Siyasetçi, sosyolog ve insan hakları savunucuları ““rızayla yaşanmış olan bir ilişkide hamilelikten erkek de sorumlu” dediler.

Evlilik dışı doğan çocuğu için “Sevgilim spermlerimi çaldı” diyen babayla ilgili olarak hukukçu, siyasetçi, sosyolog ve insan hakları savunucuları “rızayla yaşanmış olan bir ilişkide hamilelikten erkek de sorumlu” dedi...

İşadamı Dr. Nurettin Coşkun’un hamile kalan sevgilisini “spermlerini çalmak”la suçlaması ve hamileliğin kendi rızası dışında gerçekleştiğini öne sürmesi tartışma yarattı. Hukukçu, siyasetçi, sosyolog ve insan hakları savunucuları rızayla yaşanmış bir ilişkide erkeğin kazayla da oluşabilecek bir hamileliğin sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğine vurgu yapıyor. İşte olayla ilgili görüşler:

‘Erkeğin de sorumluluğu’
Vildan Yirmibeşoğlu (İstanbul Valiliği İnsan Hakları İl Masası Başkanı, avukat): “Doğurup doğurmama kararı kadına aittir. Erkek istemiyor diye hamileliğe son verilmez. Hamilelik erkeğin de sorumluluğudur. Baba kesinlikle sorumluluğundan kaçınamaz. Sperm hırsızlığı olması için, bir malın çalınması lazım. Burada zoraki değil, gönül rızasıyla olan bir ilişki söz konusu. Ayrıca maddi olarak erkek destek vermek zorunda. Ancak Medeni Kanun’un 21. maddesi ‘Evlilik yoksa baba soyadını vermeme hakkına sahiptir’ diyor, ancak Anayasa Mahkemesi’nin bu yönde verdiği iptal kararları da var. Bunun dışında evlilikten olan çocuk gibi eşit hakları var.”

Dr. Canan Arıtman (CHP Milletvekili): “Ben 35 yıl kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak çalıştım. Çocuk kadınındır. Kadınlar kendileri için doğurur. Kadının içindeki en temel içgüdü analıktır. Bu örnekte karşımızda, çocuğunun her türlü sorumluluk ve yükümlülüğünü taşımayı göze almış cesur bir kadın var. Hiç kimse bu bebeğin hayatını sonlandırmasını isteyemez, nikâhlı kocası olsa da, olmasa da. Bir çocuğu doğurup doğurmayacağına ancak kadın karar verir. Kadını istemeden doğurmaya mecbur edemeyeceğiniz gibi, sonlandırmaya da mecbur edemezsiniz.”

‘Mahremiyet dönüşümü’
Doç. Dr. Mustafa Şen (ODTÜ Üniversitesi Sosyoloji Bölümü): “Bütün dünyada, özellikle son 20 yılda ailede, mahrem alanda, konuşulmayanlar konuşulmaya başlandı. Buna sosyolojide ‘mahremiyetin dönüşümü’ deniliyor. Bunların başında cinsellik gelir.
Burada büyük dönüşüm var ve Türkiye bu dönüşümden etkileniyor. Ailenin dönüşümü de var, tek ebeveynli aile kavramıyla tanıştık. Yurtdışında ‘single mother’ deniliyor, yalnız anneler bunun bir göstergesi. Her dönüşümde gerilimler vardır. Bu dönüşümün sorunsuz olması mümkün değil. Baba diyor ki, ‘Hamilelik benim bilgim dahilinde olsun’, kadın da isteyerek hamile kalmayabiliyor.”

‘Kayyum tayin edilir’
- Kezban Hatemi (Avukat): “Tartışma konusu olan, erkek ile kadın bir ilişki yaşamışlarsa, kadın hamile kalmışsa, buna evlilik dışı çocuk denilir; hukuksal tanımı budur.
Erkek çocuğu tanımazsa neshep davası açılır, kayyum tayin edilir. DNA testleri yapılır. Babalık kesinleşince de velayet davası açılır.”