Parlamento 28 Şubat'ta görevini yapmadı
Adalet eski Bakanı ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan parlamentonun 28 Şubat sürecinde demokrasiye sahip çıkmadığını söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Adalet eski Bakanı Şevket Kazan, “Eğer parlamento 28 Şubat'tan sonra demokrasiye sahip çıksaydı, bugün ne Balyoz, ne Ergenekon ne de kafesler olurdu. Parlamento görevini yapmadı” diye konuştu.
Bugün Malatya'ya gelen Şevket Kazan, SP il binasında yaptığı basın toplantısında Anayasa değişikliği konusuna değindi. Kazan, hükümetin sağlıklı yeni bir Anayasa yapması gerekirken bu imkanı bertaraf ettiğini söyledi. Kazan, “Partiler arası diyalogları tamamen ortadan kaldırıcı beyanatlar verildi. Sadece ve sadece Ak Parti'nin getirdiği bir Anayasa ile karşı karşıyayız. Biz siyasi stratejimizi belirtirken, bu milletin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, bu anayasanın milletin anayasası olması gerektiğini söyledik. Anayasa hallk için yapılır” dedi.
Hükümetin anayasa değişikliği paketiyle ilgili TBMM Başkanlığı’na verdiği teklifle ilgili ortaya çıkan imza tartışmalarına da değinen Şevket Kazan, olayın usulden kaynaklandığını söyledi. TBMM’nin tatile girerken olağanüstü toplanmalar için önceden milletvekillerinden imza alındığını ve bu imzalarla TBMM Başkanlığı’na Anayasa değişikliği için başvurulduğunu söyleyen Kazan,“Tatilde nerede milletvekillerini bulacaksınız ki imzaya çağıracaksınız. Onun için imzalar önceden alınıyor. Bunun adına da ‘çakma imza’ deniyor. Bu anayasa teklifi için bu imzalar kullanılmış” ifadelerini kullandı.
Kazan, düzeltilmesi gereken hususların birlikte düzeltilmemesi durumunda yeni anayasanın Meclis'ten zor çıkacağını savundu. Yargıtay Onursal Başkanı Sabi Kanadoğlu'nun, “Halk oylamasında kabul edilse bile bu anayasa hakkında Anayasa Mahkemesine iptal davası açılır” sözünü de eleştiren Kazan, “Milletin referandum da yüzde 50’nin üzerinde kabul ettiği bir anayasayı sen Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiğin zaman 15 milyonla, Anayasa Mahkemesi'ni karşı karşıya getirmiş oluyorsun. ‘Kardeşim sen ya dayak yemedin ya da sayı saymasını bilmiyorsun’ derler” diye konuştu.
Balyoz Darbe Planı davası ile ilgili de görüşlerini dile getiren Şevket Kazan, tahliyelerin ardından tekrar tutuklama kararlarının hukuka uygun olduğunu söyledi. Kazan, “Deniz Baykal'a baktığımızda olayı tamamen ters göstermeye çalışıyor. SP olarak bizim görüşümüz tamamen hukuka uygun bir görüştür. Derhal duruşmaya başlanması gerekiyor. Bir savcı 30- 40 kişinin daha tutuklanması için emniyete yazı göndermiş. İstanbul'un başsavcısı o savcıları alıyor başka bir savcıyı getiriyor. O durduruyor. Öyle bir dar boğazdan geçiyoruz ki Allah bu günleri fazla sıkıntı çekmeden bir an önce atlatmayı nasip etsin” diye konuştu. Kazan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye Cumhuriyeti'nin bir iç güvenlik bir de dış güvenlik olarak bir emniyet teşkilatı bir de ordusu var. Bütün dünyanın gözü önünde ordumuzun hizmet vermiş bu generallerin cezaevine konulması Türkiye’nin itibarını sarsar. Bu nasıl bir ordu demezler mi? Şu anda bir sıcak harp dönemi içerisinde olsak fırsat bu fırsat der düşmanlar Türkiye'ye saldırır. Bunlar olabilir. Eğer parlamento 28 Şubat'tan sonra demokrasiye sahip çıksaydı, bugün ne balyoz, ne Ergenekon, ne de kafesler olurdu. Koca koca generaller mahkeme huzurunda hesap vermek zorunda kalmazdı. Parlamento görevini yapmadı. İnşallah bundan sonraki parlamentolarımızda demokrasiye sahip çıkılır.”
Bugün Malatya'ya gelen Şevket Kazan, SP il binasında yaptığı basın toplantısında Anayasa değişikliği konusuna değindi. Kazan, hükümetin sağlıklı yeni bir Anayasa yapması gerekirken bu imkanı bertaraf ettiğini söyledi. Kazan, “Partiler arası diyalogları tamamen ortadan kaldırıcı beyanatlar verildi. Sadece ve sadece Ak Parti'nin getirdiği bir Anayasa ile karşı karşıyayız. Biz siyasi stratejimizi belirtirken, bu milletin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, bu anayasanın milletin anayasası olması gerektiğini söyledik. Anayasa hallk için yapılır” dedi.
Hükümetin anayasa değişikliği paketiyle ilgili TBMM Başkanlığı’na verdiği teklifle ilgili ortaya çıkan imza tartışmalarına da değinen Şevket Kazan, olayın usulden kaynaklandığını söyledi. TBMM’nin tatile girerken olağanüstü toplanmalar için önceden milletvekillerinden imza alındığını ve bu imzalarla TBMM Başkanlığı’na Anayasa değişikliği için başvurulduğunu söyleyen Kazan,“Tatilde nerede milletvekillerini bulacaksınız ki imzaya çağıracaksınız. Onun için imzalar önceden alınıyor. Bunun adına da ‘çakma imza’ deniyor. Bu anayasa teklifi için bu imzalar kullanılmış” ifadelerini kullandı.
Kazan, düzeltilmesi gereken hususların birlikte düzeltilmemesi durumunda yeni anayasanın Meclis'ten zor çıkacağını savundu. Yargıtay Onursal Başkanı Sabi Kanadoğlu'nun, “Halk oylamasında kabul edilse bile bu anayasa hakkında Anayasa Mahkemesine iptal davası açılır” sözünü de eleştiren Kazan, “Milletin referandum da yüzde 50’nin üzerinde kabul ettiği bir anayasayı sen Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiğin zaman 15 milyonla, Anayasa Mahkemesi'ni karşı karşıya getirmiş oluyorsun. ‘Kardeşim sen ya dayak yemedin ya da sayı saymasını bilmiyorsun’ derler” diye konuştu.
Balyoz Darbe Planı davası ile ilgili de görüşlerini dile getiren Şevket Kazan, tahliyelerin ardından tekrar tutuklama kararlarının hukuka uygun olduğunu söyledi. Kazan, “Deniz Baykal'a baktığımızda olayı tamamen ters göstermeye çalışıyor. SP olarak bizim görüşümüz tamamen hukuka uygun bir görüştür. Derhal duruşmaya başlanması gerekiyor. Bir savcı 30- 40 kişinin daha tutuklanması için emniyete yazı göndermiş. İstanbul'un başsavcısı o savcıları alıyor başka bir savcıyı getiriyor. O durduruyor. Öyle bir dar boğazdan geçiyoruz ki Allah bu günleri fazla sıkıntı çekmeden bir an önce atlatmayı nasip etsin” diye konuştu. Kazan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye Cumhuriyeti'nin bir iç güvenlik bir de dış güvenlik olarak bir emniyet teşkilatı bir de ordusu var. Bütün dünyanın gözü önünde ordumuzun hizmet vermiş bu generallerin cezaevine konulması Türkiye’nin itibarını sarsar. Bu nasıl bir ordu demezler mi? Şu anda bir sıcak harp dönemi içerisinde olsak fırsat bu fırsat der düşmanlar Türkiye'ye saldırır. Bunlar olabilir. Eğer parlamento 28 Şubat'tan sonra demokrasiye sahip çıksaydı, bugün ne balyoz, ne Ergenekon, ne de kafesler olurdu. Koca koca generaller mahkeme huzurunda hesap vermek zorunda kalmazdı. Parlamento görevini yapmadı. İnşallah bundan sonraki parlamentolarımızda demokrasiye sahip çıkılır.”