Bayram zombileri

İNSANİ KAHRAMANDAN DİŞİ RAMBO'YA



Zombi mitini başımıza saran George Romero yalnız kaldığında sıradan film izleyicisinin kafasına nasıl bir çorap ördüğünü düşünüyor olmalı! Kısası, uzunu, siyah-beyazı, renklisi, yeniden çevrimi, komedisi, göndermelisi, alaycısı, gerilimi, bilimkurgusu, korkusu ve hatta bestseller romana kadar uzanmış bir çılgınlıktan bahsediyoruz. Zombilerin, yani yaşayan ölülerin gedikli izleyicisinin hiçbir zaman benzer şeyleri görmekten bıkmaması bir yana, olayın bu denli çılgınlık boyutuna erişeceği öngörülür bir şey değildi.
George Romero'nun zombileri ünlü yapmasından çok çok sonra 90'ların ikinci yarısında bir oyun çılgınlığı başlattı 'Resident Evil'. Öyle iyi yazılmış ve tasarlanmış bir bilgisayar oyunuydu ki sanki sinema filmine kucak açmış bekler bir hali vardı. Oyunun mekanları kahramanın gözünden görünüyor ve ekrana düşen Zombiler çok daha dehşetli bir görüntü veriyordu. Elbette yapımcılar ellerini çabuk tuttu ve 'Resident Evil', oyunla çok da benzerlik taşımayan bir halde beyazperdedeki yerini aldı. Bu noktada söylentilere kulak vermek gerekiyor. Filmin yönetmenliği için tabii ki George Romero adı öne atılmış. Ancak 'Ölü' üçlemesinden sonra sinemaya aralıklarla devam eden Romero'nun yapımcı tarafından film çekmeye memur edilmeyi kaldıracak biri olmadığı açık. Diğer isim ise korkunun başka asi ismi, dünyanın sonu ile ilgili hikayelerde de kendini kanıtlamış John Carpenter, ki aynı nedenler onun için de geçerli. Durum böyle olunca daha önceden 'Mortal Combat' gibi diğer bir bilgisayar oyununu sinemaya uyarlamış Paul W.S. Anderson'da karar kılınmış. Anderson, kalabalık sahnelerde başarılı ama derinlikli anlatımdan ve görsel estetikten çok da nasiplenmemiş bir yönetmen olarak seriyi 4'ledi.

'Resident Evil'ın dünyadaki genel eleştirileri pek de parlak değil aslında. En azından ilk 3 film için. Ancak ticari açıdan para basıyor. Peki, ne var bu filmlerde? Zombilerin klasik özellikleri aynı. Kimyasal silah ve genetik üzerine araştırma yapan bir bilim laboratuarındaki deney tüpünün kırılmasıyla tüm şirketin zombiye dönüşmesi ve dünyayı bunlardan kurtaracak bir ekibin harekete geçmesi... Zombiler aynı zombi belki Romero'dan beri zaman içinde hızlanmışlar, ama hala kafalarına sıkıp gidiyorlar! Sözde bilim şirketinin yeraltında olması belki fena fikir değil ama Milla Jovovich'in çıplak vücuduna takılan beyaz bez parçasıyla gözümüze sokulan gizli cinsellik numaraları serinin başlarında vasat kaldı. Ancak eleştirmenler ne derse desin, özellikle ilk bölüm bunca sıradan dŽjˆ-vu etkisine rağmen çok iyi gişe yapmıştı.


İNSANİ KAHRAMANDAN DİŞİ RAMBO'YA
Serinin diğer filmleri öncelikle oyuna benzemeye çalıştığı için dünyanın tüm eleştirmenlerini haklı çıkarabilir. Çünkü o ilk filmdeki tutuk ama insani özellikler olduğunu en azından düşündüren kahraman gidiyor, yerine dişi Rambo geliyor. Şimdi serinin 4.'sü 'Resident Evil: Ölümden Sonra', 3 boyutlu ve pek havalı olarak sinemalarımızda. Zaten bu yaz havası kaçık film yok gibi. Bu düşüncelerle meraklısı için 'zombi'li bir bayram ve hafta sonu geldi...


BARIŞ BARDAKÇI