3. Milletlerarası Bediüzzaman Ve Risale-i Nur Sempozyumu

Hayrat Vakfı tarafından düzenlenen 3

Hayrat Vakfı tarafından düzenlenen 3. Milletlerarası Bediüzzaman ve Risale-i Nur Sempozyumu, Konya Mevlana Kültür Merkezinde gerçekleşti. Sempozyumun bu yıl konusu "Risale-i Nur'da İman Hakikatleri" iken Bediüzzaman Said-i Nursi tarafından telif edilen Risale-i Nur eserlerinde, İmanın esasları olan Allah'a iman, Peygamberlere İman, Kadere İman, Meleklere İman, Ahirete İman, Kitaplara İman konularının akli izahlarının bulunduğu ve bu izahlara tüm insanlık aleminin ihtiyaç duyduğu belirtildi.

Beş oturum halinde iki gün süren sempozyuma, Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı, İslam dünyası STK'ları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu, Hayrat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve İDSB Genel Sekreter Yardımcısı ve Türkiye Temsilcisi Av. Ali Kurt, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Genel Başkanı Av. Necati Ceylan, İDSB Malezya Temsilcisi Ahmad Azam Abdurrahman, Şam Üniversitesi Öğretim üyesi Prof.Dr. Vehbe Zuhayli, Yemen Vakıflar Bakan Yardımcısı Hasan Abdullah Hasan Ali Şeyh, Ayn Şems
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Safsafi Ahmed el-Katuri, Kamboçya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Muhammed Ferid Hüseyin, Hartum Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İslam İlimleri Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Tarık Muhammed Nur, Yemen Devleti Anayasa Komisyonu Başkanı Yemen-Suriye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ali Abdullah Ebu Huleyka katıldı.
İstanbul Piyale Paşa Camii İmam Hatibi İshak Danış'ın Kur'an tilaveti ile başlayan sempozyum katılımcıların açılış konuşmalarıyla devam etti. Konuşmacılar, "Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ve Risale-i Nur Külliyatının İslam alemi için önemine değinilen ilk oturumda, Hayrat Vakfı'nın İttihad-ı İslam (İslam Toplumunun Birleşmesi) için yaptıkları çalışmaları takdir ettiklerini" belirtti.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Hayrat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve İDSB Genel Sekreteri Av. Ali Kurt, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hayatını insanların imanını kurtarmaya ve İslam toplumunu birleştirmeye adadığını ve ömrünü bu yola vakfettiğini belirtti.
Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı da, İslam yolunda yapılan hizmetlerin boş kalmayacağına değinirken Batı medeniyetinin sunduğu yalancı cennetin İslam çocukları ve gençlerinin iliklerini kemirdiğini söyledi. Kabakçı, "Bediüzzaman hazretlerinin bu yalancı cennete karşı İslam hakikatlerini yaşayarak ve yayarak gençleri ve çocukları bu yalancı cennetten kurtarmaya çalıştığını" anlattı.
Sempozyumun ilk gününde, 1. Oturumda İman esaslarından Allah'a iman konusuna değinildi. Oturum başkanı İDSB Genel Koordinatörü, İrfan Mektebi Dergisi ve The Pen Dergisi editörü Cihangir İşbilir, "son yüzyılda Batı medeniyetinin İslam'ın erkanına iliştiği ve bin yıldır Batı'nın İslamiyet'e karşı içinde biriktirdiği kini bu yüzyılda açığa çıkardığını" dile getirdi. İslam toplumunun büyük bir tehlikenin içinde bulunduğunu belirten İşbilir, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin "Küfrün çürük direkleri İmanın
kalesini tutamaz" sözünü dile getirdi.
Sempozyumun 2. gününün açılış konuşmasını Hayrat Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bülent Güner yaptı. Güner konuşmasında, müslüman aleminin akıl ve delil ile hareket ettiğini belirterek "Müslümanlar diğer din mensupları gibi ruhbanlara tabi olmayıp akıl ve burhana tabidir. İslamiyet'in sunduğu iman esasları akıl ile açıklanmayacak konular değil. Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şerifinde ahir zamanda fitnelerin çok olacağını ve müslüman olarak evden çıkan birinin kafir olarak geceleyeceğini belirtiyor"
dedi.
Malezya Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. M. Sidin Ahmed İshak da, Malezya'da Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin 1980'li yıllarda tanınmaya başlandığını belirterek "1980 yıllarından sonra uzun süre hep onun hayatını ve şahsını anlatan tercümeler yayınlandı. Ama artık uzun zamandır Hayrat Vakfı'nın da büyük destekleri ile Bediüzzaman'ın eserlerini ve fikirlerini tanıma fırsatı yakaladık" dedi.
Hayrat Vakfı'nın düzenlediği 3. Milletlerarası Bediüzzaman ve Risale-i Nur Sempozyumunun 2. Gününün ilk oturumu "Kadere İman" konusu ile başladı. 1. Oturumda Hayrat Vakfı Kayseri Temsilcisi İdris Tüzün "Kadere imanın önemi ve imanın rükünleri içindeki yeri", Hayrat Vakfı Isparta Temsilcisi Muhlis Körpe "Kader ve Cuz'i İhtiyarının tevfiki", Hayrat Vakfı İlmi Araştırma Üyesi "Bir Kader Meselesi Olarak Şerrin Yaratılması", Uluslararası Afrika Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Belagat Anabilim Dalı öğretim
üyesi Dr. Ahmed Fadlullah Uhaymır "Kadere İmanın Faydaları" adlı konuları işledi.
Sudanlı Uluslararası Afrika Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Belagat Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ahmed Fadlullah Uhaymır Sudan'da Risale-i Nur eserleri ile yaptıkları çalışmaları dile getirdi. Uhaymır, Sudan'da artık sadece Risale-i Nur'ların tanıtılması gibi çalışmalar yapmadıklarını belirterek şunları söyledi: "Artık üniversitelerde tafsilatlı olarak Risale-i Nur'lar üzerine çalışmalar yapılıyor. Sudan'da sadece büyük şehirler değil küçük yerlerde bile Risaleler üzerinde eğitimler yapılıyor. Hatta
küçük bir yerde Risale-i Nur'u Araştırma Merkezi kuruldu. Risaleler üzerinden artık haftalık çalışma yapılıyor. Türkiye'de tanıştığımız büyük bir alim Hayrat Vakfının ilk kurulduğunda 7-8 kişi olduklarını ve şu anda binlerce kişi olduklarını söyledi. Risale-i Nur maddi manevi tüm hastalıklara şifadır."
Sempozyumun 2. günü 2. oturumu Meleklere İman konusu ile devam etti. Bu oturumda başkanlığını Mısır Ayn Şems Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Safsafi Ahmed el-Katuri yaptı. Suriye Halep Şafii Müftüsü ve Fetva Kurulu üyesi Muhammed Tevfik Said "Risale-i Nur'da Meleklerin Mahiyeti ve Tasnifi", Hayrat Vakfı Bursa Temsilcisi Mustafa Topöz "Meleklere İman'ın Delilleri", Suriye Şam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vehbe Zuhayli de "Meleklere İmanın Meyveleri" adlı konuları
işlediler.
Hayrat Vakfı'nın düzenlediği 3. Milletlerarası Bediüzzaman ve Risale-i Nur Sempozyumu'nun kapanış oturumunda Hayrat Vakfı Ankara Temsilcisi Said Yavuz da sonuç bildirisini açıkladı. Sempozyum Bahçelievler Hafız Ali Camii İmam Hatibi Nebi Yaşar'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile sona erdi.