Üniversitelerarası Kimya Alanında Bilgi Alış Verişi ve Ortak Projeler Geliştirme Çalıştayı

Malatya İnönü Üniversitesi tarafından organize edilen ve üniversitenin ev sahipliğinde gerçekleştirilen "Üniversitelerarası Kimya Alanında Bilgi Alış Verişi ve Ortak Projeler Geliştirme Çalıştayı" başladı.

Üniversitelerarası Kimya Alanında Bilgi Alış Verişi ve Ortak Projeler Geliştirme Çalıştayı
Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi`nde gerçekleştirilen çalıştayın açılışına, İnönü Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan İçen ile İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Çalıştay yöneticisi Prof. Dr. İsmail Özdemir`in yanı sıra Adıyaman, Atatürk, Batman, Bingöl, Çukurova, Cumhuriyet, Dicle, Erciyes, Erzincan, Fırat, Gazi Osman Paşa, Mersin, Harran, Kafkas, Kilis 7 Aralık, Muş Alparslan, Siirt, Sütçü İmam ile İnönü Üniversitesi`nin akademikpersonelleri katıldı.

Çalıştay öncesinde bir konuşma yapan Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, bilim adamlarının konuşmaktan çok araştırma yapmaları gerektiğini söyledi. Çelik, Türkiye`nin dünyada önemli bir yere sahip olduğunu ifade ederek, "Gerçek bilimle uğraşan insanlar, konuşmadan ziyade araştırma yapmayı yeğlerler. Onların işi odur. Türkiye Cumhuriyeti olarak genel anlamda baktığımızda uluslar arası tanınılırlığı, güvenilirliği gittikçe artan bir ülke olma yolunda ilerliyoruz. Bunun yurt dışınaçıktığınız zaman çok daha iyi hissediyorsunuz. Hava yollarımızla seyahat ederken, hava yollarımızın birçok dünya havayolundan çok daha iyi olduğunu görüyoruz. Otellerimiz Batı Avrupa ve Amerika otelleriyle karşılaştırıldığında onlardan çok daha konforlu ve çok daha iyi hizmet veren kurumlar olarak karşımıza çıkıyor. Benim asistanlık dönemimde yurt dışına gittiğimizde Türkiye, Tanzanya ve Nijerya gibi görülen bir ülkeydi. Çok şükür şimdi herkes Türkiye`nin dünyadaki yerini biliyor. Türkiye`ninekonomisinin nasıl ileriye doğru gittiğini fark ediyor ve gıpta ile bakıyor" dedi. "PROJE ÜRETMELİYİZ" Çelik, Türkiye`de profesör olupta proje üretmeyen insanların var olduğunu savunarak, "Peki, bu dünya standartları üzerinde olduğumuz alanları göz önünde bulundurduğumuzda araştırma konusunda, bilim üretme konusunda ve teknolojiye katkı noktasında istediğimiz yerde miyiz? Henüz Türkiye`nin büyüklüğüne ve ihtişamına uygun bir yerde değiliz. İnönü Üniversitesine üst yönetici olmadan önce TÜBİTAK`ta görev yaptım. 2008`li yıllarda TÜBİTAK`a bütün alanlarda verilen proje sayısı 6 bin civarındaydı. YaniTürkiye`nin 6 bin civarında proje üretebilecek bir potansiyeli var. Oysaki dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde öğretim üyeleri 12 ay maaş almıyor, 9 ay devlet maaş veriyor. Öğretim üyeleri geriye kalan 3 aylık maaşlarını yaptıkları projelerden, danışmanlıklardan ve üniversite - sanayi iş birliğiyle ilgili görev aldıkları projelerden karşılıyorlar. Türkiye genel olarak baktığımızda proje sayısı olan 6 bini 6 bin 500`e çıkartabilir" diye konuştu

"TÜRKİYE BİLİM, TEKNOLOJİ VE YENİLİK ALANINDA ÖNEMLİ BİR ATILIM İÇERİSİNDEDİR" İnönü Üniversitesi rektör Yardımcısı ve Çalıştay Yöneticisi Prof. Dr. İsmail Özdemir ise, yaptığı açılış konuşmasında, Türkiye`nin bilim, teknoloji ve yenilik alanında önemli bir atılım yakaladığını, bu atılımın AR-GE faaliyetleriyle geliştirileceğini kaydetti. Özdemir, düzenlenen sempozyumların bilgi paylaşımında önemli bir rol üstlendiğine dikkat çekerek, şunları söyledi; "Ülkede yapılan bilimsel etkinlikler arasında kimya sempozyumları her zaman büyük bir ilgi görmektedir. Ancak artan bilim insanısayısı ve çalışmaların sayısına paralel olarak bu etkinlikler daha özele indirgenmiş durumdadır. Bu anlamda son yıllarda genel kimya sempozyumlarının yanı sıra ana bilim dallarının kendileri çeşitli olarak sempozyumlar yamaktadırlar. Fakat yinede bu etkinlikler sırasında yeterince bilgi alış verişi yapılamamaktadır. Ülkemiz ürettiği bilgi, geliştirdiği teknolojileri ülke ve insanlığın yararına, yenilikçi ürün, süreç ve hizmetlere dönüştüren Türkiye vizyonu doğrultusunda; bilim, teknoloji ve yenilikalanında önemli bir atılım içerisindedir. Bu atılım ancak geliştirilecek olan AR-GE faaliyetleriyle sağlanacaktır." "FİZİK, KİMYA VE BİYOLOJİ BÖLÜMÜNÜ TERCİH EDEN ÖĞRENCİ SAYISI AZALMAKTADIR" Özdemir, özellikle Fizik, Kimya ve Biyoloji bölümlerini tercih eden öğrenci sayısının azaldığına dikkat çekerek, "Özellikle Fizik, Kimya ve Biyoloji bölümlerimizi tercih eden öğrenci sayımız gittikçe azalmaktadır. Daha sonra Matematik`te muhtemelen aynı problemi yaşayacaktır. Dolayısıyla biz mevcut olan alt yapılarımızı ve bilgi birikimimizi kullanmak zorundayız. Bu amaçla özellikle sanayi ile bir araya gelerek, sanayinin yaşadığı problemleri çözme neticesinde de onların ihtiyaç duyduğu alanlarda AR-GEyapmakta kaçınılmaz bir durumdur. Bunun yanı sıra eğer lisans düzeyinde öğrenci sayısı azalması varsa, biz kendimizi başka yöne de yönlendirmek zorundayız. Buda lisansüstü programlara daha fazla ağırlık vererek, mevcut olan yapımızı koruyarak, daha güçlü bir şekilde gelişebiliriz" şeklinde konuştu

Yapılan açılış konuşmalarının ardından çalıştaya geçildi. Çalıştayın iki gün süreceği kaydedildi.
Kaynak: İHA