Aşırı Çalışmak Kalp Krizi Riskini Yüzde 60 Artırıyor
İngiltere'de yapılan bir araştırma sonuçlarına göre günde 3-4 saat fazla çalışmak kalp hastalığı riskini yaklaşık yüzde 60 oranında artırıyor.
Amerikan Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Dr. Tolga Özyiğit yaptığı açıklamada, gelişmiş ülkelerde uzun çalışma saatlerinin sık karşılaşılan bir durum olduğunu anımsatarak, OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) verilerine göre bu açıdan en kötü durumdaki ülkelerin ABD, Yunanistan, Meksika, Güney Kore, Avustralya ve Japonya olduğunu ifade etti. Dr. Tolga Özyiğit, çalışma saatlerinin, sanayileşme, işsizlik oranı ve çalışma saatlerini düzenleyen yasalara göre ülkeden ülkeye değişkenlik gösterdiğini
belirterek, "Nitekim bu açıdan yasaları daha sıkı olan İsviçre, Norveç, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerde çalışma saatleri çok daha kısa. Örneğin Güney Kore'de bir işçi yılda ortalama 2.390 saat çalışırken, aynı işçi Hollanda'da yaşıyor olsaydı 1.309 saat çalışacaktı. Uluslararası Çalışma Örgütü'ne göre Türkiye'de ise tüm çalışanların yaklaşık %50'si haftada 50 saatin üzerinde çalışmakta. Peki bu durumun sağlık üzerine herhangi bir etkisi var mı? Araştırmalar fazla çalışmanın, hipertansiyon, uyku
bozuklukları, depresyon gibi hastalıklara neden olabileceğini ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
Avrupa Kalp Dergisi'nde geçtiğimiz ay sonuçları yayımlanan bir çalışmaya değinen Dr. Özyiğit, yaşları 39 ile 61 arasında değişen ve başlangıçta herhangi bir kalp hastalığı olmayan 6.014 İngiliz devlet memurunun, yaklaşık 11 yıl boyunca takip edildiğini ve çalışma saatlerinin uzunluğu ile kalp hastalığı arasındaki ilişkilerinin araştırıldığını söyledi. Dr. Tolga Özyiğit, çalışmanın sonucunun günde normalden 3 saat ve daha fazla çalışan insanların kalp hastalığına yakalanma riskinin (kalp krizi ve ölüm
dahil) daha az çalışanlara göre yüzde 60 daha fazla olduğuna dikkat çekti.
Dr. Tolga Özyiğit, bu konuda yapılmış olan tek çalışmanın bu olmadığını vurgulayarak, "Tıp literatüründe aşırı çalışmanın kalp-damar sağlığını tehdit ettiğini gösteren çok sayıda çalışma mevcut. Fazla çalışmanın kalbi nasıl olumsuz etkilediğine bakacak olursak; Kişinin kendisine ayıracak yeterli vaktinin olmaması, sürekli gerginlik, uyku süresinin kısalması ve kalitesinin bozulması vücutta birtakım hormonal ve biyokimyasal değişikliklere neden olarak zaman içinde kalp damar sistemine zarar vermekte.
Aşırı stres bir risk faktörü olarak kabul edilmekle birlikte bahsedilen çalışmada stres düzeyi düşük olanlarda dahi fazla çalışma ile kalp hastalığı riskinin arttığı gösterilmiş" açıklamasında bulundu.
Stres dışındaki diğer faktörlerin de kalp hastalıklarında etkili olduğuna değinen Dr. Tolga Özyiğit, açıklamalarına şöyle devam etti;
"Özellikle uyku bozukluklarının sağlık açısından ne kadar önemli olduğu günden güne daha iyi anlaşılıyor. Öyle ki, sigara içmek, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon gibi geleneksel risk faktörleri olmasa dahi, aşırı çalışma ve uykusuzluğun tek başına kalp hastalığı riskini arttırdığı yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Ayrıca bu kişilerde düzensiz beslenme, hareketsizlik gibi kalp-damar hastalığı riskini arttıran hayat tarzının daha sık gözlemlendiğini söylersek sanırım yanılmış
olmayız. Özet olarak uzun çalışma saatleri sadece depresyon, uyku bozuklukları gibi sağlık problemlerine neden olmamakta aynı zamanda hipertansiyon, kalp krizi gibi hastalıklara yol açarak insan hayatını tehdit etmektedir. Çalışma ve dinlenme saatleri arasında sağlanacak denge, kişinin kendisine daha fazla vakit ayırması, düzenli beslenme ve egzersiz, yeterli ve kaliteli bir uyku, fazla çalışmanın kalp sağlığı üzerinde yarattığı olumsuz etkilere karşı bir kalkan olacaktır."
belirterek, "Nitekim bu açıdan yasaları daha sıkı olan İsviçre, Norveç, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerde çalışma saatleri çok daha kısa. Örneğin Güney Kore'de bir işçi yılda ortalama 2.390 saat çalışırken, aynı işçi Hollanda'da yaşıyor olsaydı 1.309 saat çalışacaktı. Uluslararası Çalışma Örgütü'ne göre Türkiye'de ise tüm çalışanların yaklaşık %50'si haftada 50 saatin üzerinde çalışmakta. Peki bu durumun sağlık üzerine herhangi bir etkisi var mı? Araştırmalar fazla çalışmanın, hipertansiyon, uyku
bozuklukları, depresyon gibi hastalıklara neden olabileceğini ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
Avrupa Kalp Dergisi'nde geçtiğimiz ay sonuçları yayımlanan bir çalışmaya değinen Dr. Özyiğit, yaşları 39 ile 61 arasında değişen ve başlangıçta herhangi bir kalp hastalığı olmayan 6.014 İngiliz devlet memurunun, yaklaşık 11 yıl boyunca takip edildiğini ve çalışma saatlerinin uzunluğu ile kalp hastalığı arasındaki ilişkilerinin araştırıldığını söyledi. Dr. Tolga Özyiğit, çalışmanın sonucunun günde normalden 3 saat ve daha fazla çalışan insanların kalp hastalığına yakalanma riskinin (kalp krizi ve ölüm
dahil) daha az çalışanlara göre yüzde 60 daha fazla olduğuna dikkat çekti.
Dr. Tolga Özyiğit, bu konuda yapılmış olan tek çalışmanın bu olmadığını vurgulayarak, "Tıp literatüründe aşırı çalışmanın kalp-damar sağlığını tehdit ettiğini gösteren çok sayıda çalışma mevcut. Fazla çalışmanın kalbi nasıl olumsuz etkilediğine bakacak olursak; Kişinin kendisine ayıracak yeterli vaktinin olmaması, sürekli gerginlik, uyku süresinin kısalması ve kalitesinin bozulması vücutta birtakım hormonal ve biyokimyasal değişikliklere neden olarak zaman içinde kalp damar sistemine zarar vermekte.
Aşırı stres bir risk faktörü olarak kabul edilmekle birlikte bahsedilen çalışmada stres düzeyi düşük olanlarda dahi fazla çalışma ile kalp hastalığı riskinin arttığı gösterilmiş" açıklamasında bulundu.
Stres dışındaki diğer faktörlerin de kalp hastalıklarında etkili olduğuna değinen Dr. Tolga Özyiğit, açıklamalarına şöyle devam etti;
"Özellikle uyku bozukluklarının sağlık açısından ne kadar önemli olduğu günden güne daha iyi anlaşılıyor. Öyle ki, sigara içmek, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon gibi geleneksel risk faktörleri olmasa dahi, aşırı çalışma ve uykusuzluğun tek başına kalp hastalığı riskini arttırdığı yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Ayrıca bu kişilerde düzensiz beslenme, hareketsizlik gibi kalp-damar hastalığı riskini arttıran hayat tarzının daha sık gözlemlendiğini söylersek sanırım yanılmış
olmayız. Özet olarak uzun çalışma saatleri sadece depresyon, uyku bozuklukları gibi sağlık problemlerine neden olmamakta aynı zamanda hipertansiyon, kalp krizi gibi hastalıklara yol açarak insan hayatını tehdit etmektedir. Çalışma ve dinlenme saatleri arasında sağlanacak denge, kişinin kendisine daha fazla vakit ayırması, düzenli beslenme ve egzersiz, yeterli ve kaliteli bir uyku, fazla çalışmanın kalp sağlığı üzerinde yarattığı olumsuz etkilere karşı bir kalkan olacaktır."