TÜSİAD: 'Erdoğan'ın açıklaması yerinde''
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, İsrail saldırısının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamaların yerinde olduğunu belirterek, 'İsrail'in uluslararası hukuka hesap vermesi gerekiyor. Bundan sonraki süreçte Birleşmiş Milletler'in (BM) kararının arkasında durması çok önemli. Uluslararası hukuk kanalları yoluyla bu olayın üzerine son
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, İsrail saldırısının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamaların yerinde olduğunu belirterek, "İsrail'in uluslararası hukuka hesap vermesi gerekiyor. Bundan sonraki süreçte Birleşmiş Milletler'in (BM) kararının arkasında durması çok önemli. Uluslararası hukuk kanalları yoluyla bu olayın üzerine sonuna kadar gidilmelidir'' dedi. Ümit Boyner, Denizli'de düzenlenen "Türkiye Sanayisine Sektörel Bakış; Tekstil Sanayisi'' konulu toplantıda konuştu.
TÜSİAD Başkanı Boyner, Gazze halkına insani yardım amacıyla yola çıkan yardım konvoyuna İsrail ordusunun uluslararası sulardaki müdahalesinin insanlık trajedisi olduğunu kaydetti.
Sivil bir inisiyatife karşı askeri güç kullanımının hiçbir gerekçeyle açıklanmasının mümkün olmadığını aktaran Boyner, "Sorumlular uluslararası hukukta hesap vermek zorundadır. İsrail´in uluslararası hukuka hesap vermesi gerekiyor'' dedi.
Boyner, saldırıya ilişkin Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamanın yerinde olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini vurguladı ve "Bundan sonraki süreçte BM'nin kararının arkasında durması çok önemli. Uluslararası hukuk kanalları yoluyla bu olayın üzerine sonuna kadar gidilmelidir. Akdeniz'deki bu trajik olay, bölge barışı için uluslararası arenada kollektif bir tutum anlayışının gereğini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye demokratikleşmesini derinleştirdiği ölçüde, uluslararası ilişkilerde insanı dayanışmayı hukuka bağlı olarak, insan haklarına verdiği önem ve değeri ortaya koydukça etkili olacaktır" dedi.
Ümit Boyner, "Türkiye'nin bu dönemde ve önümüzdeki dönemde en büyük yumuşak gücü demokratikleşmesidir, öyle kalmalıdır. Bugün komşularımızın çoğu için ticaret yolları bizden geçiyor. Birçok yerde üçüncü bir ülkeye, pazara erişmek, hatta diyalog kurmak için bizim bölgedeki kültürel, ticari, tarihi birikimimiz, lojistik konumumuz hem komşularımıza hem AB'ye fırsatlar tanıyor. Enerji yollarının güvenliği için kritik bir noktadayız. Dünyanın en değerli gayrimenkullerinden birinde yaşıyoruz. Ama kuzeyimizdeki, doğumuzdaki ve güneyimizdeki tüm ülkelerin en demokratiği biziz. Bizim gücümüz ve değerimiz de budur. Demokrasimizle, demokratik değerlerimizle zenginleşiyoruz ve bu yolda devam etmek zorundayız'' diye konuştu.
Hafta başında İskenderun'da düzenlenen terör saldırısı ile birlikte yeniden canların yandığını, yeniden gençlerin yitirildiğini, yeniden ağlayan anneler, acılı aileler gördüklerini dile getiren Boyner, şunları söyledi:
"Son terör olayından sonra yeniden düşündük ve yeniden sorduk. Ne zaman sona erecek? Sorun, bütünlüklü bir çaba gösterilmeden sora ermeyecek gibi görünüyor. Terörü lanetlemek sınırlı bir tutum, ancak yeterli değil. Var gücümüzle toplumsal huzuru bozmaya yönelmiş, bu şiddet tercihini bertaraf etmek üzere sosyal, ekonomik ve siyasi reformlara destek vermek zorundayız. Kapasitelerimizi birleştirmeliyiz. Hem terörün temeline yerleşmiş olan ekonomik, kültürel ve sosyal arızaların tamirinde, hem de devletin güvenlik güçlerinin şiddete karşı verdiği mücadeleye aynı anda ve aynı ölçüde desteğimizi sürdürmeye devam etmemiz gerekiyor.''
Aynı tolantıda konuşan Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz ise, İsrail'in saldırısını 'terör'' olarak nitelerken, "Türkiye çok güçlü ve çok büyük bir ülke. Ciddi bir tarihi derinliği, gelenekleri olan bir ülkeyiz. Üç günlük bir devlet değil Türkiye Cumhuriyeti. Bu süreçleri inşallah başarıyla yönetecek bir ülkedir Türkiye. Tabii bu süreci yönetirken bunu uluslararası camia ve dünyayla yapacaktır. Böyle de olması gerekiyor. Çünkü bu yapılanlar sadece Türkiye'ye karşı değil, tüm dünyaya karşı, temel haklara, evrensel değerlere karşı yapılmış hadiseler. Dolayısıyla ben inanıyorum ki, tüm dünyanın gereken tepkiyi vermesi lazım'' dedi.
"Küresel güç olmamızdan hoşlanmayanlar var"
İskenderun'daki terör saldırısından da büyük üzüntü duyduğunu vurgulayan Yılmaz, "Ama bir taraftan da terörün hiçbir zaman amacına ulaşmayacağını hep birlikte göstermemiz gerekir. Türkiye demokratikleştikçe, demokrasi ivmesi arttıkça, ekonomik gelişmesinin ivmesi arttıkça, uluslararası alanda daha farklı bir konuma geldikçe terör olaylarının artması bir tesadüf değil. Demek ki Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak istiyorlar. Demek ki demokrasimizi, gelişimimizi istemiyorlar. Ekonomik kalkınmamızı hızlandırmamız birilerini rahatsız ediyor. Uluslararası alanda, bölgemizde küresel ölçekte etkili bir güç haline gelmemizden çok da hoşlanmayanlar var. Ama biz o eylemlere bekledikleri gibi bir tepki göstermeyelim. Soğukkanlı bir şekilde politikalarımıza devam ederek, inşallah Türkiye'yi çok daha farklı, çok daha güzel noktalara hep birlikte taşıyacağız'' diye konuştu.
Pamukkale Üniversitesi İksitadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Denizli Valisi Yavuz Erkmen, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, işadamları ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katıldı.
CNN Türk
TÜSİAD Başkanı Boyner, Gazze halkına insani yardım amacıyla yola çıkan yardım konvoyuna İsrail ordusunun uluslararası sulardaki müdahalesinin insanlık trajedisi olduğunu kaydetti.
Sivil bir inisiyatife karşı askeri güç kullanımının hiçbir gerekçeyle açıklanmasının mümkün olmadığını aktaran Boyner, "Sorumlular uluslararası hukukta hesap vermek zorundadır. İsrail´in uluslararası hukuka hesap vermesi gerekiyor'' dedi.
Boyner, saldırıya ilişkin Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamanın yerinde olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini vurguladı ve "Bundan sonraki süreçte BM'nin kararının arkasında durması çok önemli. Uluslararası hukuk kanalları yoluyla bu olayın üzerine sonuna kadar gidilmelidir. Akdeniz'deki bu trajik olay, bölge barışı için uluslararası arenada kollektif bir tutum anlayışının gereğini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye demokratikleşmesini derinleştirdiği ölçüde, uluslararası ilişkilerde insanı dayanışmayı hukuka bağlı olarak, insan haklarına verdiği önem ve değeri ortaya koydukça etkili olacaktır" dedi.
Ümit Boyner, "Türkiye'nin bu dönemde ve önümüzdeki dönemde en büyük yumuşak gücü demokratikleşmesidir, öyle kalmalıdır. Bugün komşularımızın çoğu için ticaret yolları bizden geçiyor. Birçok yerde üçüncü bir ülkeye, pazara erişmek, hatta diyalog kurmak için bizim bölgedeki kültürel, ticari, tarihi birikimimiz, lojistik konumumuz hem komşularımıza hem AB'ye fırsatlar tanıyor. Enerji yollarının güvenliği için kritik bir noktadayız. Dünyanın en değerli gayrimenkullerinden birinde yaşıyoruz. Ama kuzeyimizdeki, doğumuzdaki ve güneyimizdeki tüm ülkelerin en demokratiği biziz. Bizim gücümüz ve değerimiz de budur. Demokrasimizle, demokratik değerlerimizle zenginleşiyoruz ve bu yolda devam etmek zorundayız'' diye konuştu.
Hafta başında İskenderun'da düzenlenen terör saldırısı ile birlikte yeniden canların yandığını, yeniden gençlerin yitirildiğini, yeniden ağlayan anneler, acılı aileler gördüklerini dile getiren Boyner, şunları söyledi:
"Son terör olayından sonra yeniden düşündük ve yeniden sorduk. Ne zaman sona erecek? Sorun, bütünlüklü bir çaba gösterilmeden sora ermeyecek gibi görünüyor. Terörü lanetlemek sınırlı bir tutum, ancak yeterli değil. Var gücümüzle toplumsal huzuru bozmaya yönelmiş, bu şiddet tercihini bertaraf etmek üzere sosyal, ekonomik ve siyasi reformlara destek vermek zorundayız. Kapasitelerimizi birleştirmeliyiz. Hem terörün temeline yerleşmiş olan ekonomik, kültürel ve sosyal arızaların tamirinde, hem de devletin güvenlik güçlerinin şiddete karşı verdiği mücadeleye aynı anda ve aynı ölçüde desteğimizi sürdürmeye devam etmemiz gerekiyor.''
Aynı tolantıda konuşan Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz ise, İsrail'in saldırısını 'terör'' olarak nitelerken, "Türkiye çok güçlü ve çok büyük bir ülke. Ciddi bir tarihi derinliği, gelenekleri olan bir ülkeyiz. Üç günlük bir devlet değil Türkiye Cumhuriyeti. Bu süreçleri inşallah başarıyla yönetecek bir ülkedir Türkiye. Tabii bu süreci yönetirken bunu uluslararası camia ve dünyayla yapacaktır. Böyle de olması gerekiyor. Çünkü bu yapılanlar sadece Türkiye'ye karşı değil, tüm dünyaya karşı, temel haklara, evrensel değerlere karşı yapılmış hadiseler. Dolayısıyla ben inanıyorum ki, tüm dünyanın gereken tepkiyi vermesi lazım'' dedi.
"Küresel güç olmamızdan hoşlanmayanlar var"
İskenderun'daki terör saldırısından da büyük üzüntü duyduğunu vurgulayan Yılmaz, "Ama bir taraftan da terörün hiçbir zaman amacına ulaşmayacağını hep birlikte göstermemiz gerekir. Türkiye demokratikleştikçe, demokrasi ivmesi arttıkça, ekonomik gelişmesinin ivmesi arttıkça, uluslararası alanda daha farklı bir konuma geldikçe terör olaylarının artması bir tesadüf değil. Demek ki Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak istiyorlar. Demek ki demokrasimizi, gelişimimizi istemiyorlar. Ekonomik kalkınmamızı hızlandırmamız birilerini rahatsız ediyor. Uluslararası alanda, bölgemizde küresel ölçekte etkili bir güç haline gelmemizden çok da hoşlanmayanlar var. Ama biz o eylemlere bekledikleri gibi bir tepki göstermeyelim. Soğukkanlı bir şekilde politikalarımıza devam ederek, inşallah Türkiye'yi çok daha farklı, çok daha güzel noktalara hep birlikte taşıyacağız'' diye konuştu.
Pamukkale Üniversitesi İksitadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Denizli Valisi Yavuz Erkmen, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, işadamları ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katıldı.
CNN Türk