Küresel Isınmanın Etkileri

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof

Küresel Isınmanın Etkileri
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Doğu, normalde 50 yıl öncesine kadar insan ömrü ile hareketi ve çekilmesi izlenemeyen buzulların artık yaşanan küresel ısınma ile birlikte çok rahat takip edilebildiğini söyledi.
Son yıllarda sellerde çok büyük bir artış olduğunu belirten Prof. Dr. Doğu, bunun aynı zamanda dünya genelinde olduğunu kaydetti. Sellerin şüphesiz iklim değişikliği ile ilgili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Doğu, düzensiz sağanak yağış ve özellikle son yıllarda artan hava sıcaklıklarına bağlı olarak vakitsiz kar erimelerinin hiç beklenmedik anda kışın ortasında sel ve çığ felaketlerine neden olduğunu belirtti. Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerde sel yataklarındaki yapılaşmadan dolayı doğal felaketlerin yaşandığını belirten Prof. Dr. Doğu, "Yani insanlar yeryüzünde yokken de çığ ve sel vardı. İnsan can ve mal kaybına uğradığı zaman felaket oluyor. Yani her kar eridiğinde, hava ısındığında biz yüzlerce hatta binlerce insanı kayıp mı edeceğiz? Maalesef kaybedeceğiz. Çünkü Türkiye'de yapılaşmada, özellikle şehir yapılaşmasında çarpık kentleşme olgusu çerçevesinde birçok problemle karşılaşıyoruz. Bunun iklimsel nedenlerinin yanı sıra çok basit tomografik ya da yeryüzü şekillerinden kaynaklanan nedenleri var. Çünkü biz ülkemizde dere yatağının selin akacağı yatağa yerleşmek ya da yapılaşma, inşaat izni vermekten kurtulamıyoruz. Bu dere yatakların da günü geldiği zaman 'Burası benim yerim' deyip insanı kovuyor. Ama ölümlere sebep olan bir kovalamaca oluyor. Bu şekilde biz çok ciddi can ve mal kaybına uğruyoruz" dedi.
VAN SEL FELAKETİ İLE KARŞI KARŞIYA KALACAK BİR KONUMDA DEĞİL
Van şehir yerleşimi olarak bir sel problemiyle direk karşı karşıya kalacak konumda olmadığını belirten Prof. Dr. Doğu, Van'ın bir akarsu yatağı ya da bir düz ova üzerinde kurulu olmadığını belirtti. Van'a her ne kadar ovada kurulu bir şehir denilse de bilimsel olarak yerinin tam bir ova olmadığını anlatan Prof. Dr. Doğu, Van'ın yerinin ova olabilmesi için bir akarsu tarafından katledilmesi ve tabanda akarsuyun getirdiği topraklarla oluşan bir taban arazi özelliklerini taşıması gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Doğu, "İyi ki de öyle değildir. Van için böyle bir risk ve problem görünmüyor. Yalnız Akköprü Deresi'nin belli bölgelerinde görülüyor. Bu da sete ve kanala alındı. Tabi bunun kontrolü açısından tüm dere yatağının ıslah çalışmaları bir bütün olarak ele alınmalıdır. İş doğru yapıldığı takdirde çok ciddi bir sel taşkını sorunuyla karşı karşıya kalması söz konusu değildir" şeklinde konuştu.
DOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BİR ÇOK ŞEHİR KASABA VE KÖY SEL RİSKİ ALTINDA
Son 50 yıldır buzullarda hızlı bir erimenin olduğunu da ifade eden YYÜ Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Doğu, bu erimenin son 10 yılda daha da attığını kaydetti. Prof. Dr. Doğu, "Özellikle Toroslar, Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi'nin yüksek dağlık eteklerindeki ovalarda kurulu olan şehir, kasaba ve köylerde sel riski bulunuyor. Yani ülkemizde bu konuda izole ya da risk altında olmayan yer yok" ifadelerini kullandı.
SON 50 YILDIR BUZULLARDA HIZLI BİR ERİME VARDIR
Buzulların oluşmasının binlerce hatta yüz binlerce yılda ancak meydana geldiğini anlatan Prof. Dr. Doğu, buzulu besleyen, geliştiren kar yağışı olduğunu söyledi. Kar yağışı dağların yüksek kesimlerinde devam ettikçe buzul zirvelerden beslendiğini anlatan Prof. Dr. Doğu, Türkiye'de 3-5 kilometreyi geçen buzulların bulunduğunu söyledi. Ancak Türkiye'de son 10 yıldır, binlerce yılda soğuk buzul döneminden kalmış denilen buzulların hızla yok olduğunu anlatan Prof. Dr. Doğu, konuşmasını şöyle sürdürdü;
"O kadar hızla yok olmaktalar ki, dünyada global anlamda özellikle orta kuşakta, hatta Antarktika Kıtası'nda bulunan buzullarda hızlı bir erime görülüyor. Antarktika'yı bir yana bırakacak olursak özellikle orta kuşak dağlarının zirvelerindeki buzullarda da çok hızlı çekilme, neredeyse insan ömrüyle ölçülebilecek düzeyde kilometrelere varıyor. Normalde 50 yıl öncesine kadar bir buzul hareketi ve çekilmesi insan ömrüyle çok kolay izlenemeyen bir olay iken, yaşanan küresel ısınmaya bağlı çeşitli nedenlerden dolayı artık rahatlıkla izlenebilir bir duruma geldi. Sonuçta ortaya çıkan tablo da karanlıktır. Çünkü buzullar doğanın temiz su stokları, su tanklarıdır. Şimdi bu tanklar doğal olarak hızla eridiğinde eriyen bu suyu tutabilmek mümkün değildir. Her dereye baraj mı yapacaksınız? O da doğal dengeyi bozuyor"