Chp Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrail hangi gerekçenin arkasına sığınırsa sığınsın yapılan eylemin bir suç olduğunu belirterek, "Doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına karşı yapılan bu suçun da mutlaka cezalandırılması gerekmektedir

Chp Grup Toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrail hangi gerekçenin arkasına sığınırsa sığınsın yapılan eylemin bir suç olduğunu belirterek, "Doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına karşı yapılan bu suçun da mutlaka cezalandırılması gerekmektedir. Türkiye şu veya bu şekilde Ortadoğu bataklığına çekilmek isteniyor. Ama bu süreçte dikkatli bir politika izlememiz lazım. Filistin'in kendi içinde, hatta Ortadoğu'da birilerinin yanlısı olarak görülüp öyle hareket etmek, bu hareketlerle dış
politika oluşturmak son derece tehlikelidir" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olarak ilk grup konuşmasını gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu'nu dinlemek üzere salonu dolduran yüzlerce partili, Kılıçdaroğlu'nun salona girişi sırasında 'Başbakan Kemal' tezahüratları yaptı. Kılıçdaroğlu, salona yeni Grup Başkanvekilleri Akif Hamzaçebi ve Muharrem İnce ile birlikte girdi. Partililerin arasında güçlükle geçen Kılıçdaroğlu, daha önce salona gelen ve 3. sırada İstanbul Milletvekili İlhan Kesici ile birlikte oturan eski Genel Başkan Deniz
Baykal'la el sıkıştı. Kılıçdaroğlu, grup konuşmasının öncesinde ise CHP'ye katılan bağımsız milletvekilleri Emrehan Halıcı ve Kamer Genç'e parti rozeti taktı.

"BOĞAZIMDAN HARAM LOKMA GEÇMEDİ"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ilk grup konuşmasına, CHP'nin 33. Olağan Kurultayıyla ilgili değerlendirmeler yaparak başladı. CHP'nin, dünyanın en köklü partilerinden biri olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bizim kurultayımızda gerçek bir demokrasi şöleni gerçekleştirdik ve sağlıklı bir doğum yaptık. Bundan sonra hedefimiz Başbakanlık ve CHP'nin iktidarıdır. AK Parti kurmaylarının ezberleri bozuldu. Onların ezberlerini daha çok bozacağız. Şimdi benim bürokraside çalıştığım döneme ait dosyalarımı
istiyorlarmış, acaba bir şey bulabilir miyiz diye. Çocukluğumdan bu yana ne istiyorsanız hepsini getireyim. Boğazımdan aşağı haram lokma inmedi. Yetim hakkı yemedim. Hırsızlarla mücadele ettim. Bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğim. Halkın iktidarını kuracağız, halkı kucaklayacağız" şeklinde konuştu.
Zonguldak'ta yaşanan maden kazasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, hem Başbakan'ın, hem Çalışma Bakanı'nın bu konuda talihsiz söylemlerinin olduğuna işaret etti. Türkiye'deki iş kazalarının yüzde 98'inin önlenebilir kazalar olduğunu, bunun kaderle ilgisi olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, madenlerle ilgili en önemli sorunun taşeronlaşma olduğunu belirtti. Türkiye'de AK Parti iktidarıyla beraber kamuda çalışan taşeron işçi sayısının 2 milyonu aştığını bildiren Kılıçdaroğlu, bu işçilerin
iş güvenliğinin bulunmadığını, yaşam boyu asgari ücrete mahkum olduklarını ifade etti. Kılıçdarağlu, bu işçilere iş güvencesi sağlanmasının, toplu sözleşmeli, sendikalı kimliğe kavuşturulmalarının devletin temel görevi olması gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin iş kazalarında dünya üçüncüsü, Avrupa birincisi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, iş kazalarındaki bu tablonun, yaşanan dramın bir kader olmadığını, hükümetlerin gerekli önlemleri almaları halinde iş kazalarının önemli ölçüde önlenebileceğini ortaya
koyduğunu söyledi.

İSRAİL'İN YARDIM GEMİLERİNE SALDIRISI
Kılıçdaroğlu, Gazze'ye yardım götüren gemilere İsrail askerleri tarafından düzenlenen saldırıya da değindi. İsrail'de şahin politikalar güden aşırı sağcı bir hükümetin işbaşında olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, sorunları sadece şiddete başvurarak çözmeye çalışan bu hükümetin, bugün yaşanan dramatik sorunların temel sorumlusu olduğunu vurguladı. Kore ve Kıbrıs'tan sonra ilk kez yabancı bir ülkenin ordusunun, Türk vatandaşlarına karşı operasyon düzenlediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bunun görülmesi
gereken bir gerçek olduğunu belirtti. İsrail hükümetinin iki temel suçu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Bir, orantısız güç kullanmıştır. Orantısız güç kullanmak, hangi koşulda ve nerede olursa olsun suçtur, suç kabul edilmelidir. İkinci temel nokta şudur. Uluslararası sularda saldırı yapılmıştır, bu da bir başka suçtur. İsrail hangi gerekçenin arkasına sığınırsa sığınsın yapılan eylem bir suçtur ve doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına karşı yapılan bu suçun da mutlaka cezalandırılması gerekmektedir."

"BULANIK SULARDA KALAN BİR HÜKÜMET GÖRDÜK"
Başbakan Erdoğan'ın grup konuşmasında yaşanan süreci anlattığını belirten Kılıçdaroğlu, "Olayları anlatmak yetmiyor. Elbette ki bazı şeylerin yapılması gerekiyor" diye konuştu.
Bu olayın daha önce bilinen, görülen, yazılan, çizilen ve malum sonucu doğurabileceği ifade edilen bir olay olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, buna karşın yeterli önlemin alınmadığını, diplomasinin bu konuda başarılı olamadığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Bir şekliyle bulanık sularda kalan bir hükümeti gördük karşımızda" dedi.
Yurt içinde eylem ve söylemlerde tahriklere kapılan yaklaşımlardan kaçınmak gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, hükümetin de bu konudaki söylemlerinde buna dikkat etmesi gerektiğini bildirdi. Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"Türkiye şu veya bu şekilde Ortadoğu bataklığına çekilmek isteniyor. 1 Mart tezkeresinde CHP'nin kararlı duruşuyla Türkiye Ortadoğu bataklığına sokulmadı. Ama bu süreçte dikkatli bir politika izlememiz lazım. Filistin'in kendi içinde, hatta Ortadoğu'da birilerinin yanlısı olarak görülüp öyle hareket etmek, bu hareketlerle dış politika oluşturmak son derece tehlikelidir. Türkiye kendi geleneksel 'yurtta barış, dünyada barış' politikasının temel normlarına uygun olarak, herkese eşit uzaklıkta, barışı temel
ilke edinerek bu ucuz politikaların dışında, sağlıklı bir dış politika izlemek zorundadır."

"BM GÜVENLİK KONSEYİ'NDEN KINAMA KARARI ÇIKARTILMALI"
BM Güvenlik Konseyi'nden şu ana kadar Türkiye'nin beklediği bir kararın çıkmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, diplomasiyi gerçek anlamda aktif kılmak için BM Güvenlik Konseyi'nin İsrail'i kınayan bir karar almasının sağlanması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının bunu gerçekleştirememesi halinde söylemlerinin havada kalacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, "ABD, Türkiye'yi stratejik ortak olarak algıladığı bir ortamda eğer İsrail'den yana bir politika güder, Türkiye'yi küstürürse bunun çok
sağlıklı sonuçlar vermeyeceğini ifade etmek isterim. Türk diplomasisinin ABD'yi ikna etmesi gerektiğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.
Gazze'ye giden konvoyda 32 ülkenin vatandaşları bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye dışındaki 31 ülkenin de Türkiye'nin gösterdiği tepkiyi göstermesinin sağlanması gerektiğini, aksi halde AK Parti iktidarının bu konudaki politikalarının başarısız olacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bu süreçte İsrail hükümetinin dokunulmaz ve bedel ödeyemez bir hükümet olmadığının da ortaya konması gerekir. AK Parti eğer söylemlerinin arkasında duruyorsa bunu hep beraber göreceğiz ve paylaşacağız. CHP olarak da
bunun takipçisi olacağız" değerlendirmesini yaptı.
Dışişleri Bakanı'nın, bu konunun mutlaka uluslararası bir komisyon tarafından soruşturulması ve suçluların cezalandırılması gerektiğini söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, CHP'nin de bunu istediğini, ölen vatandaşların kanlarının yerde kalmaması için bu soruşturmanın mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Hariri suikastında hangi soruşturma süreci başlatıldıysa bu olayda da BM nezdinde aynı sürecin başlatılması gerektiğini dile getirdi. İKÖ ve Arap Birliği'nin de harekete geçirilmesi
gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu nedenle AK Parti'nin aktif diplomasiyi mutlaka ve acilen devreye koyması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, İsrail devletini ve İsrail halkını hedef almadıklarının altının çizilmesi gerektiğini, tepkilerinin İsrail hükümetinin politikalarına yönelik olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının, ölen vatandaşların ailelerine yardımcı olma görevini de yerine getirmesi gerektiğini kaydetti. AK Parti'nin söylediklerini izlediklerini ve sonuç almasını
bekleyeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, sonuç alınmadığı takdirde AK Parti'yi millete şikayet edeceklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Siyasette söylem yetmiyor. Sonuç ne oldu? Türkiye'nin onuru kırılmıştır. O kırılan onurun mutlaka ve mutlaka onarılması gerekir" dedi.

"TERÖRE AÇIK KAPI ARALARSANIZ, O AÇIK KAPIDAN ŞEHİTLERİMİZ ÇIKAR"
Kılıçdaroğlu, İskenderun'da bir başka acı tablonun yaşandığına işaret ederek, bir şehit babasının, oğlunun cenazesinde, 'Oğlum vatana helal olsun. Bir oğlum daha var, onu da gönderirim' şeklinde feryat ettiğini anlattı. Bu feryadın, AK Parti'nin getirdiği açılım politikalarının açmazını gösteren bir feryat olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, sıfır terörle ülke yönetimini devralan AK Parti'nin Türkiye'yi bugün acı dramların yaşandığı bir noktaya getirdiğini söyledi. Son 5 günde 12, son 1 ayda 30 şehit
verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu tabloyu çözmeleri gerektiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, "Bu çözüm AK Parti'nin izlediği açılım politikalarıyla değil, etnik kimliğe dayalı siyasetle değil, bütün yurttaşları kucaklayarak, ama hiçbir şekilde teröre en ufak bir destek imajının verilmediği bir politikanın izlenmesi gerekir. Eğer şu veya bu şekilde açık kapı aralarsanız, o açık kapıdan şehitlerimiz çıkar" şeklinde konuştu.
Hükümetin daha kararlı, daha tutarlı, neler yapacağını açıklayan politikalarıyla ilgili bekleyişlerinin sürdüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, şehitlerin, terörün olmadığı, herkesin karnının doyduğu bir Türkiye özlediklerini ve bu umudu halka vaat ettiklerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, işsizlikle mücadelenin hemen hemen hiç yapılmadığı bir tabloyla karşı karşıya olduklarını belirterek, işsizlik sorununu dile getirdiğini, Başbakan Erdoğan'ın 'çareniz nedir' diye sorduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Sanki biz üreten Türkiye demiyoruz. Çok önemli bir gelişme oldu. Sayın Başbakan ekonomi bilmiyor demiştim de bazı çevreler alınmıştır. Sayın Başbakan diyor ki 3 ayda işsizlik yüzde 10'a inecek. Başbakan'dan istiyoruz, bu 3 ayda yüzde 10'a indirecek reçete nedir acaba. Bizden reçete isteyen Başbakan işsizliğin yüzde 10'a nasıl ineceğinin bize söylemiyorsa halka söylesin."
AK Parti'nin bir orta vadeli program hazırladığına işaret eden Kılıçdaroğlu, bu programda 2012'de işsizliğin yüzde 13.3 olacağının söylendiğine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, "Ya Başbakan'ın bu programdan haberi yok, ya da programı kaldırdılar bizim haberimiz yok" diye konuştu.
Sosyal demokratlara, yurtseverlere bir görev düştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, CHP'liler olarak artık tarlalarla, fabrikalarda, kırlarda daha fazla olacaklarını, hiç kimseyi ötekileştirmeden herkese gidip oy isteyeceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle bu mücadeleyi götüreceklerini, çünkü bu ülkede yatağa aç giren çocuk görmek istemediklerini, bu ülkede yoksulluğu tarihe gömmek istediklerini ifade etti.
Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında Başbakan Erdoğan'a, 'Sayın Başbakan' şeklinde hitap ettiği gözlendi. Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından partililerin tezahüratları eşliğinde salondan ayrıldı.