“kanunların Koruduğu Çocukları Büyükler Suça İtiyor”

Adana Gaffar Okkan İlköğretim Okulu Uzman Öğretmeni Semender Karabulut, çocuk suçluluğunda yaş faktörünün etkili olduğunu söyledi.

Çocukların daha çok 15–17 yaş aralığında suç işlediğini açıklayan Karabulut, bunun nedenini bu yaştaki çocukların ergenliğe girmiş olması ve söz konusu dönemin kendine has zorlukları olarak açıkladı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca Adalet Günü etkinlikleri kapsamında Seyhan Belediyesi Kültür Merkezi’nde “Çocuk, adalet sistemi kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon” konulu panel düzenlendi.
Organizasyonda “Suça Sürüklenen Çocukların Eğitimi” konusunda konuşan Semender Karabulut, yapılan araştırmalarda erkek çocukların kızlara göre daha fazla suç işlediklerinin görüldüğünü kaydetti.
Fiziki sebeplerin yanında toplumdaki geleneksel sosyal yapı ve klasik aile özelliklerinin kız çocuğunu suç olgusundan daha fazla koruduğunu dile getiren Karabulut, küçüklerde en çok işlenen suçlarda birinci sırayı hırsızlığın (yüzde 54.6) aldığını anlattı.
Çocuk suçları alanında yüksek lisans tezini hazırlayan Karabulut, iş gücünün vasıfsızlığının aile ekonomisini olumsuz etkilediğini vurguladı. İşsizliğin aileyi sarstığını hatırlatan Karabulut, “Aile ekonomisinin kötü olması, çocukların eğitim düzeyinin yetersiz kalmasına ve daha sonra suça yol açmaktadır. Eğitim durumu ilkokul düzeyinin üstüne çıktıkça, suçlulukta azalma meydana geliyor. Ayrıca suç türü olarak işlenen olaylar ele alındığında en çok hırsızlıktaki eğitim durumu yüzde 71 ile öne çıkmaktadır.” dedi.

Suçlu çocukların yüzde 59.2’sinin kentte yaşadığını ifade eden Karabulut, iç göçler, hızlı kentleşme ve ekonomik çarpıklıkların bu durumu ortaya çıkardığını aktardı. Göçün beraberinde “gecekondulaşma, uyumsuzluk, kültürler arası çatışma” bir takım sorunları getirdiğine değinen Karabulut, şöyle devam etti: “Suçlu çocukların yüzde 77,8’i öz anne–baba ve kardeşleriyle yaşıyor. Çocuğun tam bir aileye sahip olmayacak şekilde bir barınma içerisinde olması, sevgisizliğe, ilgisizliğe, duygusal ve fiziksel istismarı gibi sorunlara sebep olmuştur. Suçlu çocukların bağımlı madde kullanmayla suça yönelme arasında yüzde 9.9’luk bir ilişki vardır. Suça teşvik, suça karışmada yüzde 20.6 oranında bir faktör olarak tespit edilmiştir.”

ÇOCUKLAR KAN DAVASI, TÖRE VE TERÖR OLAYLARINDA KULLANILIYOR
Fiiliyata dökülen, teşvik edilenin yanında çocuğun çevresinde suçlu kişilerin varlığının da etkisinin gözden uzak tutulmaması gerektiğini dile getiren Semender Karabulut, çocukların özellikle büyüklerin işlediklerinde çok ceza alacakları “kan davası, töre” gibi hadiselerde kullanıldığını söyledi.
Kanunların çocuk suçlarında daha az ceza veya korumaya dönük olduğunu hatırlatan Karabulut, “Eskiden adam öldürme, töre cinayetlerinde çocuklar kullanılırken, şimdi hırsızlıktan tutunda terör olaylarına kadar pek çok suça teşvik ediliyor. Ülkemizde bu yıl yaşanan terör olaylarında çocukların kullanılması bunun en güzel göstergesidir.”şeklinde konuştu.
Suçlu çocukların yüzde 69.2’sinin ruh sağlığının bozuk olduğunu kaydeden Karabulut, bunu gerekçesini sağlıklı bir aile ortamı ile iyi bir sosyal ve kültürel çevrenin olmamasına bağladı.
“Adalet Sistemi İçerisinde Çocuklar ve Çocuğa Duyarlı Adalet Sistemi Çalışanları Olmak” temasını ele alan Adana Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi’nde görevli Psikolog Keziban Karıncalı ise “çocukluğun” bireyin yaşamında çok özel bir dönem olduğunu vurguladı.
Türk hukuk sisteminde reşit olma yaşının 18 olarak belirlendiğini bildiren Karıncalı, adli süreçlerde “söylenenleri anlama, düşüncelerini ifade etme, kendisi hakkında verilecek kararları kavrama yeteneğinin” çok önemli olduğunu söyledi.
Adana Vali Yardımcısı İbrahim Avcı, Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, okullardan rehber öğretmenlerin katıldığı panelde oturum başkanı Adana Cumhuriyet Savcısı Cumali Tülü, Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Veysel Tuncil, Seyhan Rehberlik ve Danışma Merkezi’nden görevli Rehber Öğretmen Nazmiye Balcı ve Adana 1. Çocuk Mahkemesi Hakimi Mehmet Esen’de birer sunum yaptı.