Bakan Binali Yıldırım açıkladı

İstanbul'a 60 milyon kapasiteli havaalanı geliyor

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım pazar günü Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) ile bir sağlık firmasının ortaklaşa düzenlediği ''Önce check-in, sonra check-up'' kampanyasına katıldıktan sonra TÖSHİD'in verdiği iftar yameğinde yer aldı.

İftar yemeğinde bir konuşma yapan Bakan Yıldırım, göreve geldiği 2003 yılında havacılık sektöründe 47 bin dolayında çalışan olduğunu belirterek, ''Şimdi 110 bini geçti. Ciromuz 2 milyarın altındaydı, şimdi 10 milyarı aştı. Bugün Türk semalarında bir günde 3 binin üzerinde uçak dolaşıyor. Bu rakam 2003'de binin altındaydı. Türkiye bir transit ülke, havacılıkta merkez ülke oldu. Türkiye'nin havacılıktaki bu başarısı hem bölge ülkelerinin hem de dünyanın gelişmiş ülkelerinin dikkatini çekmeye başladı. THY'nin 59 uçağı vardı, şimdi zannediyorum ki 150'yi geçti. Yeni hedeflerini açıkladılar 210 adet uçak. Dolayısıyla bizim sürekli yeni havaalanları yapma ihtiyacımız var. Atatürk Havaalanı günde 900 trafiği geçti. Bu gelişmeler karşısında yeni bir havaalanı ihtiyacını gözden kaçırmamak lazım. Yine 2023 hedeflerinde İstanbul'da 60 milyon yolcu kapasiteli havaalanı öngörümüz var. Bunun çalışmalarını şimdiden başlattık. Aynı şekilde Türkiye'de 30 milyon kapasiteli iki ve 15 milyon kapasiteli üç havaalanı da yapacağız. Havacılıktaki prensibimiz şu, Türkiye'nin herhangi bir noktasında bulunan bir vatandaşımız, kuzeye, güneye, doğuya, batıya yüz kilometre bölünmüş yolla otoyolla gittiğinde mutlaka bir havaalanına rastlayacak. Hava yolu artık halkın yolu oldu" dedi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ''2023 hedefini yıllık '375 milyon taşıma' diye koyduğumuzda arkadaşlarımızın bazıları buna 'hayali bir hedef' demişlerdi ama biz bunu rahatlıkla aşarız. Önümüze çıkacak engellerin hepsini açarak gidiyoruz. Yolları biz açarız, dağları deleriz, tüneller yaparız, köprüler kurarız '' dedi. Bakan Yıldırım, Anayasa paketinde düzenlenen maddelere değinerek, milletin kimsenin derdi olmadığını ve herkesin saltanatının peşinde olduğunu söyledi. Eski Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın görevinden alındığını hatırlatan Yıldırım, ''İddia ispatlanmak için vardır. Savcı iddia edemezse buna bile tahammül edemeyen yargı mensupları varsa bu ülkenin 73 milyonuna nasıl adalet dağıtacak? Buna nasıl güveneceğiz? Nasıl bağımsız yargı olacak? Olayları saptırmayalım. 1998-2001 yılındaki partileri millet sandığa gömdü. Neden? 'Ülkeyi yönetemediler' diye. İnsanlarımızı mutsuz ettiler. Söylediklerinin tersini yaptılar. Bu millet bizim de kara kaşımıza, kara gözümüze meraklı değil. Biz de yanlış yaparsak millet bizi de al aşağı eder bunu da biliyoruz. Biz bu bilinçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ve yaptığımız işin milletimiz için, geleceğimiz için doğru işler olduğunu biliyoruz.'' şeklinde konuştu.

Bakan Yıldırım şunları söyledi:

"Çok önemli projeleri maalesef gerçekleştiremedik. Bakınız Telekom 1994 yılında 27 milyar dolar engellendi. Türkiye'nin dış borcu 25 milyar dolardı. Kim kaybetti? Ülke kaybetti. Alanlar Telekom'un kablolarını, binalarını yurt dışına mı götüreceklerdi? Yine buradaydı. Yine Türkiye için üretip, hizmet yapacaktı. Ama ülkemizin refahı için daha iyi hizmet yapacaktı. Türkiye'de bazı kurumlar 'Türkiye'nin sorunları bizi ilgilendirmez' diyor. Ancak kamu görevlisinin görevi işlerin önünü engellemek değil aksine önünü açmaktır. İçeriden, dışarıdan sürekli fırça yiyoruz. Başkalarının talimleriyle idam cezasını kaldıracağız, uluslararası sözleşmeleri dışarıdakiler istediler diye Anayasa'ya koyacağız. İçeride değişiklikleri mecbur kalıp yapacağız ama milletimizin ihtiyacı olan reformları bir türlü yapamayacağız. Bu, Türk milletine hiç bir şekilde layık görülecek bir şey değil. Biz istiyoruz ülkemizde her şey yerli yerinde olsun. Her kurum kendi görevini yapsın. Kimse kimsenin alanına heveslenmesin."