Tarımda Yaşanan Gelişmeler

Mersin Valisi Hasan Güzeloğlu, dünyada artık tüketim alışkanlıklarının değiştiğini ve artan dünya nüfusuna bağlı olarak tarım ve gıdanın stratejik bir sektör haline geldiğini vurguladı. Güzeloğlu, bu noktada da tarımsal üretimin iyi yönetilmesi, değişim v

Mersin Ticaret Borsası (MTB) Toplantı Salonu’nda düzenlenen ve narenciye sektörünün sorun ve sıkıntılarının masaya yatırıldığı toplantıda konuşan Güzeloğlu, sektörde yaşanan gelişmeleri de değerlendirdi. Japonya’ya 40 yıl aradan sonra ilk greyfurt ihracatının Mersin Serbest Bölgesi Limanı’ndan gerçekleştirildiğini hatırlatan Güzeloğlu, Japonya’nın dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip olmasının yanında yıllık ortalama 70 milyar dolarlık yaş sebze ve meyve ithalatı gerçekleştirdiğini vurguladı. Türkiye’nin bu pazarda 40 yıldan bu yana olmadığına dile getiren Güzeloğlu, sorun ve sıkıntıların artık aşıldığını, bu ülkeye Türkiye’den ihracatın da yapılmaya başlanmasının önemli bir gelişme olduğunu belirtti.“TARIM VE GIDAYA OLAN TALEP HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”Hedeflerin doğru belirlenerek, buna ulaşılabilmesi adına güç birliği yapılarak, ortak hareket edilmesi gerektiğini savunan Güzeloğlu, ortak bir çabayla sürdürülecek bir stratejinin üretilmesinin de bir zorunluluk olarak öne çıktığını anlattı. Tarım ve tarıma dayalı sektörel ve buna bağlı konjektürel gelişmelerin, yönetim noktasında öngörülemeyen gelişmeler yaşandığına işaret eden Güzeloğlu, bu noktada da tarımsal üretimin iyi yönetilmesi, değişim ve gelişmelere bağlı olarak akılcı ve sürdürülebilir bir yönetim anlayışının benimsenmesi gerektiğinin altını çizdi. Artan dünya nüfusuna bağlı olarak tarım ve gıdaya olan talebin de artış gösterdiğinin altını çizen Vali Güzeloğlu, insanların tüketim alışkanlıklarında ekonomik değişimlere bağlı olarak vazgeçebilecekleri en son kategorinin de gıda ve tarıma dayalı ürünler olduğunu söyledi.“DÜNYADAKİ FARKLI TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI DA DEĞİŞTİ”Çin’in toplam nüfusunun 9.1 milyara ulaştığını, ülke nüfusunun pirinçten ete geçerek, protein tüketimine başlaması ve buna bağlı olarak da yemek yeme alışkanlıklarının değişmesinin çok büyük bir pazarı da beraberinde getirdiğini anlatan Güzeloğlu, “Talep biraz da arza bağlıdır. Yani bilinen geleneksel ürün çeşitlemesinin dışındaki bir ürünün talebe konu olması, doğru bir pazar araştırmasının ve bu pazarın oluşmasına bağlıdır. Pazarını üretemediğiniz ve pazar noktasında yüksek ve güçlü bir şekilde geliştiremediğinizde arz her ne olursa olsun, talep beklenilen ölçüde olamaz” dedi. Dünyanın birçok ülkesinde çok farklı tüketim alışkanlıklarının değiştiğine dikkat çeken Güzeloğlu, “Avokadoyu hiç tatmayan birinin manavdan avokado talep etmesini beklemek ve talep edilmeyince de; ’Ürün elde kaldı’ demek çok akılcı bir yaklaşım değil. Önce bunu sunacaksınız, bunu sunarken de talebin nasıl bir beklenti içinde olduğunu araştıracaksınız, son olarak da buna bağlı bir yöntemle pazarla buluşacaksınız” diye konuştu.“ÜRETİMİ ARTTIRILIRKEN DAHA FAZLA KATMA DEĞER OLUŞTURULMALI”Türkiye’nin yıllarca geleneksel üretim yöntemlerini kullanan bir ülke olduğunu ifade eden Hasan Güzeloğlu, bu durumun her ne kadar talep olmasına rağmen, getirisi olmayan bir yaklaşım tarzı olduğunu dile getirdi. Bilginin değerli bir olgu olmasının yanında elde edilmesinin de maliyet ve zaman aldığını belirten Güzeloğlu, bilgiyi eş zamanlı olarak kullanacak olanın da teknoloji olduğunu, teknoloji transferininse bugün hala sorunlu bir alan olarak öne çıktığını anlattı. Tarım sektöründe üretim artışının yanında daha fazla katma değer oluşturmayı amaçladıklarını vurgulayan Güzeloğlu, tam da bu noktada ’ortak kazanma kültürü’nün kendisini öne çıkarttığını söyledi. Narenciye sektöründü tüm üretim ilişkisinin ihracata konu edinmesinin önemli bir adım olduğunu kaydeden Güzeloğlu, sadece tarımda değil tüm sektörlerde konunun bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ifade etti.“ÜSTÜNLÜKLERİMİZİ İYİ YÖNETİP EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMELİYİZ”Başta tarım ve tarıma dayalı sanayi, turizm ve lojistik olmak üzere tüm sektörlerdeki beklentilerin karşılanması gerektiğinin altını çizen Güzeloğlu, konuşmasını da şöyle sürdürdü; “Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümüne denk gelen 2023 yılında kendisine 500 milyar dolarlık ihracat hedefi koyan Türkiye, bu hedefe ulaşabilme noktasında emin adımlarla yolunda ilerliyor. Sektörel bazda ülke olarak üstünlüklerimizi iyi yönetmek, bunu en iyi şekilde değerlendirmek zorundayız. Bunun için meseleye bir bütün olarak bakmak zorundayız. Uluslararası alanda olmak, rekabete konu edinmek, ayakta durmak müthiş bir şey.” Mersin’in büyük bir kent olduğunu ve bu büyüklüğün artık farkına varılması gerektiğini savunan Güzeloğlu, bunun yanında kentin farklılığını ortaya koyarken, yeni farklılıklar da oluşturulması gerektiğini gündeme taşıdı.“TEK TARAFLI KAZANMAYA ÇALIŞIRSANIZ ÇOK TARAFLI KAYBEDERSİNİZ”Türkiye’nin bir değişim ve yenileşim sürecinde olduğuna dikkat çeken Vali Güzeloğlu, iş dünyasına çağrıda bulunarak; “Sizler de dünyanın değişimine ve gelişimine ayak uydurursanız büyük yol alırsınız. Sadece değişmek yetmiyor, değişimi yönlendirmekte gerekiyor. Değişimi herkes için isterken kendimiz içinde istemeliyiz. Rekabet o kadar yoğun yaşanıyor ki, tabi en önemlisi değişmesi gereken kurum da kamu kurumudur. Sizlerde değişmişsinizdir. Değişmediyseniz buralarda olamazdınız. Değişim emekle olur. Tek taraflı kazanmak olmaz. Tek taraflı kazanmaya çalışırsanız, çok taraflı kaybedersiniz. İşi birlikte düşünmedikçe çok başarılı olma şansınız yok. Takım olun, Mersin ihracatı arttıkça Mersin’de kamu ve özel kesim herkes bundan mutlu olur. Sizlerde ticaret yaparken dürüst olmalısınız” ifadesini kullandı. MTB Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir de, Karedeniz’de fındık ve çay ne kadar önemliyse Mersin’de de narenciyenin o kadar önemli olduğunun altını çizerek, narenciye ihracatıyla ilgili olarak katılımcılara bilgi verdi.
Kaynak: İHA