne dayanarak, kınama cezası önerisini reddetmiştir. İdare amirinin saldırgan tutumu üzüntü verici olaysa, AKP Grubu`nun tutumu diğer bir üzüntü vericidir. AKP çoğunluk kavramı üzerinden haksızlıkları meşrulaştırmak istemektedir. Çoğunluk varsa, karar veriyorsa, çoğunluk haklıdır bu anlayışın demokrasi ile bağdaşan bir yanı yoktur."

"ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI`NIN TUTUMU HÜKÜMETE DESTEK YÖNÜNDE"
Anayasa Mahkemesi’nin hükümete kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi veren düzenlemeyi yaklaşık dört buçuk ay sonra karara bağladığını belirten Hamzaçebi, "4.5 ay beklemiştir. Hükümet 23 kararname çıkarmıştır. Anayasa Mahkemesi suskun kalma tavrı ile vize vermiştir. Kanun, hükümete 6 ay süre verdiyse mahkemede makul sürede sonlandırması gerekiyor. Redde ilişkin karar, 7 evet, 7 hayır oyu ile alınmıştır."
Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın mahkemede görev yaptığı süre içinde bu şekilde 8 davaya baktığını hatırlatan Hamzaçebi, başkanın bunlardan 6’sında iptal yönünde oy kullandığını ifade etti.
Başkan’ın son davada iptal edilmemesi yönünde oy kullanmasının hukuki gerekçesi olmadığını ileri süren Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anayasa Mahkemesi başkanının hükümete destek anlamına gelen bu tutumunu milletimize şikâyet ediyorum. Anayasa Mahkemesi bu tutumuyla hükümete destek olan bir tavır ortaya koymuştur. Karar, Başkan’ın hukuki değil siyasi kararı olmuştur."

"AKP BİLİMİN ENGİZİSYON MAHKEMESİ"
Kanun hükmünde kararname ile Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA)`nin yapısında yapılan değişikliğe de tepki gösteren Hamzaçebi, "AKP kendi yönetiminde bilim istemektedir. 16 ve 17 yüzyılda Galileo `dünya dönüyor` demişti. Ondan yüzyıl önce yaşayan Kopernik, güneş teorisini savunuyordu. Galileo bunu savunduğu için engizisyon mahkemesi tarafından hapse mahkûm edilmiş ve hapiste ölmüştür. AKP dünya dönüyor denmesinden rahatsız. AKP bilimin engisizyon mahkemesi olmuştur." ifadelerini kullandı.