Sülalem CHP'ye kanını verdi

Rock müziğin asi çocuğu Teoman, 'Benim sülalem CHP'ye kanını vermiştir. Hatta büyük amcam bu yüzden 40 kere sürülmüş' diyerek CHP'yi çok ağır sözlerle eleştirdi.

Sülalem CHP'ye kanını verdi
Teoman’ın Türkiye’nin gündemi hakkında çok sert sözlerle açıkladığı düşünceleri büyük yankı uyandırdı. İşte Bugün gazetesinden Şebnem Özcan'ın Teoman'la yaptığı ve sanatçının sivri sözlerinin yer aldığı çarpıcı röportajının ikinci bölümü...

Peki Kürt açılımı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kabul edelim, Kürtler'e büyük haksızlıklar yapıldı; taa en baştan beri. PKK'ya girmeyeceğim, daha genel konuşuyorum. Kürtler bu ülkede kendini aşağılanmış bulurken hiç de haksız değiller. Beş altı kişinin, JİTEM'deki o 'Beyaz Toroslar'la yoldan çevirdikleri kendi ırkdaşlarını çat çat vurduklarını gören büyük bir travmalı topluluk var. Devlet hesap sormadığı gibi, destekledi onların katillerini. Biz bunu nasıl halledeceğiz, ona bakalım. Savaşarak halledemeyiz Kürt meselesini. Kimse afra tafra yapmayacak. Ben, 'Kürt Açılımı'nı sonuna kadar destekliyorum.

SÜLALEM CHP’Lİ AMA...

Açılımın içinde özellikle neler olmalı?
Ne istiyorlarsa yapsınlar insanlar! Biz kim oluyoruz da herkesin ne yapacağına karar veriyoruz, her şeye maydanoz oluyoruz? O, bu dilde konuşacak, "Kürt" olacak ama "Türk"üm diyecek vesaire vesaire. Biz kendimizi ne zannediyoruz?

CHP'yi nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Benim ailem, sülalem, CHP'ye kanını vermiştir. Büyük amcam Rüstem Yakupoğlu , CHP ve İsmet İnönü taraftarı diye, Demokrat Parti zamanında sürüm sürüm süründürülmüş. Hatta 40 küsür kere sürüldüğü için de gazetelere çıkmış biridir. Babam da CHP'liydi. Ama ben, Dersim'i savunan Naziler'in yanında yer almayacağım.

Yıl 2010 ve Ergenekon sürecinde yaşananlara ne diyeceksiniz?Ben devlete kızgınım. Çok yalancı bir devletimiz oldu. Sonradan yalanları ortaya çıktığında da utanmadı devlet. "Kürt yoktur" diyen adam hala konuşabiliyor çıkıp. Sen ‘Kürt yoktur’dedin, Kürt vardı, var olduğunu da biliyordun, biz de biliyorduk. "JİTEM yoktur" dedin, var! Bordrolarını gördük. İnsan biraz adam olur ya, delikanlı olur; "Tamam öyle oldu, biz yaptık, yanlış yaptık" der. Onlar söylemezlerse biz söyleteceğiz. "Biz" derken, Türk halkı olarak yapacağız inşallah.

BİRİLERİ ARKAMDAN GELSİN!

O taşı ilk siz attınız...
Valla o taşı atmaktan ben memnunum! Ama tek başıma bunu halledemem, lütfen arkamdan birileri gelsin. Sadece solcular değil, sağcılara da ihtiyacımız var. Muhsin Yazıcıoğlu'nun bile başına neler geldiğini okudum 12 Eylül'de. Onlardan bahsetmeyi sevmezdi. Halbuki neler gördü, neler yaşadı. Yaşar Okuyan'ın bir anısını okudum, o kadar üzüldüm ki? 12 Eylül'de neler çektiklerini sağcılar da çıkıp anlatsın. Ve 12 Eylül solcuların kaprisi gibi gözükmesin.

UMUDUMUZ İLKER AĞABEY

Ergenekon'la birlikte ilk kez darbecileri yargılamanın önü açılıyor. Türkiye'de darbeler dönemini bitireceğine inanıyor musunuz?
Orası biraz karışık. 'Ordu' dediğin çok karışık bir yapılanma Türkiye'de. İçine kapanmış, biraz da kasım kasım kasılmış bir kurum, kimseye de hesap vermiyor. Utanmadan, bir de alıngan! Askeriyeyi kaldırıp izcileri mi koyacağız oraya? Olmaz tabii. Şimdiye kadar bize umut verdiler mi bu konuda? Hayır. Yine de İlker Başbuğ gibi bir adam, Genelkurmay Başkanı olarak ortalamadan iyidir diye düşünüyorum. Böyle bir adamın iyi bir temizliğe geçmesi lazım. Şimdilik umudumuz, İlker Ağabey! Ama adamı da bütün arkadaşlarını, geçmişini satması için kalleşliğe itmeyelim bir şeyleri toparlıyoruz derken.

Türbanlı kız üniversiteye girerse ne olacak?

Başörtüsü meselesine nasıl bakıyorsunuz?
Onun başını örteyim, onun başını açayım, kim oluyoruz da başkasına karışıyoruz? Türbanlı kız üniversiteye girerse ne olacak? Hiç birşey. Fakat giremediği zaman büyük şeyler olacak; O kız mağdur hissedecek kendini, ailesi devleti karşısında hissedecek, yetiştirdiği çocuk annesine bunlar yapıldı diye kendini kötü hissedecek, o da bir şekilde mağdur olacak. Kapalılar diye onlardan nasıl rahatsız oluruz? Ayrıca ben neredeyse desteklemeye bile utanıyorum özgürlük isteyenleri. "Ben kim oluyorum da size destek veriyorum, Ben kim oluyorum da hoşgörü gösteriyorum" demeye bile utanıyorum üstelik.

Konuşup dertleştiğiniz türbanlı arkadaşlarınız var mı?

Birkaç tane var. Üniversitede vardı. Ama ailemde türbanlı diyeceğimiz çok insan var. Ben öyle türbanlı, türbansız diye ayırmıyorum insanları, çok ayıp da geliyor.

ÖLENLER HER ZAMAN GENÇ VE FAKİRLER
Güneydoğu'daki çocuklar kullanılıyor, onları öne atıp güvenlik güçlerimiz taşlanıyor! Bu durumu nasıl değenlendirirsiniz?
O çocuklar öne çıkmasalar, üç sene sonra dağdalar ve asker çocuklarla birbirlerini öldürecekler. Yani oralar, buradaki rahat hayatımızla algılayabileceğimiz şeyler değil. Tedavi nasıl olur onu düşünmek lazım. Sol bir bakış açısıyla kapatacağım; ölenler her zaman genç ve fakir. Zenginler bir yolunu buluyorlar her şeyin. Kavga başka yerde yani; ya da olmalı.