PKK ile TSK arasında kaldık

Fransız Haber Ajansı AFP'nin görüştüğü bir korucu içinde bulundukları durumu şu şekilde anlattı: Başka bir seçeneğimiz yok. PKK ve ordu arasında kaldık.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin görüştüğü koruculardan biri, “Başka bir seçeneğimiz yok. PKK ve ordu arasında kaldık” derken isteğini de şu sözlerle dile getiriyor: “İnsanlar savaştan çok yoruldu”

Korucular Kürt yurttaşlarıyla çatışmaktan yoruldu
Fransız haber ajansı AFP Türkiye’nin güneydoğusunda korucularla görüşerek, “Türkiye’deki korucular Kürt yurttaşlarıyla çatışmaktan yoruldu” başlıklı bir haber yayımladı.

AFP muhabiri Michel Sailhan, Türk ordusuna yardım etmek için, bazen de zorunluluktan gönüllü olan binlerce korucunun kendilerini bitmek bilmeyen, kanlı bir savaşın ortasında buldukları belirtildi.

Bizim için onlar haindir
Çatışmanın bölgede yaşayan Kürtleri ikiye böldüğü, bazı aşiretlerin korucu olarak Türk ordusunu desteklediği, bazılarının üyelerinin ise PKK’ya katıldığının görüldüğü vurgulandı. Bölge halkının bir bölümünün de koruculardan rahatsız olduğu belirtilen haberde, 1994’te köyünü terk ederek Diyarbakır’a yerleşen Garip Yılmaz’ın “Korucular orduya yardım ediyor, bizim için onlar haindir” sözlerine yer verildi.

Haberde onlarca korucunun ciddi suçlara karıştığı, silah taşıma haklarını kötüye kullanarak kan davalarına karıştıkları ve uyuşturucu kaçakçılığında yer aldıkları belirtildi.

Diyarbakır Silvan’da koruculuk yapan İshan Kuzu (40), “Başka PKK ve ordu arasında kaldık. Bir akşam PKK rahatsız ediyor, diğer akşam ordu. PKK, ordu ve Hizbullah hayatımı mahvetti” dedi.

İnsanlar savaştan çok yoruldu


1. Dünya Savaşı’nda anavatan için birlikte savaştıklarını hatırlatarak barış özlemini dile getiren Kuzu, şöyle devam etti: “İnsanlar savaştan çok yoruldu. Bizim istediğimiz şey birleşik bir ülkedir. Biz Gelibolu’da birlikte savaştık. Tek fark bizim Kürt olmamız.”

AFP, bazılarının uzlaşmaya bu kadar hazır olmadığını belirterek eski korucu komutanı Saban Kahraman’ın şu sözlerine yer verdi: “PKK binlerce köyü yaktı. PKK her zaman ‘Ya bizimlesiniz ya da gidersiniz’ dedi.”