PKK'dan şok 'Türk ordusu' itirafı
Terör örgütünün silahlı kanadının (HPG) başındaki 'Sofi Nurettin' kod adlı Nurettin Halef Al Muhammed tarafından 2010 yılına ilişkin olarak örgütün yayın organlarına yaptığı açıklamada, şok itiraflarda bulanarak, "2010 yılında büyük kayıplar verdik. Türk ordusunu yenmemiz mümkün değil" dedi.
Terör örgütünün bir numaralı adamı konumundaki 'Cemal' kod adlı Murat Karayılan ile iki numara olarak gösterilen örgütün silahlı kanadının başındaki Suriye uyruklu 'Bahoz Erdal' kod adlı Fehman Hüseyin arasında yaşanan liderlik/rant kavgasının, terörist başı Abdullah Öcalan'ın da desteğiyle, Fehman Hüseyin'in, "Kandil'in talimatlarını dinlemeyerek, özellikle Türkiye içerisinde sivilleri hedef alan kanlı eylemleri nedeniyle örgüt politikasına zarar verdiği" gerekçesiyle görevden alınması ve yerine Murat Karayılan'a bağlılığı ile bilinen Suriye uyruklu 'Sofi Nurettin' kod adlı Nurettin Halef Al Muhammed'in getirilmesiyle sonuçlandı. Ancak terör örgütünün silahlı kanadının üst kademesinde yaşanan bu değişikliğin, özellikle kırsal alandaki silahlı kadroların tepkisine neden olduğu ve Sofi Nurettin'in kadrolar üzerinde etkinlik kurmayı başaramadığı, silahlı kadrolarda yozlaşmanın had safhaya ulaştığı ve Kandil'deki örgüt yönetimine karşı soğukluk yaşandığı gelen haberler arasında.
Sofi Nurettin'in zaman zaman verdiği eylem talimatlarıyla kırsal alandaki kadrolar üzerinde etkinlik kurmaya çalıştığı, Fehman Hüseyin ile örgütün silahlı kanadının (HPG) alt birimi olan Özel Güç Birliği'nin başındaki Suriye uyruklu 'Şahin Kobani' kod adlı Ferhat Abdi Şahin'in Sofi Nurettin'in örgüt kadroları üzerinde otorite kurmasını engelledikleri belirtiliyor.
'SOFİ NURETTİN'DEN İTİRAFLAR
Bu gelişmelerden rahatsızlık duyan 'Sofi Nurettin' kod adlı Nurettin Halef Al Muhammed, 2010 yılında gerçekleştirilen silahlı eylemler, eylemsizlik süreci ve önümüzdeki süreçte izlenecek stratejiye ilişkin olarak örgütün yayın organlarına önemli açıklamalarda bulundu.
"Gerillacılık eski mücadele geleneğidir. Birçok dünya ülkesinde uygulanmış bir tarzdır. Ancak her zaman yenilenme ve değişim karakterine dayanır. Eğer bu değişime ayak uyduramazsa başarısız olur" değerlendirmesinde bulunan Sofi Nurettin'in itiraflarının da yer aldığı açıklamaları şöyle:
"2010 yılında silahlı kadroların eğitim ve eylem planlamalarında gerçekten birçok temel noktada hata ve eksikliklerin var olduğunu gördük. Bir kere, eylemler öncesinde yeterince hazırlığın yapılmadığını belirledik. Gerilla cephesi, her ne kadar hazırlandık dese de, aslında pratikte yeterince hazırlanmamış, zamanı boşa geçirmiş, hem bizi, hem kendini kandırmıştır. Diğer yandan, ideolojik-siyasi çizginin özümsendiğini söylemek de pek mümkün değil. Hala kadrolar paradigma değişikliğini anlayamamış. Düz, dar bir milliyetçi ve geleneksel çizgide kalındığı görülüyor. Yani eylemsizlik sürecine uyum konusunda aksaklıklar var. Hangi çizgide olunduğu halen netleşememiştir.
"İÇİMİZDE ÇOK SAYIDA AJAN OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
Bütün bunların sonucunda önemli kayıplarımız oldu. Kırda böyle oldu, şehirde böyle oldu, Türkiye'de, Irak'ta, İran'da, Suriye'de böyle oldu. Ancak en önemlisi kadrolardaki ideolojik çöküş. Halen ideolojiyi özümsemeden komutan olabileceğini sananlar var. Aslında bu kişilerin askeri başarı kazanma istekleri de yok. Ölmüş, bitmiş, tükenmişler ve gelecekten ümitlerini kesmişler. Böyle bitmiş tutumlar da içimizi kemiriyor. Ağacın kurdu kendi içinde olurmuş misali, gerillanın kurdunu da kendi içinde oluşturan tutumlar var. Bunu açıkça ifade etmemiz lazım. Kurt olmaya niyetli olanlar parti ilkelerini katlediyor, parti yaşamının canına okuyor. Ama herkes bunu görmezden duymazdan geliyor. Sağırı, dilsizi, körü oynuyorlar. Görmedim, duymadım, bilmiyorum diyerek kendilerini kurtarabileceklerini sanıyorlar. Bir de bu durumdan cesaret alan küçük burjuvazi tasfiyeci tipler saldırı yürütüyor. Elbette silahla saldıramıyorlar, ama ideolojik olarak örgütü bitirmeye çalışıyorlar. Parti ve gerilla yaşamını bozmak için çaba gösteriyorlar. İçimizde çok sayıda ajan olduğunu biliyoruz.
Yine, gerilla içinde kötü idarecilik, uzlaşmacılık, bireycilik, bencillik, ahbap çavuşluk ilişkileri yoğun şekilde yaşandığını biliyoruz. İdeolojiden, örgütsel mücadeleden kaçış var. Modern gerilla demekle modern gerilla olunmuyor, zafer demekle zafer kazanılmıyor. Şüphesiz bütün HPG komutanlıkları ve birliklerinden özeleştirel raporlar istenilecek ve derin sorgulamalar mutlaka yapılacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
"TÜRK ORDUSUNA KARŞI BAŞARI İMKANSIZ"
Öte yandan, Türk ordusu, gerilla tarzı mücadelemize karşı epey tecrübe kazandı. Asker gerillaya karşı kendisini eğitmiş durumda. Teknik açıdan da oldukça üst düzeydeler. Bu nedenle, örgütün şehir ve dağ yapılanmasının Türk Ordusuna karşı teknik, taktik ve ordu düzenlemesi açısından başarılı olması imkansız görünüyor. En kısa zamanda bizim de yeniden yapılanmamız gerekir. Aksi halde 2010 yılındaki başarısızlık, 2011 yılında daha da kapsamlı bir şekilde HPG'ye yansıyacaktır.
24 saat Heron casus uçakları arkadaşlarımızın üzerinde geziyor. Türk askeri yaz kış demeden 24 saat nöbet halinde. Tam donanımlı uçaklar, helikopterler, termaller, gece görüş dürbünleri, görüntü ve ses sensörleri, silah donanımları her daim devrede. Polisler artık karakollarda oturmuyor, şehir içinde 24 saat teyakkuz halinde.
"BATMAN VE GEÇİTLİ'DEKİ OLAYLARIN SORUMLULARI CEZALANDIRILDI"
Diğer taraftan, arkadaşlarımızın disiplin ve taktik konulardaki hataları, birçok hüzün verici olaya ve halkımızın bizlere karşı büyük öfke ve tepkisine neden olmuştur. Birçok hüzün verici olay yaşadık. Bunlardan biri Batman'da yaşanan olaydı. Bir kez daha o olayda yaşamlarını yitiren 3 Kürt aydın ve siyasetçisinin ailelerinden özür diliyoruz. Yine, Geçitli'de yolcu minibüsünün yanlışlıkla mayınlanması sonucu ölen 9 kişinin ailesinden özür diliyoruz. Ancak herkes bilsin ki, bu olaylara sebebiyet veren arkadaşlar tarafımızdan en ağır şekilde cezalandırılmışlardır.
Tüm kadroları son kez uyarıyorum: Eylemsizlik sürecinde Önderliğimizin aldığı kararlara uymayan ve aksi yönde hareket eden kim olursa olsun en şiddetli şekilde cezalandırılacaktır. 2011 yılında eylemsizlik ve diyalog sürecinin güçlü kazanımlar oluşturacağına inanıyoruz."
Sofi Nurettin'in zaman zaman verdiği eylem talimatlarıyla kırsal alandaki kadrolar üzerinde etkinlik kurmaya çalıştığı, Fehman Hüseyin ile örgütün silahlı kanadının (HPG) alt birimi olan Özel Güç Birliği'nin başındaki Suriye uyruklu 'Şahin Kobani' kod adlı Ferhat Abdi Şahin'in Sofi Nurettin'in örgüt kadroları üzerinde otorite kurmasını engelledikleri belirtiliyor.
'SOFİ NURETTİN'DEN İTİRAFLAR
Bu gelişmelerden rahatsızlık duyan 'Sofi Nurettin' kod adlı Nurettin Halef Al Muhammed, 2010 yılında gerçekleştirilen silahlı eylemler, eylemsizlik süreci ve önümüzdeki süreçte izlenecek stratejiye ilişkin olarak örgütün yayın organlarına önemli açıklamalarda bulundu.
"Gerillacılık eski mücadele geleneğidir. Birçok dünya ülkesinde uygulanmış bir tarzdır. Ancak her zaman yenilenme ve değişim karakterine dayanır. Eğer bu değişime ayak uyduramazsa başarısız olur" değerlendirmesinde bulunan Sofi Nurettin'in itiraflarının da yer aldığı açıklamaları şöyle:
"2010 yılında silahlı kadroların eğitim ve eylem planlamalarında gerçekten birçok temel noktada hata ve eksikliklerin var olduğunu gördük. Bir kere, eylemler öncesinde yeterince hazırlığın yapılmadığını belirledik. Gerilla cephesi, her ne kadar hazırlandık dese de, aslında pratikte yeterince hazırlanmamış, zamanı boşa geçirmiş, hem bizi, hem kendini kandırmıştır. Diğer yandan, ideolojik-siyasi çizginin özümsendiğini söylemek de pek mümkün değil. Hala kadrolar paradigma değişikliğini anlayamamış. Düz, dar bir milliyetçi ve geleneksel çizgide kalındığı görülüyor. Yani eylemsizlik sürecine uyum konusunda aksaklıklar var. Hangi çizgide olunduğu halen netleşememiştir.
"İÇİMİZDE ÇOK SAYIDA AJAN OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
Bütün bunların sonucunda önemli kayıplarımız oldu. Kırda böyle oldu, şehirde böyle oldu, Türkiye'de, Irak'ta, İran'da, Suriye'de böyle oldu. Ancak en önemlisi kadrolardaki ideolojik çöküş. Halen ideolojiyi özümsemeden komutan olabileceğini sananlar var. Aslında bu kişilerin askeri başarı kazanma istekleri de yok. Ölmüş, bitmiş, tükenmişler ve gelecekten ümitlerini kesmişler. Böyle bitmiş tutumlar da içimizi kemiriyor. Ağacın kurdu kendi içinde olurmuş misali, gerillanın kurdunu da kendi içinde oluşturan tutumlar var. Bunu açıkça ifade etmemiz lazım. Kurt olmaya niyetli olanlar parti ilkelerini katlediyor, parti yaşamının canına okuyor. Ama herkes bunu görmezden duymazdan geliyor. Sağırı, dilsizi, körü oynuyorlar. Görmedim, duymadım, bilmiyorum diyerek kendilerini kurtarabileceklerini sanıyorlar. Bir de bu durumdan cesaret alan küçük burjuvazi tasfiyeci tipler saldırı yürütüyor. Elbette silahla saldıramıyorlar, ama ideolojik olarak örgütü bitirmeye çalışıyorlar. Parti ve gerilla yaşamını bozmak için çaba gösteriyorlar. İçimizde çok sayıda ajan olduğunu biliyoruz.
Yine, gerilla içinde kötü idarecilik, uzlaşmacılık, bireycilik, bencillik, ahbap çavuşluk ilişkileri yoğun şekilde yaşandığını biliyoruz. İdeolojiden, örgütsel mücadeleden kaçış var. Modern gerilla demekle modern gerilla olunmuyor, zafer demekle zafer kazanılmıyor. Şüphesiz bütün HPG komutanlıkları ve birliklerinden özeleştirel raporlar istenilecek ve derin sorgulamalar mutlaka yapılacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
"TÜRK ORDUSUNA KARŞI BAŞARI İMKANSIZ"
Öte yandan, Türk ordusu, gerilla tarzı mücadelemize karşı epey tecrübe kazandı. Asker gerillaya karşı kendisini eğitmiş durumda. Teknik açıdan da oldukça üst düzeydeler. Bu nedenle, örgütün şehir ve dağ yapılanmasının Türk Ordusuna karşı teknik, taktik ve ordu düzenlemesi açısından başarılı olması imkansız görünüyor. En kısa zamanda bizim de yeniden yapılanmamız gerekir. Aksi halde 2010 yılındaki başarısızlık, 2011 yılında daha da kapsamlı bir şekilde HPG'ye yansıyacaktır.
24 saat Heron casus uçakları arkadaşlarımızın üzerinde geziyor. Türk askeri yaz kış demeden 24 saat nöbet halinde. Tam donanımlı uçaklar, helikopterler, termaller, gece görüş dürbünleri, görüntü ve ses sensörleri, silah donanımları her daim devrede. Polisler artık karakollarda oturmuyor, şehir içinde 24 saat teyakkuz halinde.
"BATMAN VE GEÇİTLİ'DEKİ OLAYLARIN SORUMLULARI CEZALANDIRILDI"
Diğer taraftan, arkadaşlarımızın disiplin ve taktik konulardaki hataları, birçok hüzün verici olaya ve halkımızın bizlere karşı büyük öfke ve tepkisine neden olmuştur. Birçok hüzün verici olay yaşadık. Bunlardan biri Batman'da yaşanan olaydı. Bir kez daha o olayda yaşamlarını yitiren 3 Kürt aydın ve siyasetçisinin ailelerinden özür diliyoruz. Yine, Geçitli'de yolcu minibüsünün yanlışlıkla mayınlanması sonucu ölen 9 kişinin ailesinden özür diliyoruz. Ancak herkes bilsin ki, bu olaylara sebebiyet veren arkadaşlar tarafımızdan en ağır şekilde cezalandırılmışlardır.
Tüm kadroları son kez uyarıyorum: Eylemsizlik sürecinde Önderliğimizin aldığı kararlara uymayan ve aksi yönde hareket eden kim olursa olsun en şiddetli şekilde cezalandırılacaktır. 2011 yılında eylemsizlik ve diyalog sürecinin güçlü kazanımlar oluşturacağına inanıyoruz."