İstanbul Ülkü Ocakları eski Başkanı: Referandumda MHP'nin tabanının tutumu farklı olacaktır
Ülkücü hareket içerisinde önemli görevlerden birisi olan İstanbul Ülkü Ocakları ile daha sonra ismi Ülkücü Gençlik Derneği olan İstanbul İl Başkanlığı
Cihan Haber Ajansı ' na özel açıklamalarda bulunan Recep Öztürk , Milliyetçi Hareket Partisi ' nin gerek Ergenekon Davası ve gerekse Anayasa değişikliği konularındaki negatif tavrını anlaşılır ve kabul edilir bulmadığını söylüyor . Mevcut sistemden Cumhuriyet ' in kuruluşundan bu yana kaymağını yiyenler hariç tüm milletin rahatsız olduğunu ifade eden Öztürk , halkın artık her şeyi görmeye başladığına işaret ederek bir değişimin gerekliliğine vurgu yapıyor .
12 Eylül ' ü en öncelikle ve en sert sorgulaması gereken MHP ' nin , konuyu " es " geçerek adeta sınıfta kaldığına işaret eden Öztürk , " Oysaki bu konuda mutlak çoğunluğun MHP ' den beklediği ; bu hesabın sadece Ülkücüler adına değil , mağdur edilmiş yüz binler adına sorulması , sorumluların kanun önünde hesap vermesinin sağlanmasıydı . İşin en acı ve bir o kadar da vahim olan yönü , Türkiye ' nin geleceğiyle ilgili hayatiyet arz eden böylesine önemli konularda MHP , kamuoyuna tatminkâr izahatlar yapamamış , dahası ; kendi tabanının ve geniş kamuoyu kitlelerinin hassasiyetlerini hesap edememiştir . Darbelerden beslenen , resmi ideolojiden nemalanan , darbe ve darbecilere her daim alkış tutan ve bu yüzden milletin kendisini her seçimde cezalandırdığı bir parti ile aynı çizgide durmayı MHP ' yi yönetenler nasıl içine sindirebiliyor anlamış değilim . Cunta yanlısı , statükoyu savunan , dahası , kendisinden olmayanı , kendisi gibi düşünmeyeni ' ötekileştiren ' , ' düşman ' gören bir zihniyetin değirmenine su taşımak ' Ülkücülük ' adlı o yüce davanın neresinde yazılıdır? " diye konuşuyor .
MHP 12 EYLÜLCÜLERİ YARGILAMA FIRSATINI KAÇIRDI
MHP ' nin 12 Eylül ' ü yargılama fırsatını kaçırdığına dikkat çeken Öztürk , bunun ileride daha iyi anlaşılacağını ifade ederek , " Bugün de ' Biz referanduma hayır diyeceğiz ' diyerek aynı hatayı tekrar ediyorlar . Taban mutlaka farklı düşünüyor ve şuna kesin kanaatim var ki MHP tabanı yüzde yüz farklı şeyler söyleyecek . Çünkü bugün MHP ' nin genç ülkücü tabanındaki birçok kişinin babası , amcası , dayısı veya bir yakını 12 Eylül sonrası yargılanmıştır . Bunun ne büyük hasarlar oluşturduğunu bilmeleri lazım . 12 Eylül ' ü yaşayanlardan MHP söylediklerinin tam tersi yönde oy vereceklerinden zaten en ufak bir şüphem yok . MHP tabanı bu konuda mutlaka MHP ' den farklı düşünüyor . Referandumda MHP ' nin tabanının tutumu yöneticilerinden farklı olacaktır ve tahminim büyük bir çoğunluk bu yönde karar verecektir . " değerlendirmesinde bulunuyor .
Referandumun 12 Eylül tarihinde olmasının tesadüf olmadığına da dikkat çeken Öztürk , " O gece saat 12 olduğunda tüm 12 Eylülcüler de kurtulmuş oluyor . Çünkü 30 yıl dolmuş oluyor . " vurgusunu yapıyor .
CHP İLE KOL KOLA , AL TAKKE-VER KÜLAH BİR KOMEDİDİR SÜRÜP GİDİYOR
Ülkücü harekette en katmerli işkencelerden birisini hem de 12 Eylül öncesi gören kişilerden birisi olduğunu anlatan Öztürk , " Bunca şehit vermiş , çileler çekmiş bir hareket gerçekten şu anki durumuna layık değildir . 12 Eylül ' den en çok çeken bir hareket olmamıza rağmen MHP bunlarla en fazla mücadele etmesi gerekirken kendi aslına , değerlerine ve oluş felsefesine tamamen aykırı bir siyaset sergiliyor . MHP ' yi yönetenler , ulusalcılarla ' ulusalcılık ' yarışına girmiş görünüyor . CHP ile kol kola , al takke-ver külah bir komedidir sürüp gidiyor . " diyor . CHP ile müstakbel bir koalisyonun zeminlerinin hazırlandığını savunan Öztürk , " Oysaki CHP ile ülkücülerin arasında kan uyuşmazlığı var . Bu hiç hesaba katılmıyor . Bilinmelidir ki , Türkiye ' nin CHP ' ye değil , MHP ' ye ihtiyacı vardır . Bir de zaten kurulduğundan beri iktidarda olan CHP ' den kurtulmaya ihtiyaç vardır . Halk , kendi rızası hilafına yapılanları bağışlamıyor , affetmiyor . Bunun en belirgin örneğini , son Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşananların akabinde yapılan seçimler göstermiştir . MHP anayasa paketi oylamalarında AK Parti ' ye destek verseydi beklide alternatif iktidar partisi olurdu . " ifadelerini kullanıyor .
TABAN MHP ' Yİ DOĞRUYA ZORLAMALI
MHP ' de merhum Alparslan Türkeş sonrası eksen kayması olduğunu öne süren Öztürk , bazı söylemlerini terk edildiğini ; bunların tartışılabilir ve belki de kabul edilebilir olduğunu ifade ederek , " Lakin kabul edilemez olan , her şeyini bu kutsal davaya adamış olanlara ahde-vefa göstermemiş olmasıdır . Bunun tabii neticesidir ki , dünün MHP kaleleri birer birer başka partilere kaptırılmış , hitap edilen kitle ve yöreler başka yönlere kaymıştır . MHP , politikalarını güçlü bir Türkiye partisi olma doğrultusunda dizayn etmelidir . Aksi takdirde yetiştirdiği değerleri rakip partilere kaptıran veya küstüren konumundan uzaklaşamayacaktır . " şeklinde konuşuyor .
BAHÇELİ , ÜLKÜCÜLERİ SOKAKTAN ÇEKME VE MAFYA BAĞLANTILARINI TEMİZLEMEDE TAKDİR EDİLECEK HİZMET VERDİ
MHP tabanının partiyi doğruya çekmek için çalışması gerektiğini ifade eden Öztürk , " Taban yukarıyı zorlamalıdır . Sesini oralara duyurmalıdır . Demokratik bir tepki sergilemelidir . Mevcut durum MHP ' ye yakışmıyor . MHP , elbette iktidarı eleştirecektir ama doğruya da ' doğrudur ' diyebilmelidir . Bilinmelidir ki , muhalefet olmak , her şeye , her yapılana muhalif olmak demek değildir . Ülkücü hareketin tabanı artık MHP ' yi doğruya zorlamak durumundadır . " diye konuşuyor . Öztürk , Devlet Bahçeli ' nin ülkücüleri sokaktan çekme ve teşkilatları çek-senet , mafya bağlantılı kişilerden temizleme konusunda takdir edilecek bir hizmet verdiğine işaret ediyor .
OHAL ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN TA KENDİSİDİR
Son günlerde MHP tarafından dile getirilen Olağanüstü Hal ' in ( OHAL ) bir çözüm olmadığına vurgu yapan Öztürk , " OHAL asla bir çözüm olamaz ; tam tersine çözümsüzlüğün ta kendisidir . Bunu istemek bir tedbir , bir caydırıcılık önermektir ancak asla ve kat ' a bir çözüm değildir . " dedi . Devlet-Millet kucaklaşması olmadan OHAL ' i istemek şöyle dursun her kişinin başına bir polis veya aksar dikilse bile gözyaşlarının dinmeyeceğini ifade eden Öztürk , " Bu yangını ocağımıza düşürenlerin ocağına yangın düşsün istiyorsa bilsin ki bunun tek yolu vardır : Sevgi , kardeşlik , birlik ve dayanışma . Daha da önemlisi Kuvay-i Milliye Ruhu gerekmektedir . " diye kaydediyor . Öztürk , bazı kurumların felç olduğunu ve bunların ıslahının gerekli olduğuna işaret ederek , hiç kimsenin milletten büyük olmadığını ve esas olanın vatandaşlar olduğunun bilincinde olunması gerektiğine vurgu yapıyor .
VUR " EMRİ İLE ARANMIŞ
İhtilal sonrası ülkücü hareket içinde " Vur " emri ile aranan tek kişi olduğunu ifade eden Öztürk , hareketin zarar görmemesi ve şartlar öyle gerektirdiği için yurtdışına çıkmak durumunda kaldığını aktarıyor . 12 Eylül sabahı Kenan Evren ' in okuduğu ihtilal bildirgesinin dikkatli incelendiğinde merhum Başbuğ Alparslan Türkeş ' in vatan ve millet sevgisiyle ilgili sözlerinden alıntılar olduğunun görülebileceğini kaydeden Öztürk , bunun ülkücüleri gafil avlamaya matuf bir sinsi maksat taşıdığını savunuyor . Öztürk , " İhtilalin hedefi ' Marksist-Leninistlerdir ' izlenimi yaratılmıştır . Bilahare neredeyse topyekûn bir ülkücü camia zindanlara doldurulmuş , en acımasız ve en vahşi işkencelere tabi tutulmuştur . " ifadelerini kullanıyor .
Darbe için gerekli ortamın birileri tarafından 1970 ' li yılların sonlarından itibaren planlı şekilde uygulamaya konulduğuna anlatan Öztürk , " 1979 yılının başında ilan edilen ve birçok ili kapsayan kısmi sıkıyönetim uygulamasına rağmen , bu bölgelerdeki cinayet ve tedhiş olaylarının katlanarak artmış olması oldukça düşündürücüdür . " diye konuşuyor .
Öztürk , " Şeytanın bile akıl edemeyeceği ustalıkta ve sinsice hazırlanmış bu senaryoların hangi dış güçler tarafından Türkiye ' ye servis edildiği , bugün herkesin malumudur . Fikir ithal , malzeme ithal , senaryo ithal . . . Hedef ise Türkiye ' nin birlik ve bütünlüğüne kast . Artık oyuna gelinmemelidir . Tarih tekerrür etmemelidir . Allah korusun , şayet ederse ders alamamışızdır , demektir . " şeklinde vurguluyor .