Bakan Şimşek, İş Adamlarıyla İftarda Buluştu
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TÜMSİAD tarafından düzenlenen iftar yemeğine katıldı.
Dedeman Otel'de düzenlenen iftar yemeğine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Gaziantep milletvekilleri Fatma Şahin, Mehmet Erdoğan, Özlem Müftüoğlu, Halil Mazıcıoğlu, Mehmet Sarı ile Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, ilçe belediye başkanları, oda ve dernek başkanları ile bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve TÜMSİAD Genel Başkanı Dr. Hasan Sert, TÜMSİAD Gaziantep Şube Başkanı Cuma Çekici ve iş adamları katıldı. Programda bir konuşma yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dünya ekonomisinin
krizden sonra toparlanma dönemine girdiğini belirterek, "Son 80 yılın en derin krizi yaşandı. Şimdi toparlanma döneminde. Krizler sonrası kırılganlık devam eder. Hızlı bir şekilde kriz öncesine dönülmez. Daha düşük performansla yoluna devam eder. Tekrar dünya ekonomisi yavaşlama sürecine girdi. Temelinde de geçmişte büyümenin motoru olan gelişmiş ülkelerin sıkıntılarını aşamaması. ABD'de iş gücü piyasasında 1930 yılından buyana en büyük kriz yaşanıyor. İşsizlik bu ülkede ikiye katlandı. Yüzde 10 civarına
çıktı. 8,5 milyon ABD'li işini kaybetti. Sadece 700 bin kişi toparlanmayla iş bulabildi" dedi.
Avrupa'da Almanya dışında doğru düzgün istihdam oluşturan olmadığına dikkat çeken Şimşek, "Herkes ihracata dayalı büyüme peşinde. Ama birilerinin de tüketmesi lazım. Burada gelişmekte olan ülkeler ön plana çıkıyor. Türkiye, Çin, Rusya ve Brezilya gibi. Gelişmiş ülkelerin ciddi bilanço problemi var. Bu ülkelerde kamu bilançosunda çok büyük tahribat yaşandı. Kriz öncesi bütçe açıkları katlandı, kriz öncesi kamu borç stokunun milli gelire oranında büyük artışlar sağlandı. Gelişmiş ülkelerin ortalama kamu
borç stokunun milli gelire oranı yüzde 100'ün üzerine çıktı. Gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 40'ın biraz üzerinde. Yine gelişmiş ülkelerde kamu açıklarının milli gelire oranı yüzde 10'lara kadar çıktı. Gerçi şuanda aşağı doğru iniyor. Ama gelişmekte olan ülkelerin ortalamasına bakarsanız, yaklaşık 3,5 - 4 arası. Gelişmiş ülkelerin kamu finansman dengeleri, devlet bilançoları büyük bir tahribat yaşadı. Bu tahribatın düzeltilmesi biraz zaman alacak. Gelişmiş ülkelerdeki hane halkı gerek işsizlik ve
gayrimenkullerindeki sıkıntı nedeniyle servet kaybı yaşadı" diye konuştu.
Bakan Şimşek, gelişmekte olan ülkelerin ümitli olduğunu, bu ülkelerin önümüzdeki dönemde dünyadaki büyümenin ana motoru olarak görüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
"ABD istihdam oluşturmayan bir sürece girdiyse Avrupa'da Almanya dışında istihdam oluşturmayan bir ülke durumu ile karşı karşıyaysa, gelişmekte olan ülkelerin bunlardan bağımsız güçlü bir şekilde yollarına devam etmesi beklenemez. Gelişmekte olan ülkelerin ABD'deki durumdan Avrupa'daki durumdan tamamen ayrışması beklenemez. Biz Türkiye olarak kendi konumumuzu değerlendirmemiz lazım. Krizden güçlü çıktık. Çok güçlü toparlanma dönemine girdik. Türkiye krize girerken kamu finansman dengeleri itibariyle hane
halkının nispeten düşük borçluluk oranı itibariyle bankaların sağlıklı yapıları itibariyle bu krize çok güçlü bir yapıyla girdi. Ona rağmen krizden etkilendik."
"Türkiye'de büyüme iştahı o kadar büyük ki tasarruflarımız yeterli olsa biz Çin'i büyümede geride bırakırız" diyen Şimşek, "Ama yinede şanslı bir dönemde sayılabiliriz. Dünyada düşük büyüme ve düşük faiz sayesinde cazip ülkelerin finansman ihtiyacının karşılanmasında önemli bir sıkıntı yaşanmayacağı görülüyor. Büyümenin yavaşlaması Türkiye gibi ülkelerin risk iştahını azaltır. Aynı zamanda emtia fiyatlarında düşük seyretmesini sağlar. Böylece cari açık idare edilebilir düzeyde devam eder" ifadelerini
kullandı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herşey güven ve istikran üzerine oturmuştur. Güven ve istikrar korunursa Türkiye'nin yeni reformlarla önü açılırsa kazanımlar devam eder, yeni kazanımlar inşa edilir. Bu nedenden dolayıdır ki; biz Türkiye'nin temel hak ve özgürlüklerini, demokrasi standartlarını, hukuk sistemini önemli ölçüde gelişmesini sağlayacak anayasa paketini vatandaşa götürüyoruz. Bu anayasa paketi, Türkiye'nin önünü açacak. Evet ya da hayır Türkiye için bir dönüm noktası, bunu bir siyasetçi olarak ya da oy istemek için
söylemiyorum. Zaman zaman ülkelerin tarihlerinde önemli kırılma ve dönüm noktaları vardır. Pazar günü o günlerden bir tanesidir. Eğer evet denilirse, Türkiye ekmeğini taştan çıkartan bir ülke olarak birikimleri korumakla kalmaz çok daha ileriye taşıyacak yeni bir yapının temellerini atmış olur. Bunu siyasi anlamda söylemiyorum, ekonomik anlamda anayasa paketinin önemi çok büyüktür. Anayasa değişikliği, demokrasinin güçlenmesi, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi Türkiye'yi bölmez, güçlendirir. Esas hak
ve özgürlükler geniş manada tanımlanmaz, yaşatılmazsa o zaman ülke zayıflar, potansiyelini gerçekleştiremez. 90'lı yılları bu korkularla kaybettik. 70'li yılları bu korkularla kaybettik. Değişim böyle bir şeydir."
TÜMSİAD Genel Başkanı Hasan Sert ve TÜMSİAD Gaziantep Şube Başkanı Cuma Çekici de, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundular. Konuşmaların ardından TÜMSİAD'a yeni üye olan iş adamlarına Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve protokol üyeleri tarafından rozetleri takıldı.
(HD-HE-Y)
krizden sonra toparlanma dönemine girdiğini belirterek, "Son 80 yılın en derin krizi yaşandı. Şimdi toparlanma döneminde. Krizler sonrası kırılganlık devam eder. Hızlı bir şekilde kriz öncesine dönülmez. Daha düşük performansla yoluna devam eder. Tekrar dünya ekonomisi yavaşlama sürecine girdi. Temelinde de geçmişte büyümenin motoru olan gelişmiş ülkelerin sıkıntılarını aşamaması. ABD'de iş gücü piyasasında 1930 yılından buyana en büyük kriz yaşanıyor. İşsizlik bu ülkede ikiye katlandı. Yüzde 10 civarına
çıktı. 8,5 milyon ABD'li işini kaybetti. Sadece 700 bin kişi toparlanmayla iş bulabildi" dedi.
Avrupa'da Almanya dışında doğru düzgün istihdam oluşturan olmadığına dikkat çeken Şimşek, "Herkes ihracata dayalı büyüme peşinde. Ama birilerinin de tüketmesi lazım. Burada gelişmekte olan ülkeler ön plana çıkıyor. Türkiye, Çin, Rusya ve Brezilya gibi. Gelişmiş ülkelerin ciddi bilanço problemi var. Bu ülkelerde kamu bilançosunda çok büyük tahribat yaşandı. Kriz öncesi bütçe açıkları katlandı, kriz öncesi kamu borç stokunun milli gelire oranında büyük artışlar sağlandı. Gelişmiş ülkelerin ortalama kamu
borç stokunun milli gelire oranı yüzde 100'ün üzerine çıktı. Gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 40'ın biraz üzerinde. Yine gelişmiş ülkelerde kamu açıklarının milli gelire oranı yüzde 10'lara kadar çıktı. Gerçi şuanda aşağı doğru iniyor. Ama gelişmekte olan ülkelerin ortalamasına bakarsanız, yaklaşık 3,5 - 4 arası. Gelişmiş ülkelerin kamu finansman dengeleri, devlet bilançoları büyük bir tahribat yaşadı. Bu tahribatın düzeltilmesi biraz zaman alacak. Gelişmiş ülkelerdeki hane halkı gerek işsizlik ve
gayrimenkullerindeki sıkıntı nedeniyle servet kaybı yaşadı" diye konuştu.
Bakan Şimşek, gelişmekte olan ülkelerin ümitli olduğunu, bu ülkelerin önümüzdeki dönemde dünyadaki büyümenin ana motoru olarak görüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
"ABD istihdam oluşturmayan bir sürece girdiyse Avrupa'da Almanya dışında istihdam oluşturmayan bir ülke durumu ile karşı karşıyaysa, gelişmekte olan ülkelerin bunlardan bağımsız güçlü bir şekilde yollarına devam etmesi beklenemez. Gelişmekte olan ülkelerin ABD'deki durumdan Avrupa'daki durumdan tamamen ayrışması beklenemez. Biz Türkiye olarak kendi konumumuzu değerlendirmemiz lazım. Krizden güçlü çıktık. Çok güçlü toparlanma dönemine girdik. Türkiye krize girerken kamu finansman dengeleri itibariyle hane
halkının nispeten düşük borçluluk oranı itibariyle bankaların sağlıklı yapıları itibariyle bu krize çok güçlü bir yapıyla girdi. Ona rağmen krizden etkilendik."
"Türkiye'de büyüme iştahı o kadar büyük ki tasarruflarımız yeterli olsa biz Çin'i büyümede geride bırakırız" diyen Şimşek, "Ama yinede şanslı bir dönemde sayılabiliriz. Dünyada düşük büyüme ve düşük faiz sayesinde cazip ülkelerin finansman ihtiyacının karşılanmasında önemli bir sıkıntı yaşanmayacağı görülüyor. Büyümenin yavaşlaması Türkiye gibi ülkelerin risk iştahını azaltır. Aynı zamanda emtia fiyatlarında düşük seyretmesini sağlar. Böylece cari açık idare edilebilir düzeyde devam eder" ifadelerini
kullandı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herşey güven ve istikran üzerine oturmuştur. Güven ve istikrar korunursa Türkiye'nin yeni reformlarla önü açılırsa kazanımlar devam eder, yeni kazanımlar inşa edilir. Bu nedenden dolayıdır ki; biz Türkiye'nin temel hak ve özgürlüklerini, demokrasi standartlarını, hukuk sistemini önemli ölçüde gelişmesini sağlayacak anayasa paketini vatandaşa götürüyoruz. Bu anayasa paketi, Türkiye'nin önünü açacak. Evet ya da hayır Türkiye için bir dönüm noktası, bunu bir siyasetçi olarak ya da oy istemek için
söylemiyorum. Zaman zaman ülkelerin tarihlerinde önemli kırılma ve dönüm noktaları vardır. Pazar günü o günlerden bir tanesidir. Eğer evet denilirse, Türkiye ekmeğini taştan çıkartan bir ülke olarak birikimleri korumakla kalmaz çok daha ileriye taşıyacak yeni bir yapının temellerini atmış olur. Bunu siyasi anlamda söylemiyorum, ekonomik anlamda anayasa paketinin önemi çok büyüktür. Anayasa değişikliği, demokrasinin güçlenmesi, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi Türkiye'yi bölmez, güçlendirir. Esas hak
ve özgürlükler geniş manada tanımlanmaz, yaşatılmazsa o zaman ülke zayıflar, potansiyelini gerçekleştiremez. 90'lı yılları bu korkularla kaybettik. 70'li yılları bu korkularla kaybettik. Değişim böyle bir şeydir."
TÜMSİAD Genel Başkanı Hasan Sert ve TÜMSİAD Gaziantep Şube Başkanı Cuma Çekici de, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundular. Konuşmaların ardından TÜMSİAD'a yeni üye olan iş adamlarına Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve protokol üyeleri tarafından rozetleri takıldı.
(HD-HE-Y)