Enerji Verimliliği Konferansı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'de enerji verimliliği hedefinin 2015 yılına kadar birincil enerji yoğunluğunda 2008 yılına göre yüzde 10 azalma sağlanması olduğunu söyledi.

ABD Enerji Bakanlığı ve Amerikan Türk Konseyi tarafından düzenlenen "Enerji Verimliliği Konferansı"nda konuşan Bakan Yıldız, Meksika Körfezi'ndeki petrol faciasına dikkat çekerek, bunun tüm dünya ekosistemi açısından büyük tehdit oluşturduğunu ifade etti.
şimdi ile 2050 arasında dünya ekonomisinin dört kat, Çin ve Hindistan ekonomilerinin ise 10 kat büyüyeceğini anımsatan Yıldız, bu durumun çok daha fazla enerji tüketimini beraberinde getireceğini belirtti. Yıldız,
bu talep artışının zamanında ve güvenli bir şekilde karşılanabilmesi için, 2030 yılına kadar, dünya genelinde enerji altyapısına yaklaşık 25.6 trilyon dolar tutarında yatırım yapılması gerektiğini kaydetti.
Fosil kaynaklara olan talep artışının, küresel seragazları emisyonundaki artışın tetikleyicisi olduğunun altını çizen Yıldız, "Dünyanın her yerinde, ülkeler enerji üretiminin ve tüketiminin yeni yollarını keşfetmek için birbirleriyle adeta bir yarış içerisindedir. Bu yarışta önde gelen ülkeler, dünya ekonomisine yön verecektir" dedi.
Dünya genelinde temiz enerjiye yapılan yıllık yeni yatırım tutarının 2004'te 46 milyar dolar seviyesinde iken 2008 sonunda 173 milyar dolar ile zirve yaptığını kaydeden Bakan Yıldız şöyle konuştu:
"Küresel krizin etkisiyle 2009 sonunda 162 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu yıl sonu itibariyle 200 milyar dolar olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.
Türkiye, G-20 ülkeleri arasında temiz enerjide, yüzde 178.3'lük büyüme oranıyla 5 yıllık yatırım büyüme oranı en yüksek ülke olmuştur. Sektöre 2009 yılında 1.6 milyar dolar yatırım yapılmıştır. 2009 yıl sonu itibariyle temiz enerjide yıllık yatırımlar açısından G-20 ülkeleri içinde 12. sırada yer almıştır."

ENERJİ VERİMLİLİĞİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerji verimliliği çıtasını sürekli yükseltmenin ekolojik yaklaşımlarının omurgasını oluşturduğunu söyledi.
Enerji verimliliğini arttırıcı önlemleri "kazan-kazan seçeneği" olarak tanımlayan Yıldız, ancak, "kazan-kazan seçeneği" olan enerji verimliliğinin iyileştirilmesinin önünde pek çok engel bulunduğunu işaret ederek şunları söyledi:
"Özellikle gelişmekte olan ülkelerde enerji verimliliğinin arttırılması için büyük bir potansiyel bulunmasına rağmen, aynı zamanda birçok engelle de karşılaşılmaktadır.
Bilgi ve farkındalığın yetersiz olması, maddi imkânsızlıklar, enerji verimliliği yatırımlarının amortisman süresinin uzun olması, maliyetleri yansıtmayan enerji fiyatları, mevzuat eksikliği, ilgili kurumlar ve taraflar arasında koordinasyonun düşük olması ve yüksek seviyede enerji kayıpları, enerji verimliliğinin arttırılmasının önündeki en yaygın engeller olarak sayılabilir.
Bunlara ek olarak, enerji verimliliği yatırımlarının sağlayacağı tasarruf miktarının önceden tam olarak tahmin edilememesi, söz konusu yatırımları riskli yapmaktadır. Maliyetlerin altında belirlenen enerji fiyatları da hem enerjinin verimsiz tüketilmesine hem de enerji verimliliği yatırımlarının daha az karlı sonuçlanmasına sebep olmaktadır.
Mevzuat eksikliği, enerji verimliliğinin arttırılmasının önündeki önemli bir diğer engeldir.
Bu bağlamda, minimum verimlilik standartları, teknik, davranışsal ve yönetimsel enerji verimliliği uygulamaları, enerji denetimleri ya da etiketler konularında çıkarılacak olan mevzuat, enerji verimliliğinin arttırılmasını desteklemektedir.
Enerji verimliliğinin birçok sektörde yatay boyutlarının bulunması nedeniyle, ilgili kurumlar arasındaki koordinasyonun düşük kalması enerji verimliliğinin geliştirilmesi önünde diğer bir önemli engeldir.
Bazen kuruluşların enerji verimliliği konusunda değişik görüşlere sahip olması, daha güçlü politikaların üretilmesi amacıyla görüş birliğine ulaşılmasını zorlaştırmaktadır."
Son yıllarda OECD ülkeleri arasında enerji verimliliği yıllık yüzde 1'in altında bir iyileşme sergilediğine işaret eden yıldız, bunu yeterli bulmadıklarını ifade etti.
Avrupa Birliği'nin "Enerji Verimliliği Eylem Planı" ile 2020 yılına kadar birincil enerji tüketiminde, yüzde 20 enerji tasarrufu hedeflendiğini anımsatan Yıldız, bu hedefin 2020 yılına kadar, her yıl yüzde 1,5 tasarruf sağlanması anlamına geldiğini söyledi.
Türkiye'de de hedefin 2015 yılına kadar birincil enerji yoğunluğunda 2008 yılına göre yüzde 10 azalma sağlanması olduğunu kaydeden Yıldız, "Gerek Avrupa Birliği'nde, gerekse Türkiye'de enerji yoğunluğundaki bu iyileştirmeden daha iyisini yapabileceğimize inanıyorum. Çünkü enerjinin nihai tüketiminde enerji verimliliğine yapılan yatırımlar, enerji üretim/tedarik yatırımlarına kıyasla üç ila dört kat daha fazla istihdam sağlamaktadır" diye konuştu.
Ülkelerin ithal petrole olan bağımlılığının sadece milli güvenliğin altını kazmakla ve çevreye zarar vererek öç almakla kalmayıp, aynı zamanda ekonomileri felce uğrattığını ve ailelerin bütçelerini zorladığını ifade eden Yıldız, Hükümet olarak temiz bir enerji geleceğini inşa etmeye yönelik özel sektör çabalarını kolaylaştırmak için birçok adım attıklarını belirtti. Bu adımların hem yeni yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinde yeni yatırımlar ve dolayısıyla yeni istihdam sonuçları olduğuna işaret
eden Yıldız şunları söyledi:
"Türkiye'nin enerji verimliliği politikası, 2007 yılında çıkardığımız enerji verimliliği kanunu ve ilgili ikincil mevzuat ile belirlenmiştir. Yayınlanan tüm bu düzenlemeler AB'nin ilgili mevzuatıyla uyumludur. 2020 yılında enerji yoğunluğunun yüzde 15 düşürülebilmesi amacıyla, 2007 kanunu, sanayi, ulaştırma, hizmetler, binalar, enerji gibi bütün büyük enerji tüketen sektörlerde alınması gereken önlemlere odaklanmaktadır.
Ülkemizde 2008 yılı 'Enerji Verimliliği Yrd, mevzuat eksikliği, ilgili kuruılı' olarak ilan edilmiş ve sayın başbakanımız tarafından ulusal enerji verimliliği girişimi başlatılmıştır.
Bu çerçevede, 2008 yılından bu yana, kamuoyu bilincinin arttırılması için şehirlerde enerji verimliliği aksiyonu, enerji verimliliği haftası ve sanayiciler ve öğrenciler arasında ulusal enerji verimliliği yarışması gibi birçok faaliyet düzenlenmiş, çeşitli seminerler ve konferanslar gerçekleştirilmiştir.
Sanayi ve konut sektörü için verimlilik artırma çalışmaları, enerji yöneticisi sertifikasyon çalışmaları, enerji verimliliği danışmanlık şirketlerine yetkilendirme çalışmaları ile beraber verimlilik projelerinin ve gönüllü anlaşmaların desteklenmesine devam edilecektir."

ENERJİNİN ÜRETİMİNDE VERİMLİLİK
Dünya genelinde binaların yılda 9 milyar tco2e seragazı emisyonundan sorumlu olduğunu ifade eden Yıldız, binaların yüzde 90'ında yalıtım bulunmadığını, dünyada tüketilen enerjinin yüzde 40'ı binalarda, esas olarak ısıtma ve soğutmada kullanıldığını söyledi.
Yıldız, dünya genelindeki emisyonların yüzde 1'inin ise sadece "bekleme konumundaki" elektrik tüketiminden kaynaklandığını ifade etti. Konutlardaki başlıca elektrikli aletlerin verimli olanlarıyla değiştirildiğinde çok büyük tasarruf sağlayacağını belirten Yıldız, Fransa'da bir önceki yıla kıyasla elektrik tüketiminin yüzde 40 düştüğünü anlattı.
2014 yılı itibariyle ABD'de verimsiz akkor lamba satışının yasaklanacağını anımsatan Yıldız, bu aydınlatma standartlarının elektrik faturalarını yılda 13 milyar dolar azaltabileceği ve 60 adet ortalama güçte elektrik santraline gereksinimi yok edeceğini söyledi.
Enerji tüketimini yüzde 20 azaltmanın AB için parasal karşılığının 60 milyar dolar olduğuna dikkat çeken Yıldız, "Bu potansiyelin hayata geçirilmesi, 2020 yılı itibariyle 390 milyon ton petrol tasarrufuna eşdeğerdir. ayrıca bu azaltım, 780 milyon ton co2 emisyon azaltımı sağlayacaktır. Diğer yandan AB'nin yüzde 20 yenilenebilir kaynaklı enerji hedefinin AB içinde 600 bin'den fazla yeni istihdam oluşturma potansiyeli bulunmaktadır" dedi.