Bülent Arınç: 'Yayın Kuruluşlarında Yabancı Sermaye Oranı Yüzde 25'ten Yüzde 50'ye Çıkarılıyor'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hazırlanan kanun taslağıyla birlikte yayın kuruluşlarında yabancı sermaye oranının yüzde 25'ten yüzde 50'ye yükseltildiğini ifade ederek, "Yabancı bir gerçek veya tüzel kişi 2 yayın kuruluşlarına doğrudan ortak olabilecek
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hazırlanan kanun taslağıyla birlikte yayın kuruluşlarında yabancı sermaye oranının yüzde 25'ten yüzde 50'ye yükseltildiğini ifade ederek, "Yabancı bir gerçek veya tüzel kişi 2 yayın kuruluşlarına doğrudan ortak olabilecek. Şirketlerin halka açılması da kolaylaştırılmaktadır" dedi. Arınç, RTÜK'ün yayın kuruluşlarından aldığı reklam payının da yüzde 5'ten 3'e indirildiğini kaydetti.
Bülent Arınç, RTÜK Başkanı Davut Dursun ile birlikte Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Taslağı hakkında bilgi verdi. Radyo ve televizyonların kuruluşu ve yayın hizmetleri hakkında kanunun AB müktesebatına uyum, yayın teknolojisi, Anayasa Mahkemesi kararalı nedeniyle son 14 yılda 20 değişikliğe uğradığını kaydeden Arınç, yasanın bütünlüğünün bozulduğunu, iptal edilen maddeler konusunda ciddi
boşluklar oluştuğunu vurguladı. Bülent Arınç, mevcut kanunun yeni teknolojilerin hayata geçirilmesine imkan vermediğini, karasal yayınların lisanslandırmasından çözümsüz kaldığının tespit edildiğini söyledi. Taslağın son 4 yıllık çalışmayla ortaya çıktığını ifade eden Arınç, taslağın geçici maddeler hariç 52 maddeden oluştuğunu bildirdi.
Radyo televizyon kuruluşu temsilcileri ve ilgili kamu kurumları, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin de görüşlerinin alındığını ifade eden Bülent Arınç, "Kanun tasarı taslağı sektörün sorunlarına çözümler içeren, düzenleme konusundaki yetki karmaşasını ortadan kaldıran, yayın denetimi konusunda RTÜK'ü daha etkin kılan, yayıncılık sektöründe rekabeti arttıran içeriğe sahiptir. Dünyayla paralel şekilde sayısal yayına geçişin hukuksal altyapısının da oluşturulmasını da amaçlayan taslak, yıllardır
gerçekleştirilemeyen karasal frekansların tahsisi konusuna da çözüm getirmektedir" diye konuştu.
RTÜK'ün görev ve sorumluluklarının ile yayın ilkelerinin de yeniden düzenlendiğini kaydeden Arınç, yayınlarda gizli kamera ve gizli mikrofon gibi benzeri teknik araçlarla hukuka aykırı elde edilen görüntü ve kayıtların kullanılamayacağını söyledi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği maddelerin iptal gerekçesine uygun olarak yeniden düzenlendiğini ifade ederek, "Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği yıllık izlenme oranına bağlı sahiplik yerine sektörel toplam ticari iletişim
geliri açısından yüzde 25, karasal frekans tahsisi açısından en fazla 4 kanal sınırı getirilmektedir" şeklinde konuştu.
Arınç, özel radyo ve televizyonların 16 yıldır geçici izinle yayın yaptığını, taslakla yayın kuruluşlarının karasal yayın lisansına sahip olması, lisans ücretlerinin kanal ve frekans ücretlerinin tahsil edilmesinin sağlanmasının da amaçlandığını söyledi. Dünya ile paralel olarak karasal sayısal yayına sorunsuz geçilmesinin mümkün kılınmaya çalışıldığının altını çizen Arınç, "Frekans kullanımının yıllık bedele bağlanmasını, vericilerin tek bir şerikte toplanarak anten kirliliğini bitirilmesini, 1 yıl
içinde karasal sayısal yayın için frekans ihalesi yapılmasını, 3 yıl analog ve sayısal paralel yayın yapıldıktan sonra analog televizyon yayınlarına son verilmesine öngörmektedir" dedi.
Taslakla medya sahipliği konusunun yeniden düzenlendiğini belirten Arınç, yayın kuruluşlarında yabancı sermaye oranının yüzde 25'ten yüzde 50'ye yükseltildiğini ifade etti. Bir yabancı gerçek veya tüzel kişinin 2 yayın kuruluşlarına doğrudan ortak olabileceğini de kaydeden Arınç, "Şirketlerin halka açılması da kolaylaştırılmaktadır" diye konuştu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, mevcut yasanın aksayan müeyyide sisteminin de taslakla yeniden düzenlendiğini belirterek, "Uyarı olmaksızın doğrudan program durdurma, tekrarı halinde 3 kez para cezası, 1 yıl içinde 3 kez tekrarı halinde 2 katı para cezası aşamaları getiriliyor. Eski siciller silinecektir" ifadelerini kullandı.
Taslakla TRT'nin de RTÜK denetimine alındığını bildiren Arınç, taslakla akıllı işaretler-koruyucu sembol sisteminin hukuki altyapısının da kurulduğunu vurguladı. Arınç, taslakla, kontrolsüz şekilde yürütülen ve şiddetle eleştirilen reyting ölçümlerinin, bu ölçümleri yapacak şirketlerin RTÜK'ten izin alması ve ölçümlerin denetlenmesinin de öngörüldüğünü açıkladı. Taslakla, spor, film, dizi ve eğlence programlarında ürün yerleştirmeye izin verilmesinin öngörüldüğü ve cevap ve düzeltme hakkının
düzenlendiğini belirten Arınç, RTÜK'ün yayın kuruluşlarından aldığı reklam payının yüzde 5'ten 3'e indirildiğini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, taslağın yıllardır sorun yumağı haline gelen radyo ve televizyon yayıncılığı sektörünün çağdaş normlara dayalı olarak yeniden düzenlenmesine imkan sağlayacağına inandığını söyledi. Arınç, açıklamalarına şöyle devam etti;
"1994'ten bu yana bütünlüğü bozulmuş, bazı maddelerinde boşluklar olan, AB müktesebatına uygun olarak, yayın kuruluşlarının taleplerini de dikkate alarak yaptığımız çalışmaları sonuçlandırdık. Bakanlar Kurulu'na sundum. Taslak, önümüzdeki günlerde TBMM'ye sevk edilecek. Bundan sonra da pek çok kuruluşun taslakla ilgili olumlu olumsuz düşüncelerine, eleştirilerine, öngörülerine, önerilerine ihtiyacımız var. Ola ki bir yanlışlığın komisyonda hatta genel kurulda düzeltilmesi mümkündür."
Taslağın Bakanlar Kurulu'na gönderildiğini ifade eden Arınç, "Bakanlar Kurulu'nun uygun görmesiyle imzaya açılan bu taslağın önümüzdeki günlerde TBMM'ye sevk edileceğini ve gündemde yerini alacağını söylemek istiyorum. Bundan sonra da pek çok kuruluşumuzun, kişi ve kurumumuzun taslağımızla ilgili olumlu olumsuz düşüncelerine, eleştirilerine, öngörülerine ihtiyacımız var. Bir yanlışlığın komisyonlarda hatta genel kurulda bile düzeltilmesi mümkündür" dedi.
RTÜK Başkanı Davut Dursun ise Türkiye'de reyting ölçümünden kaynaklanan ciddi bir tartışma olduğunu ifade ederek, "Bu tartışma çeşitli şekilde devam etmektedir. Yayıncı kuruluşlardan bir kısmının bunun ticari bir faaliyet olduğu, bunun piyasa şartları içersinde kendi kendine çözümlenmesi gerektiği şeklinde değerlendirmeleri var. Diğer taraftan bunun RTÜK tarafından yapılması gerektiğini savunanlar var. Biz bütün dünyadaki sistemi inceledik. Esas itibariyle şunu gördük. RTÜK ve benzeri kuruluşlar
tarafından dünyada reyting ölçümlerinin gerçekleştirildiği ülke sayısı çok az. Genellikle bu piyasa koşulları içersinde bir ticari faaliyet olarak yapılıyor" şeklinde konuştu.
İsteğe bağlı yayıncılıkla ilgili düzenlemeleri de taslağa koyduklarını vurgulayan Dursun, "Burada yasamız kapı aralıyor. Bu da önemli bir gelişme olarak düşünülmesi gerekir. Bunun altyapısı hazırlanıyor. Şu anda uygulanmakta olduğu yasal altyapısı olmayan koruyucu semboller konusunu yasaya alıyoruz" dedi.
Dursun, "Yayınlarda ve reklamlarda sigara görüntülerinin buzlanması ile alakalı bazı sorunlar yaşanmıştı. Yeni çalışmalarda bu konu ile ilgili bir değişiklik söz konusu mu?" sorusuna ise, "Sigara ile ilgili olarak konun muhatabı tütün ve mamulleri ilgili kanundur. Bu yasa gereğince de tütün ve mamulleri ile ilgili bir değişiklik söz konusu değildir. Bu konuda taviz de verilmemesi konusunda esas vardır. Öte yandan bu konunun muhatabı RTÜK değil Sağlık Bakanlığı'dır. AB uyum yasaları çerçevesinde de bu
konu değerlendirmiştir. Gizli reklam konusu da yasa bellidir ancak biz ürün yerleştirme konusunda bazı esneklikler sağladık. Bu Avrupa ve Amerika'da kullanılıyor. Ancak tütün mamullerinde ise AB uyum yasalarında belirlenen içeriklere sadığız. Bu bizim inisiyatifimizde bir konu değildir" diye yanıt verdi.
"Karasal yayınlarla ilgili yeni yasa meclis gündemine ne zaman gelecek ve bu yasadan sonra elde edilecek gelir devlet tarafından nasıl kullanılacak?" sorusuna da Dursun, "1994 yılında hazırlanan ilk yasada frekansların planlanma yetkisi RTÜK'e verilmişti. 2002 yılında bu yetki Telekomünikasyon Üst Kurulu'da devredilmişti . RTÜK'ün bu konuda 1997 yılında hazırladığı çalışma ve ihale bazı nedenlerden dolayı iptal edilmişti. 2007 yılında çıkan Elektronik Haberleşme Yasası ile frekans planlama yetkisi
Yeniden RTÜK'e verildi . RTÜK planlamayı yapacak ve bu planı uygulaması söz konusu olacak. Halen çalışmalar devam ediyor. 1 yıl içinde planı bitirip ihaleyi açmayı öngörüyoruz" cevabını verdi.
Bülent Arınç, RTÜK Başkanı Davut Dursun ile birlikte Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Taslağı hakkında bilgi verdi. Radyo ve televizyonların kuruluşu ve yayın hizmetleri hakkında kanunun AB müktesebatına uyum, yayın teknolojisi, Anayasa Mahkemesi kararalı nedeniyle son 14 yılda 20 değişikliğe uğradığını kaydeden Arınç, yasanın bütünlüğünün bozulduğunu, iptal edilen maddeler konusunda ciddi
boşluklar oluştuğunu vurguladı. Bülent Arınç, mevcut kanunun yeni teknolojilerin hayata geçirilmesine imkan vermediğini, karasal yayınların lisanslandırmasından çözümsüz kaldığının tespit edildiğini söyledi. Taslağın son 4 yıllık çalışmayla ortaya çıktığını ifade eden Arınç, taslağın geçici maddeler hariç 52 maddeden oluştuğunu bildirdi.
Radyo televizyon kuruluşu temsilcileri ve ilgili kamu kurumları, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin de görüşlerinin alındığını ifade eden Bülent Arınç, "Kanun tasarı taslağı sektörün sorunlarına çözümler içeren, düzenleme konusundaki yetki karmaşasını ortadan kaldıran, yayın denetimi konusunda RTÜK'ü daha etkin kılan, yayıncılık sektöründe rekabeti arttıran içeriğe sahiptir. Dünyayla paralel şekilde sayısal yayına geçişin hukuksal altyapısının da oluşturulmasını da amaçlayan taslak, yıllardır
gerçekleştirilemeyen karasal frekansların tahsisi konusuna da çözüm getirmektedir" diye konuştu.
RTÜK'ün görev ve sorumluluklarının ile yayın ilkelerinin de yeniden düzenlendiğini kaydeden Arınç, yayınlarda gizli kamera ve gizli mikrofon gibi benzeri teknik araçlarla hukuka aykırı elde edilen görüntü ve kayıtların kullanılamayacağını söyledi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği maddelerin iptal gerekçesine uygun olarak yeniden düzenlendiğini ifade ederek, "Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği yıllık izlenme oranına bağlı sahiplik yerine sektörel toplam ticari iletişim
geliri açısından yüzde 25, karasal frekans tahsisi açısından en fazla 4 kanal sınırı getirilmektedir" şeklinde konuştu.
Arınç, özel radyo ve televizyonların 16 yıldır geçici izinle yayın yaptığını, taslakla yayın kuruluşlarının karasal yayın lisansına sahip olması, lisans ücretlerinin kanal ve frekans ücretlerinin tahsil edilmesinin sağlanmasının da amaçlandığını söyledi. Dünya ile paralel olarak karasal sayısal yayına sorunsuz geçilmesinin mümkün kılınmaya çalışıldığının altını çizen Arınç, "Frekans kullanımının yıllık bedele bağlanmasını, vericilerin tek bir şerikte toplanarak anten kirliliğini bitirilmesini, 1 yıl
içinde karasal sayısal yayın için frekans ihalesi yapılmasını, 3 yıl analog ve sayısal paralel yayın yapıldıktan sonra analog televizyon yayınlarına son verilmesine öngörmektedir" dedi.
Taslakla medya sahipliği konusunun yeniden düzenlendiğini belirten Arınç, yayın kuruluşlarında yabancı sermaye oranının yüzde 25'ten yüzde 50'ye yükseltildiğini ifade etti. Bir yabancı gerçek veya tüzel kişinin 2 yayın kuruluşlarına doğrudan ortak olabileceğini de kaydeden Arınç, "Şirketlerin halka açılması da kolaylaştırılmaktadır" diye konuştu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, mevcut yasanın aksayan müeyyide sisteminin de taslakla yeniden düzenlendiğini belirterek, "Uyarı olmaksızın doğrudan program durdurma, tekrarı halinde 3 kez para cezası, 1 yıl içinde 3 kez tekrarı halinde 2 katı para cezası aşamaları getiriliyor. Eski siciller silinecektir" ifadelerini kullandı.
Taslakla TRT'nin de RTÜK denetimine alındığını bildiren Arınç, taslakla akıllı işaretler-koruyucu sembol sisteminin hukuki altyapısının da kurulduğunu vurguladı. Arınç, taslakla, kontrolsüz şekilde yürütülen ve şiddetle eleştirilen reyting ölçümlerinin, bu ölçümleri yapacak şirketlerin RTÜK'ten izin alması ve ölçümlerin denetlenmesinin de öngörüldüğünü açıkladı. Taslakla, spor, film, dizi ve eğlence programlarında ürün yerleştirmeye izin verilmesinin öngörüldüğü ve cevap ve düzeltme hakkının
düzenlendiğini belirten Arınç, RTÜK'ün yayın kuruluşlarından aldığı reklam payının yüzde 5'ten 3'e indirildiğini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, taslağın yıllardır sorun yumağı haline gelen radyo ve televizyon yayıncılığı sektörünün çağdaş normlara dayalı olarak yeniden düzenlenmesine imkan sağlayacağına inandığını söyledi. Arınç, açıklamalarına şöyle devam etti;
"1994'ten bu yana bütünlüğü bozulmuş, bazı maddelerinde boşluklar olan, AB müktesebatına uygun olarak, yayın kuruluşlarının taleplerini de dikkate alarak yaptığımız çalışmaları sonuçlandırdık. Bakanlar Kurulu'na sundum. Taslak, önümüzdeki günlerde TBMM'ye sevk edilecek. Bundan sonra da pek çok kuruluşun taslakla ilgili olumlu olumsuz düşüncelerine, eleştirilerine, öngörülerine, önerilerine ihtiyacımız var. Ola ki bir yanlışlığın komisyonda hatta genel kurulda düzeltilmesi mümkündür."
Taslağın Bakanlar Kurulu'na gönderildiğini ifade eden Arınç, "Bakanlar Kurulu'nun uygun görmesiyle imzaya açılan bu taslağın önümüzdeki günlerde TBMM'ye sevk edileceğini ve gündemde yerini alacağını söylemek istiyorum. Bundan sonra da pek çok kuruluşumuzun, kişi ve kurumumuzun taslağımızla ilgili olumlu olumsuz düşüncelerine, eleştirilerine, öngörülerine ihtiyacımız var. Bir yanlışlığın komisyonlarda hatta genel kurulda bile düzeltilmesi mümkündür" dedi.
RTÜK Başkanı Davut Dursun ise Türkiye'de reyting ölçümünden kaynaklanan ciddi bir tartışma olduğunu ifade ederek, "Bu tartışma çeşitli şekilde devam etmektedir. Yayıncı kuruluşlardan bir kısmının bunun ticari bir faaliyet olduğu, bunun piyasa şartları içersinde kendi kendine çözümlenmesi gerektiği şeklinde değerlendirmeleri var. Diğer taraftan bunun RTÜK tarafından yapılması gerektiğini savunanlar var. Biz bütün dünyadaki sistemi inceledik. Esas itibariyle şunu gördük. RTÜK ve benzeri kuruluşlar
tarafından dünyada reyting ölçümlerinin gerçekleştirildiği ülke sayısı çok az. Genellikle bu piyasa koşulları içersinde bir ticari faaliyet olarak yapılıyor" şeklinde konuştu.
İsteğe bağlı yayıncılıkla ilgili düzenlemeleri de taslağa koyduklarını vurgulayan Dursun, "Burada yasamız kapı aralıyor. Bu da önemli bir gelişme olarak düşünülmesi gerekir. Bunun altyapısı hazırlanıyor. Şu anda uygulanmakta olduğu yasal altyapısı olmayan koruyucu semboller konusunu yasaya alıyoruz" dedi.
Dursun, "Yayınlarda ve reklamlarda sigara görüntülerinin buzlanması ile alakalı bazı sorunlar yaşanmıştı. Yeni çalışmalarda bu konu ile ilgili bir değişiklik söz konusu mu?" sorusuna ise, "Sigara ile ilgili olarak konun muhatabı tütün ve mamulleri ilgili kanundur. Bu yasa gereğince de tütün ve mamulleri ile ilgili bir değişiklik söz konusu değildir. Bu konuda taviz de verilmemesi konusunda esas vardır. Öte yandan bu konunun muhatabı RTÜK değil Sağlık Bakanlığı'dır. AB uyum yasaları çerçevesinde de bu
konu değerlendirmiştir. Gizli reklam konusu da yasa bellidir ancak biz ürün yerleştirme konusunda bazı esneklikler sağladık. Bu Avrupa ve Amerika'da kullanılıyor. Ancak tütün mamullerinde ise AB uyum yasalarında belirlenen içeriklere sadığız. Bu bizim inisiyatifimizde bir konu değildir" diye yanıt verdi.
"Karasal yayınlarla ilgili yeni yasa meclis gündemine ne zaman gelecek ve bu yasadan sonra elde edilecek gelir devlet tarafından nasıl kullanılacak?" sorusuna da Dursun, "1994 yılında hazırlanan ilk yasada frekansların planlanma yetkisi RTÜK'e verilmişti. 2002 yılında bu yetki Telekomünikasyon Üst Kurulu'da devredilmişti . RTÜK'ün bu konuda 1997 yılında hazırladığı çalışma ve ihale bazı nedenlerden dolayı iptal edilmişti. 2007 yılında çıkan Elektronik Haberleşme Yasası ile frekans planlama yetkisi
Yeniden RTÜK'e verildi . RTÜK planlamayı yapacak ve bu planı uygulaması söz konusu olacak. Halen çalışmalar devam ediyor. 1 yıl içinde planı bitirip ihaleyi açmayı öngörüyoruz" cevabını verdi.