Chp'den Arınç Ve Kuzu'nun Açıklamalarına Tepki
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Yardımcısı Arınç ve Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu'nun Anayasa Mahkemesi'ni etkilemeye dönük açıklamalar yaptıklarını belirterek, "Anayasa Mahkemesi'ni baskı altına almaya yönelik bu açıklamaların, Anayasa Mahkemesi'ni etkileyeceğini düşünmüyorum
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Yardımcısı Arınç ve Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu'nun Anayasa Mahkemesi'ni etkilemeye dönük açıklamalar yaptıklarını belirterek, "Anayasa Mahkemesi'ni baskı altına almaya yönelik bu açıklamaların, Anayasa Mahkemesi'ni etkileyeceğini düşünmüyorum. Ankara'da hakimler vardır. Ankara'daki hakimler Anayasa'ya ve yasalara göre karar verirler. 'Buhran' teşebbüsleri sonuç yaratmayacaktır" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, Meclis'te gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa değişikliğinin iptali yönündeki başvurunun şekil yönünden incelenmesi kararını verdiğini hatırlatan Hamzaçebi, bu aşamadan sonra yapılması gereken şeyin, Anayasa Mahkemesi'nin incelemesini beklemek ve vereceği karara göre hareket etmek olduğunu vurguladı. Hamzaçebi, dün Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, bugün ise Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun yaptıkları
açıklamaların, Anayasa Mahkemesi'nin kararını eleştirmekten öte telkin ve tavsiyede bulunma amaçlı olduğunu öne süren Hamzaçebi, Anayasa'nın, yargıya telkin ve tavsiyede bulunulmasını yasakladığına işaret etti. Arınç ve Kuzu'nun açıklamalarının, Anayasa'nın 138. maddesine aykırılık oluşturduğunu belirten Hamzaçebi, "Türk yargı sistemi açısından bunları büyük bir talihsizlik olarak görüyorum. Sayın Burhan Kuzu'ya önerim, lütfen buhran yaratmayın" diye konuştu.
Anayasa'ya göre Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa değişikliklerini şekil yönünden denetleyebileceğine işaret eden Hamzaçebi, bu ifadenin yanlış yorumlandığını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin öncelikle geçerli teklif olup olmadığına bakacağını belirten Hamzaçebi, Anayasa değişiklik teklifinin, teklif edilebilecek bir metin olması gerektiğini bildirdi. Bu çerçevede Anayasa'nın ilk 3 maddesinin düzenlediği ilkelere aykırılık oluşturan bir düzenleme yapılamayacağını vurgulayan Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi'nin
geçmişte aldığı kararların da bu yönde olduğunu söyledi. Hamzaçebi, referandumdan önce bu incelemenin yapılamayacağına ilişkin görüşlerin de, Anayasa Mahkemesi'nin geçmişte aldığı kararları bir kenara atmak anlamına geleceğini söyleyerek, "Anayasa Mahkemesi'ni baskı altına almaya yönelik bu açıklamaların, kuvvetler ayrılığına sahip bir demokratik ülkede, saygın bir konumu olan Anayasa Mahkemesi'ni etkileyeceğini düşünmüyorum. Ankara'da hakimler vardır. Ankara'daki hakimler Anayasa'ya ve yasalara göre
karar verirler. Buhran teşebbüsleri sonuç yaratmayacaktır" şeklinde konuştu.
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Hamzaçebi, bir soru üzerine Gazze ile ilgili olarak hükümetin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğine yönelik Meclis Araştırma önergesi hazırladıklarını, önergeyi bugün öğleden sonra Meclis Başkanlığı'na sunacaklarını söyledi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç'ın, Kılıçdaroğlu'na yönelik, 'Sonunuz Baykal gibi olabilir' açıklamasında bulunduğunun hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, Arınç'ın ilginç açıklamalarda bulunduğunu ifade etti. Arınç'ın dünkü açıklamasının, biraz şantaj havasında bir açıklama olduğunu dile getiren Hamzaçebi, Deniz Baykal'a yönelik olarak komplonun bir başka şekilde Kılıçdaroğlu izin de olabileceğini ifade ettiğini söyledi. Hamzaçebi, "Sayın Kılıçdaroğlu dikkat etsin, Baykal'a yapılan ona da
yapılabilir şeklindeki bir ifade hükümetin konulara nasıl yaklaştığını göstermesi açısından ilginç bir örnektir. Şantaj tam uygun olmadı. Şantajın ötesinde bir tehdit havası kokmaktadır. Bir yandan Anayasa Mahkemesi baskı altına alınmaya çalışılırken, bir yandan CHP'nin yakaladığı rüzgarın kesilmesi için CHP Genel Başkanı'na yönelik bir başka tehdidi yapmaktan çekinmemektedirler. Bunlar CHP'nin hızını kesmez. CHP tek başına itidara doğru kararlı bir şekilde gitmektedir. CHP Türkiye'nin umudu, Türkiye'nin
kurtuluşu olacaktır" diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe hakkında Ergenekon davasıyla ilgili fezlekelerin Meclis'e ulaştığının belirtilmesi ve CHP'nin Ergenekon davasıyla ilişkilendirilmeye çalışıldığı yorumlarının hatırlatılması üzerine Hamzaçebi şöyle konuştu: "Hiç şaşırmıyorum. Erzincan'a gidip yerinde inceleme yapmaktan başka birşey yapmayan iki milletvekili için böyle bir fezlekenin Meclis'e gelmiş olmasını yadırgamıyorum. Kuvvetler ayrılığı demokrasinin teminatıdır. Bugün kuvvetler
ayrılığı hükümet tarafından yok edilmek istenmektedir. Bu fezleke bu çerçevede değerlendirilmelidir. Ben şunu öneriyorum ve talep ediyorum. Bu fezlekelerden hiçbir şekilde korkumuz, endişemiz yoktur. Biz TBMM'nin bunun oylanarak kabul edilmesi taraftarıyız. Bekleyen bütün fezlekelere yönelik olarak biz dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz. Bunu da buradan hükümete ve TBMM Başkanı'na duyuruyorum."
İstanbul'da yaşanan sel felaketine ilişkin soru üzerine Hamzaçebi, 2010 yılının İstanbul Dünya Kültür Başkenti yılı olarak ilan edildiğini ve bu şekilde kutlanacağını hatırlattı. Yabancı televizyonlara İstanbul'u tanıtan reklamlar verildiğine işaret eden Hamzaçebi, öte taraftan İstanbul gibi bir dünya kenti kabul ettikleri bir şehrin, bir yağmur halinde durduğunu, yaşamın felce uğradığını anlattı. İstanbul'da bir yağmur başladığında bütün İstanbulluların panik psikolojisine girdiğini, yetkililerin bu
psikolojiyi davet eden açıklamalar yaptığını söyleyen Hamzaçebi, İstanbul'un yağmura teslim olduğunu ifade etti. Geçen yıl Ayamama deresinin taştığını ve 32 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Hamzaçebi, bu konuda verdikleri genel görüşme önergesinin reddedildiğini söyledi. Hamzaçebi, bugün Danışma Kurulu toplantısında bu genel görüşme önergesinin Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesini gündeme getireceklerini kaydetti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve İSKİ Genel Müdürü'nün görevlerinden istifa
etmelerini isteyen Hamzaçebi, bugün İstanbul'daki sel felaketiyle ilgili bir Meclis araştırma önergesini Meclis Başkanlığı'na sunacaklarını açıkladı.
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'ün dinlemeye takılan telefon görüşmelerine ilişkin iddialar ve sonrasında Şengün'ün yaptığı açıklamalarla ilgili bir soru üzerine Hamzaçebi, bu haberleri takip ettiklerini ve değerlendirdiklerini söyledi. Suçlu olduğuna ilişkin ciddi iddialar bulunan herkesin yargılanması gerektiğini düşündüklerini kaydeden Hamzaçebi, bu konuda herhangi bir koruyucu tavırlarının bulunmadığını vurguladı. Hükümetin ve bir kısım yetkililerinin
bu konudaki tutumumun, yargı bağımsızlığına gölge düşürecek nitelikte olduğunu belirten Hamzaçebi, "Bu tip iddiaların da bir süzgeçten geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Onlara şüpheyle yaklaşıyoruz. Doğru neyse yargı bunu ortaya çıkaracaktır" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, Meclis'te gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa değişikliğinin iptali yönündeki başvurunun şekil yönünden incelenmesi kararını verdiğini hatırlatan Hamzaçebi, bu aşamadan sonra yapılması gereken şeyin, Anayasa Mahkemesi'nin incelemesini beklemek ve vereceği karara göre hareket etmek olduğunu vurguladı. Hamzaçebi, dün Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, bugün ise Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun yaptıkları
açıklamaların, Anayasa Mahkemesi'nin kararını eleştirmekten öte telkin ve tavsiyede bulunma amaçlı olduğunu öne süren Hamzaçebi, Anayasa'nın, yargıya telkin ve tavsiyede bulunulmasını yasakladığına işaret etti. Arınç ve Kuzu'nun açıklamalarının, Anayasa'nın 138. maddesine aykırılık oluşturduğunu belirten Hamzaçebi, "Türk yargı sistemi açısından bunları büyük bir talihsizlik olarak görüyorum. Sayın Burhan Kuzu'ya önerim, lütfen buhran yaratmayın" diye konuştu.
Anayasa'ya göre Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa değişikliklerini şekil yönünden denetleyebileceğine işaret eden Hamzaçebi, bu ifadenin yanlış yorumlandığını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin öncelikle geçerli teklif olup olmadığına bakacağını belirten Hamzaçebi, Anayasa değişiklik teklifinin, teklif edilebilecek bir metin olması gerektiğini bildirdi. Bu çerçevede Anayasa'nın ilk 3 maddesinin düzenlediği ilkelere aykırılık oluşturan bir düzenleme yapılamayacağını vurgulayan Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi'nin
geçmişte aldığı kararların da bu yönde olduğunu söyledi. Hamzaçebi, referandumdan önce bu incelemenin yapılamayacağına ilişkin görüşlerin de, Anayasa Mahkemesi'nin geçmişte aldığı kararları bir kenara atmak anlamına geleceğini söyleyerek, "Anayasa Mahkemesi'ni baskı altına almaya yönelik bu açıklamaların, kuvvetler ayrılığına sahip bir demokratik ülkede, saygın bir konumu olan Anayasa Mahkemesi'ni etkileyeceğini düşünmüyorum. Ankara'da hakimler vardır. Ankara'daki hakimler Anayasa'ya ve yasalara göre
karar verirler. Buhran teşebbüsleri sonuç yaratmayacaktır" şeklinde konuştu.
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Hamzaçebi, bir soru üzerine Gazze ile ilgili olarak hükümetin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğine yönelik Meclis Araştırma önergesi hazırladıklarını, önergeyi bugün öğleden sonra Meclis Başkanlığı'na sunacaklarını söyledi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç'ın, Kılıçdaroğlu'na yönelik, 'Sonunuz Baykal gibi olabilir' açıklamasında bulunduğunun hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, Arınç'ın ilginç açıklamalarda bulunduğunu ifade etti. Arınç'ın dünkü açıklamasının, biraz şantaj havasında bir açıklama olduğunu dile getiren Hamzaçebi, Deniz Baykal'a yönelik olarak komplonun bir başka şekilde Kılıçdaroğlu izin de olabileceğini ifade ettiğini söyledi. Hamzaçebi, "Sayın Kılıçdaroğlu dikkat etsin, Baykal'a yapılan ona da
yapılabilir şeklindeki bir ifade hükümetin konulara nasıl yaklaştığını göstermesi açısından ilginç bir örnektir. Şantaj tam uygun olmadı. Şantajın ötesinde bir tehdit havası kokmaktadır. Bir yandan Anayasa Mahkemesi baskı altına alınmaya çalışılırken, bir yandan CHP'nin yakaladığı rüzgarın kesilmesi için CHP Genel Başkanı'na yönelik bir başka tehdidi yapmaktan çekinmemektedirler. Bunlar CHP'nin hızını kesmez. CHP tek başına itidara doğru kararlı bir şekilde gitmektedir. CHP Türkiye'nin umudu, Türkiye'nin
kurtuluşu olacaktır" diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe hakkında Ergenekon davasıyla ilgili fezlekelerin Meclis'e ulaştığının belirtilmesi ve CHP'nin Ergenekon davasıyla ilişkilendirilmeye çalışıldığı yorumlarının hatırlatılması üzerine Hamzaçebi şöyle konuştu: "Hiç şaşırmıyorum. Erzincan'a gidip yerinde inceleme yapmaktan başka birşey yapmayan iki milletvekili için böyle bir fezlekenin Meclis'e gelmiş olmasını yadırgamıyorum. Kuvvetler ayrılığı demokrasinin teminatıdır. Bugün kuvvetler
ayrılığı hükümet tarafından yok edilmek istenmektedir. Bu fezleke bu çerçevede değerlendirilmelidir. Ben şunu öneriyorum ve talep ediyorum. Bu fezlekelerden hiçbir şekilde korkumuz, endişemiz yoktur. Biz TBMM'nin bunun oylanarak kabul edilmesi taraftarıyız. Bekleyen bütün fezlekelere yönelik olarak biz dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz. Bunu da buradan hükümete ve TBMM Başkanı'na duyuruyorum."
İstanbul'da yaşanan sel felaketine ilişkin soru üzerine Hamzaçebi, 2010 yılının İstanbul Dünya Kültür Başkenti yılı olarak ilan edildiğini ve bu şekilde kutlanacağını hatırlattı. Yabancı televizyonlara İstanbul'u tanıtan reklamlar verildiğine işaret eden Hamzaçebi, öte taraftan İstanbul gibi bir dünya kenti kabul ettikleri bir şehrin, bir yağmur halinde durduğunu, yaşamın felce uğradığını anlattı. İstanbul'da bir yağmur başladığında bütün İstanbulluların panik psikolojisine girdiğini, yetkililerin bu
psikolojiyi davet eden açıklamalar yaptığını söyleyen Hamzaçebi, İstanbul'un yağmura teslim olduğunu ifade etti. Geçen yıl Ayamama deresinin taştığını ve 32 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Hamzaçebi, bu konuda verdikleri genel görüşme önergesinin reddedildiğini söyledi. Hamzaçebi, bugün Danışma Kurulu toplantısında bu genel görüşme önergesinin Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesini gündeme getireceklerini kaydetti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve İSKİ Genel Müdürü'nün görevlerinden istifa
etmelerini isteyen Hamzaçebi, bugün İstanbul'daki sel felaketiyle ilgili bir Meclis araştırma önergesini Meclis Başkanlığı'na sunacaklarını açıkladı.
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'ün dinlemeye takılan telefon görüşmelerine ilişkin iddialar ve sonrasında Şengün'ün yaptığı açıklamalarla ilgili bir soru üzerine Hamzaçebi, bu haberleri takip ettiklerini ve değerlendirdiklerini söyledi. Suçlu olduğuna ilişkin ciddi iddialar bulunan herkesin yargılanması gerektiğini düşündüklerini kaydeden Hamzaçebi, bu konuda herhangi bir koruyucu tavırlarının bulunmadığını vurguladı. Hükümetin ve bir kısım yetkililerinin
bu konudaki tutumumun, yargı bağımsızlığına gölge düşürecek nitelikte olduğunu belirten Hamzaçebi, "Bu tip iddiaların da bir süzgeçten geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Onlara şüpheyle yaklaşıyoruz. Doğru neyse yargı bunu ortaya çıkaracaktır" dedi.