Akdağ, ``anadolu Ajansı Editör Masası``na Konuk Oldu (1)

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye genelinde kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve istismara karşı izlem merkezlerini yaygınlaştıracaklarını belirterek, ``Bir erkek evde eşine kötü davranmış, şiddet uygulamışsa, karakoldaki polis ya da savcı `eşindir, kocandır` falan demeyecek.

Dendiği müddetçe bu problem ortadan kalkmaz`` dedi

Anadolu Ajansı Editör Masası`nın ilk konuğu olan Akdağ, sağlık alanında tartışılan güncel konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu

Sağlık Bakanı Akdağ`ın röportajı şöyle: Soru: Kadına yönelik şiddet ülke gündeminde önemli bir yer işgal ediyor. Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ortak çalışma yürütüyor. Bu konuda neler yapıldı ve yapılması planlanıyor? Akdağ: Uzunca bir zamandır sağlık çalışanlarının da içinde olduğu belli gruplarda eğitimler verdik. Güvenlik kuvvetleri, öğretmenler, sağlık çalışanları... Şiddetin şöyle bir boyutu da var; şiddet çoğu zaman açığa çıkmıyor. Kadına şiddette de böyle, çocuğa şiddette de böyle, her iki gruba cinsel istismarda da böyle... Kapalı, gizli kalıyor. Hatta bunu zaman zaman bu görevliler de gizliyor. Bir öğretmene şiddet gittiği zaman bunun üzerini kapatmayacak. `Kapatmayacak` derken, ortalığa yayacak anlamında değil. Yetkilisine, ilgilisine ulaştırabilecek. Bu sağlık çalışanı için de böyle. Ya da bir erkek evde eşine kötü davranmış, şiddet uygulamışsa, karakoldaki polis ya da savcı `eşindir, kocandır` falan demeyecek. Dendiği müddetçe bu problem ortadan kalkmaz. Bir defa yine işin ahlaki boyutuyla ilgili bir şey söyleyeyim, bir kadına el kaldırıp da vuran bir erkek kadar aciz, zavallı ve vahşi bir insan olamaz. Senin fiziksel gücün ondan fazla diye bunu yapıyorsun ya da neyse... Statün diyelim evin geçimini Anadolu`da bazen erkek sağlayıp kadının bu imkanı olmadığı için de bunlar yapılabiliyor. Her zaman sadece güçten de doğmuyor. Kadın ondan da kuvvetli olabilir, ama kendini güçsüz hissediyor. Böyle bir durumda bir insana fiziksel, ruhsal, her neyse, şiddette bulunmak hakikaten tam bir vahşet. O zaman bunun cezalandırılacağından emin olması lazım. Bilmesi lazım ki bu karşılıksız kalmıyor

Bununla ilgili çok çalışmalar yaptık. Tabii işin bir de şiddeti toplumdan tamamen uzaklaştırıcı çalışmalar var ki o çok daha orta, uzun vadede ancak başarılabilecek bir iş. Peki bütün bunlara rağmen şiddet görmüşse bir kadın, bir çocuk, cinsel istismara maruz kalmışsa o zaman da o andan itibaren artık onu örselemeyip çok ciddi ölçüde korumak lazım

Ankara`da iki mükemmeliyet merkezi kurduk. Birini kurduk, öbürünü kuruyoruz. Birincisi çocukla ilgili olandı, öbürü kadınla ilgili olan... Çocukla ilgili olan çok mükemmel çalışmaya başladı. `Çocuk izlem merkezi` diyoruz. `Koruma` demedik. Öbürü de `kadın izlem merkezi`. Bunları bütün Türkiye`ye yaygınlaştıracağız. Önce modeli geliştirdik. İki senedir bunun üzerinde çalışıyoruz. Model çok mükemmel tuttu. Bunu inceleyen yurt dışından uzmanlar da modeli son derece beğendiler. Şöyle bir şey model; Ankara`daki işleyiş şeklini söylüyorum, bir çocuk cinsel istismara maruz kaldı diyelim ki okulda ya da başka bir yerde, buna şahit olan öğretmen tarafından ya da polis tarafından-onlar eğitim aldığı için- doğrudan çocuk izlem merkezine bildiriliyor. Ve çocukla hiç kimse konuşmuyor. `Konuşmuyor` derken, `nasıl oldu, anlat` denilmiyor. Bu uzmanlık merkezinden doğrudan gelinip çocuk alınıyor ya da aile haber vermişse birlikte merkeze gidiliyor. Merkez hakikaten çok rahatlatıcı bir ortam, mekan da ferah. Orada çocuk bir sosyal hizmet uzmanı ya da psikolog tarafından nöbette kim varsa karşılanıyor. Yaşına uygun bir odaya alınıyor. Küçük bir çocuksa oyuncaklar var. Daha büyükse kitaplar, broşürler var. Varsa ailesiyle birlikte oturmasına fırsat tanınıyor. İfadesinin alınması için hazırlıklar yapılıyor, savcı geliyor. Şimdi mesai içinde sürekli savcı da var artık... İfade odasına alınıyor çocuk... İfade odası dediğimiz yer yine çok rahat bir mekan. Aynalı bir oda. `Söyleşi odası` demek çok daha doğru. Yine yetişmiş, eğitim almış psikologla çocuk orada oturuyor. Genelde bu 1 kişi, bazen 2 kişi de olabiliyor. Savcı ve avukat ya da dışarıdan izleme hakkı olanlar aynalı bölümden içeriyi görüyorlar. Ama çocuk dışarıyı görmüyor. Ses mekanizmaları da var. Savcının bütün soruları çocuğun yaşına ve o andaki ruhsal durumuna göre psikolojik tercüme yapılarak çocuğa soruluyor. Cevaplar savcıya uygun biçimde veriliyor. Kayıtlar alınıyor, eğer gerekirse o gün ya da 1-2 gün misafir ediliyor. Çocuğun mahkemeye çıkmasına gerek kalmıyor. Savcılığa gitmesine gerek kalmıyor. Video görüntüler olduğu için mahkemeye gitmesine de büyük ölçüde gerek kalmıyor. Bir hastane içinde damgalamayı önlemek için de giriş çıkışı falan da normal bir hastanenin içinde yaptık

Kadınlar için de yapıyoruz. Bunları bütün Türkiye`ye yaymak için zamana ihtiyacımız var. Eleman yetiştireceğiz. Ama öyle zannediyorum ki önümüzdeki 2 sene içinde bunları bütün Türkiye`ye en azından büyük şehirlere yaymış olacağız. Bunun devamı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından şöyle getirilecek; onu da Sayın Bakanla tekrar görüştük. Bu çocuğa ya da ailesine veya kadına, her neyse, mutlaka sosyal ve psikolojik desteğe devam etmek gerekiyor. Bu bir dosya ile daha sonra Sosyal Hizmetler tarafından takip edilecek

Soru: Bazen çocuk veya kadınların bu tür şeyleri istismar edebildiği söyleniyor. Ama muhakkak önlemlerini alıyorsunuzdur

Akdağ: Doğru. Orada da sorgulamaları iyi bilen uzman olursa, bunlar da azalır. İşi hiç bilmeyen bir polisin aldığı ifadeyi düşünün, bu hususta uzmanlaşmamış bir savcının işi devam ettirdiğini düşünün. Bir de bu merkezi düşünün. Böyle bir istismara yeltenen birini anında fark edebileceklerdir

-Kadına yönelik şiddet fotoğrafı- Soru: Kadına yönelik şiddet konusundaki bir gazetede yer alan fotoğrafı nasıl değerlendiriyorsunuz? Akdağ: Aslında ben doğrusu şiddetin ve şiddet haberlerinin birbiriyle ilişkisi nedir, bu işin uzmanı değilim. Ama birtakım uzman görüşlerini dinlediğimde şöyle bir hissiyatım oluyor doğrusu, şiddeti ya da benzeri birtakım davranışları haberleştirmek her zaman da beklendiği gibi bir sonuç vermiyor. Bunu haberleştirenlerin ben genelde kötü niyetinin olduğuna inanmıyorum. Şiddeti gösterelim, bakın herkes ne kadar kötü bir şey olduğunu görsün. Öyle olmuyor. Bazen de bu rol model haline dönüşüyor. Ne kadar doğrudur bilmem. Birisi testereyle birisini kesiyor, bunlar basında çok fazla yer alıyor. Daha önce buna benzer cinayetlere pek rastlanmazken, bunun peşine 5 kişi daha böyle yapıyor. O zaman aslında bunları konuşmak sadece bakanların ya da yetkililerin mi işidir diye bir soruyu ben yine sorayım. Mesela Anadolu Ajansı gibi köklü bir kuruluş bu işin öncülüğünü yapıp da medyada kendi araştırmalarını kendi yapar mı? Yani medya bu işi kendisi oto kontrol sağlamak üzere bir çalışmanın içine girer mi? Girmesi lazım. Bunu Sağlık Bakanlığı çalışacak da bir rapor hazırlayacak ya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı... Bunu basın kendisi de yapabilir. Bir araştırma yapılır, işi iyi bilen uzmanlara bunun neye yol açtığı görülür, o zaman oturulur belli etik prensipler belirlenir, bu etik prensiplere uymayanlar bir yaptırım alırlar sektörün kendisi tarafından bir yaptırım alırlar. Yani bağışlayın beni ama böyle işte bir zaman kurulan Basın Konseyi gibi tamamen işin ideolojik tarafıyla ilgilenen, işi gücü farklı yaklaşımlar olan bir yaklaşım yerine gerçekten basının da kendi kendisini kontrol edeceği bir sistem kurması lazım. Bu sadece hükümetlerin işi değil. Hep bekleniyor ki bir kural koyalım. Kanun yapalım, madde yazalım, bu sefer yazdığınız kanun bir tarafıyla vatandaşı korurken, öbür taraftan belki sansüre yol açabilecek bir boyuta taşınıyor. Dengesini sağlamak o kadar da kolay değil

AA Genel Müdürü Kemal Öztürk: Anadolu Ajansı olarak önümüzdeki hafta yayın ilkelerimizi yayınlayacağız. Terör ve şiddet konusunda ne yapıyoruz, kendi açımızdan yayınlayacağız. Diğer medya organlarının nasıl davranacağını bilmiyoruz ama kendimize bir etik kural getirdik

Akdağ: Ben diyorum ki Anadolu Ajansı en azından diğer ajanslarla bir araya gelebilir bu anlamda bir çalıştay ya da atölye çalışması yapabilir. Birilerinin öncü olması öncü olacak kuruluşların başında Anadolu Ajansı geliyor

(sürecek) (SBK-EC)
Kaynak: AA