Bdp Diyarbakır Milletvekili Birdal: 'Türkiye'de Dün Yaşananlar Dehşet Vericidir'

BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, yargıda yaşanan krizi 'dehşet verici' olarak nitelendirerek, 'Bence bu, 12 Eylül hukukçularının bir yarışıdır, kavgasıdır' dedi.

BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında KCK operasyonlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de özellikle 1990'lı yıllarda sol muhalif yapılara karşı ev baskınlarının, yargısız infazların bir bastırma, korkutma, yıldırma yöntemi olarak kullanıldığını ifade eden Birdal, bu tür yöntemlerin yeniden gündeme gelişini kaygıyla izlediklerini söyledi. İsmini ilk kez duydukları 'devrimci karargah' adlı örgütün büyük bir eylem hazırlığı içinde olduğu ileri
sürülerek güvenlik güçlerinin, örgütün lideri olduğu öne sürülen Orhan Yılmazkaya'nın kaldığı eve baskın düzenlendiğini ve baskında Orhan Yılmazkaya'nın öldürüldüğünü kaydeden Birdal, yoldan geçen ve kimin kurşunuyla öldürüldüğü bugün bile saklanan bir gencin ve operasyona katılan bir polis memurunun da hayatını kaybettiğini anlattı. Olaydan hemen sonra dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın, çatışmada hayatını kaybeden polis memurunu kastederek 'kanı yerde kalmadı' dediğini hatırlatan
Birdal, bir kamu görevlisinin kin ve intikam çağrışımları yapan böyle bir değerlendirme yapmasının akıllara bugün sürdürülen tutukluluk hallerinin bu intikamın bir devamı olduğunu getirdiğini savundu. Daha sonra bilinen sürecin yaşanmaya başladığını kaydeden Birdal, basına servis edilen bilgi kirliliği, tutuklamalar, tutukluların ve öldürülenlerin ne kadar cani ve suçlu olduğuna ilişkin değerlendirmelere dikkat çekti. Tutuklanan kişilerin pek çoğunun gazeteci, yazar ve yayıncı olduğuna işaret eden Birdal,
bu kişilerin yazılarından ve muhalif olduklarından dolayı yargılanan aydınlar olduklarını ileri sürdü. Birçok belediye başkanının, parti yöneticilerinin yetersiz delil bulunmasına rağmen haksız yere tutuklandıklarını iddia eden Birdal, işlenen suçların devlet sırrı olarak değerlendirilmediği bir gelecek istediklerini ifade etti. Birdal. "Öznel bir yaklaşımla hazırlanan bir mizansenin, bu tutuklamaların, bu hukuk dışı uygulamaların derhal ortadan kaldırılması gerekmektedir. Tutukluların daha fazla mağdur
edilmemesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Yargı krizine ilişkin görüşlerini de dile getiren Birdal, Türkiye'de tam bir demokrasi bulunmadığını, yargının siyasallaştığı ve herkesin hukuk adına kendi yargısını oluşturmaya çalıştığını savundu. Türkiye'de dün yaşananları dehşet verici olarak nitelendiren Birdal, bunların bir hukuk devletinde yaşanabilecek olaylar olmadığını vurguladı. Bugün 12 Eylül hukukunun aynen devam ettiğini kaydeden Birdal, "Herkese göre hukuk oluşturulamaz. Evrensel hukuk normları vardır. Türkiye hukuksuzluğun merkezi haline
dönüştürülmüştür. Askeri ve sivil bürokrasi bugün yargıyı da belirlemeye çalışmaktadır. Aslında sarsılan hukuk devleti değil, tekilci, militarist, otoriter yargının kendisidir" dedi.
Türkiye'nin bir kriz ülkesine dönüştüğünü savunan Birdal, "Her gün bir krizle uyanıyoruz. Bence bu, 12 Eylül hukukçularının bir yarışıdır, kavgasıdır" diye konuştu.
Birdal'ın basın toplantısına katılan akademisyen Fikret Başkaya ise son yıllarda kavramların maniple edilerek insanların kandırıldığını ifade ederek, bir taraftan yargı bağımsızlığından bahsedildiğini ancak bunun bir otokrasi olduğunu ve farklı düşünenlerin hain ilan edilmesini getirdiğini söyledi.