Dışişleri Bakanı Davutoğlu`nun Ürdün Temasları
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Suriye`de sivillere karşı yürütülen acımasız kampanyalar ve operasyonlar durdurulmalıdır" dedi.
Tunus ile başlayan ve diğer ülkelere yayılan halk ayaklanmalarının ardından gelen yönetim değişikliklerini masaya yatırmak ve bir dizi resmi temaslarda bulunmak için Ürdün`ün başkenti Amman`da bulunan Bakan Davutoğlu, Kral Abdullah ve Ürdünlü mevkidaşı Nasır Cude ile ayrı ayrı görüştü. Kraliyet Sarayı`nda gerçekleşen Bakan Davutoğlu ile Kral Abdullah`ın görüşmesinde Suriye ve Filistin başta olmak üzere Ortadoğu`daki son gelişmelerin ele alındığı bildirildi. Kral Abdullah ile olan görüşme sonrası, Ürdünlümevkidaşı Nasır Cude ile bir araya gelen Bakan Davutoğlu, ortak basın toplantısı düzenledi.
Ürdün Dışişleri Bakanı Cude, "Kardeşim Davutoğlu Arapça`yı çok iyi bildiği halde bazen mütevazılık gösterip bazen kullanmıyor. Başlangıçta Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı değerli arkadaşım Davutoğlu`na, ikinci ülkesi Ürdün`e tekrar hoş geldiniz diyorum.Aynı zamanda bölgeye yaptığı ziyaretle ilgili tekrar hoş geldiniz diyorum.Az önce Kral Abdullah ile görüştük" dedi.
Ürdünlü meslektaşına misafirperverliğinden dolayı teşekkür eden Bakan Davutoğlu ise, "Çok değerli meslektaşım Nasır Cude`ye misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum. Bugün gerçekten Ürdün`de majestelileri Kral Abdullah ve değerli kardeşim Nasır Cude ile çok kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Ürdün devletinin Türkiye`deki deprem konusundaki gösterdiği hassasiyet hemen ilk gün arayarak yardım teklifinde bulunması gerçekten aramızdaki dostluğun açık bir nişanesidir. Biz bu dayanışma ve yardım teklifiiçin teşekkür ediyoruz. Kendilerine depremle ilgili son durumu aktardım ve yardım ihtiyacımız noktasında da bilgi verdim. Ürdünlü kardeşlerimizin türlü yardımı Türk halkı tarafından büyük bir şükranla karşılanacaktır" diye konuştu. "ÜRDÜN, ORTADOĞU`NUN İSTİKRARI İÇİN BELKEMİĞİ OLUŞTURAN BİR ÜLKEDİR" Ürdün`de yeni hükümet için başarı dileklerini ileten Davutoğlu, "Bugün yeni hükümetin ikinci günü ve değerli kardeşim Nasır Cude`nin de tekrar aynı göreve atanmasının ilk günü ve ilk misafiri de benim. Bu da benim için bir onur. Yeni Ürdün hükümetine başarılar diliyorum. Ürdün, Ortadoğu`nun istikrarı için belkemiği oluşturan dost ve kardeş bir ülkedir. Özellikle son dönemde Arap toplumlarında yaşanan gelişmelerde doğru tahlil ederek bir ıslah ve reform programı içinde hareket etmektedir. Biz her zamanatılacak adımlarda dost ve kardeş ülke Ürdün`ün yanında olacağız. Türkiye ve Ürdün arasındaki bağlar tarihidir. Çok köklü akrabalık, kardeşlik hukuku vardır aramızda. Ve stratejik bir ilişki vardır. Bugün de ikili görüşmelerimizdeki gelinen düzeyi daha ileri bir stratejik aşamaya geçirmek için üst düzey stratejik konsey kurma konusundaki daha önceki kararımız teyit ettik. Başbakanımız da en kısa zamanda Ürdün`ü ziyaret etme arzusundalar" dedi. "SURİYE`DE SİVİLLERE KARŞI YÜRÜTÜLEN ACIMASIZ KAMPANYALAR VE OPERASYONLAR DURDURULMALIDIR" Suriye yönetiminin kendi halkına karşı sert yöntemler tercih ettiğini belirten Davutoğlu, "Bölgesel konularda da Türkiye ve Ürdün, daimi istişare eden ve ortak tutum sergileyen ülkelerdir. Bugün de özellikle Suriye ve Filistin konularında çok kapsamlı istişareler gerçekleştirdik. Türkiye olarak, bizim Suriye konusundaki tutumumuz açık ve nettir. Her şeyden önce sivillere karşı yürütülen acımasız kampanyalar ve operasyonlar durdurulmalıdır. Suriye`de sivil kayıpların ölümleri durmadıkça reform ortamınınoluşması mümkün değildir. Biz Suriye nezdinde her türlü girişimde bulunduk. Her türlü çabayı gösterdik ancak Suriye yönetimi maalesef kendi halkına karşı sert yöntemler kullanmayı tercih etti ve bunda ısrar etti. Tabi Arap Ligi`nin teşebbüsünün başarılı olmasını diliyoruz. Ancak her şeyden önce akan kanın durması lazım. Hiçbir şart ve gelişme akan kardeş kanından daha önemli değildir. Suriye yönetimi bu konuda büyük şehirlerde yürüttüğü operasyonları durdurmalı ve askeri varlığını şehirlerden çekmelidir.Ağustos ayından bu yana ikazlarımız devam etmekte. Suriye`deki gelişmelere bigane kalma lüksümüz yok. Suriye halkının haklı taleplerinin hayata geçirilmesi için de gereken neyse onu yapmaya kararlıyız. Suriye`de kaosa da izin vermeyiz, zulme de izin vermeyiz. Bu, bizim için Suriye halkına karşı tarihi borcumuzdur" ifadelerini kullandı. "FİLİSTİN`DE FİLİSTİNLİLER KENDİ DEVLETLERİNİN EGEMENLİĞİ ALTINDA YAŞAMAYA SAHİPTİRLER" Filistin`e devlet olma hakkının verilmesinin lütuf olmadığını, aksine sorumluluk olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Filistin konusunda da tavrımız açık ve net. Filistin devleti, sürdürülebilir sınırlarda ve 1967 sınırları esas alınarak bir an önce, yarın değil, bugün kurmak bile uluslararası toplum üzerine bir vecibedir. Bu bir lütuf değildir. Filistinlilere devlet kurma hakkını tanımak, uluslararası toplumun Filistinlilere bir lütfu değildir. Aksine bir sorumluluğundur. Artık Filistin`de Filistinliler kendidevletlerinin egemenliği altında yaşamaya sahiptirler. Onun için biz Türkiye olarak sayın Abbas`ın Birleşmiş Milletler`e yaptığı müracaatı tüm gücümüzle destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz. Birleşmiş Milletler platformunda Filistin`in tanınmasının İsrail üzerinde de belli bir baskı oluşturarak barışın önünü açacağına inanıyoruz. Bu baskı barışı engelleyen değil barışın önünü açacak olan bir girişimdir. Ortadoğu`da yeni bir sürece değil, bir çözüme ihtiyacımız vardır. Yani uluslararası toplum buçabalarla yerleşimlerin durdurulmasını sağlar ve Filistin devletinin tanınacağı garantisini verirse, bu sürecin bir anlamı olabilir. Kararlı bir siyasi iradeye gerek var. Bu siyasi iradenin de yansıdığı alan Filistin devletinin kurulması olacaktır. Biz Filistinli kardeşlerimizin bu konudaki çabalarının yan`hidir. Çok köklü akrabalıındayız. Ürdün`de Filistin konusunda en temel aktördür. Ortadoğu`daki tüm konularda Türkiye ve Ürdün birlikte çalışacak" açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA
Ürdün Dışişleri Bakanı Cude, "Kardeşim Davutoğlu Arapça`yı çok iyi bildiği halde bazen mütevazılık gösterip bazen kullanmıyor. Başlangıçta Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı değerli arkadaşım Davutoğlu`na, ikinci ülkesi Ürdün`e tekrar hoş geldiniz diyorum.Aynı zamanda bölgeye yaptığı ziyaretle ilgili tekrar hoş geldiniz diyorum.Az önce Kral Abdullah ile görüştük" dedi.
Ürdünlü meslektaşına misafirperverliğinden dolayı teşekkür eden Bakan Davutoğlu ise, "Çok değerli meslektaşım Nasır Cude`ye misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum. Bugün gerçekten Ürdün`de majestelileri Kral Abdullah ve değerli kardeşim Nasır Cude ile çok kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Ürdün devletinin Türkiye`deki deprem konusundaki gösterdiği hassasiyet hemen ilk gün arayarak yardım teklifinde bulunması gerçekten aramızdaki dostluğun açık bir nişanesidir. Biz bu dayanışma ve yardım teklifiiçin teşekkür ediyoruz. Kendilerine depremle ilgili son durumu aktardım ve yardım ihtiyacımız noktasında da bilgi verdim. Ürdünlü kardeşlerimizin türlü yardımı Türk halkı tarafından büyük bir şükranla karşılanacaktır" diye konuştu. "ÜRDÜN, ORTADOĞU`NUN İSTİKRARI İÇİN BELKEMİĞİ OLUŞTURAN BİR ÜLKEDİR" Ürdün`de yeni hükümet için başarı dileklerini ileten Davutoğlu, "Bugün yeni hükümetin ikinci günü ve değerli kardeşim Nasır Cude`nin de tekrar aynı göreve atanmasının ilk günü ve ilk misafiri de benim. Bu da benim için bir onur. Yeni Ürdün hükümetine başarılar diliyorum. Ürdün, Ortadoğu`nun istikrarı için belkemiği oluşturan dost ve kardeş bir ülkedir. Özellikle son dönemde Arap toplumlarında yaşanan gelişmelerde doğru tahlil ederek bir ıslah ve reform programı içinde hareket etmektedir. Biz her zamanatılacak adımlarda dost ve kardeş ülke Ürdün`ün yanında olacağız. Türkiye ve Ürdün arasındaki bağlar tarihidir. Çok köklü akrabalık, kardeşlik hukuku vardır aramızda. Ve stratejik bir ilişki vardır. Bugün de ikili görüşmelerimizdeki gelinen düzeyi daha ileri bir stratejik aşamaya geçirmek için üst düzey stratejik konsey kurma konusundaki daha önceki kararımız teyit ettik. Başbakanımız da en kısa zamanda Ürdün`ü ziyaret etme arzusundalar" dedi. "SURİYE`DE SİVİLLERE KARŞI YÜRÜTÜLEN ACIMASIZ KAMPANYALAR VE OPERASYONLAR DURDURULMALIDIR" Suriye yönetiminin kendi halkına karşı sert yöntemler tercih ettiğini belirten Davutoğlu, "Bölgesel konularda da Türkiye ve Ürdün, daimi istişare eden ve ortak tutum sergileyen ülkelerdir. Bugün de özellikle Suriye ve Filistin konularında çok kapsamlı istişareler gerçekleştirdik. Türkiye olarak, bizim Suriye konusundaki tutumumuz açık ve nettir. Her şeyden önce sivillere karşı yürütülen acımasız kampanyalar ve operasyonlar durdurulmalıdır. Suriye`de sivil kayıpların ölümleri durmadıkça reform ortamınınoluşması mümkün değildir. Biz Suriye nezdinde her türlü girişimde bulunduk. Her türlü çabayı gösterdik ancak Suriye yönetimi maalesef kendi halkına karşı sert yöntemler kullanmayı tercih etti ve bunda ısrar etti. Tabi Arap Ligi`nin teşebbüsünün başarılı olmasını diliyoruz. Ancak her şeyden önce akan kanın durması lazım. Hiçbir şart ve gelişme akan kardeş kanından daha önemli değildir. Suriye yönetimi bu konuda büyük şehirlerde yürüttüğü operasyonları durdurmalı ve askeri varlığını şehirlerden çekmelidir.Ağustos ayından bu yana ikazlarımız devam etmekte. Suriye`deki gelişmelere bigane kalma lüksümüz yok. Suriye halkının haklı taleplerinin hayata geçirilmesi için de gereken neyse onu yapmaya kararlıyız. Suriye`de kaosa da izin vermeyiz, zulme de izin vermeyiz. Bu, bizim için Suriye halkına karşı tarihi borcumuzdur" ifadelerini kullandı. "FİLİSTİN`DE FİLİSTİNLİLER KENDİ DEVLETLERİNİN EGEMENLİĞİ ALTINDA YAŞAMAYA SAHİPTİRLER" Filistin`e devlet olma hakkının verilmesinin lütuf olmadığını, aksine sorumluluk olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Filistin konusunda da tavrımız açık ve net. Filistin devleti, sürdürülebilir sınırlarda ve 1967 sınırları esas alınarak bir an önce, yarın değil, bugün kurmak bile uluslararası toplum üzerine bir vecibedir. Bu bir lütuf değildir. Filistinlilere devlet kurma hakkını tanımak, uluslararası toplumun Filistinlilere bir lütfu değildir. Aksine bir sorumluluğundur. Artık Filistin`de Filistinliler kendidevletlerinin egemenliği altında yaşamaya sahiptirler. Onun için biz Türkiye olarak sayın Abbas`ın Birleşmiş Milletler`e yaptığı müracaatı tüm gücümüzle destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz. Birleşmiş Milletler platformunda Filistin`in tanınmasının İsrail üzerinde de belli bir baskı oluşturarak barışın önünü açacağına inanıyoruz. Bu baskı barışı engelleyen değil barışın önünü açacak olan bir girişimdir. Ortadoğu`da yeni bir sürece değil, bir çözüme ihtiyacımız vardır. Yani uluslararası toplum buçabalarla yerleşimlerin durdurulmasını sağlar ve Filistin devletinin tanınacağı garantisini verirse, bu sürecin bir anlamı olabilir. Kararlı bir siyasi iradeye gerek var. Bu siyasi iradenin de yansıdığı alan Filistin devletinin kurulması olacaktır. Biz Filistinli kardeşlerimizin bu konudaki çabalarının yan`hidir. Çok köklü akrabalıındayız. Ürdün`de Filistin konusunda en temel aktördür. Ortadoğu`daki tüm konularda Türkiye ve Ürdün birlikte çalışacak" açıklamasında bulundu.