Diyarbakır'da 'İnsan Kaynaklarının Eğitim Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi' Tanıtım Toplantısı
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, ilk kez davet edildiği Dicle Üniversitesi'nde, 'İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi Projesi' kapsamında yapılan toplantıda valilik, yerel yönetimler, üniversite ve iş dünyasıyla birlikte girişimcilik kurulu zirvesi yapılması önerisinde bulundu
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, ilk kez davet edildiği Dicle Üniversitesi'nde, 'İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi Projesi' kapsamında yapılan toplantıda valilik, yerel yönetimler, üniversite ve iş dünyasıyla birlikte girişimcilik kurulu zirvesi yapılması önerisinde bulundu. Baydemir, önerdiği kurulun oluşturulması halinde merkezi hükümete karşı istekler konusunda ortak bir duruş sergilenebileceğini vurguladı.
Finansmanı Avrupa Birliği (AB) tarafından sağlanan, aralarında Diyarbakır'ın da olduğu 8 ilde girişimcilik konusunda farkındalık sağlamayı amaçlayan İnsan Kaynaklarının Eğitim Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi (İKMEP) tanıtım toplantısında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda yapıldı. Diyarbakır Meslek Lisesi öğrencilerinin de katıldığı konferansa, Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç,
Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Galip Ensarioğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Zülfi Toman iştirak etti. Açış konuşmalarının ilkini İl Milli Eğitim Müdürü Zülfi Toman yaptı. Toman, gençlerin girişimcilik ruhuna sahip olmalarının önemine değinerek, "Gençlerin girişimci olarak hareket etmeleri ve dünya coğrafyasında rızklarını aralamaları çok önemlidir" diye konuştu.
DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu ise, Diyarbakır'da son 3-4 yıl içinde KOSGEB, İş-Kur ve STK'lar tarafından çok sayıda girişimcilik eğitimleri uygulandığını söyleyerek, "Bu eğitimler sonunda işini kuran var mı" diye sordu.
Yanıtı yine kendisi veren Ensarioğlu, "Bunun cevabını açık ve net bir şekilde söyleyebilirim ki, 'Hayır'dır" dedi.
İlk çekirdek sermaye karşılanmadan mesafe kat edilemeyeceğini kaydeden Ensarioğlu, "Devlet girişimcilik konusunda bir politika oluşturmaya çalışıyorsa o zaman en az girişimci kadar risk alacaktır ve ilk sermayenin önemli bir kısmını aktaracaktır" şeklinde devam etti.
Ensarioğlu, odada her yıl yaklaşık 600 şirket kurulduğunu ve 50'ye yakın şirketin kapandığını ifade ederek, ilde açılan şirket sayısının Türkiye ortalamasının üstünde, kapanan şirket sayısının ortalamanın altında olduğunu söyledi. Bunu Diyarbakır'ın girişimcilik konusunda cesaretine bağlayan Ensarioğlu, çekirdek sermaye için destek gerektiğini bildirdi. Ensarioğlu, GAP Eylem Planı, Teşvik mevzuatı, KOSGEB mevzuatları, İş-Kur mevzuatları, Kalkına Ajansı ve Hibe Programlar gibi konularda cesur adımlar
atılması gerektiğini vurguladı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Projeler Koordinasyon Merkezi Başkanı Mahmut Tuncel de eğitim müfredatında önemli olanın uygulanan programlar olduğunu kaydetti. Program değiştirmenin insan profili değiştirmek anlamına geldiğini vurgulayan Tuncel, bugün itibariyle programların, iyi bir memur yetiştirmekten iyi bir girişimci yetiştirmek şeklinde evrildiğini ifade etti.
Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Saraç ise, Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunu anlatarak, "Eğer bu potansiyeli gereği gibi değerlendirebilirsek kısa sürede dünyada söz sahibi olma fırsatını yakalayabiliriz" ifadelerini kullandı.
Saraç, Ar-Ge ve İnovasyon sürecinde üniversitelerde üretilen bilgi ve yeniliklerin sanayiye aktarılması ve bunun topluma aktarılmasının önemine dikkat çekti.
HÜKÜMETTEN İSTEYEBİLECEĞİMİZİN DE
TOPLU DURUŞUNU ORTAYA KOYABİLİRİZ
Belediye Başkanı olduğu günden bu yana mezun olduğu Dicle Üniversitesi'nde ilk kez konuşan Osman Baydemir de büyük alkışlar eşliğinde kürsüye geldi. Baydemir, "İnsanın onurlu bir yaşam sürdürmesi en doğal hakkıdır. Bizlerin, idarenin de bunun altyapısını oluşturması en büyük ödevlerden bir tanesidir" diyerek konuşmasına başladı.
Baydemir onurlu bir yaşam için üç şartın yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Baydemir bu üç şartı, "üretme ve çalışma azmi", "bir dalda ihtisas sahibi olma" ve azim ve deneyimin yaşama geçirilebileceği "fabrika ya da bir işletmede oluşturulacak istihdam alanı" olarak açıkladı. Baydemir, "Bu konferansın bileşenleri bu üç şartın oluşumunun da adresleridir. Gençler, akademisyenler, yöneticiler, yerel yönetimler ve serbest girişimcilerin örgütlemiş olduğu alanın kendisidir" şeklinde konuştu.
Bir fabrikadan, Sümerpark Sosyal Tesisleri'ne dönüştürülen mekanda şu anda meslek edindirme merkezini kurduklarını hatırlatan Baydemir, "Burada 19 ayrı branşta eğitim çalışması veriliyor ve öğrencilerimiz sertifika sahibi oluyor. Bu nüfusun yüzde 40'ı genç kadınlardan oluşuyor. Ve her kursiyerimizin mensup olduğu aile nüfusu en az 5 ve üstüdür. Ortalama gelir 0 ile 500-600 arasıdır. Tam da ulaşmaya çalıştığımız hedef grup" dedi ve "Peki bu gençlerimiz sertifikalarını aldıktan sonra ne olacak? İş
garantisi verebilecek miyiz" diye sordu.
Baydemir, Diyarbakır'ın içinde yer alan coğrafyanın dünyada ilkleri başaran bir coğrafya olduğunu söyleyerek, "İlk robotun icat edildiği, bu coğrafya buğdayı ehlileştiren, hayvanı ehlileştiren medeniyetin tüm dünyaya yayılmasını sağlayan bir coğrafyadır. Bana göre varlık içinde bir boyutuyla da yokluğu yaşıyoruz. Örneğin turizm potansiyelimiz. Muazzam bir potansiyel. Çin Seddi bugün ez az Diyarbakır kadar ilgiyi hak etmektedir" dedi.
Baydemir konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsanlık ailesinin en görkemli değerlerinden bir tanesidir Çin Seddi. Ama Diyarbakır Surları, Çin Seddi'nin ziyaretine giden turist sayısının en az üç katı turisti hak ediyor. Bugün sadece 3 milyon insan Çin Seddi'ni ziyaret ediyor. Dolayısıyla Diyarbakır'a her yıl 8-9 milyon insanı kent merkezine çekme imkanımız vardır. Hemen yanı başımızda Hasuni mağaraları, Birkeleyn mağaraları, hemen yanı başımızda Zülküf Peygamber Dağı ve daha niceleri. Öncelikle bir alana yönelelim ve onu şaha kaldıralım."
Baydemir İKMEP Konferansı'ndan bir zirve yapılması önerisinde de bulundu. Baydemir, "İçinde Vali Bey'in, Rektör Hanım'ın ya da üniversite içinde kalkınmaya ilgili akademisyenlerin, belediyenin, ticaret odamızın, borsamızın ve diğer departmanlarımızın olduğu bir kalkınma bir girişimcilik kurulu oluşturabilir miyiz" diye sordu.
Baydemir konuşmasına şöyle devam etti:
"Kurul her ay bir araya gelip, hangi bileşenlerin kalkınma sürecinde ne yapması gerektiğine dair bir temenni kararları çıkarabilir mi? Aynı zamanda kamuoyuyla paylaşabilir mi? Dolayısıyla kent olarak neyi ne zaman merkezi hükümetten isteyebileceğimizin de toplu duruşunu da ortaya koyabilir miyiz? Kanımca bunu başarabilirsek siz gençlere karşı olan sorumluluğumuzun gereğini de en azından yerine getirmiş olmanın çabasını ortaya koyarız."
Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu da, çocukluk, lise ve üniversite yıllarında yaptığı girişimcilik denemelerinden bahsetti. Vali Mutlu, daha 4, 5'inci sınıftayken evlerinin bodrum katını sinema salonu olarak işlettiğini söyledi. Film karelerinden oluşturduğu görüntüler sayesinde film yapıp arkadaşlarına belli bir bedel karşılığında izlettiğini söyleyen Mutlu, "Böylelikle çocukluk yıllarımda sinema salonu işlettim" dedi.
VALİ MUTLU'NUN EMEKLİLİK HAYALİ GİRİŞİMCİLİK
Lise yıllarından da örnekler veren Vali Mutlu, bir sepetin içine piknik tüpü koymak suretiyle hafta sonları stadyum önünde ciğer sattığını, avukatlık stajı yaptığı yıllarda ise tulumba tatlısı sattığını anlattı. Büyük sermaye gerektirmeyen bu girişimcilikte en önemli sermayenin ailesinden aldığı özgüven olduğunu söyledi. Mutlu emekli olduğunda da 5-6 hayvan alıp küçük işletme kurmak istediğini de sözlerine ekledi.
Açış konuşmalarının ardından katılımcılara teşekkür plaketi verildi. Verilen çay-kahve arasında da Kız Meslek Lisesi Gıda Bölümü öğrencilerinin hazırladığı pasta ikramı yapıldı.
Finansmanı Avrupa Birliği (AB) tarafından sağlanan, aralarında Diyarbakır'ın da olduğu 8 ilde girişimcilik konusunda farkındalık sağlamayı amaçlayan İnsan Kaynaklarının Eğitim Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi (İKMEP) tanıtım toplantısında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda yapıldı. Diyarbakır Meslek Lisesi öğrencilerinin de katıldığı konferansa, Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç,
Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Galip Ensarioğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Zülfi Toman iştirak etti. Açış konuşmalarının ilkini İl Milli Eğitim Müdürü Zülfi Toman yaptı. Toman, gençlerin girişimcilik ruhuna sahip olmalarının önemine değinerek, "Gençlerin girişimci olarak hareket etmeleri ve dünya coğrafyasında rızklarını aralamaları çok önemlidir" diye konuştu.
DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu ise, Diyarbakır'da son 3-4 yıl içinde KOSGEB, İş-Kur ve STK'lar tarafından çok sayıda girişimcilik eğitimleri uygulandığını söyleyerek, "Bu eğitimler sonunda işini kuran var mı" diye sordu.
Yanıtı yine kendisi veren Ensarioğlu, "Bunun cevabını açık ve net bir şekilde söyleyebilirim ki, 'Hayır'dır" dedi.
İlk çekirdek sermaye karşılanmadan mesafe kat edilemeyeceğini kaydeden Ensarioğlu, "Devlet girişimcilik konusunda bir politika oluşturmaya çalışıyorsa o zaman en az girişimci kadar risk alacaktır ve ilk sermayenin önemli bir kısmını aktaracaktır" şeklinde devam etti.
Ensarioğlu, odada her yıl yaklaşık 600 şirket kurulduğunu ve 50'ye yakın şirketin kapandığını ifade ederek, ilde açılan şirket sayısının Türkiye ortalamasının üstünde, kapanan şirket sayısının ortalamanın altında olduğunu söyledi. Bunu Diyarbakır'ın girişimcilik konusunda cesaretine bağlayan Ensarioğlu, çekirdek sermaye için destek gerektiğini bildirdi. Ensarioğlu, GAP Eylem Planı, Teşvik mevzuatı, KOSGEB mevzuatları, İş-Kur mevzuatları, Kalkına Ajansı ve Hibe Programlar gibi konularda cesur adımlar
atılması gerektiğini vurguladı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Projeler Koordinasyon Merkezi Başkanı Mahmut Tuncel de eğitim müfredatında önemli olanın uygulanan programlar olduğunu kaydetti. Program değiştirmenin insan profili değiştirmek anlamına geldiğini vurgulayan Tuncel, bugün itibariyle programların, iyi bir memur yetiştirmekten iyi bir girişimci yetiştirmek şeklinde evrildiğini ifade etti.
Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Saraç ise, Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunu anlatarak, "Eğer bu potansiyeli gereği gibi değerlendirebilirsek kısa sürede dünyada söz sahibi olma fırsatını yakalayabiliriz" ifadelerini kullandı.
Saraç, Ar-Ge ve İnovasyon sürecinde üniversitelerde üretilen bilgi ve yeniliklerin sanayiye aktarılması ve bunun topluma aktarılmasının önemine dikkat çekti.
HÜKÜMETTEN İSTEYEBİLECEĞİMİZİN DE
TOPLU DURUŞUNU ORTAYA KOYABİLİRİZ
Belediye Başkanı olduğu günden bu yana mezun olduğu Dicle Üniversitesi'nde ilk kez konuşan Osman Baydemir de büyük alkışlar eşliğinde kürsüye geldi. Baydemir, "İnsanın onurlu bir yaşam sürdürmesi en doğal hakkıdır. Bizlerin, idarenin de bunun altyapısını oluşturması en büyük ödevlerden bir tanesidir" diyerek konuşmasına başladı.
Baydemir onurlu bir yaşam için üç şartın yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Baydemir bu üç şartı, "üretme ve çalışma azmi", "bir dalda ihtisas sahibi olma" ve azim ve deneyimin yaşama geçirilebileceği "fabrika ya da bir işletmede oluşturulacak istihdam alanı" olarak açıkladı. Baydemir, "Bu konferansın bileşenleri bu üç şartın oluşumunun da adresleridir. Gençler, akademisyenler, yöneticiler, yerel yönetimler ve serbest girişimcilerin örgütlemiş olduğu alanın kendisidir" şeklinde konuştu.
Bir fabrikadan, Sümerpark Sosyal Tesisleri'ne dönüştürülen mekanda şu anda meslek edindirme merkezini kurduklarını hatırlatan Baydemir, "Burada 19 ayrı branşta eğitim çalışması veriliyor ve öğrencilerimiz sertifika sahibi oluyor. Bu nüfusun yüzde 40'ı genç kadınlardan oluşuyor. Ve her kursiyerimizin mensup olduğu aile nüfusu en az 5 ve üstüdür. Ortalama gelir 0 ile 500-600 arasıdır. Tam da ulaşmaya çalıştığımız hedef grup" dedi ve "Peki bu gençlerimiz sertifikalarını aldıktan sonra ne olacak? İş
garantisi verebilecek miyiz" diye sordu.
Baydemir, Diyarbakır'ın içinde yer alan coğrafyanın dünyada ilkleri başaran bir coğrafya olduğunu söyleyerek, "İlk robotun icat edildiği, bu coğrafya buğdayı ehlileştiren, hayvanı ehlileştiren medeniyetin tüm dünyaya yayılmasını sağlayan bir coğrafyadır. Bana göre varlık içinde bir boyutuyla da yokluğu yaşıyoruz. Örneğin turizm potansiyelimiz. Muazzam bir potansiyel. Çin Seddi bugün ez az Diyarbakır kadar ilgiyi hak etmektedir" dedi.
Baydemir konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsanlık ailesinin en görkemli değerlerinden bir tanesidir Çin Seddi. Ama Diyarbakır Surları, Çin Seddi'nin ziyaretine giden turist sayısının en az üç katı turisti hak ediyor. Bugün sadece 3 milyon insan Çin Seddi'ni ziyaret ediyor. Dolayısıyla Diyarbakır'a her yıl 8-9 milyon insanı kent merkezine çekme imkanımız vardır. Hemen yanı başımızda Hasuni mağaraları, Birkeleyn mağaraları, hemen yanı başımızda Zülküf Peygamber Dağı ve daha niceleri. Öncelikle bir alana yönelelim ve onu şaha kaldıralım."
Baydemir İKMEP Konferansı'ndan bir zirve yapılması önerisinde de bulundu. Baydemir, "İçinde Vali Bey'in, Rektör Hanım'ın ya da üniversite içinde kalkınmaya ilgili akademisyenlerin, belediyenin, ticaret odamızın, borsamızın ve diğer departmanlarımızın olduğu bir kalkınma bir girişimcilik kurulu oluşturabilir miyiz" diye sordu.
Baydemir konuşmasına şöyle devam etti:
"Kurul her ay bir araya gelip, hangi bileşenlerin kalkınma sürecinde ne yapması gerektiğine dair bir temenni kararları çıkarabilir mi? Aynı zamanda kamuoyuyla paylaşabilir mi? Dolayısıyla kent olarak neyi ne zaman merkezi hükümetten isteyebileceğimizin de toplu duruşunu da ortaya koyabilir miyiz? Kanımca bunu başarabilirsek siz gençlere karşı olan sorumluluğumuzun gereğini de en azından yerine getirmiş olmanın çabasını ortaya koyarız."
Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu da, çocukluk, lise ve üniversite yıllarında yaptığı girişimcilik denemelerinden bahsetti. Vali Mutlu, daha 4, 5'inci sınıftayken evlerinin bodrum katını sinema salonu olarak işlettiğini söyledi. Film karelerinden oluşturduğu görüntüler sayesinde film yapıp arkadaşlarına belli bir bedel karşılığında izlettiğini söyleyen Mutlu, "Böylelikle çocukluk yıllarımda sinema salonu işlettim" dedi.
VALİ MUTLU'NUN EMEKLİLİK HAYALİ GİRİŞİMCİLİK
Lise yıllarından da örnekler veren Vali Mutlu, bir sepetin içine piknik tüpü koymak suretiyle hafta sonları stadyum önünde ciğer sattığını, avukatlık stajı yaptığı yıllarda ise tulumba tatlısı sattığını anlattı. Büyük sermaye gerektirmeyen bu girişimcilikte en önemli sermayenin ailesinden aldığı özgüven olduğunu söyledi. Mutlu emekli olduğunda da 5-6 hayvan alıp küçük işletme kurmak istediğini de sözlerine ekledi.
Açış konuşmalarının ardından katılımcılara teşekkür plaketi verildi. Verilen çay-kahve arasında da Kız Meslek Lisesi Gıda Bölümü öğrencilerinin hazırladığı pasta ikramı yapıldı.