Didim Barış Festivali'nde Referandum Paneli
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, 15. Didim Barış Festivali kapsamında düzenlenen "12 Eylül Referandumu" konulu panelde konuştu.
15. Didim Barış Festivali kapsamında düzenlenen panele CHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol ve Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı konuşmacı olarak katıldı. Didim Ticaret Odası Nurullah Kocabıyık Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelde CHP Aydın İl Başkanı Tunç Aytur, CHP Didim İlçe Başkanı Mustafa Bekar, görevden uzaklaştırılan Belediye Başkanı Mümin Kamacı, Didim Belediye Başkanvekili Ercan Atasoy, Akbük Belediye Başkanı M. Erçin Sandalcı, çok sayıda partili ve davetli katıldı.
Panelde konuşan CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, görevden uzaklaştırılan Mümin Kamacı'ya haksızlık yapıldığını iddia etti ve 2011 seçimlerine az bir zaman kaldığını ve bu tür uygulamaların hesabının sorulacağını söyledi.
Kemal Anadol, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne değinerek, "1 Eylül, 2. Dünya Savaşının başladığı gün; yani ironi yapılarak bu gün ilan edilmiş. O dönemde savaşı başlatan Nazi Almanya'sı ve faşist Hitler milyonlarca insanı yakmış ve dünya felakete sürüklenmiştir. Faşist Hitler daha sonra yasama, yürütme ve yargıyı eline alarak Nazi Almanya'sı ve tek parti iktidarını sürdürdü."
"TUNCAY GÜNEY DENEN BİR ADAM ORTAYA ÇIKTI VE TUTUKLAMALAR BAŞLADI"
Anadol, şöyle devam etti:
"Bir adam çıktı 'hahamım' diye, elinde belgeler varmış, onları savcılar inceledi, baktı ki bunlardan sonra ülkemizin en saygın isimleri, gazeteciler, sanatçılar, yazarlar ve aydınlar içeri atıldı ve neden atıldıklarını dahi bilmiyorlar. Yani görevini kötüye kullananlar varsa ki var; bu her dönemde oldu neden Susurluk'u ortaya çıkarmadılar. Tuncay Güney denen bir adam çıktı ortaya ve tutuklamalar başladı."
AK Parti'nin iktidara geliş sürecini değerlendiren Anadol, "2007 seçimlerinde DYP-ANAP birleşmesi olacaktı, olmadı. Bu iki partinin taban oyu o dönemde yüzde 14 düzeyindeydi. DYP'de Ağar, ANAP'ta Mumcu dönemi vardı ve ortada birleşme olmayınca iktidar yüzde 47 oy aldı. Susurluk davasının da en büyük sanığı kimdi, Mehmet Ağar. Birleşmede olacak taraflardan birisi kimdi, Mehmet Ağar, Susurluk bu gelişmelerden sonra Ergenekon'la birleştirilmedi. Ergenekon'la neden
birleştirilmediğini anlıyorum da bir hukukçu olarak algılayamıyorum. Cumhuriyet Gazetesine, Danıştay'a yapılan saldırıyı Ergenekon'la birleştiriyorsun da neden Susurluk'u Ergenekonla birleştirmiyorsun"
Panelin bir diğer konuşmacısı Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı ise, 12 Eylül referandumu sonucuna göre yapılacak değişimleri değerlendirdi.
Panelde konuşan CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, görevden uzaklaştırılan Mümin Kamacı'ya haksızlık yapıldığını iddia etti ve 2011 seçimlerine az bir zaman kaldığını ve bu tür uygulamaların hesabının sorulacağını söyledi.
Kemal Anadol, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne değinerek, "1 Eylül, 2. Dünya Savaşının başladığı gün; yani ironi yapılarak bu gün ilan edilmiş. O dönemde savaşı başlatan Nazi Almanya'sı ve faşist Hitler milyonlarca insanı yakmış ve dünya felakete sürüklenmiştir. Faşist Hitler daha sonra yasama, yürütme ve yargıyı eline alarak Nazi Almanya'sı ve tek parti iktidarını sürdürdü."
"TUNCAY GÜNEY DENEN BİR ADAM ORTAYA ÇIKTI VE TUTUKLAMALAR BAŞLADI"
Anadol, şöyle devam etti:
"Bir adam çıktı 'hahamım' diye, elinde belgeler varmış, onları savcılar inceledi, baktı ki bunlardan sonra ülkemizin en saygın isimleri, gazeteciler, sanatçılar, yazarlar ve aydınlar içeri atıldı ve neden atıldıklarını dahi bilmiyorlar. Yani görevini kötüye kullananlar varsa ki var; bu her dönemde oldu neden Susurluk'u ortaya çıkarmadılar. Tuncay Güney denen bir adam çıktı ortaya ve tutuklamalar başladı."
AK Parti'nin iktidara geliş sürecini değerlendiren Anadol, "2007 seçimlerinde DYP-ANAP birleşmesi olacaktı, olmadı. Bu iki partinin taban oyu o dönemde yüzde 14 düzeyindeydi. DYP'de Ağar, ANAP'ta Mumcu dönemi vardı ve ortada birleşme olmayınca iktidar yüzde 47 oy aldı. Susurluk davasının da en büyük sanığı kimdi, Mehmet Ağar. Birleşmede olacak taraflardan birisi kimdi, Mehmet Ağar, Susurluk bu gelişmelerden sonra Ergenekon'la birleştirilmedi. Ergenekon'la neden
birleştirilmediğini anlıyorum da bir hukukçu olarak algılayamıyorum. Cumhuriyet Gazetesine, Danıştay'a yapılan saldırıyı Ergenekon'la birleştiriyorsun da neden Susurluk'u Ergenekonla birleştirmiyorsun"
Panelin bir diğer konuşmacısı Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı ise, 12 Eylül referandumu sonucuna göre yapılacak değişimleri değerlendirdi.