Devlet Denetleme Kurulu Yazıcıoğlu‘nun öldüğü helikopter kazasına ilişkin raporunu tamamla

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Büyük Birlik Partisi(BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu‘nun hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin raporunu tamamladı. Raporda özellikle enkaz arama çalışmaları sırasındaki zafiyete dikkat çekilir



"YENİ MUHTEMEL KAZA NEDENLERİNİN ARAŞTIRILMASI GEREKİYOR"
-Helikopter enkazından, helikopterin kaza öncesine ilişkin irtifa ve güzergah gibi kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilave uçuş bilgilerini sağlayabileceği değerlendirilen ARGUS 5000 CE ve SKYMAP IIIC GPS cihazlarının kaza mahallinden yok olması/çalınması,
-Pilot ve yolcuların kanlarında sebebi açıklanamayan yüksek oranlarda karbonmonoksit gazı bulunması ile adli tıp uygulamalarındaki bazı düzensizlikler ve pilotun sağlık durumu hakkında tespit edilen bazı yeni bilgiler,
-Transponderi açık olmayan veya alçaktan uçtuğu düşünülen bazı hava araçlarının kaza anı ve mahallindeki hareketliliklerinin varlığı ve yukarıda bahsedilen cihazların kaza mahallinden yok olması/çalınması.
Söz konusu hususlar ile arama-kurtarma faaliyetlerinde yaşanan bilgi kirliliği ile TİB tarafından üretilen tek bilimsel veri çerçevesinde belirlenen kaza yerine ilişkin koordinatlarda hiç arama yapılmamasına ilişkin ciddi ihmal ve eksiklikler birlikte düşünüldüğünde, söz konusu hususlar arasında illiyet bağı olabileceği gözetilerek mutlaka Cumhuriyet Savcılığınca DDK’nin sahip olmadığı yetki ve yöntemlerle mezkur yeni muhtemel kaza nedenlerinin araştırılmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.

TİB’DEN ALINAN BİLGİYE DAYALI OLARAK OLUŞTURULAN HARİTALAR DİKKATE ALINMAMIŞ
Arama-kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında önemli eşgüdüm sorunları ile ciddi düzeyde ihmal ve eksiklikler belirlenmiştir. Bu kapsamda, yürürlükteki Türk Arama Kurtarma Yönetmeliğinin ihtiyacı karşılamadığı ve eşgüdüm sorunlarını çözemediği; aşırı dikey yapılanma nedeniyle yetki ve görev tanımlamalarında belirsizliklere yol açıldığı; böylece, eşgüdüm ve icra faaliyetlerinin içice girmesi nedeniyle hangi birimin hangi işlevi yerine getireceği hususunun netleştirilemediği ve buna uygun idari ve teknik kapasitelerin lüzumlu birimlerde oluşturulamadığı ve sivil ve askeri unsurların eşgüdüm içerisinde çalışmalarına olanak sağlayamadığı tespit edilmiştir. Bu durum, kazazedelerin telefon sinyallerinin kim tarafından değerlendirileceği, kaza yerinin kim tarafından belirleneceği ve nasıl değerlendirileceği, kazazedelerin portatif anten kullanımlarının nasıl sağlanacağı gibi en kritik hususların bile yapılamamasına ve arama-kurtarma faaliyetlerinde önemli ihmal ve eksikliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Arama kurtarma çalışmalarında eldeki imkanlar (Binlerce asker, sivil savunma ekibi, korucu ve diğer vatandaşlar) etkinlikle kullanılmamış olup eldeki tek bilimsel veri olan TİB’den alınan bilgi ve bu bilgiye dayalı olarak oluşturulan haritalar, arama kurtarma çalışmalarında dikkate alınmamıştır. Bu bilgi ve haritalar İl Valisi ve İçişleri Bakanı ile paylaşılmamış ve aramalar büyük oranda görgü şahitlerince bildirilen ve doğruluğu yeterince araştırılmayan yanlış alan ve yerlerde yapılmıştır. Bu esnada, helikopter enkazının Karayakup bölgesinde olduğuna ilişkin görgü şahitlerinin beyanları ile diğer görevlilerin ikazlarının da yeterince dikkate alınmadığı ve TİB verileri ile birlikte değerlendirmesinin yapılmadığı görülmüştür. 25.03.2009-27.03.2009 tarihleri arasındaki arama kurtarma çalışmaları birlikte değerlendirildiğinde; enkazın bulunduğu en muhtemel yer olan Karayakup tepesinin hiç aranmadığı; amatör bir TRAC görevlisinin internet üzerinde muhtemel enkaz yeri diye işaretlediği bölgenin dokuz kez aranmış olduğu; Ilıca, Hacıbudak, Kurucaova ile Sisne mezrasının güney bölgelerinde yüzlerce kilometre alanın gereksiz yere aranmış olduğu ve sonuçta enkazın “kendiliklerinden aramaya çıkan 17 köylü vatandaş” tarafından bulunduğu anlaşılmıştır.‘‘