Din Ve Etnik Kimliğe Anayasal Güvence Talebi İstanbul

-DİN VE ETNİK KİMLİĞE ANAYASAL GÜVENCE TALEBİ İSTANBUL (A.A) - 26.05.2010 - BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ (BÜ) SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜ

-DİN VE ETNİK KİMLİĞE ANAYASAL GÜVENCE TALEBİ

İSTANBUL (A.A) - 26.05.2010 - Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yılmaz, yaptıkları araştırmanın Türkiye'de kimlikler konusunda fanatik bir hegemonya bulunmadığını ortaya koyduğunu belirterek, 'Her dört kişiden üçü tüm dinlere, etnik kimliklere, mezheplere ve benzeri kimliklere anayasal güvence getirilmesini istiyor' dedi.

BÜ ve Açık Toplum Vakfı için Infakto Research Workshop tarafından Türkiye'nin kentsel ve kırsal alanlarında 18 yaş ve üzeri nüfusu temsil eden bin 881 kişiyle gerçekleştirilen 'Türkiye'de Ötekileştirme ve Ayrımcılık' araştırmasının sonuçları basın toplantısıyla açıklandı.

Toplantıda konuşan proje koordinatörü Hakan Yılmaz, araştırma ile Türkiye'de son 5-6 yıldır ortaya çıkan, 'mahalle baskısı' veya 'ayrımcılık' denilen konunun toplumda nasıl bir yer edindiğinin belirlenmesinin amaçlandığını söyledi.

Prof. Dr. Yılmaz, araştırmaya katılanların yüzde 36'sının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı birinci kimlik olarak tercih ettiklerini belirterek, etnik grubuna aidiyet oranının ise yüzde 5 olduğunu kaydetti.

Din kimliğinin 'İslam dininin emir ve yasaklarına birebir uyan dindar bir Müslüman olmak' ve 'laik kafa yapısına ve hayat tarzına sahip çağdaş bir Müslüman olmak' üzere ikiye bölündüğünü belirten Yılmaz, 'Müslüman kimliği diğerlerine göre aşırı baskın çıkmadı' diye konuştu.

Yılmaz, katılımcıların yüzde 86'sının Türk kültürü içerisinde yaşadığını belirttiğini ifade ederek, yüzde 82'sinin dini kurallara uyduğunu söyledi.

Katılımcıların çoğunun mensup oldukları grupların kurallarına uymaları durumunda olumsuz tepki alacaklarına inandıklarını belirten Yılmaz, din için maddi kazanç beklentisinin yüksek olmadığını ancak her dört dini cemaat mensubundan birinin grubundan maddi kazanç beklediğinin tespit edildiğini ifade etti.

Toplumun 'öteki'nin hakları konusunda fazla duyarlı olmadığını ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, kamusal alanda en fazla ayrımcılığı yüzde 20 ile güvenlik güçlerinin yaptığının düşünüldüğünü söyledi.

Prof. Dr. Yılmaz, katılımcıların yüzde 67'sinin kadınlara her alanda ayrımcılık yapıldığını düşündüğünü, kadınların uğradığı en ciddi ayrımcılık olarak kız çocuklarının belli bir yaştan sonra okula gönderilmemesi ve dini inancından ötürü başını örten kadınların iş ve eğitim hayatından dışlanmasının gösterildiğini kaydetti.

26.05.2010 16:29:37