Vakıf Haftası Açılış Töreni

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu 7

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu 7.5 yıl içinde, Türkiye'nin her köşesinde, hani Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün İsmet İnönü'ye yazdığı o mektuptaki o incelik var ya. Ah ah o mektubu iyi incelemek lazım. Teferruatına fazla girmeyeceğim. Hani diyor ya; 'O camiler, kervansaraylar askerlerden boşaltılsın' Sadece o değil, orada başka şeyler de var. Onu eğer incelersek, araştırırsak, onların içinde nelerin olduğunu görürüz. İşte biz oraları onlardan temizledik ve bu nesle onları kazandırdık,
şimdi de geleceğe kazandırıyoruz. Fark bu" diye konuştu.
Bu yıl, 'İstanbul' temasıyla kutlanacak olan Vakıf Haftası TBMM Balo Salonu'nda gerçekleştirilen törenle başladı. Törene, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt ve çok sayıda davetli katıldı.
Törende bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, bazılarının tarihine geçip gitmiş bir zaman olarak, nostalji gözüyle bakabileceğini, geçmişine sırtını dönebileceğini belirterek, şunları söyledi:
"Ama biz bunu yapamayız, yapmak istesek de yapamayız. Tarihimizden, onu bugüne taşıyan eserlerinden sıyrılamayız. On yıllar boyunca bırakın Balkanlardaki, Asya'daki, Ortadoğu'daki Afrika ve Avrupa'daki eserlerimizi, kendi topraklarımızdaki, Anadolu ve Trakya'daki eserlerimize dahi sahip çıkmadılar. Onları kendi kaderlerine terk ettiler. Tarihe ve tarihi mirasa sırtlarını dönenler, işte görüyorsunuz., bugün tarih oldular ve isimlerini kimseler anmıyor. Tarihin unutturulmak istendiği, tarihin yeniden ve
farklı şekilde yazılmak istendiği dönemlerden geçiyoruz. Oysa şunun idrakine varmak zorundayız: Bizi ülke ve millet olarak var eden tarihimizdir. Tarihi olmayanların geleceği olmaz, bunu böyle bilmek zorundayız. Bizim geleceğimiz de tarihimizle şekillenecektir ve şekillenmektedir. Ağaç kökleriyle yaşar, kökü olmayan ağaç olmaz. Aynı şekilde milletler de, medeniyetler de kökleriyle yaşarlar. Açık söylüyorum; istediği kadar eğitim alsın, teknolojiyi istediği kadar iyi kullansın, dünyayı istediği kadar
yakından takip etsin, eğer nesiller Şeyh Edebali'yi, Osman Gazi'yi, Ali Kuşçu'yu, Fatih'i, Mimar Sinan'ı, Fuzuli'yi, Hacı Arif Bey'i tanımıyorsa, bilmiyorsa, onlardan ilhamını alamıyorsa asla ve kalıcı bir geleceği inşa edemez."

ATATÜRK'ÜN, İSMET İNÖNÜ'YE YAZIDĞI MEKTUP
Konuşmasında, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne de yaptıklarından dolayı teşekkür eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu 7.5 yıl içinde, Türkiye'nin her köşesinde, hani Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün İsmet İnönü'ye yazdığı o mektuptaki o incelik var ya, ah ah o mektubu iyi incelemek lazım. Teferruatına fazla girmeyeceğim. Hani diyor ya; 'O camiler, kervansaraylar askerlerden boşaltılsın' Sadece o değil, orada başka şeyler de var. Onu eğer incelersek, araştırırsak, onların içinde nelerin olduğunu görürüz. İşte biz oraları onlardan temizledik ve bu nesle onları kazandırdık, şimdi de geleceğe kazandırıyoruz. Fark bu. Şu
7.5 yıl içinde Türkiye'nin her köşesinde tarihi eserlerimiz yeniden hayata döndü. Bunlar ahır olarak kullanılıyordu, bu ahırlardan temizledik. Bu tarihe ihanet değil mi? İşte bunlardan temizleyerek, onu şimdi bugüne ve geleceğe kazandırdık. Yeniden can suyuna kavuşturduk."

"2010'DA 500 ESER RESTORE EDİLECEK"
Başbakan Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü aracılığıyla yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi verdi. 1996-2002 yılları arasında Türkiye'de sadece 46 tarihi eserin onarıldığını belirten Erdoğan, "Biz 2003-2009 yılları arasında, 7 sene içinde yaklaşık 3 bin 400 eserin onarımını gerçekleştirdik" diye konuştu.
Erdoğan, 165 hamam, 26 kervansaray, 76 han, 26 bedesten, 21 imaret, 13 kilise, 3 mevlevihane, 19 çeşme, 30 kümbet, 3 muvakkithane, 4 şadırvan da dahil olmak üzere yaklaşık 3 bin 400 eserin kendi dönemlerinde restorasyonu tamamlanarak gün yüzüne çıkartıldığını ifade ederek, "Şu anda 250 kültür varlığının restorasyonu devam ediyor. 2010 yılında inşallah toplamda 500 adet eseri daha tamamlamış olacağız" dedi.
Sadece Anadolu ve Trakya'da değil, tüm dünyadaki medeniyet miraslarına ulaştıklarını ve gün yüzüne çıkardıklarını belirten Erdoğan, "Balkanlar'da, Ortadoğu'da, orta Asya'da Afrika'da kültür varlıklarımızın izini sürdük. Atalarımız nerelere gitmişler ya, neler yapmışlar. Biz şimdi 780 bin kilometrekare topraklarımızın dışına çıkamıyoruz. Hele bazıları Ankara'nın dışına çıkamıyor. Böyle şey olur mu?" şeklinde konuştu.
Milliyetçiliğin, ırk esasıyla bir ayrımcılığa gitmek olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milliyetçilik, 'ben bu ülkeyi var eden kardeşliğe, dayanışmaya, paylaşmaya, sırtını dönmektir diye asla düşünmüyorum. Milliyetçilik bu toprakların nasıl vatan olduğun,u bu milletin nasıl teşekkül ettiğini hangi iklimde doğup, hangi atmosferde büyüyüp, geliştiğini idrak etmek ve bunun gereğini yapmaktır. Süleymaniye'nin her bir tuğlası, kerpici, taşı, farklı coğrafyalardan getirilmiş olabilir; her bir ahşap, her bir çini, her bir hat ve tezhip farklı bir elde işlenmiş olabilir. Ama Süleymaniye tek başına,
tek bir vücut olarak bu ülkenin tamamının özetidir, tarihi özetidir, medeniyetimizin, kültürümüzün, birlik, bütünlük ve kardeşliğimizin özetidir. Bugün bizim millet tasavvurumuzun da özünde bu vardır. Bizler aynı vatan üzerinde, aynı bayrak altında, aynı idealler, ortak bir kader etrafında birleşmiş bir milletiz. Dili, dini, etnik kökeni, ırkı, rengi ne olursa olsun, biz tıpkı Süleymaniye gibi, tıpkı Selimiye gibi, tıpkı Sultan Ahmet gibi, Galata Kulesi, Akdamar Kilisesi gibi bu toprakların ortak
sahibiyiz."

"ÇAKILI KAZIKLARI YOK"
Başbakan Erdoğan, bazılarının İstanbul'daki Marmaray, tüp geçit projelerinin ardından, şimdi de üçüncü köprüye karşı çıktıklarını belirterek, "Bunları anlamak mümkün değil, bu zihniyeti anlamak mümkün değil. Çünkü bunların bu ülkede çakılı bir tek kazığı yok. On yıllardır hem modern ihtiyaçlar anlamında, düşünün bir ve ikinci köprüyle ilgili 250 bin araç düşünülürken, şimdi ihtiyaca cevap vermiyor. Üçüncü köprü bu ihtiyaçtan doğdu. Saatlerce eğer oralarda bekleniyorsa, bunun çözümünü, çıkış yollarını
bulmak da bizlerin sorumluluğudur. Bunun adımlarını atıyoruz" diye konuştu.

VAKIF İNSANLARINA ÖDÜL
Başbakan Erdoğan daha sonra, vakıf eserlerine yönelik desteklerinden dolayı 'Vakıf İnsanı' seçilen, Recep Konuk, Abdülkadir Konukoğlu, Dilek Yamakoğlu, Ergin Karlıbel, Mehmet Sait Sancak, Neşet Uçkan, Orhan Cezmi Tuncer ve Yusuf Kandır'a ödüllerini verdi.