Sağlık Bakanı acı bir itirafta bulundu
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, acı bir itirafta bulunarak hastanelerin depreme dayanıklı olmadığını söyledi.
Depremin ardından Elazığ’a giderek incelemelerde bulunan, yaralıları ziyaret eden Sağlık Bakanı Recep Akdağ acı bir itirafta bulundu. NTV sorularını yanıtlayan Akdağ, hastanelerimizin depreme dayanıklı olmadığını söyledi. İşte Bakan’ın ağzından kamu binalarının içler acısı hali:
“Hastanelerin depreme dayanıklı olduğunu söyleyemeyiz. Mümkün olduğu kadar yeni hastane yaparak bu işi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Deprem güçlendirmesi yapmak hastaneyi yeniden inşa etmek demek. Bunun için yeni hastanelerle değiştirerek yolumuza devam ediyoruz.”
İstanbul’da durum vahim
Bakan Akdağ’ın bu sözleri, büyük Marmara depremini bekleyen İstanbul’u akla getirdi. 1999 depreminin üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen İstanbul’daki hastanelerin çoğunda hâlâ güçlendirme çalışmaları tamamlanamadı. Edinilen bilgilere göre bugüne kadar 33 hastane ve poliklinikte güçlendirme ve fizibilite çalışması yapıldı. 2 hastanenin güçlendirme çalışmalarını tamamlandı. Bu iki hastane: İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi AMATEM ve Nevroz Blokları ve Beykoz Devlet Hastanesi. Güçlendirme çalışması bekleyen hâlâ 50 hastane ve 100 poliklinik var.
Sadece kerpiç evler değil kamu binaları da yıkıldı
Elazığ’daki felaket, ’kerpiç depremi’ diye adlandırıldı. Yıkılan binaların kerpiç evler olduğu üzerinde duruldu. Ancak depremde büyük hasar alan köylerde yıkılan sadece kerpiç evler değildi. Köylerdeki okul, öğretmen lojmanı ve sağlık ocakları gibi birçok kamu binası da ağır hasar gördü.
Ağır bilançonun dört ana nedeni
İnşaat Mühendisleri Odası Elazığ Şube Başkanı Hıdır Kaya, depremdeki kayıpların dört nedeni olduğunu söyledi:
1- Binalar kaya üzerinde değil: Yapılar yanlış yere konumlandırıldı. Yer seçiminde fay hattı gözetilmedi. Örneğin Okçular köyünün zemininin yarısı kayalık olmasına rağmen binalar hep kayalık olmayan killi toprağın üstüne kurulmuş.
2- Ustaların yaptığı kerpiç evler: Binalarda mühendislik hizmeti hiç alınmadı. Bir usta gelmiş kafasına göre ev yapmış. O kerpiç binaların üstünde de 60-70 santimetre toprak var. Hali hazırda kendi yükünü taşıyamıyor depremde nasıl dayanacak?
3- Homojen yapılaşma yok: Depremin etkilediği tüm bölgelerde homojen bir yapılaşma ve malzeme kullanımı yok. Binaların birbirine bağlantıları da yok. Diğer yanda da 8 şiddetinde yıkılmayan, yabancılar tarafından yapılan, 80 senelik iki katlı Erzincan gar binası var. Bu binadan 50 sene sonra yapılan ve 1992 Erzincan depreminde yıkılan Erzincan Belediye binası ise yerle bir oldu.
4- Yedi yıl önceki uyarı dinlenmedi: Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün 7 sene önce hazırladığı araştırma var. 6 ve 6’nın üzerindeki bir depremde 120 bin binanın yıkılacağı öngörülüyor. Bu rapor devletin ilgili makamlarına sunuldu ancak hiçbir şey yapılmadı.
“Hastanelerin depreme dayanıklı olduğunu söyleyemeyiz. Mümkün olduğu kadar yeni hastane yaparak bu işi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Deprem güçlendirmesi yapmak hastaneyi yeniden inşa etmek demek. Bunun için yeni hastanelerle değiştirerek yolumuza devam ediyoruz.”
İstanbul’da durum vahim
Bakan Akdağ’ın bu sözleri, büyük Marmara depremini bekleyen İstanbul’u akla getirdi. 1999 depreminin üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen İstanbul’daki hastanelerin çoğunda hâlâ güçlendirme çalışmaları tamamlanamadı. Edinilen bilgilere göre bugüne kadar 33 hastane ve poliklinikte güçlendirme ve fizibilite çalışması yapıldı. 2 hastanenin güçlendirme çalışmalarını tamamlandı. Bu iki hastane: İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi AMATEM ve Nevroz Blokları ve Beykoz Devlet Hastanesi. Güçlendirme çalışması bekleyen hâlâ 50 hastane ve 100 poliklinik var.
Sadece kerpiç evler değil kamu binaları da yıkıldı
Elazığ’daki felaket, ’kerpiç depremi’ diye adlandırıldı. Yıkılan binaların kerpiç evler olduğu üzerinde duruldu. Ancak depremde büyük hasar alan köylerde yıkılan sadece kerpiç evler değildi. Köylerdeki okul, öğretmen lojmanı ve sağlık ocakları gibi birçok kamu binası da ağır hasar gördü.
Ağır bilançonun dört ana nedeni
İnşaat Mühendisleri Odası Elazığ Şube Başkanı Hıdır Kaya, depremdeki kayıpların dört nedeni olduğunu söyledi:
1- Binalar kaya üzerinde değil: Yapılar yanlış yere konumlandırıldı. Yer seçiminde fay hattı gözetilmedi. Örneğin Okçular köyünün zemininin yarısı kayalık olmasına rağmen binalar hep kayalık olmayan killi toprağın üstüne kurulmuş.
2- Ustaların yaptığı kerpiç evler: Binalarda mühendislik hizmeti hiç alınmadı. Bir usta gelmiş kafasına göre ev yapmış. O kerpiç binaların üstünde de 60-70 santimetre toprak var. Hali hazırda kendi yükünü taşıyamıyor depremde nasıl dayanacak?
3- Homojen yapılaşma yok: Depremin etkilediği tüm bölgelerde homojen bir yapılaşma ve malzeme kullanımı yok. Binaların birbirine bağlantıları da yok. Diğer yanda da 8 şiddetinde yıkılmayan, yabancılar tarafından yapılan, 80 senelik iki katlı Erzincan gar binası var. Bu binadan 50 sene sonra yapılan ve 1992 Erzincan depreminde yıkılan Erzincan Belediye binası ise yerle bir oldu.
4- Yedi yıl önceki uyarı dinlenmedi: Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün 7 sene önce hazırladığı araştırma var. 6 ve 6’nın üzerindeki bir depremde 120 bin binanın yıkılacağı öngörülüyor. Bu rapor devletin ilgili makamlarına sunuldu ancak hiçbir şey yapılmadı.