Erdinç: Yunanistan Anlaştı, Sıra Kimde?

Haber1 gazetesi yazarı Yrd. Dr. Yaşar Erdinç köşesinde Yunanistan'ın IMF ile anlaşma kararını kalemine aldı.

“Default’u önlemek birinci ulusal kırımızı çizgimizdir. Çok açık söyleyeyim ki, ülkenin default olmaması için her şeyi yaptım ve yapmaya da devam edeceğim.” Papandreu-Yunan Başbakanı

AB ve IMF ile anlaşmanın imzalanmasının ardından Papandreu dün bakanlar kuruluna televideo ile bağlanarak bunları söyledi. Halkına da seslenen Papandreu, katastrofik bir sonuçtan kurtulmak adına Yunanlıların çok büyük fedakârlıklar yapması gerektiğinin altını çizdikten sonra problemli diye tanımladığı kamu hizmetleri personelinin ve kamu emeklilerinin maaşlarını düşürdü. Ayrıca milletvekillerinin aldığı 13. Ve 14. maaşlar olarak bilinen tatil ikramiyeleri de kesildi. Tüketim vergilerinde sert artışlar olacak ve savunma harcamalarında, hastane yenilemelerinde köklü harcama kısıntısına gidilecek.

Planın 3 yıla yayılacağı ve bu süre içinde toplam 110 milyar euro olacağı bildirildi. 80 milyarını AB, 30 Milyarını da IMF veriyor. AB'ye düşen kısmın yüzde 28'ini ise Almanya karşılayacak.

Yunan işgücü birlikleri ve bazı sivil toplum örgütleri Çarşamba günü ciddi bir genel grev yapacaklar. Geçen cumartesi günü de 1 Mayıs işçi gününde ciddi bir hükümet karşıtı eylem vardı. Bu eylemler önemli şiddet unsurları da içerdi.

Hükümet, acil eylem planını kendi parlamentosuna sunacak olup, Parlamento’nun planı Cuma günü onaylaması bekleniyor. Papandreu bunun ellerindeki tek çare olduğunu ve 300 milayrlık borcu başka türlü finanse edemeyeceklerini söyledi.

Kanımca sorun şimdilik halloldu ama bundan sonra en az 1-2 ay haberlerde, Yunan soklarını ve Yunanistan'daki gösterileri izleriz. BU sert ve acı reçeteyi uygulamak politikacılar için pek kolay olmayacak.

ŞİMDİ AVRUPANIN DİĞER ÜLKELERİNE BAKALIM - SIRADA KİM VAR?

Tablo: Avrupa’daki Sıkıntılı Ülkelerin Kırılganlık verileri

Dikkat edilirse her satırda en kötü veriye sahip ülkenin bu verileri kırmızı ile gösterilmiştir. Şüphe yok ki Yunanistan 8 gösterge içinde 6 tane en kötü göstergeye sahip olarak, en kırılgan durumdadır. İkinci en kötüler ise pembe olarak belirtilmişlerdir.

Tablonun dikkat çeken verileri şöyledir.

- İSPANYA : Bilindiği üzere Nisan ayının (2010) son haftasında S&P İspanya’nın notunu AA+’dan, AA’ya düşürdü. Dış borcun GSYIH’ya oranı Yunanistan’ınkine çok yakındır. Bu arada Reel efektif döviz kuru ülkenin rekabet gücünü göstermektedir. İspanya rekabet açısından en kötü durumdadır, 1999’dan bu yana Yunanistan’a göre parası daha fazla değer kazanmıştır. Fakat kamu borçlarının GSYIH’ya oranı Yunanistan’ın yarısından daha azdır. Ayrıca yapacağı faiz ödemelerinin kamu gelirlerine oranı (%4.5) Yunanistan’ın (%13.5) yarısından daha azdır. İspanya’nın 10 yıllık devlet tahvili faiz oranlarına bakıldığında yüzde 4.2 rakamını görüyoruz. Bu çok makul bir oran olmasına karşın, Temmuz 2010’da yapacağı yaklaşık 33 milyar Euro borç ödemesi geldiğinde bu oran hızla artabilir (Bkz. Borç ödeme takvimi grafiği).

- PORTEKİZ: S&P Portekiz’in notunu “zayıf finansman yapısı” ve “rekabetçi olmayan bir ülke” olması nedeniyle iki kademe aşağı çekerek A-‘ye düşürdü. Bu ülke, Yunanistan’dan sonraki en zayıf halkadır. Bütçe açığının GSYIH’ya oranı oldukça makul ve düşüktür. Fakat asıl sorun dış borçlar noktasındadır. Portekiz Euro bölgesine girdiğinden bu yana kurları yüzde 10 değerlenmiştir. Cari açığın GSYIH’ya oranı yüzde 10.3 seviyesindedir ve dış borçların GSYIH’ya oranı, yüzde 232 ile, Yunanistan’a göre yüzde 40 daha yüksektir. Eğer Portekiz’e verilen dış borçlar konusunda endişeler doğarsa, Yunanistan’dakine benzer durumlar Portekiz için de yaşanabilir.

- IRLANDA: Yunanistan’dan çok daha kötü bir bütçe açığına sahip bulunuyor ve GSYIH’sının yüzde 11.6’sı kadar bütçe açığı var. Bilindiği üzere Maastrich kriterlerine göre kırmızı çizgi yüzde 3’tür ve İrlanda bunu neredeyse 4 kat aşmış durumdadır. İrlanda’nın kamu borcunun GSYIH’ya oranı da hızla artmaktadır. Bütçe açığındaki ve kamu borçlarındaki bu zayıflığa karşı, İrlanda çok kapsamlı bir mali istikrar paketi açıklayarak piyasalara güvence verdi. Fakat Nisan ayının son haftasında tahvil piyasasında İrlanda kağıtlarının faizlerindeki yükselme önemli bir kötü sinyal olarak karşımıza çıktı. Bunun en önemli sebebi de çok büyük bir olasılıkla İrlanda’nın dış borçlarının GSYIH’sının yüzde 982’sine erişmiş olmasıdır. Her ne kadar bu oran çok korkutucu görünse de, bu oranın 1999’da yüzde 30’dan yüzde 1000’e yaklaşmasının altındaki temel sebep, İrlanda’nın bu dönemde yoğun direkt yabancı yatırım almasıdır. Bu dış borçların çok büyük kısmı şirketlerin aldığı borçlardır yani İrlanda’ya yatırım yapan ve şirket kuran ya da satın alan yabancılar, bu şirketlere dışarıdan borç da getirmiştir.


- ITALYA: AB bölgesi içinde daha önce de zayıf link olmasına rağmen, son verilere baktığımızda İtalya’nın durumu kırılganlık bağlamında çok da kötü görünmemektedir. Kamu borçlarını GSYIH’ya oranı yüksek olsa da, maliye politikalarındaki istikrar ve iyi yönetilme sonucunda, bütçe açığı neredeyse yok denecek kadar azdır. İtalya’nın bu karalılığını sürdürmesi gerekmektedir. Faiz ödemelerinin kamu gelirlerine oranı en yüksek ülke konumundadır. Bu nedenle de dikkatle takip edilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak AB bölgesindeki zayıf halkaların görünümü bu şekildedir ve Temmuz 2010’da İspanya’nın çevirmesi gereken borç miktarının yüksekliği Yunanistan’a benzer sorunların tekrar gündeme gelmesine neden olabilir.




Bu grafikte AB’deki borç sıkıntılı ülkelerin 2010 yılı içindeki borç ödeme takvimi veriliyor. Dikkat edilirse Temmuz ayında İspanya’nın 32 milyar Euro ödemesi bulunuyor. Eğer bu yılın Mayıs ve Temmuz ayları atlatılırsa yılın ikinci yarısında bu ülkelerden kaynaklanacak sorun olasılığı azalır.


PİYASALARA BAKIŞ:

Borsamız geçen hafta cuma günü bir ara 58 binin altına inmişti. O sırada Yunan maliye bakanı AB ile anlaşmaya yakın olduklarını açıklayınca bir anda borsa 1000 puana yakın yükseliş yaparak 59 bin civarından kapanmıştı. Fakat sonrasında ABD borsaları geçen cuma'yı yüzde 1.5-2 aralığında düşüşlerle kapattılar. Bu yüzden bugün bizim borsamız açıldığında eğer ABD borsalarının future'ları en azından yüzde 0.30-0.40 civarında toparlama yapmamışsa, bizim endeksimiz güne 500 puan civarında bir düşüşle başlayabilir. Endeks üç haftadır 57 bin ile 59.500 aralığında sıkıştı. Bollinger bantlarında çok önemli bir daralma oldu. Bu hafta veya gelecek hafta içinde çok sert hareketlere hazırlıklı olun. Yön tayin etmek zor olsa da bollinger bandının kırıldığı yönde pozisyon almak mantıklı olur. Fakat şimdilik en azından ilk seansta, dış piyasalarda ters bir gelişme olmadığı sürece, 58.200 ile 59 bin aralığında hareket etmesini bekliyorum.

Bugün TÜFE ve ÜFE rakamları açıklanıyor. TÜFE'yi piyasa yüzde 0.64 olarak bekliyor ama bence en az yüzde 0.90 veya daha fazla olacak. Eğer yüzde 1 veya daha yüksek oran gelirse, dolar yeniden 1.51'leri bulabilir ve faizler 9.50 seviyelerine çıkabilir. Fakat tersi olur da yüzde 0.50 veya civarında bir rakam gelirse, doların yeniden 1.4750 seviyelerine gerilediğini görebiliriz.