'Bölgemizde küresel ölçekli bir güç haline gelmemizden hoşlanmayanlar var'

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, ''Türkiye çok büyük, çok güçlü bir ülke. Ciddi bir tarihi derinliği olan ülke. Gelenekleri olan bir ülke. 3 günlük bir devlet değil Türkiye Cumhuriye...



Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, ''Türkiye çok büyük, çok güçlü bir ülke. Ciddi bir tarihi derinliği olan ülke. Gelenekleri olan bir ülke. 3 günlük bir devlet değil Türkiye Cumhuriyeti. Bu süreçleri inşallah başarı ile yönetecek, uluslararası camia ile yapacak bunu'' dedi.

Bakan Yılmaz, TÜSİAD'ın, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde düzenlediği, ''Türkiye Sanayisine Sektörel Bakış: Tekstil Sanayisi'' adlı konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasını hızlandırmasının birilerini rahatsız ettiğini belirtti.
Türkiye'nin demokrasisini geliştirmesini istemeyenlerin bulunduğunu anlatan Bakan Yılmaz, şöyle konuştu:
''İskenderun'daki yaşanan olayla ilgili üzüntülüyüz. Ancak bir taraftan terörün amacına ulaşmayacağını hep birlikte göstermemiz lazım. Türkiye demokratikleştikçe, demokrasinin ivmesi arttıkça, ekonomik gelişmesinin ivmesi arttıkça, uluslararası alanda daha farklı bir konuma geldikçe, herhalde terör olaylarının artması bir tesadüf değil. Demek ki Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak istiyorlar. Ekonomik kalkınmamızı hızlandırmamız birilerini rahatsız ediyor. Bölgemizde, küresel ölçekli bir güç haline gelmemizden çok da hoşlanmayanlar var. Fakat biz, o eylemlere bekledikleri gibi tepkiler göstermeyelim. Soğukkanlı bir şekilde bu politikalarımıza devam ederek inşallah Türkiye'yi çok daha farklı, çok daha güzel noktalara taşıyacağız.''
Bakan Yılmaz, İsrail'in yardım gemisine yaptığı saldırıyı da değerlendirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''İsrail'in gerçekleştirdiği, gerçekten terörden başka bir şey diyemeyeceğimiz hadise ve İskenderun'daki şehit olan askerlerimiz için büyük üzüntü duyuyoruz. Ama şuna da inanıyoruz, Türkiye çok büyük, çok güçlü bir ülke. Ciddi bir tarihi derinliği olan bir ülke. Gelenekleri olan bir ülke. 3 günlük bir devlet değil Türkiye Cumhuriyeti. Bu süreçleri inşallah başarı ile yönetecek, uluslararası camia ile yapacak bunu. Öyle de yapması gerekiyor.''
-YENİ ORTA VADELİ PROGRAM -
Bakan Yılmaz, 2010-2013 dönemini kapsayan ekonomideki yeni orta vadeli programa ilişkin şunları söyledi:
''Geçen yıl planı hazırlarken büyümeyi yüzde 3,5 olarak tahmin etmiştik. Şimdi artık neredeyse bir konsensüs oluştu, bu çok muhafazakar ve çok küçük rakam aslında. Çok daha yüksek bir büyüme performansı sergilenecek. Haziran ayı ortaları gibi bu rakamları netleştireceğiz. Türkiye ekonomisi çok daha yüksek bir performans gösterecek. ilk çeyrekte çift haneli büyüme olacak. Hem canlanmadan, biraz da baz etkisinden kaynaklanan bir büyüme olacak. Oldukça yüksek bir büyüme sergileyeceğiz. İkinci çeyrekte de büyük bir büyüme bekliyoruz. Yılın genelinde de oldukça büyük bir büyüme gerçekleştireceğiz.''
-ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ-
İstihdamda da gelişme olduğunu vurgulayan Bakan Yılmaz, geçen yıl ile bu yılın ocak, şubat, mart ayları mukayese edildiğinde, yüzde 1,7 puan işsizlikte bir gerileme söz konusu olduğunu anlattı.
Bakan Yılmaz, bu ortamda yaşanan bu gerilemenin anlamlı olduğunu belirterek ''Bu çok sevindirici gerçekten. 1,5 milyon kişiye istihdam oluşturmuşuz. 700 bini tarım sektöründe, geriye kalanı tarım dışı alanlarda. Kadın istihdamında da çok ciddi bir artış var. Enteresan ve sevindirici bir durum. Ancak, iş gücüne katılım sürekli artıyor. Geçmişten gelen işsizler var. Dolayısıyla 1,5 milyona yakın istihdam oluşturmamıza rağmen işsizlik istediğimiz noktada değil. Yüzde 14,4'lerde. Bunda mevsimsel etkiler de var. Yaz aylarına doğru aşağılara inecek'' dedi.
Bakan Yılmaz, TÜİK olarak ilk defa, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış işsizlik verileri yayınlamaya başladıklarına işaret ederek, bu rakamlara bakıldığında, 2010 yılında yüzde 13'ler civarında seyreden bir işsizlik olacağını, özel sektör, kamu ve meslek kuruluşları elbirliği ile işsizlik sorununu aşmaya kararlı olduklarını vurguladı.
Türkiye'de ilk defa ulusal istihdam stratejisi hazırladıklarını dile getiren Yılmaz, ''Aylardır çalışıyoruz bunun üzerinde. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürüyor. İş dünyasından, meslek kuruluşlarından katılımla çeşitli çalıştaylar yapıldı. Bunlar aşağı yukarı sonuçlandı. İnşallah Haziran ayının sonuna doğru, bazı sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları ile son istişarelerden sonra ulusal istihdam stratejimizi ilan edeceğiz'' diye konuştu.
-TÜSİAD BAŞKANI ÜMİT BOYNER-
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner de İsrail ordusunun yardım gemilerine yaptığı saldırıyı kınayarak konuşmasına başladı.
Saldırının öncelikle bir insanlık trajedisi olduğunu, sivil inisiyatife karşı askeri güç kullanımını hiçbir gerekçe ile açıklamanın mümkün olmadığını ifade eden Boyner, şöyle dedi:
''Sorumlular uluslararası hukukta hesap vermelidir. Bundan sonra önemli olan, BM'nin kınama kararının arkasında durması. Uluslararası hukuk kanalları yoluyla bunun üzerine sonuna kadar gidilmelidir. Türkiye demokratikleşmesini derinleştirdiği ölçüde uluslararası ilişkilerde insani dayanışmayı, hukuka bağlılığını, insan hak ve özgürlüklerine verdiği önemi ortaya koydukça etkili olacaktır. Türkiye'nin bu dönemde ve önümüzdeki dönemde en büyük yumuşak gücü demokratikleşmedir.''
Boyner, terör sorununun bütünlüklü bir çaba göstermeden çözülemeyeceğini belirterek, şöyle devam etti:
''Kuzeyimizde, doğumuzda ve güneyimizdeki tüm ülkelerin en demokratik ülkesi biziz. Demokratik değerlerimizle güçleniyor ve zenginleşiyoruz. Terör sorunu bütünlüklü bir çaba göstermeden çözülemeyecektir. Terörü lanetlememiz sınırlı bir tutum ama yeterli değil. Tüm gücümüzle bu şiddeti bertaraf etmek üzere, sosyal ekonomik ve siyasi reformlara destek vermek durumundayız. Kapasitelerimizi birleştirmek durumundayız. Terörün temeline yerleşmiş ekonomik, sosyal ve kültürel arızaların tamirine, hem de devletin güvenlik güçlerinin şiddete karşı verdiği mücadeleye aynı anda ve aynı derecede desteği sürdürmeye devam etmeliyiz.''
ABD'de 2007'de başlayan küresel kriz ile birlikte Türkiye'nin, yüzde 14,5 ile 2009 yılının ilk çeyreğinde tarihinin en ciddi daralmasını yaşadığını vurgulayan Boyner, dünya ekonomisinin de binde 8'lik bir daralma yaşadığını hatırlattı.
Boyner, krizden çıkışta toparlanma sürecinin öncülüğünü gelişmekte olan ülkelerin üstlendiğini belirterek, 2009 yılının son çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 6'lık bir büyüme yakaladığını, 2010 yılının ilk çeyreğinde de büyümenin hızlanarak çift haneli rakamlara ulaşacağını tahmin ettiklerini kaydetti.
Her ne kadar büyümeye yönelik veriler olumlu olsa da bu olumlu havanın istihdam piyasasında arzu edilen durumda olmadığına dikkat çeken Boyner, ''Toparlanma ile birlikte istihdam piyasası bir nebze olsun rahatladı. 2010 yılının Şubat ayı itibariyle yüzde 14,4'e geriledi. Yüksek seyreden işsizlik oranlarını düşürmek için yapısal mikro reformların hızla hayata geçirilmesi gerekiyor'' diye konuştu.

Zaman